Gün: 18 Nisan 2024

  • Üniversite öğrencilerinden Mudanya’ya tarihi gezi

    BURSA (İGFA) – Frankfurt Goethe Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) işbirliğinde gerçekleştirilen “Bizans ve Osmanlı Dönemi Yapılarının Mimari Karşılaştırmaları” projesi kapsamında mimarlık fakültesi öğrencileri Mudanya, Kumyaka ve Tirilye’yi ziyaret etti. Öğrenciler, projeyi yürüten akademisyenler eşliğinde Kumyaka Baş Melekler Kilisesi, Tirilye Kültür Merkezi, Taş Mektep, Dündar Evi, Kemerli Kilise, Fatih Cami ve Tirilye Hamamı’nda incelemelerde bulundu. Tarihi gezinin ardından öğrenciler tarafından elde edilen sonuçlar, sanal sergi yoluyla duyurulacak.

    Araştırma projesi kapsamında birçok gezi düzenlediklerini ifade eden ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pelin Yoncacı, “Araştırma projesi kapsamında Osmanlı ve Bizans eserlerinin öğrenciler tarafından tartışıldığı, gelişimlerin, devamlılıkların ve kesintilerin konuşulduğu bir araştırma projesi gerçekleştirdik.” dedi.

    İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr.Bilge Ar, projenin lisansüstü öğrencilerin eğitimi ve ağ oluşturmasıyla ilgili olduğunu belirterek, “Gezilerde öğrencilerimiz kendi uzmanlık alanlarına göre aralarında bilgi alışverişi sağlıyorlar” dedi. İki senedir devam eden program kapsamında öğrencilere çeşitli görevler verdiklerinin de altını çizen Ar, “Bu görevler kapsamında öğrencilerimiz hem görsel olarak hem de yapacakları arşiv araştırmalarıyla tamamlayacakları bilgi verici posterleri sanal bir sergi ile tamamlayacaklar” dedi.

    Proje kapsamında İstanbul, Bursa ve Tirilye gezisi gerçekleştirdiklerini ifade eden İTÜ Mimarlık Tarihi öğrencisi Ömer Faruk Ulusoy, Osmanlı ve Bizans miraslarını inceleyerek, proje de yer alan konular kapsamında gerçekleştirecekleri sergiye hazırlandıklarını söyledi. Gerçekleşen geziye Mudanya Belediye Meclis üyeleri Nilgün Arslanoğlu, Jale Büyükurgancı ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü personelleri de eşlik etti.

  • Gözetim Yasa Tasarısı Cuma Günü Sona Ermeden Senato’daki Önemli Engeli Ortadan Kaldırdı

    Perşembe günü Senato, süresi dolan, garantisiz gözetim yasasının iki yıllık yeniden yetkilendirilmesiyle ilerlemeye karar verdi ve yasayı, yasanın geçerliliğinin sona ereceği Cuma gününe kadar geçirmek için acele etti.

    Tasarı, Dış İstihbarat Gözetleme Yasası’nın (FISA) 702. Maddesi olarak bilinen ve istihbarat yetkililerinin teröristleri hedef almak için veri ve iletişim toplama açısından kritik olduğunu söylediği hükmün kapsamını genişletecek. Meclis yasayı geçen hafta kabul etti ancak bazı üyelerin nihai oylamadan önce büyük değişiklikler için baskı yaptığı Senato’daki bazı usul engellerinin aşılması gerekiyor.

    Perşembe günü, Senato’nun onu ileriye taşımak için 67’ye 32 oyla oy vermesiyle ilk önemli engeli ortadan kalktı.

    New York Demokratı ve çoğunluk lideri Senatör Chuck Schumer, Cumhuriyetçilerle, önerilen değişikliklere ilişkin oylamalara ve yasanın Cuma gününe kadar geçirilmesine izin verecek bir anlaşma müzakere etmeye çalıştığını söyledi.

    Bay Schumer Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “FISA’nın yeniden yetkilendirilmesini son tarihten önce gerçekleştirmek istiyorsak Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bir anlaşmaya varmak zorunda kalacaklar” dedi. Aksi takdirde ulusal güvenliğimizi sağlamaya yönelik bu çok önemli araç geçerliliğini yitirecek ve bu kabul edilemez olacaktır.”

    Hedeflenenler Amerikalılarla iletişim kursa bile, hükümetin yurtdışındaki vatandaş olmayanların mesajlarını arama izni olmadan toplamaya devam etmesine olanak tanıyan tedbir, her iki tarafı da böldü. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar tarafından desteklenmekle birlikte, sağdaki özgürlükçüler ve soldaki ilericiler, hükümete sıkı denetim ve sınırlamalar olmaksızın geniş casusluk yetkileri verilmesi konusunda derin şüpheci olan ilericiler tarafından şiddetle karşı çıkıyor.

  • Netflix abone büyümesi, reklam katmanındaki artışla tahminleri aştı

    Netflix, analistlerin beklediğinin neredeyse iki katı olan 9,3 milyon yeni aboneyi çekerek Wall Street’in abone büyüme beklentilerini üst üste ikinci çeyrekte de aştı. Şirketin hisseleri Perşembe günü mesai sonrası işlemlerde yaklaşık %3’lük bir artışla 629,88 $’a yükseldi.

    Yayın devi, geçen yılın aynı döneminde 2,88 dolar olan hisse başına kazancını ilk çeyrek için 5,28 dolar olarak açıkladı. “3 Body Problem” ve “Griselda” gibi popüler yapımların piyasaya sürülmesiyle gelirleri %14,8 artarak yaklaşık 9,4 milyar dolara ulaştı.

    İşletme geliri de bir önceki yıla göre %54 gibi önemli bir artış göstererek 2,6 milyar dolar oldu. LSEG verilerine göre analistler, Netflix’in 2023’ün sonundaki rekor kazanımların ardından çeyrek boyunca dünya çapında yaklaşık 5 milyon abone ekleyeceğini öngörmüştü.

    Son abone kazanımları Netflix’in toplam abone sayısını Mart sonu itibariyle 269,6 milyona çıkardı. Netflix, hissedarlarına gönderdiği bir mektupta başarısını, platformda güçlü bir etkileşime yol açan “güçlü bir liste, üstün öneriler, geniş erişim ve yoğun hayranlık kombinasyonunun kopyalanması zor bir kombinasyonuna” bağladı.

    Walt Disney (NYSE:DIS) gibi rakipleri yayın girişimlerinde zarar ederken, Netflix müşteri tabanını ve karlılığını genişletmeye devam ediyor. Şirket, hissedar mektubunda eğlence tekliflerinin çeşitliliğini ve kalitesini artırma ve daha fazla büyüme için reklamcılık işini ölçeklendirme niyetlerini ifade etti.

    Kasım 2022’de tanıtılan Netflix’in reklamsız seçeneklerin yarısından daha düşük fiyatlı reklam destekli planları, şirketin son dönemdeki büyümesinde önemli bir rol oynadı. Netflix, 2023’ten bu yana şifre paylaşımını da ele alarak ödeme yapmayan kullanıcıları aboneye dönüştürmeyi hedefliyor.

    Reklam katmanlı hizmet şu anda mevcut olduğu pazarlarda tüm yeni kayıtların %40’ını oluşturuyor. Netflix, farklı küresel kitlelere hitap etme stratejisinin bir parçası olarak, içeriğini spor programlarını da kapsayacak şekilde genişletiyor. Buna, Ocak 2025’ten itibaren WWE’nin güreş programı “Raw “ı yayınlamak için yapılan 5 milyar dolarlık, 10 yıllık bir anlaşma da dahil.

    Ayrıca Netflix, Dan Lin’in liderliğinde film bölümünü yeniden düzenleyerek yayın hizmeti için daha az sayıda ama daha kaliteli filmler üretmeye odaklandı.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Kolejler Öğrenci Göstericilerini Uyardı: Yeter

    Michigan Üniversitesi’ndeki 100 yıllık yıllık onur toplantısı, golf alkışlarına eşlik eden borulu bir org ile tipik olarak gösterişli bir olaydır.

    Bu yılki etkinlik bundan başka bir şey değildi. Protestocular koltuklarından kalktı ve kırmızı boyayla “Özgür Filistin” yazılı pankartlar açtı. “Soykırımı finanse ediyorsunuz!” diye bağırdılar.

    Törene devam edilemeyen üniversite yetkilileri, hayal kırıklığına uğramış yüzlerce öğrenci ve ailelerinin ayağa kalkıp salonu terk etmesiyle töreni yarıda kesti.

    Onur toplantısından iki gün sonra, üniversitenin başkanı Santa J. Ono sert bir azarlama yayınladı: Yeter.

    “Birçoğunuz gibi ben de üniversitemizin protesto geçmişinden gurur duyuyorum” dedi. Ancak hiçbirimiz Pazar günü olanlarla gurur duymamalıyız” dedi. Okulun, neyin yıkıcı davranış olarak cezalandırılabileceğini yeniden tanımlamak için yeni bir politika taslağı hazırlayacağını duyurdu.

    Michigan Üniversitesi yalnız değil.

    Yıllardır kendi kurallarını gevşek bir şekilde uyguladıktan sonra, ülkenin en tanınmış akademik kurumlarından bazıları daha da cesurlaşıyor, öğrencileri uzaklaştırıyor ve bazı durumlarda okuldan atıyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, New York Üniversitesi ve Brown Üniversitesi yakın zamanda öğrenci protestoculara karşı tutuklamalar da dahil olmak üzere hızlı ve kararlı eylemlerde bulundu.

  • Başlık: Intuitive Surgical’ın Finansal Performansı

    Robotik cerrahi sistemlerinde uzmanlaşmış bir şirket olan Intuitive Surgical, sürekli olarak güçlü finansal sonuçlar ortaya koymuştur. Yenilikçi teknolojileri, dünya çapında hastanelerde yaygın olarak benimsenmesine yol açarak güçlü gelir artışına katkıda bulunmuştur. Firmanın araştırma ve geliştirmeye odaklanması, ürünlerinde sürekli iyileştirmeler yapılmasını sağlamış ve bu da önemli yatırımlar çekmiştir. Sonuç olarak, Intuitive Surgical’ın hisseleri kayda değer bir esneklik ve büyüme göstererek onu sağlık teknolojisi pazarında dikkate değer bir rakip haline getirmiştir

    Intuitive Surgical (ISRG), Perşembe günü finansal analistlerin tahminlerini aşan ilk çeyrek kazanç ve gelirlerini açıkladı.

    Şirketin hisseleri piyasa kapandıktan sonraki işlemlerde %0,3’lük küçük bir düşüş yaşadı.

    Tıbbi cihaz üreticisi, ortalama analist tahmini olan 1,42 doların üzerinde 1,50 dolar hisse başına kazanç (EPS) bildirdi.

    Gelir 1,89 milyar dolara ulaşarak ortalama analist tahmini olan 1,87 milyar doları aştı.

    Dünya çapında gerçekleştirilen prosedür sayısı, geçen yılın aynı döneminde görülen %26’lık büyümeye kıyasla %16 oranında arttı ve %14,2’lik beklenen büyüme oranının üzerinde gerçekleşti.

    Intuitive İcra Kurulu Başkanı Gary Guthart, “Faaliyetlerimizin çeşitli alanlarında önemli başarılar elde ettiğimiz bu çeyrekte şirketimizin performansının temel göstergeleri güçlüydü” dedi.

    “Da Vinci 5 sisteminin dikkatle yürüttüğümüz lansmanına gelen olumlu tepkilerin yanı sıra SP ve Ion sistemlerimizin benimsenmeye devam etmesi bizi cesaretlendiriyor. Müşterilerimizle birlikte belirlediğimiz ve hastalar için sonuçları iyileştirmeyi de içeren hedeflere ulaşmaya kararlı olmaya devam ediyoruz.”

    Bu makale yapay zeka teknolojisi yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiştir ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Daha fazla ayrıntı için lütfen Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • Intuitive Surgical kazancı $0,08 ile beklentilere göre daha iyi, kâr ise beklentilere göre yüksek

    Investing.com – Intuitive Surgical (NASDAQ: ISRG) raporuna göre ilk çeyrek hisse başına kârı 1,50$ ile analistlerin 1,42$ olan beklentilerine göre $0,08 daha iyi.

    Bu çeyrek için yayımlanan kâr 1,89B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 1,87B$ şeklindeydi.

    Intuitive Surgical hissesi, günü 372.85$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda -0,53% değer kaybettiğini gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise %24,88 değer kazandığını gösteriyor.

    Intuitive Surgical son 90 gün içinde 2 pozitif hisse başına kâr görürken 16 negatif hisse başına kâr gördü.

    Intuitive Surgical hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

    InvestingPro’ya göre Intuitive Surgical şirketinin finansal sağlık puanı “İyi performans”.

    Intuitive Surgical şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

    Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

  • Yeşil Dönüşüm toplantısına sanayicilerden yoğun ilgi

    Mehmet UZEL /KAYSERİ (İGFA) – Toplantının açılış konuşmasını yapan KAYSO Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Baloğlu, Yeşil Dönüşüm sürecinin 01 Ocak 2026 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayacağını hatırlatarak, sanayicilerin bu süreci iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi.

    Avrupa’daki bazı firmalar üçer aylık dönemler halinde karbon salınımı ile alakalı bazı belgeleri talep etmeye başladıklarını ifade eden Baloğlu, “Aslında önümüzdeki iki yıllık süre bu sürece alışma dönemi olacak. İhracatın yolu yeşil dönüşümden geçiyor. Sanayi devrimini kaçırmış bir ülke olarak hem ülkemiz hem de işletmelerimiz açısından bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben bu potansiyelin sanayicilerimizde olduğuna inanıyorum. Önümüzde çok fazla süre kalmadı. Sanayi Odası olarak bu süreçte tüm üyelerimizin yanında olmaya ve elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.

    Daha sonra kürsüye gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak, iklim değişikliğinin küresel bir sorun haline geldiğini belirterek, “Ülke olarak iklim değişikliğinin en fazla hissedildiği Akdeniz kuşağında yer alıyoruz. Buna bağlı olarak yaşanan afetlerde çevresel, ekonomik ve sosyal kayıplarla karşı karşıya kalıyoruz. Yeşil dönüşüm iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi adına tüm sektörlerde kapsamlı bir değişim ve dönüşümü beraberinde getiriyor. Sanayi sektörü bu süreçte kritik bir role sahip. Bu sürecin bilincinde olarak ülke olarak önemli politik adımlar atarak yeşil sönüşüm sürecini başlattık” dedi.

    Solak, daha sonra İklim Değişikliği Başkanlığı olarak yürüttükleri çalışmalar hakkında katılımcılara bilgiler verdi.

    Toplantının ilerleyen bölümlerinde, İklim Değişikliği Başkanlığı Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Dairesi Başkanı Volkan Polat tarafından “Ülkemiz Sera Gazı Emisyonları İzleme, Raporlama ve Doğrulama Sistemi”, Ticaret Bakanlığı çalışanı Ticaret Uzmanı Özge Öktem tarafından “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Genel Bilgilendirme”, İklim Değişikliği Başkanlığı Karbon Fiyatlandırma Dairesi Başkanlığı çalışanı İklim Değişikliği Uzmanı Mustafa Kemal Arsunar tarafından “ETS ve SKDM İlişkisi” Türk Standartları Enstitüsü Çevresel Gözetim ve Doğrulama Müdürü Mehmet Ergün tarafından “Karbon Ayak İzi Hesaplama Standartları” konularında bilgilendirme sunumları yaptı.

    Toplantının ikinci bölümünde ise İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak moderatörlüğünde Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A. Ş. Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, ÇŞİDB Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü çalışanı Kimya Mühendisi Meryem Arslan, İklim Değişikliği Başkanlığı İklim Finansmanı ve Teşvikler Dairesi Başkanlığı çalışanı Uzman Hakan Acar’ın panelist olarak katılım yaptığı “Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Paneli” gerçekleştirildi.

    Panel esnasında ve sonrasında ise katılımcılardan gelen sorular uzmanlar ve panelistler tarafından cevaplandırılarak bilgilendirme ve istişare toplantısı sona erdi.

  • Holtec nükleer santral kuralları konusunda New York’a meydan okuyor

    Indian Point nükleer enerji santralinin devreden çıkarılmasından sorumlu Holtec International şirketi New York eyaletine karşı yasal işlem başlattı. Bugün New York Güney Bölge Mahkemesi’nde açılan dava, santralin devreden çıkarılması sürecinde radyoaktif maddelerin Hudson Nehri’ne boşaltılmasını yasaklayan eyalet düzenlemelerine itiraz ediyor.

    Holtec’in iddiasının özü, radyoaktif deşarjın düzenleyici gözetiminin eyaletin değil ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu’nun (NRC) yetki alanına girdiğidir. New York’un 2023 yılında yürürlüğe giren mevzuatı, bir nükleer enerji santralinin kapatılmasıyla bağlantılı olarak Hudson Nehri’ne herhangi bir radyolojik maddenin aktarılmasını özellikle yasaklamaktadır.

    Şirket, eyalet yasasının Indian Point’in işletmeden çıkarılma zaman çizelgesini şimdiden sekiz yıl geriye ittiğini ifade etti. Holtec, bu kritik kararın ele alınması için yasal işlemlerin başlatılmasını bekliyor. Holtec sözcüsü, New York Eyaleti’nin federal yasaları ve konunun bilimsel gerçeklerini göz ardı etmesi nedeniyle şirketin yasal yollara başvurmaktan başka bir alternatifi olmadığını belirtti.

    Yasal başvuruya göre, eyalet yasası Holtec’i tritlenmiş su için başka bir bertaraf yöntemi bulmaya zorlayacak ve bu da işletmeden çıkarma maliyetlerini artırabilecektir. Bu durum, trityatlı suyun Hudson Nehri’ne boşaltılmasının NRC düzenlemelerine uygun olmasına rağmen geçerlidir.

    Hudson Nehri’nin doğu kıyısında bulunan Indian Point Enerji Merkezi 2021 yılında faaliyetlerini durdurmuştur. Kullanılmış nükleer yakıtın yoğun soğutma havuzlarında depolanmasına ilişkin endişeler tesisin kapatılması kararında önemli bir faktör olmuştur.

    Konuyla ilgili bir gelişme olarak, New York Kamu Hizmetleri Departmanı tarafından yönetilen Indian Point İşletmeden Çıkarma Gözetim Kurulu şimdilik bu konuyu tartışmaktan vazgeçti. Yine de önümüzdeki hafta içinde atık suyun uzaklaştırılması için alternatif yöntemler sunmayı planlıyorlar.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Netflix kazancı $0,77 ile beklentilere göre daha iyi, kâr ise beklentilere göre yüksek

    Investing.com – Netflix (NASDAQ: NFLX) raporuna göre ilk çeyrek hisse başına kârı 5,28$ ile analistlerin 4,51$ olan beklentilerine göre $0,77 daha iyi.

    Bu çeyrek için yayımlanan kâr 9,37B$ olarak belirlendi. Analist beklentileri ise 9,27B$ şeklindeydi.

    Rehber

    Netflix 2. çeyrek 2024 hisse başına kârı $4,68 olarak belirlendi. Analist tahminleri ise $4,53 şeklinde açıklanmıştı.

    Netflix 2. çeyrek 2024 kârı $9,49B olarak belirlendi. Analist tahminleri ise $9,54B şeklinde açıklanmıştı.

    Netflix hissesi, günü 611.15$ seviyesinden kapattı. Bu seviye, şirketin üç ayda 26,55% değer kazandığını gösteriyor. Hissenin son 12 ayda ise %89,14 değer kazandığını gösteriyor.

    Netflix son 90 gün içinde 18 pozitif hisse başına kâr görürken 1 negatif hisse başına kâr gördü.

    Netflix hisse fiyatının geçmiş kazanç raporlarına ne tepki verdiğini buradan inceleyin.

    InvestingPro’ya göre Netflix şirketinin finansal sağlık puanı “İyi performans”.

    Netflix şirketine ait son kazanç raporlarını ve şirketin tüm finansal bilgilerini buradan inceleyin.

    Investing.com Kazanç Takvimini ziyaret ederek bilançolar ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar olun.

  • Johnson & Johnson’ın notu HSBC tarafından olumlu risk-ödül dengesi ve önemli büyüme potansiyeli nedeniyle ‘Al’a yükseltildi

    HSBC Global Research analistleri Perşembe günü Johnson & Johnson (JNJ) hisse senedi için notlarını “tek taraflı risk ve temkinli tahminlerimiz dikkate alındığında bile önemli kazanç potansiyeli” gerekçesiyle “Tut “tan “Al “a yükseltti.

    Analistler, şirketin temel mali sağlığının sağlam kalmasına rağmen, şirketin iyi bilinen zorluklarla uğraşmaya devam etmesi nedeniyle hisse senedi fiyatlarının son üç yılın en düşük noktasına gerilediğine dikkat çekiyor. Bunlar arasında patentlerin süresinin dolması nedeniyle büyüme sınırlamaları ve talk pudrası ürünleriyle ilgili devam eden yasal anlaşmazlıklar yer alıyor.

    Bununla birlikte, şirketin önemli büyüklüğü ve yüksek kaliteli tekliflerinin güçlü bir temel sağladığı görüşündeler ve herhangi bir yılda büyümede bir düşüş yaşamadan patent sürelerinin sona ermesiyle ilgili zorlukların üstesinden başarıyla geleceğini tahmin ediyorlar.

    HSBC’ye göre, hisse senedi fiyatındaki son düşüş, hisse satın almak için bir fırsat sunuyor. “Ürün çeşitliliği, büyüme için net beklentiler sağlıyor ve mevcut düşük beklentileri aşan performans için birden fazla potansiyel faktör belirliyoruz” diye devam ettiler.

    Firmanın görünümüne ilişkin bazı olası endişeler arasında, “beklenenden daha yüksek maliyetlerle sonuçlanabilecek talk pudrası ile ilgili devam eden yasal anlaşmazlıklar ve kanser tedavilerinde beklenen önemli büyümenin, kendi risklerini ortaya koyan yeni bir tedavi yaklaşımı olan Carvykti’ye bağlı olması” yer alıyor.

    HSBC, not artışıyla birlikte JNJ için fiyat hedefini 169 dolardan 170 dolara yükseltti.

    Bu makale yapay zeka yardımıyla üretilmiş ve çevrilmiştir ve bir editör tarafından gözden geçirilmiştir. Ek ayrıntılar için Hüküm ve Koşullarımıza bakın.

  • BOJ Başkanı, yendeki düşüşün ortasında olası faiz artışını ima etti

    Japonya Merkez Bankası (BOJ) Başkanı Kazuo Ueda Perşembe günü yaptığı açıklamada, yende devam eden değer kaybının yurt içi enflasyonda önemli bir artışa yol açması halinde merkez bankasının faiz oranlarını artırmayı değerlendirebileceğini belirtti.

    Washington’da düzenlenen 20’ler Grubu (G20) finans liderleri toplantısının ardından konuşan Ueda, zayıflayan yen nedeniyle ithal malların fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan potansiyel enflasyonist baskılara dikkat çekti.

    Ueda, merkez bankasının yendeki değer kaybının Japonya ekonomisi ve fiyatları üzerindeki etkilerini yakından izlediğini belirtti. BOJ gözlemlerini önümüzdeki hafta yapılacak politika toplantısında açıklanacak olan üç aylık büyüme ve enflasyon tahminlerine dahil etmeyi planlıyor.

    Yen, ABD’nin yakın vadede faiz oranlarını düşürmeyeceğine dair piyasa beklentileriyle güçlenen dolar karşısında son dönemde 34 yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu durum, Japon yetkililerin yene istikrar kazandırmak için olası döviz müdahalesine ilişkin spekülasyonları arttırdı.

    Basın toplantısında konuşan Japonya Maliye Bakanı Shunichi Suzuki de yendeki zayıflığı yorumlayarak faiz farkları dışındaki faktörlerin döviz kurlarını etkilediğini öne sürdü. Suzuki, ülkelerin cari hesap dengeleri, piyasa duyarlılığı ve spekülatif ticareti döviz hareketlerinin diğer etkenleri olarak sıraladı.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Redmi tablet pazarını kötü salladı, oysaki öbürleri çok değerliymiş

    Xiaomi, Çin’deki bir lansman etkinliğinde Redmi Turbo 3 akıllı telefonun yanı sıra Redmi Pad Pro tabletini de tanıttı. Bu yeni tablet, büyük ekranı, geniş bataryası ve Snapdragon 7s Gen 2 yonga seti üzere dikkat cazibeli özellikleri ile ön plana çıkıyor. Redmi Pad Pro’nun 5G temas özelliği olmamasına karşın, şirketin yakında 5G takviyeli modelleri piyasaya süreceği bilgisi geldi. “ruan” kod ismine sahip olan Redmi Pad Pro 5G, temelinde standart modelle birebir özelliklere sahip olacak halde tasarlanmış. Aygıtın, Xiaomi MIX FOLD 4 ve Redmi K70 Ultra üzere öteki aygıtlarla birlikte evvel Çin pazarına sunulması bekleniyor. Ayrıyeten, bu tabletin küresel pazarda, bilhassa Hindistan’da POCO markası altında satılacağı belirtiliyor.

    Redmi Pad Pro’nun teknik özelliklerine bakacak olursak, 12.1 inç boyutunda 2.5K çözünürlüğünde LCD ekran sunuyor. Bu ekran, 120Hz değişken tazeleme suratı, 600 nit tepe parlaklık ve TUV Rheinland sertifikası ile geliyor.

    Redmi tablet pazarını kötü salladı, halbuki öbürleri çok pahalıymış

    Dolby Vision içeriğini destekleyen tablet, manyetik halde bağlanan bir stilus kalemle de uyumlu. Aygıtın art tarafında 8MP çözünürlüğünde LED flaşlı bir kamera bulunurken, ön tarafta da 8MP’lik bir kamera mevcut.

    Tablet, Dolby Atmos takviyeli dört hoparlör ve çift mikrofon ile donatılmış. 8GB RAM ve 256GB depolama kapasitesine kadar seçenekler sunan tablet, 10,000mAh kapasiteli bir batarya ile geliyor ve 33W süratli şarj takviyesi sunuyor. HyperOS tabanlı Android 14 işletim sistemiyle çalışan aygıt, WiFi-6 ve Bluetooth 5.2 temas seçeneklerine sahip. Ayrıyeten, 3.5mm kulaklık jakı da unutulmamış. Redmi Pad Pro 5G modeli ise fizikî bir SIM kart girişi olmadan, e-SIM takviyesi ile kullanıcıların bilgi kullanımı ve arama yapabilmesine imkan tanıyacak biçimde planlanıyor.

  • Fed yetkilisi faiz indiriminde telâşlı değil

    Bu yıl FOMC’de oy hakkı bulunan Bostic, yıl sonuna dek faiz indiriminin uygun olmayacağı görüşünü yineledi.

    Florida’da konuşan Bostic enflasyonun yüzde 2’lik maksada yanlışsız ilerlediğini lakin düşüş sürecinin beklenenden yavaş olabileceğini lisana getirdi. Bostic daha evvelki söylemlerinde de bu sene sırf 1 faiz indirimi beklediğini belirtmişti.

    Bostic enflasyonun çok yüksek olduğunu söyleyerek “Ben sabırlı yaklaşım konusunda rahatım. İşlerin yavaş ilerlemesi nedeniyle yıl sonuna dek faiz indirecek pozisyonda olmayacağımızı düşünüyorum.” dedi.

    Bostic “Şu anki kısıtlayıcı duruşumuz ekonomiyi yavaşlatacak ve bizi sonunda enflasyon amacımıza ulaştıracak. Lakin başka göstergeler âlâ seyrederken buraya ulaşmak konusunda telaşlı değilim” değerlendirmesini yaptı.

    Para piyasalarında bu yıl için 1 yahut 2 faiz indirimi fiyatlanıyor. Fed yetkilileri geçen ayki projeksiyonlarında bu yıl için 3 faiz indirimi beklediklerini açıklamıştı.

  • Fenerbahçe penaltı bekledi, hakem devam dedi!

    Fenerbahçe, Konferans Ligi’nde Olympiakos ile karşı karşıya geldi.

    Sarı lacivertli kadro, maçın 45+2. dakikasında penaltı bekledi.

    Szymanski’nin ceza alanı içinde rakibinin müdahalesiyle yerde kaldı. Fenerbahçeli futbolcular penaltı itirazında bulundu.

    Hakem Tobias Stieler bir süre VAR hakemi Christian Dingert’a konuştu ve oyunu devam ettirdi.

  • Biden, Hedefli Politikalarla Kilit Seçmenlere Hitap Etmek İstiyor

    Geçen Pazartesi öğrenci kredilerini affediyordu. Bu hafta Çin çeliğine vergi getirilmesi çağrısında bulunuldu. Yakında Başkan Biden’ın Alaska’nın vahşi doğasındaki federal toprakları koruması bekleniyor.

    Yeniden seçim kampanyası kızışırken, Bay Biden, çoğu seçim sürecinde hayal kırıklığını dile getiren gençler, sendika çalışanları ve çevreciler gibi kilit seçmen kitleleri arasında desteğini artırmak için büyük ölçüde başkanlığın yetkilerine güveniyor. önemsedikleri konular.

    Bu, daha önceki başkanlar tarafından sıklıkla kullanılan bir taktik, ancak dört yıl önce Beyaz Saray’ı kazanmasına yardımcı olan birçok grup arasında desteğin geciktiğini gösteren anketler, Bay Biden için daha acil hale gelen bir taktik. Kampanya yardımcıları, devam edecek olan hızlı duyuru dizisinin başkanın endişelerini duyduğunu gösterdiğini söylüyor.

    Bu aynı zamanda kampanyanın seçmenlerin seçimini basit bir yönetime karşı kaosa indirgemeye yönelik daha geniş stratejisinin bir parçası. Bay Biden’ın açıklamaları, bu haftanın çoğunu, dört ceza davasının ilkinde sanığın masasında oturarak geçiren eski Başkan Donald J. Trump ile bir tezat oluşturmayı amaçlıyor.

    Michael, “Öğrenim kredisi borcunu hafifletmek, Amerikan üretimini korumak, dünya sahnesine liderlik etmek gibi işleri halletmek için insanları bir araya getiren bir başkanınız var; bu arada Donald Trump, Truth Social’da MAGA aşırıcılığının yankı odasına bağırıyor” dedi. Bay Biden’ın yeniden seçim kampanyasının iletişim direktörü Tyler.

    Sayın Biden ve yardımcıları, yönetiminin başarılarını vurgulamak için seyahat ediyorlar. Kredi… New York Times için Al Drago
  • Aston Villa, penaltılarla Lille’i eledi

    UEFA Konferans Ligi çeyrek final rövanş müsabakasında Lille ile Aston Villa karşı karşıya geldi. Olağan müddeti 2-1 Lille üstünlüğüyle biten ve penaltı atışlarına taşınan uğraşta kazanan Aston Villa oldu.

    Lille’e tipi getiren golleri 15. dakikada Yusuf Yazıcı ve 67. dakikada  Benjamin Andre kaydetti. Aston Villa, 87’de Jhon Duran’ın attığı golle maçı uzatmalara taşıdı.

    30 dakikalık uzatma kısmı golsüz geçildi. 

    Penaltı atışlarında 2 kurtarış yapan Arjantinli kaleci Emiliano Martinez, Aston Villa’yı yarı finale taşıdı.

    Fenerbahçe’nin Olympiakos’u elemesi durumunda yarı finaldeki rakibi Aston Villa olacak.

    YUSUF YAZICI, LILLE TARİHİNE GEÇTİ

    Yusuf Yazıcı, 12 golle Lille tarihinin Avrupa kupalarındaki en golcü futbolcusu oldu. 

    Milli oyuncu Yusuf Yazıcı, Lille’de 86 dakika müddet aldı.


  • Vali Gökmen Çiçek Turizm Haftasını öğrencilerle kutladı

    Mehmet Uzel / KAYSERİ (İGFA) – Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’in katılımıyla gerçekleşen panele; ERÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Oktay Özkan, Prof. Dr. M. Hakan Poyrazoğlu, Özvatan Kaymakamı Mine Kurt, Kayseri İl Kültür ve Turizm Müdürü Doç. Dr. Şükrü Dursun ve Genel Sekreter Prof. Dr. İbrahim Narin de katıldı.

    Etkinlik, “Fotoğraf ve Ebrunun Buluşması: Özbekistan” temalı sanat sergisinin açılışı ile başladı.

    Serginin gezilmesinin ardından katılımcılara Özbek pilavı ikram edildi.

    Daha sonra “Kayseri’nin Turizm Değerleri” adlı panele geçildi.

    Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan panelde; Kayseri Valisi Gökmen Çiçek; turizm fakültelerinin, rehberlik, gastronomi ve mutfak sanatlarının önemine değinerek, “Bugün turizm fakültelerinde okuyan öğrenciler bu memleket için milli görev yapıyor. Bu memleket dışarıdan para getirmek için nasıl mühendislik çalışmaları yaparak dışarıya ürün satanları istihdama katkılarından dolayı alkışlıyorsak turizmde faaliyet gösterenlere de ekonomiye katkılarından dolayı sonsuz teşekkür etmemiz lazım. Çünkü istihdama bu kadar çabuk katkısı olan, bir ülkeye bir vilayete bu kadar katkı sağlayan başka bir sektör ben bilmiyorum. Mühendislik fakülteleri neyse belki de daha önemlisi turizm fakülteleri” şeklinde konuştu.

    Günümüzde dünyanın global bütçesinin yüzde 3.85’inin turizm olduğuna işaret eden Vali Çiçek, dünyada 11 çalışandan 1’inin turizm sektöründe çalıştığını ve bu sene bu sayının her 9 kişiden 1 kişiye yükseltilmeye çalışıldığını söyledi.

    Turizm fakültelerinde okuyan öğrencilerin birçoğunun kafasında başka sektörler olmasının kendisini üzdüğüne dikkati çeken Vali Çiçek, “Ben turizm fakültesinin üniversite okumak için okunacak bir fakülte olduğuna inanıyorum. Bu fakültenin öğrencilerinin bu memleket için çok kıymetli olduğunu ve geleceğimizde çok önemli yer kavrayacağını görüyorum. Bu yüzden de üniversitede birçok fakülteye daha hiç gitmemişken hatta yalnızca bir fakülteye gitmişken bugün sizlerle beraberim” açıklamasında bulundu.

    Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kenan Güllü ise panel kapsamında Vali Çiçek’i fakültelerinde ağırlamaktan onur duyduğunu belirterek, etkinliğe katılan herkesin turizm haftasını kutladı.

    Kayseri’nin altın çağını yaşadığını ifade eden Prof. Dr. Güllü, “Sebebi ise insan kaynağı ile ilgili. Turizme odaklanmış bir Valimiz, bir Belediye Başkanımız, İl Kültür ve Turizm Müdürümüz, sektör temsilciliklerimiz ve Üniversitemiz bulunmakta. Bu şanstan dolayı bu nitelemenin abartılı olmayacağı görüşündeyim” dedi.

    Panelin sonunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Özkan ve Prof. Dr. Kenan Güllü, Vali Gökmen Çiçek’e teşekkür plaketi takdim etti.

  • L’Oreal ilk çeyrekte satışlarını %9,4 artırarak tahminleri geride bıraktı

    Dünyanın en büyük güzellik şirketi L’Oreal, ilk çeyrekte bire bir benzer bazda satışlarında %9,4’lük kayda değer bir artış bildirerek analist beklentilerini aştı ve Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’in büyük güzellik pazarlarındaki potansiyel yavaşlamaya ilişkin endişeleri giderdi.

    Maybelline ve Lancome gibi markalarıyla tanınan Fransız kozmetik devi, Mart ayında sona eren çeyrekte toplam 11,24 milyar € (11,98 milyar $) satış yaptığını açıkladı.

    Satışlardaki büyüme, Jefferies analistleri tarafından öngörülen %6,1’lik artış konsensüsünü geride bıraktı ve raporlanan bazda %8,3’lük bir artışı temsil ediyor. L’Oreal’in Kuzey Amerika ve Avrupa’daki performansı özellikle güçlü oldu ve bu bölgelerde satışlar %12’nin üzerinde arttı.

    Bu artış, lüks segmentteki zayıf sonuçları dengeleyen şirketin kitle pazarı ve dermatolojik ürünlerine atfedildi.

    ABD’li perakendeci Ulta Beauty tarafından tetiklenen ve ABD pazarında beklenenden daha hızlı bir yavaşlamaya işaret eden son piyasa endişelerine rağmen, L’Oreal’in sonuçları daha dirençli bir tablo çizdi. Mali sonuçların açıklanmasının ardından L’Oreal’in Amerikan depo sertifikaları (ADR) New York işlemlerinde %6,5’e varan bir artış yaşadı. Rakipleri Estee Lauder (NYSE:EL) ve Coty (NYSE:COTY) hisselerinde de artış görüldü.

    L’Oreal’in L’Oreal Paris serisini içeren ve gelirlerinin üçte birinden fazlasını oluşturan tüketici ürünleri bölümü, bire bir benzer bazda %11,1 büyüdü. Şirket, Avrupa ve gelişmekte olan pazarlardaki güçlü talebin tadını çıkararak, birimdeki daha yüksek hacim ve değerden yararlandı.

    La Roche-Posay ve CeraVe gibi markaların yer aldığı dermatolojik güzellik birimi ise %21,9 oranında büyümüştür. Bu büyüme, devam eden tıbbi onaylar sayesinde sürdürülmüştür. Lüks bölümü Kuzey Asya’da zorluklarla karşılaşmasına rağmen, düşüş beklentilerine meydan okuyarak satışlarda %1,8’lik bir artış kaydetmeyi başardı.

    Avrupa ve Kuzey Amerika’daki güçlü performans, anakara Çin’deki yavaş büyümeyi ve Çin hükümetinin “daigou” satıcılarına yönelik baskısının etkisini telafi etti.

    L’Oreal’in CEO’su Nicolas Hieronimus Çin pazarındaki yavaş toparlanmadan duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi ancak şirketin Çin’de %6,2’lik bir büyüme ile genel pazardan daha iyi performans göstermeye devam ettiğini vurguladı.

    L’Oreal’in hisseleri yılbaşından bu yana %6 oranında gerilerken, bu oran ABD’li akranı Estee Lauder için %5’lik bir düşüşle kıyaslanıyor. Şirketin piyasa değeri yaklaşık 220 milyar € (234,26 milyar $) olup, Avrupa’nın en değerli altıncı şirketi konumundadır. Belirtilen döviz kuru 1 $ – 0,9383 € idi.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • A Milli Kadın Hentbol Takım’ın EURO 24’teki rakipleri belli oldu

    ANKARA (İGFA) – Viyana’daki EHF merkezinde yapılan kura çekimi sonucu Türkiye, A Grubu’nda İsveç, Macaristan ve Kuzey Makedonya ile eşleşti.

    Kura çekim törenine katılan Türkiye Hentbol Federasyonu Başkanı Uğur Kılıç, kura sonrası yaptığı değerlendirmede, “Kura çekildi, top artık kızlarda. Son topa kadar mücadele edeceğiz ve tarihimizde ilk defa katıldığımız Avrupa Şampiyonası finallerinde iz bırakmak için maçlarımıza çıkacağız. Takımımıza güveniyorum.” dedi.

    EHF 2024 Kadınlar Avrupa Şampiyonası, üç ülkedeki dört şehirde (Avusturya, Macaristan ve İsviçre), 28 Kasım-15 Aralık 2024 tarihleri arasında oynanacak.

    En büyük katılımlı Avrupa Şampiyonası olacak turnuvada 24 takım kupayı kaldırmak için mücadele edecek. Ön tur, Basel (İsviçre), Innsbruck (Avusturya) ve Debrecen’de (Macaristan) gerçekleştirileceği EURO 24’te, ana tur Viyana (Avusturya) ve Debrecen’de oynanacak. Final maçı ise 10.000 seyirci kapasiteli Viyana’nın Wiener Stadthalle’de oynanacak. EHF EURO 2024 logosu ise turnuvaya ev sahipliği yapan üç ülke bayrağının (kırmızı, yeşil ve beyaz) renklerini hentbolun dinamik hareketiyle birleştirerek yansıtıyor.

    EURO 2024 grupları şöyle oluştu:

    A GRUBU: İsveç, Macaristan, Kuzey Makedonya, Türkiye

    B GRUBU: Karadağ, Romanya, Sırbistan, Çekya

    C GRUBU: Fransa, İspanya, Polonya ,Portekiz

    D GRUBU: Danimarka, İsviçre, Hırvatistan, Faroe Adaları

    E GRUBU: Norveç, Avusturya, Slovenya, Slovakya

    F GRUBU: Hollanda, Almanya, İzlanda, Ukrayna

  • PLASFED/Karadeniz: 4.0 dönüşümde nicelik değil, nitelikli işgücüne gereksinim artıyor

    HANDE BERKTAN

    Türkiye’nin endüstride 4.0 dönüşüm konusunda nitelikli işgücü gereksinimi artıyor.

    Sanayiciler, işgücü sayısındaki artışın üretimde katma bedel oluşturmadığı, yeni dijitalleşen sistemde nitelikli işgücünün kritik ehemmiyete sahip olduğu görüşünde birleşiyor.

    Gündem Teknoloji programına katılan, Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED)Yönetim Kurulu Lideri Ömer Karadeniz, sanayi 4.0 dönüşüm için nicelik değil nitelikli işgücüne muhtaçlık olduğunu vurguladı.

    “4.0 dönüşümde nicelik değil, nitelikli işgücüne gereksinimimiz var”

    PLASFED Başkanı Karadeniz “Sanayi 4.0 dönüşüm bizim üzere ülkelere için çok değerli. Nitelik ve nicelik konusuna çok dikkat edeceğiz. 4.0 dönüşümde işgücünde nicelik değil nitelikli işgücüne gereksinimimiz var. Kendi yerli, nitelikli işgücümüzle 4.0 dönüşümü sağlayabiliriz. Bu kadar eleman geldi değil bizim işgücünde niteliğe odaklanmamız gerek.” ihtarında bulundu.

    “Sanayicinin finansman açısından elinin sıkıştığı bir dönemdeyiz”

    Sanayide makine parkurlarının yenilenmesi, teknolojiye yatırımın fakat finansmana kolay erişimle sağlanabileceğini belirten PLASFED Başkanı Karadeniz “Finansmana erişim endüstricinin en büyük meşakkati. Mevcut ekonomik tabloda, elinde sermayesi olan ve yatırım yapmak isteyen endüstricinin elinin sıkıştığı bir devirdeyiz.” dedi.

    “Geri dönüşüm için Kaynağında Ayrıştırma Sistemi’ni uygulamalıyız”

    Plastik sanayisinde, geri dönüşüm teknolojileriyle karbon ayak izini azaltabiliriz diyen Ömer Karadeniz kelamlarına “Kaynağında Ayrıştırma Sistemi’ni (KAS) tüm gelişmiş ülkeler kullanıyor. Ülkemizde Depozite İade Sistemi (DİS)başlatılacaktı lakin hala uygulanmaya başlanmadı, müddet uzatıldı. Bir an evvel başlatılması gerek lakin öncesinde bu işin olmazsa olmazı Kaynağında Ayrıştırma Sistemi’dir. Batı dünyası, buna 40 yıl evvel bahçe ve sokaklardan başladı. Şayet hane halkı yahut işletmeler kaynağında ayrıştırma yapmıyorsa bunun cezası var. Plastiklerin yalnızca ambalajdan ibaret olmadığı gözlerdeki lensten, uçakların üretim basamağında yer alan bir materyale kadar bir çok alanda kullanıldığını biliyoruz. Uzun uçuşlar artık daha hafif kompozit materyalin kullanıldığı uçaklarla sağlanabiliyor. Karbon ayak izini azaltıyor ve uçuş mühletini kısaltıyor. Geri dönüştürülebilir plastik gereçlerden artık hayatımızın her alanında yararlanıyoruz.” biçiminde tamamladı.

  • Fiorentina, yarı finale uzatmalarda uçtu!

    Fiorentina, Konferans Ligi 0-0’ın rövanşında Viktoria Plzen ile karşılaştı.

    Artemio Franchi’de oynanan ve uzatmalara giden maçı Fiorentina 2-0 kazandı. Konut sahibi takımın gollerini 92. dakikada Nicolas Gonzalez, 108. dakikada ise Cristiano Biraghi kaydetti.

    Viktoria Plzen’de Cadu, 67. dakikada kırmızı kart görerek grubunu 10 kişi bıraktı.

    Bu sonucun akabinde Fiorentina Konferans Ligi’nde ismini yarı fianle yazdıran taraf oldu.

    Fiorentina, yarı finalde Club Brugge – PAOK eşleşmesinin galibiyle oynayacak.

  • Bu DeFi Altcoin Hacker’ı Mahkum Oldu: Artık Ne Olacak?

    DeFi altcoin projesi Mango Markets istismarında hacker MANGO token fiyatını süreksiz olarak 10X yaptırdı. Bu süreçte paralarını kaybeden mağdurlar oldu. Protokol, 110 milyon dolar kıymetinde ziyana uğradı. Heyet Avraham Eisenberg’i Mango Markets’in 110 milyon dolarlık suistimalden hatalı buldu. Artık Eisenberg 20 yıl mahpus cezasıyla karşı karşıya.

    Jüri DeFi altcoin hacker’ını hatalı buldu!

    Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere, Mango Markets isimli DeFi altcoin projesi önemli bir akına maruz kaldı. Bu hücumun faili Avi Eisenberg’u Manhattan’da bir heyet, 110 milyon dolar bedelinde soygun yapması nedeniyle dolandırıcılık ve piyasa manipülasyonundan hatalı olduğuna hükmetti. Avi Eisenberg, hack olayının akabinde Porto Riko’da tutuklandı. Savcılık, Eisenberg’ü emtia dolandırıcılığı, emtia manipülasyonu ve telefon dolandırıcılığıyla suçladı. Eisenberg hakkında son kararı 29 Temmuz’da New York Bölge Mahkemesi Yargıcı verecek. Buna nazaran, 20 yıla kadar federal mahpus cezasıyla karşı karşıya.

    Savunması sırasında Eisenberg, Mango Markets’in kurallarına uyduklarını argüman etti. Ayrıyeten, süreçlerinin başarılı ve yasal olduğunu savundu. Lakin heyet bunu kabul etmedi. Eisenberg, evvel FTX’in kurucusu Sam Bankman-Fried’in mahkum edilmesi ve akabinde Terraform Labs kurucu ortağı Do Kwon’un sivil dolandırıcılık davasında dolandırıcılıktan hatalı bulunmasının akabinde dolandırıcılıktan mahkum edilen son kripto figürü oldu.

    Hack olayının ayrıntıları

    Savcılık, Eisenberg’in Mango Markets’a nasıl düzgün planlı bir taarruz gerçekleştirdiğini anlattı. Bu hücumdan evvel platforma büyük ölçülerde USDC stablecoin yatırmasına dikkat çekti. Eisenberg, bu sermayeyi daha sonra MANGO’da çok şişkin bir durum oluşturmak için kullandı. Bu da DeFi altcoin fiyatının bir saat içinde yapay olarak %1000’in üzerinde pompalanmasıyla sonuçlandı. Değerlemedeki bir gecelik artış, Eisenberg’in şişirilmiş varlıklara karşı yüklü ölçüde kredi almasını sağladı. Ayrıyeten, platformdan büyük ölçülerde öteki dijital tokenleri çekmesini kapı açtı.

    Eisenberg’in savunması ve duruşma ifadeleri

    Savunma avukatları, Eisenberg’in aksiyonlarının Mango Markets‘ta müsaade verilen ticaret uygulamalarıyla dengeli olduğunu sav etti. Avukatlar, platformun tasarlanma halinin ve çalışma düzeneklerinin bu tıp aksiyonları mümkün kıldığını belirtti. Bu nedenle yasadışı bir aksiyon yahut manipülasyon ve dolandırıcılık olmadığını argüman etti. Tekrar de, etkilenen kullanıcıların tabirleri ve finans uzmanlarının karmaşık tahlilleri farklı bir görüş ortaya koydu.

    Duruşma sırasında, DeFi altcoin istismarının mağdurları kıssalarını paylaştı. İngiltereli bir müşteri, piyasa kaosu sırasında para çekemediği için 124.000 dolar kaybettiğini tabir etti. Bu öznel anlatı, Mango Markets’in dijital varlıklarına erişemeyen müşterileri üzerindeki daha geniş etkiyi vurguladı. Mahkeme ayrıyeten, Eisenberg’in stratejisini uygulamadan evvel piyasa manipülasyonu ve cezai soruşturmalarla ilgili kimi tabirleri incelediğine dair delilleri da kıymetlendirdi.

  • Asya piyasalarındaki iyimserlik Avrupa hisse senetlerini destekleyebilir

    Asya borsalarının toparlanma işaretleri göstermesi, küresel hisse senetleri için zorlu geçen bir haftanın ardından Avrupa piyasaları için olumlu bir başlangıca işaret ediyor. Duyarlılıktaki değişim kısmen Taiwan Semiconductor Manufacturing Co’nun (TSMC) güçlü mali sonuç beklentisine bağlanıyor ki bu da Hollandalı çip ekipmanı üreticisi ASML’nin zayıf yeni rezervasyon raporunun yarattığı hayal kırıklığını telafi edebilir.

    Tokyo’da, Nvidia’nın (NASDAQ:NVDA (NASDAQ:NVDA)) tedarikçisi olan çip test ekipmanı üreticisi Advantest, açılıştaki %2,5’lik düşüşten gün ortasına kadar %4’lük bir kazanca ulaşarak önemli bir geri dönüş yaşadı.

    Yatırımcılar ayrıca, Netflix’in (NASDAQ:NFLX) ilk rapor veren şirket olmasıyla birlikte, bugün ilerleyen saatlerde ABD’nin mega teknoloji şirketi kazançlarının başlamasını dört gözle bekliyor.

    Döviz piyasası, bir Japon yetkilinin aşırı döviz oynaklığının ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkisinin G-7 tarafından kabul edilebileceğine dair açıklamasının ardından daha fazla istikrar yaşayabilir. Bu açıklama özellikle yenin son 34 yılın en zayıf seviyesine ulaşması bağlamında önem taşıyor. Doların yükselişinin durması Asya para birimlerine fayda sağlayabilir ve her ikisi de son zamanların en düşük seviyelerinden toparlanmakta olan Euro ve İngiliz Sterlini için olumlu bir zincirleme etki yaratabilir.

    Bu gelişmelere rağmen küresel para politikası görünümü değişmemiştir. Beklentilerdeki son değişimler, Federal Rezerv’in bu yıl faiz oranlarını düşüren son büyük merkez bankası olabileceğini gösteriyor ki bu da daha önceki tahminlerin tersine bir durum.

    Washington’da devam etmekte olan Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Bahar toplantıları, bugün küresel finans liderlerinden yorum almaya devam eden önemli etkinlikler arasında yer alıyor.

    Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkan Yardımcısı Luis de Guindos bankanın yıllık raporunu sunacak ve aralarında Joachim Nagel, Isabel Schnabel, Mario Centeno, Gediminas Simkus ve Boris Vujcic’in de bulunduğu birçok meslektaşı çeşitli etkinliklerde konuşma yapacak. Ayrıca, İngiltere Merkez Bankası’ndan Megan Greene de bir konuşma yapacak ve son zamanlarda şahin bir duruş sergileyerek Orta Doğu’dan kaynaklanan enflasyon risklerine dikkat çekti ve İngiltere’deki faiz indirimlerinin, özellikle ABD ile karşılaştırıldığında, bazılarının beklediği kadar kısa sürede gerçekleşmeyebileceğini öne sürdü.

    Bu gelişmelerin gün ilerledikçe piyasa hareketlerini etkilemesi ve yatırımcıların hem kazanç raporlarını hem de finans liderlerinin açıklamalarını yakından takip etmesi muhtemel.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Almanya’da apartman inşaat ruhsatları Şubat ayında düştü

    İnşaat ve emlak sektöründe kayda değer bir gerilemenin yaşandığı Almanya’da, Şubat ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla %18,3’lük bir düşüşle daire inşaat ruhsatlarında önemli bir gerileme yaşandı. Perşembe günü açıklanan veriler, son on yılların en ciddi çöküşüyle karşı karşıya olan emlak sektöründe süregelen zorlukların altını çiziyor.

    Rakamlar, ay boyunca sadece 18.200 ruhsat verildiğini ve bunun bir önceki yıla göre 4.100’lük bir düşüşe işaret ettiğini ortaya koydu. Bu düşüş, yeni inşaat projelerine yönelik talepte süregelen bir zayıflamaya işaret ederek çöküşü üçüncü yılına taşımıştır. İnşaat ruhsatlarının sayısı gelecekteki inşaat faaliyetleri için kritik bir gösterge olup, bu düşüşün devam etmesi sektörün görünümüne ilişkin endişeleri arttırmaktadır.

    Alman Emlak Federasyonu Başkanı, ülkedeki eyaletleri, gerilemeyi durdurmak için bir önlem olarak emlak satış vergisini azaltmayı düşünmeye çağırdı. Durumun aciliyetini vurgulayan Başkan, “Konut inşaatı aşağı doğru bir sarmal içinde. Bu böyle devam edemez. Bu düşüş ne pahasına olursa olsun durdurulmalıdır.”

    Gayrimenkul sektörü uzun zamandır Alman ekonomisinin temel taşlarından biri olup, ülke üretiminin yaklaşık %20’sine katkıda bulunmakta ve her on işçiden birine istihdam sağlamaktadır. Tarihsel olarak sektör düşük faiz oranlarıyla desteklenmiş, milyarlarca yatırım çekmiş ve sermaye için istikrarlı ve güvenli bir liman olarak algılanmıştır.

    Ancak son dönemde faiz oranlarındaki keskin artış bu büyüme dönemini aniden sona erdirmiş, müteahhitlerin mali sıkıntıya düşmesine, anlaşmaların durmasına ve emlak fiyatlarının düşmesine yol açmıştır. İnşaat sektörü on yılı aşkın bir süredir ilk kez işgücünde bir azalmaya tanık oluyor.

    Yılda 400.000 konut inşa etme hedefine rağmen, Almanya mevcut kriz ortamında bu hedefe ulaşmakta zorlanıyor. Verilen ruhsatlardaki düşüş, ülkenin konut inşaatı hedeflerini tutturmakta zorlandığının açık bir işaretidir ve bu eğilim devam ederse ekonominin geneli üzerinde etkileri olabilir.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • G20, MDB reformunu Ekim ayında görüşecek

    Kısa bir süre önce G20 dönem başkanlığını yürüten Brezilya, Ekim ayında yapılacak finans toplantılarında çok taraflı kalkınma bankaları (MDB’ler) için bir reform yol haritası sunmayı planladığını açıkladı. Öneri, bu kurumların verimliliğini ve kredi verme kapasitesini arttırmayı amaçlıyor.

    Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası bahar toplantılarında Brezilya Maliye Bakanı Fernando Haddad, üye ülkeleri MDB’lerin finansman kapasitelerini önemli ölçüde arttırmak için Uluslararası Para Fonu’nun Özel Çekme Haklarının (SDR’ler) kullanımını daha fazla araştırmaya teşvik etti.

    Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası (IDB) ve Afrika Kalkınma Bankası, SDR’lerin MDB’lere aktarılmasını ve böylece ihtiyacı olan ülkelere yardımcı olmak üzere yeni finansman için potansiyel olarak dört katına çıkarılmasını önermiştir.

    IDB Başkanı Ilan Goldfajn, Mayıs ayında yapılacak bir toplantıda IMF’nin bu stratejiyi onaylamasını bekliyor. MDB’lerle ilgili bir G20 tartışması sırasında Haddad ayrıca ülkeleri kredi derecelendirme kuruluşlarının etkisi konusunda, özellikle de çağrılabilir sermaye, hibrid sermaye ve portföy garantileri gibi yeniliklerin derecelendirme notlarında nasıl daha doğru değerlendirilebileceği konusunda diyaloğu geliştirmeye çağırdı.

    IDB ve Dünya Bankası’nın son raporları, ödenmiş sermayenin aksine, üye ülkelerin taahhütleri yoluyla MDB’lerin sermayesinin büyük kısmını temsil eden çağrılabilir sermayenin önemini vurgulamıştır.

    Bu taahhütler bağlayıcı olarak görülmekle birlikte, fiilen ödemeye çağrılmaları mümkün görülmemektedir. Yine de kredi derecelendirme kuruluşlarının çağrılabilir sermayenin değerini kabul etmeleri MDB’lerin kredi verme faaliyetlerini genişletmelerini sağlayabilir.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Bakanlık Temmuz ayında hesaplara yatacak taban fiyatı açıkladı, resmi açıklama!

    Asgari fiyatla çalışanlar Temmuz ayında hesaplarına yatacak yeni maaşı merak ediyorlar.

    Aslında bu yıl başında asgari ücrete tek bir artırım yapılacağı açıklanmıştı. Ancak istikrarlar değişti. Enflasyon iddiaların üzerinde geldi.

    Enflasyonun yükselmesiyle birlikte asgari ücret birinci 4 ayda bile yüzde 15 oranında eridi. Hakikaten erimeye de devam ediyor.

    Aslında hükümet enflasyonu Mayıs ayına kadar denetim altına almayı planlıyordu. Ama bu şimdilik gerçekleşebilmiş değil.

    Hal bu türlü olunca minimum fiyata artırım beklentisi de artmış oldu. Pekala gelelim en kıymetli soruya. Asgari ücrete Temmuz ayında artırım gelecek mi? Yeni asgari ücret ne kadar olacak?

    Son devirde bilhassa sosyal medyada Temmuz ayında asgari ücrete bir artırım geleceği ve yeni asgari ücretin 20.000 TL olacağı belirtilmişti.

    Nitekim bakanlık bu tartışmalara son noktayı koydu.

    Çalışma Bakanı, kendisine yöneltilen asgari ücret sorusuna, şu anda minimum fiyatla ilgili bir çalışmamız yok halinde karşılık verdi. Pekala bu ne manaya geliyor.

    Eğer bakanlık tarafından yapılan açıklamada bir değişikliğe gidilmezse Temmuz ayında da hesaplara yatacak fiyat 17.002 TL olacak.

    Tabi ki yeniden de asgari ücrete artırım geleceğine dair büyük bir beklenti kelam konusu. Bunu da atlamamak gerekiyor. Yeniden de bekleyip göreceğiz.

  • Çin Mart ayında 100 TWh ile yeni rüzgar enerjisi rekoru kırdı

    Çin’in rüzgar santralleri Mart ayında 100 terawatt saat (TWh) elektrik üretimini aşarak rüzgar enerjisi üretiminde yeni bir rekora imza attı. Bu kilometre taşı, tek bir ülke tarafından kaydedilen en yüksek aylık toplam olup, Avrupa ve Kuzey Amerika’nın toplam üretimine eşittir.

    Bir enerji düşünce kuruluşu olan Ember tarafından açıklanan rakamlar, Mart 2023’e kıyasla rüzgar enerjisi üretiminde %25’lik bir artışa işaret ederek Çin’in dünya çapında lider yenilenebilir enerji üreticisi olma konumunu daha da sağlamlaştırıyor.

    Mart ayındaki etkileyici performans, Çin’in rüzgâr enerjisi üretiminin, dünya genelinde ikinci sırada yer alan ABD’nin iki katından fazla olduğunu ve üçüncü en büyük rüzgâr enerjisi üreticisi olan Almanya’nın üretiminin neredeyse dokuz katına çıktığını gösterdi.

    Rüzgar hızındaki mevsimsel değişimler nedeniyle bu Mart ayındaki rakamların yılın zirvesi olma olasılığına rağmen, bu rekor temiz enerji sektörü için önemli bir başarıyı temsil ediyor.

    Çin’in rüzgar enerjisindeki başarısı, özellikle İç Moğolistan ve Sincan’da bulunan ve dünyanın en büyük rüzgar çiftlikleri arasında yer alan birkaç büyük ölçekli rüzgar tesisine bağlanıyor. Yine de rüzgar kapasitesindeki artış bu bölgelerle sınırlı değil; Guangdong, Yunnan, Anhui ve Heilongjiang gibi eyaletlerin de 2024 yılında rekor üretim seviyelerine yaklaşmasıyla ülke çapında bir çaba söz konusu.

    Rüzgar enerjisindeki artış, Çin’in toplam elektrik üretimindeki payını 2023 yılının tamamında %9,6’dan 2024’ün ilk çeyreğinde ortalama %11,4’e yükseltmiştir. Bu büyüme rüzgar enerjisini, yaklaşık %62’lik kömür ve yaklaşık %12’lik hidroelektrik enerjinin ardından Çin’in üçüncü en büyük elektrik kaynağı olarak konumlandırmaktadır.

    Bu arada, 2023 yılında Çin’in toplam elektrik üretiminin yaklaşık %6’sını oluşturan güneş enerjisinin de devam eden kapasite ilaveleri nedeniyle 2024 yılında payını artırması beklenmektedir.

    Rüzgâr santrallerinin, özellikle güneş ışığı olmadığında bile sürekli olarak enerji üretme kabiliyetleri ve yüksek talep alanlarına yakın stratejik konumları nedeniyle Çin’in yenilenebilir enerji manzarasının temel taşlarından biri olmaya devam etmesi beklenmektedir.

    Yerli rüzgar enerjisi kapasitesini daha da artırma taahhüdü, Pekin’in 2060 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşma yönündeki iddialı hedefiyle uyumludur. Sonuç olarak, gelecekte daha da yüksek rüzgar enerjisi üretim miktarları öngörülmekte ve Çin’in küresel rüzgar sektöründe liderliğini sürdürmesi sağlanmaktadır.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Amazon tahvil görüşmeleri engeller ve şüphecilikle karşı karşıya

    Geniş Amazon yağmur ormanlarını korumak amacıyla Brezilya, Kolombiya, Ekvator ve diğer ülkeler arasında ilk kez bir “Amazonia Bond” oluşturulması için görüşmeler devam ediyor. Bu finansal aracın, kalkınma bankaları tarafından desteklenen yağmur ormanlarının korunması için düşük maliyetli finansman yaratması amaçlanıyor. Girişim geçen yıl Inter-Amerikan Kalkınma Bankası ve Dünya Bankası tarafından önerilmişti.

    Amazon yağmur ormanları 6 milyon kilometrekarelik bir alana yayılmakta olup, sera gazlarının emilmesinde kritik bir rol oynamakta ve gezegendeki biyolojik çeşitliliğin en fazla olduğu bölgedir. Sürdürülebilirlik Bağlantılı Devlet Borçları Merkezi Direktörü Arend Kulenkampff’a göre, önerilen tahviller doğa bağlantılı menkul kıymetler için önemli bir hamle olarak görülüyor.

    Amazon tahvilleri için yapılan girişim, Brezilya, Kolombiya ve diğer Amazon havzası ülkelerinin, zengin ülkeleri yağmur ormanlarının korunması için daha fazla yatırım yapmaya çağıran talepleriyle uyumlu. Şu anda G20 dönem başkanlığını yürüten Brezilya, özellikle Kasım ayında Azerbaycan’da ve 2025’te Belem’de yapılacak BM iklim zirveleri öncesinde çok taraflı kalkınma bankalarından (MDB’ler) sağlanan finansmanın artırılmasının önemini vurguladı.

    MDB’ler, gelişmekte olan büyük ülkeler için gerekli iklim finansmanının harekete geçirilmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. MDB’ler tarafından kredi garantilerinin kullanılması, bu ülkeler için genellikle yüksek olan borçlanma maliyetlerini önemli ölçüde düşürebilir.

    Siyasi iradeye rağmen, yeni bir borçlanma aracının uygulamaya konulmasının aciliyeti konusunda şüpheler bulunmaktadır. Kolombiya’nın kamu kredileri direktörü Jose Roberto Acosta, potansiyel olarak biyoçeşitlilik kredilerinin oluşturulması yoluyla Amazon’un borç yerine bir gelir kaynağı olarak görülmesi tercihinden bahsetti. Sonuç olarak, Ekim ayındaki COP16 BM biyoçeşitlilik görüşmelerinden önce bir Amazon tahvili elde etmenin pek mümkün olmayacağını öne sürdü.

    Konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi olan kaynaklar, Brezilya hükümeti içinde Amazonia tahviline ilişkin tartışmaların henüz ön aşamalarda olduğunu ve Brezilya Maliye Bakanlığı’na bugüne kadar resmi bir teklif ulaşmadığını belirttiler. Bakanlık ayrıca geçen yıl ihraç edilen ve normalden daha düşük %6 faiz oranıyla 2 milyar dolar toplayan Brezilya’nın ilk uluslararası yeşil tahvilinin başarısına atıfta bulundu ve gelecekte daha fazla ihraç yapmayı planlıyor. MDB garantili bir Amazonia tahvili için bu oranın sadece yarısı gerekebilir.

    Brezilya, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltmayı ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı amaçlayan iddialı iklim hedeflerine sahiptir. Bu hedeflere ulaşmanın tahmini maliyeti yıllık yaklaşık 100 milyar dolar, yani ülkenin GSYH’sinin yaklaşık %7’si.

    Mart ayındaki görüşmeler sırasında, belirli projeler için “gelirlerin kullanımı” tahvilleri ve ormansızlaşmanın azaltılması gibi daha geniş hedeflere bağlı “sürdürülebilirlik bağlantılı tahviller” de dahil olmak üzere çeşitli tahvil yapıları tartışıldı. Çoğu ülkede SLB’ler için ulusal düzenlemeler bulunmadığından, gelirlerin kullanımı tahvili daha olası bir başlangıç seçeneği olarak görülüyor.

    Girişime yönelik uluslararası destek güçlüdür ve İsveç, İtalya ve İspanya gibi münferit hükümetler destek sağlamaktadır. Latin Amerika ve Karayipler Kalkınma Bankası gibi diğer çok taraflı kuruluşların da dahil olması bekleniyor.

    Zorluklardan biri, Amazon’daki şehirleşmiş nüfus göz önüne alındığında, tahvil gelirleri için neyin meşru bir kullanım olarak nitelendirileceğinin belirlenmesidir. Uzun vadeli hedef, IDB’nin ‘Amazonia Forever’ çerçevesi altında tahvil ihraç ederek büyük ölçekli, sınır ötesi koruma çabalarını mümkün kılmak.

    Girişime kaydolan ülkeler, farklı mali koşulları göz önüne alındığında, toplu olarak tahvil ihraç etme gibi karmaşık bir görevle karşı karşıya. Bu çaba, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın Güney Amerikalı liderleri bir araya getirerek, 1970’ten bu yana yaban hayatı popülasyonlarında önemli kayıpların yaşandığı ve tehdit altında olan ormanın korunması için küresel destek çağrısında bulunmasıyla aynı doğrultuda.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Cumhuriyetçi eyaletler EPA araç emisyon kurallarına itiraz ediyor

    Aralarında Kentucky, Florida ve Batı Virginia’nın da bulunduğu 25 Cumhuriyetçi eyaletten oluşan bir grup, ABD Çevre Koruma Ajansı’na (EPA) karşı ABD Columbia Bölgesi Temyiz Mahkemesi’nde dava açtı.

    Eyaletler, EPA’nın otomobil ve hafif kamyonlardan kaynaklanan egzoz emisyonlarını azaltmayı amaçlayan ve 20 Mart’ta son şekli verilen yeni düzenlemelerini engellemeye çalışıyor. Bu kurallar, Başkan Joe Biden yönetiminin iklim değişikliğiyle mücadele ve elektrikli araç (EV) üretimini teşvik etme çabalarının bir parçası.

    Kentucky Başsavcısı davanın, eyaletlerin EPA’nın yasal yetkisini aştığına inandıkları için açıldığını belirtti. Söz konusu düzenlemeler, filo genelindeki emisyonların 2032 yılına kadar 2026 seviyelerine göre yaklaşık %50 oranında azaltılmasını ve sera gazı emisyonlarının 2055 yılına kadar 7,2 milyar ton azaltılmasını hedefliyor.

    EPA, elektrikli araçların 2030 ve 2032 yılları arasında yeni araç satışlarının %35 ila %56’sını oluşturabileceğini öngörmektedir.

    Eyaletlerin kamuya açık yorum döneminde kurallara karşı çıkması, düzenlemelerin EPA’nın Temiz Hava Yasası kapsamındaki yetkisini aştığı ve otomotiv endüstrisini yeniden şekillendirmeye çalışırken aşırıya kaçtığı inancına dayanıyordu.

    EPA’nın kuralları, iklim değişikliğiyle mücadeleye odaklanan Biden başkanlığında atılan en önemli çevresel adımlar arasında yer alıyor. Düzenlemelerin son versiyonu, bazı çevrecilerin elektrikli araçlara tam bir bağlılık olmadığı için eleştirdiği gaz-elektrik hibritlerinin kullanımı da dahil olmak üzere, otomobil üreticilerine emisyon azaltma hedeflerine ulaşmada daha fazla hareket alanı sağlayacak şekilde ayarlandı.

    EPA Yöneticisi Michael Regan, kuralın üreticilere elektrikli araçlara geçmeleri için bir zorunluluk getirmediğini belirtti. EPA’nın nihai kuralı, 2032 yılına kadar emisyonlarda 2026 seviyelerine göre %49’luk bir azalma hedefliyor; bu da ilk teklifte belirtilen %56’lık azalmadan daha düşük bir oran.

    Dava, Cumhuriyetçi başsavcıların Biden yönetiminin iklimle ilgili çeşitli politikalarına itiraz ettiği daha geniş bir eğilimin parçası. Bu itirazlar arasında ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun kurumsal iklim açıklama kuralları ve ABD Enerji Bakanlığı’nın yeni sıvılaştırılmış doğal gaz ihracat tesislerine yönelik onayları durdurması da yer alıyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Google, yapay zekayı ilerletmek için DeepMind ve Research’ü birleştiriyor

    Alphabet Inc. (NASDAQ:GOOGL) şirketinin bir iştiraki olan Google, yapay zeka (AI) yeteneklerini güçlendirmek için stratejik bir hamleyle DeepMind ve Araştırma ekiplerini birleştirdiğini duyurdu. Bu entegrasyon, şirket içinde yapay zeka modellerinin geliştirilmesini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Google’ın yapay zekanın güvenli bir şekilde oluşturulmasını sağlamaya adanmış Sorumlu Yapay Zeka ekipleri, yapay zeka modellerini oluşturan ve ölçeklendiren ekiplerle daha yakın işbirliğini kolaylaştırmak için artık DeepMind bölümü altında faaliyet gösterecek.

    Bu organizasyonel değişiklik, Google’ın YZ güvenliği konusunda artan küresel endişeleri ve teknolojinin düzenleyici gözetimine yönelik artan talepleri ele alma konusundaki kararlılığını yansıtıyor. DeepMind, sofistike yapay zeka modeli Gemini’yi geliştirerek Google’ın yapay zeka çalışmalarını ilerletmesinde etkili oldu. 2023’ün sonlarında tanıtılan Gemini, video, ses ve metin dahil olmak üzere çeşitli veri türlerini işleme kapasitesine sahiptir. Alphabet’in hisse senedi değerini artırmadaki ilk başarısına rağmen Gemini, oluşturduğu bazı tarihi görüntülerdeki hatalar nedeniyle eleştirilere maruz kaldı ve Google’ın görüntü oluşturma özelliğini askıya almasına neden oldu.

    Google Brain ve DeepMind’ın bir yıl önce birleşmesi, şirketin yapay zeka odağını keskinleştirdi ve ChatGPT ve Sora yaratıcısı OpenAI gibi yapay zeka yenilikçileriyle bağları olan Microsoft (NASDAQ:MSFT) gibi rakiplerle rekabet edecek şekilde konumlandırdı. Ayrıca Microsoft kısa süre önce DeepMind’ın kurucu ortağı Mustafa Süleyman’ı yeni tüketici yapay zekası bölümünün başına getirdi.

    Google’ın konsolidasyon hamlesi, teknoloji devi yapay zeka ve otomasyon yatırımlarını artırmaya devam etse bile, maliyet düşürme ve istihdam azaltma döneminde geliyor. Google CEO’su Sundar Pichai daha önce 2024 yılı boyunca bir dizi yeni yapay zeka modelini tanıtmayı planladıklarını belirtmişti. Şirketin yapay zeka portföyünü geliştirmeye yönelik devam eden çabaları, hızla gelişen yapay zeka alanında rekabet üstünlüğünü korumaya çalıştığı için yakından izleniyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Iridium hisseleri gelir artışıyla sıçradı

    MCLEAN, Va. – Iridium Communications Inc. (NASDAQ:IRDM) 2024 yılı ilk çeyrek mali sonuçlarını açıkladıktan sonra hisseleri %7,5 oranında artış gösterdi ve analist beklentilerini aşan bir gelir elde etti. Küresel ses ve veri uydu iletişimiyle tanınan şirket, analistlerin hisse başına 0,16 dolarlık tahminiyle uyumlu olarak 19,7 milyon dolar ya da seyreltilmiş hisse başına 0,16 dolar net gelir bildirdi. Bununla birlikte, çeyrek geliri 203,9 milyon dolara ulaşarak 194,05 milyon dolarlık konsensüs tahminini aştı.

    Geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla Iridium, özellikle ekipman gelirlerindeki düşüş nedeniyle toplam gelirde %1’lik bir düşüş yaşadı. Buna rağmen, şirketin genişleyen abone tabanından elde ettiği yinelenen gelirin büyük bölümünü oluşturan hizmet geliri, bir önceki yıla göre %7 oranında arttı ve bu çeyrekte toplam gelirin %73’ünü temsil etti. Şirket çeyreği, ticari IoT’deki büyümenin etkisiyle bir önceki yıla göre %14’lük bir artışla 2.333.000 toplam faturalandırılabilir aboneyle tamamladı.

    CEO Matt Desch, güçlü hizmet geliri artışını şirketin sağlam abone tabanına ve Iridium’un kritik görev uygulamalarına olan talebe bağladı. Desch, “Iridium’un kritik görev uygulamalarına yönelik abone büyümesi ve talep, yeni hizmet geliştirme ve serbest nakit akışını yönlendiriyor” dedi.

    Şirketin 1 Nisan’da tamamlanan Satelles, Inc. satın alması, Iridium’u uydu tabanlı zaman ve konum hizmetlerinin lider sağlayıcısı olarak konumlandırıyor. Desch bu satın almayla ilgili heyecanını şu sözlerle dile getirdi: “GPS karıştırma ve konum sahteciliğinin yaygınlığı artarken, yeni Uydu Zaman ve Konum hizmetimiz kritik altyapıyı korumamıza ve dünyanın dört bir yanındaki işletmeler ve hükümetler için esnek zaman senkronizasyonunu genişletmemize olanak tanıyacak.”

    Iridium, 2024 yılının tamamına ilişkin görünümünü yineleyerek, bir önceki yıl 584,5 milyon dolar olan toplam hizmet gelirlerinde %4 ila %6 arasında bir büyüme beklediğini açıkladı. Operasyonel FAVÖK (düzeltilmiş FAVÖK) için 2023 yılı tahmini 463.1 milyon dolar iken, 2024 yılı tahmini 460 milyon dolar ile 470 milyon dolar arasında.

    Iridium’un hisselerindeki %7,5’lik artışın gösterdiği olumlu piyasa tepkisi, yatırımcıların şirketin finansal performansına ve stratejik girişimlerine olan güvenini yansıtıyor.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Basel Başkanı sermaye kurallarının hızla kabul edilmesi çağrısında bulundu

    Basel Komitesi Başkanı Pablo Hernandez De Cos, finansal istikrarın artırılması amacıyla bankalara Basel III uluslararası sermaye düzenlemelerini ivedilikle uygulamaları çağrısında bulundu. Dünyanın dört bir yanından bankacılık düzenleyicilerinden oluşan Basel Komitesi, şu anda Basel III reformlarının son aşamasına karşı özellikle ABD bankalarının direnciyle karşılaşıyor.

    Bu reformlar, mali kriz sonrasında, batan bankaların vergi mükellefleri tarafından finanse edilen kurtarmalarına ihtiyaç duyulmasını önlemek amacıyla uygulamaya konulmuştu.

    Aynı zamanda İspanya Merkez Bankası’nı da yöneten De Cos, merkez bankasının denetim raporunun yayınlanması sırasında her ülkede düzenleme ve denetleme için sağlam ortak asgari standartların önemini vurguladı.

    Bu eylem çağrısı, geçen yıl Credit Suisse’in zorla satın alınması, 2007-2009 mali krizinden bu yana küresel çapta sistemik bir bankanın ilk çöküşü ve başta Silicon Valley Bank olmak üzere birkaç ABD bankasının iflası gibi önemli bankacılık olaylarının ardından geldi.

    ABD finans kuruluşları, nihai Basel kurallarının kredi verme kabiliyetlerini potansiyel olarak engelleyebileceği ve dolayısıyla ekonomiyi etkileyebileceği yönündeki endişelerini dile getirdiler. Benzer şekilde, Avrupa Birliği bankaları da düzenlemelerin bazı yönlerinden geçici muafiyetler elde etmişlerdir.

    Basel Komitesi ayrıca, Mart 2023’te Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan bankacılık karışıklıklarına katkıda bulunan sosyal medya tarafından körüklenenler gibi yeni ortaya çıkan tehditleri ele almaya odaklanıyor. İspanya Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Margarita Delgado, ABD’deki son bankacılık krizlerinden dersler çıkararak kredi, likidite ve faiz oranı risklerinin yönetilmesinin önemini vurguladı.

    Avrupa Birliği bankaları, faiz oranı dalgalanmalarına hazır olup olmadıkları ve bu dalgalanmaların finansal değerlendirmeler üzerindeki etkileri açısından daha yakından incelenmektedir. Delgado ayrıca bankaların kısa vadeli likidite baskılarına dayanabilmeleri için sağlam finansman stratejilerine sahip olmaları gerektiğine dikkat çekti.

    Delgado, Avrupa bankalarının net faiz gelirlerinde görülen artışın, kredi portföylerinin yeniden fiyatlandırılması tamamlanmak üzereyken devam etmeyeceği konusunda uyarıda bulundu.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • OFG Bancorp EPS tahminleri aştı, gelir tırmanıyor

    SAN JUAN – Oriental Bank’ın ana şirketi OFG Bancorp (NYSE: OFG), analistlerin 0,97 $’lık beklentilerini aşarak 1,05 $’lık bir ilk çeyrek EPS bildirdi. Finansal holding şirketinin toplam çekirdek gelirleri, bir önceki yılın ilk çeyreğinde bildirilen 164,4 milyon $’a kıyasla %5,9’luk bir artışla 174,2 milyon $’a ulaştı.

    OFG Bancorp CEO’su José Rafael Fernández, olumlu sonuçları şirketin tüm iş segmentlerindeki güçlü performansının etkisiyle seyreltilmiş EPS’deki yıldan yıla (YoY) %9,4’lük artışa bağladı. Fernández, “Önce Dijital stratejimiz müşteri kazanımı ve bağlılığını artırmaya devam ediyor,” diyerek şirketin stratejik planlarıyla başarılı bir şekilde uyum sağladığını vurguladı.

    Kazanç artışına rağmen OFG Bancorp’un hisseleri açıklamanın ardından değişmedi. Hisse fiyatındaki istikrar nötr bir piyasa tepkisine işaret ediyor, çünkü hareket ne tipik olarak önemli bir pozitif veya negatif tepkiye işaret eden %2 eşiğinin üzerinde ne de küçük bir etkiye işaret eden bu eşiğin altındaydı.

    İlk çeyrekte net faiz marjı %5,40 ve ortalama varlık getirisi %1,77 olarak gerçekleşmiştir. Şirket ayrıca geçen yılın aynı çeyreğinde 149.0 milyon $ olan net faiz gelirini, yatırım menkul kıymetleri, nakit ve kredilerdeki daha yüksek ortalama bakiyeler ve getirileri yansıtarak 183.4 milyon $ olarak bildirdi. Ancak, çekirdek mevduat ortalama bakiyeleri ve maliyetlerindeki artış nedeniyle toplam faiz gideri geçen yılın aynı dönemindeki 13,1 milyon dolardan 39,3 milyon dolara yükseldi.

    Fernández, ekibin müşterileri ve toplumları destekleme çabalarını överek şunları söyledi: “Porto Riko’daki ticari faaliyetler ve tüketici likiditesi iyi görünüyor. Bilançomuz daha yüksek ve daha uzun faiz oranı ortamı için iyi konumlanmış durumda.”

    OFG Bancorp’un kredi kalitesi iyileşti ve takipteki kredi oranı %1,10 ile son beş çeyreğin en düşük seviyesine ulaştı. Şirket ayrıca yıldan yıla %10,0’lık bir kredi büyümesi yaşadı ve dönem sonunda yatırım için tutulan kredilerin toplamı 7,54 milyar dolar oldu.

    Şirketin bu çeyrekteki efektif vergi oranı %26,8 olup, Porto Riko vergi kanunu kapsamında tercihli vergi muamelesi ile artan ticari faaliyetler ve ilk çeyrekte kazanılan hisse senetleri için ayrı bir fayda nedeniyle 2024 yılı için beklenen %29,0 oranını yansıtmaktadır.

    OFG Bancorp, 60. faaliyet yılında Porto Riko ve ABD Virgin Adaları’nda çok çeşitli bireysel ve ticari bankacılık, kredilendirme ve varlık yönetimi ürün ve hizmetleri sunmaya devam etmektedir.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Fenerbahçe Beko, derbide Beşiktaş’ı rahat geçti!

    Türkiye Sigorta Basketbol Harika Ligi’nin 25. hafta erteleme maçında Fenerbahçe Beko, konuk ettiği Beşiktaş Emlakjet’i 87-66 mağlup etti.

    Karşılaşmaya iki ekip da temposuz başladı. Sarı-lacivertliler, dış atışlardan ve pota altından bulduğu basketlerle öne geçerek farkı açmaya çalıştı. Beşiktaş Emlakjet ise boyalı alandaki basketleriyle farkın açılmasına müsaade vermedi ve birinci dönem Fenerbahçe Beko’nun 25-21 üstünlüğüyle sona erdi.

    İkinci dönemde temposunu artıran sarı-lacivertliler, sert savunması ve Tarık Biberovic’in tesirli performansıyla rakibine üstünlük kurdu. Fenerbahçe Beko, son 10 saniyede Papagiannis’in smacıyla farkı 18’e çıkardı ve soyunma odasına 48-30 önde gitti.

    Üçüncü dönemde farkı açmaya çalışan Fenerbahçe Beko, Sertaç Yüce’nin 23. dakikada hür atıştan bulduğu sayıyla 6-0’lık seri yakaladı: 54-30. Bu dakikadan sonra hamlede toparlanan Beşiktaş Emlakjet ise dış atışlardan bulduğu isabetlerle farkı azaltmaya çalıştı. Siyah-beyazlılar, Yiğit Arslan’ın 25. dakikada attığı üçlükle farkı 15 sayıya kadar düşürdü: 56-41. Bu sayıdan sonra Wilbekin ile atakta daha tesirli olmaya başlayan sarı-lacivertliler, son çeyreğe 70-50 üstün gitti.

    Son dönem, siyah-beyazlı oyuncu Mathews’ın hür atış çizgisinden bulduğu sayılarla başladı. Bu sayıdan sonra 4. çeyrekte her iki grupta atakta tesirli olamazken top kayıpları yaşadı. Maçın son dakikalarında tempo güzelce düştü ve Fenerbahçe Beko müsabakayı 87-66 kazandı.

    Salon: Ülker Spor ve Etkinlik

    Hakemler: Emin Moğulkoç, Alper Özgök, Erhan Gürsel

    Fenerbahçe Beko: Calathes 5, Emre Ekşioğlu 3, Melih Mahmutoğlu 12, Hayes 2, Sertaç Ulu 9, Şehmus Hazer 9, Wilbekin 18, Papagiannis 12, Biberovic 11, Guduric 6, Metecan Birsen, Ömer Ege Ziyaettin

    Beşiktaş Emlakjet: Mathews 17, Needham 8, Matt Mitchell 15, Simonovic 5, Samet Yiğitoğlu 3, Berk İbrahim Uğurlu 5, Yiğit Arslan 3, Kerem Konan 2, Delgado 8

    1. Dönem: 25-21

    Devre: 48-30

    3. Dönem: 70-50

  • Poco Deadpool ile işbirliğine gitti, ortaya dayanılmaz bir telefon çıktı

    Xiaomi’nin Çin pazarında sunduğu Redmi Turbo 3 modeli, Snapdragon 8s Gen 3 yonga seti ile dikkat çekiyor. Bu aygıt, şu anda sırf Çin’de mevcut olmakla birlikte, milletlerarası pazarda Poco markası altında sunulabileceği tarafında güçlü işaretler bulunuyor. Aygıtın global pazara Poco F6 olarak sunulması ihtimali üzerine ağırlaşan spekülasyonlar, yeni bulgularla daha da güçleniyor. Bilhassa, Poco F6‘nın IMEI veritabanında Hindistan ve global pazarlar için özel model numaralarıyla yer alması, bu savları dayanaklar nitelikte.

    Redmi Turbo 3, Poco F6 ismiyle ve Hindistan model numarasıyla ROM içinde yer aldığı keşfedildi. Bu durum, aygıtın global lansmanının yakın olduğuna işaret ediyor. Ayrıyeten, HyperOS kod tabanında “POCO F6 Deadpool Edition” isminde bir sürümün de bulunduğu belirtiliyor. Bu özel sürümün özellikleri şimdi tam olarak açıklanmasa da, standart Poco F6 ile benzeri özelliklere sahip olacağı bekleniyor. Poco F6’nın Temmuz ayında piyasaya sürülmesi ve Hindistan’ın bu modeli birinci alan pazar olması olası görünüyor.

    Poco Deadpool ile işbirliğine gitti, ortaya dayanılmaz bir telefon çıktı

    Redmi Turbo 3, 6.67 inçlik 1.5K çözünürlüğünde OLED ekranı ve 120Hz tazeleme suratı ile öne çıkıyor. Aygıt, 50MP ana kamera ve 8MP geniş açılı ikinci kamera olmak üzere çift art kamera kurulumuna sahip. Ön tarafta ise selfie’ler için 20MP kamera bulunuyor. Aygıt, 16GB RAM ve 1TB’a kadar depolama seçenekleri sunuyor. Ayrıyeten, ağır kullanımlarda çok ısınmayı önlemek emeliyle gelişmiş bir soğutma sistemine sahip. Aygıtı çalıştıran 5000mAh kapasiteli batarya, süratli şarj takviyesi sayesinde süratle şarj olabiliyor. Android 14 ile çalışan Redmi Turbo 3, Xiaomi’nin HyperOS arayüzüne sahip ve hava hareketleri üzere dokunmatik olmayan denetim özellikleri ile donatılmış durumda.

    Bu teknolojik gelişmeler, aygıtın rekabetçi özellikleriyle birleştiğinde, Xiaomi’nin küresel pazardaki pozisyonunu daha da güçlendireceğe benziyor.

  • Dünya Bankası yoksul ülkeler için rekor fon arayışında

    Bu hafta Washington’da toplanan kalkınma ajansları, dünyanın en yoksul ülkeleri için ek fon arayışında önemli bir zorlukla karşı karşıya. Küresel çatışmalar ve iç siyasi kaygıların ortasında bu ajanslar, borç krizleri ve sürekli yüksek küresel faiz oranları nedeniyle daha da kötüleşen yoksul bölgelerdeki kalkınma gerilemesini tersine çevirmek için çalışıyorlar.

    Artan finansman ihtiyacı, iklim harcamaları hedeflerine ulaşmak için gereken önemli yatırımlardan da kaynaklanmaktadır.

    Ekim ayındaki bir önceki IMF ve Dünya Bankası toplantılarında, zengin ülkelerdeki enflasyonun daha hızlı düşeceği ve böylece finansman maliyetlerini hafifletmek için faiz oranlarının düşürülebileceği beklentisi vardı.

    Yine de Orta Doğu’daki yeni çatışmalar ve Ukrayna’da devam eden savaş finansman taleplerini arttırarak varlıklı ülkelerin kalkınma yardımlarına katkıda bulunma isteklerini azalttı.

    Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Başkanı Odile Renaud-Basso, savunma harcamalarının arttığına ve kalkınma yardımlarına olan ilginin azaldığına dikkat çekerek birçok ülkenin karşı karşıya kaldığı bütçe kısıtlamalarının arttığını vurguladı.

    Küresel durumun zorluğuna vurgu yapan Basso, zengin dünyanın bağış yapma isteğinin bir göstergesi olarak Dünya Bankası’nın Uluslararası Kalkınma Birliği’ne (IDA) işaret etti.

    Dünya Bankası’nın yoksul ülkelere kredi veren kolu olan IDA, COVID-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin etkileri nedeniyle erken tükenen 93 milyar dolarlık önceki fonunu aşmayı hedefliyor.

    IDA, kredi verme kapasitesini arttırmak için tahvil ihraç etmeye başladı ve IDA direktörü Dirk Reinermann, kuruluşun aynı düzeydeki bağışçı katkılarıyla daha fazlasını yapabilme kabiliyetinin sınırına yaklaştığını kabul etti.

    Bir önceki finansman turunda aralarında ABD, Japonya, Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa’nın da bulunduğu 52 yüksek ve orta gelirli ülke katkıda bulunmuştu. Yine de Fransa ve İngiltere’nin denizaşırı yardımları kesmesi ve ABD’nin dış harcama taahhütleri konusunda siyasi tıkanıklık yaşaması nedeniyle bu ülkelerin çoğu donör yorgunluğuyla karşı karşıya.

    Bir Birleşmiş Milletler raporu, resmi kalkınma yardımlarının 2022 yılında rekor seviyeye ulaşmasına rağmen, gelişmekte olan ülkelere yönlendirilen oranın %2 azaldığını ortaya koydu.

    Likidite ve Sürdürülebilirlik Fonu Başkanı, dünyanın bugün karşı karşıya olduğu eşi benzeri görülmemiş zorlukları vurgulayarak, mevcut zorlukları 2008 küresel mali kriziyle karşılaştırdı ve Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla yaptığı mali katkıların azaldığına dikkat çekti.

    Düşük ve orta gelirli ülkelerin 2012 yılında 5.6 trilyon dolar olan dış kamu borç stokunun 9 trilyon dolara yükselmesiyle birlikte, gelişmekte olan ülkeler için mevcut uygun finansmandaki azalma önemli boyutlara ulaşmıştır.

    Dünya Bankası ve diğer kurumların güçlü desteğine rağmen Reinermann, mali durumların küresel olarak sıkı olması nedeniyle taahhütlerin güvence altına alınmasının kolay olmayacağını kabul etti. Gerekli finansmanı sağlama görevini gerçek bir dağa tırmanmaya benzeten Reinermann, kalkınma ajanslarının karşılaştığı ürkütücü zorluğu yansıttı.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • New York Fed Başkanı Williams faiz indirimine gerek görmüyor

    New York Federal Rezerv Başkanı John Williams bugün yaptığı açıklamada, ABD ekonomisinin güçlü sağlığının faiz oranlarında acil bir indirim gerektirmediğini belirtti. Washington’da düzenlenen Semafor Dünya Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Williams, mevcut ekonomik gücün faiz oranlarının düşürülmesini gerektirmediği görüşünü dile getirerek ekonominin canlılığının olumlu bir haber olduğunu vurguladı.

    Aynı zamanda Federal Açık Piyasa Komitesi Başkan Yardımcısı olan Williams, enflasyonun merkez bankasının %2’lik hedefiyle uyumlu hale gelmesini beklediğini belirtti. Enflasyon hedefine doğru yolculukta bazı dalgalanmalar yaşansa da, genel hareketin fiyat baskılarını azaltma yönünde olduğunu belirtti.

    Fed Başkanı Jerome Powell da dahil olmak üzere merkez bankası yetkilileri son zamanlarda faiz indirimlerinin ufukta olduğunu söylemekten kaçındı. Bu tutum değişikliği, bu yılın başlarında faizlerin hızla gevşetilmesi beklentileriyle çelişen bir dizi güçlü ekonomik verinin ardından geldi.

    19-20 Mart’taki politika toplantısında 2024’te üç faiz indirimi öngören Fed, şimdi enflasyonun daha önce düşünülenden daha kalıcı olduğu bir durumla karşı karşıya.

    Ekonominin dayanıklılığı ve enflasyonun sürekliliği, bazı bankaların bu yıl faiz indirimi yapılmayacağını tahmin etmesine yol açtı. Piyasa katılımcıları, Fed’in geçtiğimiz Temmuz ayından bu yana %5,25 ile %5,50 arasında seyreden politika faizinde daha az agresif bir gevşeme bekleyerek beklentilerini değiştirdi.

    Yakın zamanda yapılan bir ankete göre ekonomistler ilk faiz indiriminin Eylül ayında yapılmasını beklerken, bu yıl iki faiz indirimi yapılıp yapılmayacağı konusunda görüş ayrılığı yaşanıyor.

    Enflasyonu düşürmek için faiz artırımı olasılığı beklenen bir hareket tarzı olmasa da Williams bunun tamamen göz ardı edilemeyeceğini belirtti. Faiz artırımı öncelikli beklentisi olmasa da, verilerin hedeflerine ulaşmak için gerekli olduğunu göstermesi halinde Federal Rezerv’in bunu değerlendireceğini açıkladı.

    Williams ayrıca Fed’in enflasyon hedefi konusuna da değinerek, daha yüksek bir eşik için bazı argümanlara rağmen, belirlenen %2’lik hedefin değiştirilmesi için mevcut bir durum olmadığını belirtti.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • İsrail’in hava savunması, maliyetine rağmen İran’ınkinden daha üstün

    Son hava çatışmalarının ardından uzmanlar, İsrail’in hava savunma sistemlerinin, eski teknolojiye dayanan İran’ınkinden önemli ölçüde üstün olduğunu ileri sürüyor. Tüm dünyada yapılan itidal çağrılarına rağmen, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun İran’a karşı bir saldırı başlatması halinde, ülkenin hava savunma sistemlerinin İsrail kuvvetleri için büyük bir zorluk teşkil etmesi beklenmiyor. Bu değerlendirme, Cumartesi gecesi İran’dan gelen ve İsrail’in güçlü savunma sistemleri sayesinde minimum hasarla sonuçlanan insansız hava aracı ve füze saldırısının ardından geldi.

    İran hafta sonu boyunca bir dizi balistik füze, seyir füzesi ve insansız hava aracı sergileyerek saldırı kabiliyetlerini ortaya koydu. Ancak İsrail’in eski hava savunma şeflerinden Zvika Haimovich, İran’ın “taktik balistik füzeler ve İHA’larda süper güç” olarak kabul edilse de hava savunmasının büyük ölçüde Rus S-200 ve S-300 sistemlerinin yanı sıra yerel muadillerine dayandığını vurguladı. Bavar-373 ve Khordad da dahil olmak üzere bu sistemler, bazıları 1970’lerden kalma eski sistemler olarak görülüyor.

    İsrailli pilotlar 2015’ten bu yana Suriye’de konuşlandırılan benzer sistemlerle başa çıkma konusunda önemli bir deneyim kazandılar. “Hava kuvvetlerimiz ve koalisyon hava kuvvetleri bu ortamda uçtu. Bu sistemle nasıl etkili bir şekilde başa çıkacaklarını biliyorlar,” dedi Haimovich. Bu sistemlere duyulan saygıya rağmen, İran’la olası bir çatışmada ana engel olarak görülmüyorlar.

    Londra’daki Kraliyet Birleşik Stratejik Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Sidharth Kausha, İsrail kuvvetlerinin önündeki zorluğun İran’ın batısı ve güneyindeki hedefleri vurmakta yattığını ve bunun için nüfuz edici bombalar gerekebileceğini belirtti. İsrail’in hayalet F-35 jetleri İran’ın hava savunmasını aşabilse de genellikle daha küçük mühimmat taşıyorlar. Derine gömülü hedefler için gerekli olabilecek daha büyük mühimmatların muhtemelen uzaktan fırlatılması ya da F-16 gibi uçaklarda harici olarak taşınması gerekecektir ki bu da radar görünürlüğünü arttıracaktır.

    İran’a doğrudan saldırı kararı, İsrail’in daha fazla saldırıyı önleme konusundaki güvenine bağlı olabilir. İran’ın cephaneliğinde 3.500’den fazla füze ve insansız hava aracı bulunuyor, bu da gerilimin tırmanma potansiyeline işaret ediyor. İsrail’in yüksek irtifa Arrow sistemleri, orta menzilli David’s Sling ve kısa menzilli Demir Kubbe’den oluşan çok katmanlı hava savunmasının etkili olduğu kanıtlanmıştır ancak bunun önemli bir mali maliyeti vardır. İran’ın son saldırısına karşı koymanın İsrail ve müttefikleri için tahmini maliyetinin, saldırının kendisinin 80 milyon ila 100 milyon dolarlık maliyetine kıyasla yaklaşık 1 milyar dolar olduğuna inanılıyor.

    Hava savunma kaynakları üzerindeki baskı, Ukrayna’nın yedek mühimmat temininde yaşadığı zorluklarla örneklendirilebilir. İran ya da vekili Hizbullah’ın sürekli saldırıları uzun vadeli bir etki yaratabilir. Buna karşılık olarak ABD Başkanı Joe Biden Çarşamba günü Kongre’ye İsrail’in hava savunmasını takviye edecek bir yardım paketini onaylaması çağrısında bulundu.

    İsrail’in hava savunma görev gücünün başındaki Tuğgeneral Doron Gavish, İsrail’in İran ya da vekilleriyle gelecekte yaşanabilecek çatışmalara karşı aktif bir şekilde stok yenilemesi yaptığını belirtti. Gavish, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerin desteğiyle İsrail’in gerekli malzemeye sahip olduğunu belirtti.

    İsrail Hava Kuvvetleri’nden emekli general ve eski askeri istihbarat şefi Amos Yadlin ise İsrail’in önemli saldırı kabiliyetlerine sahip olduğunu ve İran’dan gelebilecek saldırılar karşısında sadece savunma mekanizmalarına güvenmeyeceğini vurguladı.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Kingdom Come: Deliverance 2 Resmi Olarak Duyuruldu!

     
    Yayıncılığını Deep Silver ve geliştiriciliğini Warhorse Studios’un üstlendiği devam oyunu Kingdom Come: Deliverance II resmi olarak duyuruldu. Açık dünya aksiyon rol yapma tecrübesini bizlere sunmayı hedefleyen üretim 2024 yılı içerisinde PlayStation 5, Xbox Series ve PC (Steam, Epic Games Store) için piyasaya sürülecek.
     
    Devam oyunundan beklentiler bir oldukça yüksek 
     
     
     
    Kingdom Come: Deliverance II, 15. yüzyılın Bohemya’sındaki iç savaşı ve kaosu bizlere aktarmayı hedefliyor. Birinci oyunla bir arada kendini kanıtlayan açık dünya artık daha büyük bir formda bizlere sunuluyor. Yayınlanan fragmanla bir arada geliştirici grup içerisinde yer alan isimler, orjinal oyunda bulunan 3 saatlik sinematiklerin yanı sıra yeni oyunda 5 saatten fazla sinematik orta sahnenin olacağını aktarıyor.
     
    Devam oyunuyla oyunun kapsamı daha da genişliyor ve hem mekanik açısından hem de kıssa açısından daha geniş ortamlarda kendimizi bulabiliyoruz. Birinci oyunda olduğu üzere yeni oyunda da Skalitzli Henry olarak yer alacak ve sıradan bir şahısken kendimizi kanıtlamaya hazırlanacağız.
     
    Editör notu: Birinci oyunu oynamış biri olarak devam oyununu heyecanla bekliyorum. Yayınlanan fragmana bakacak olursak, birinci oyunda bulunan dövüş mekaniklerinin zorluğu ikinci oyunda da devam edecek üzere görünüyor. Ayrıyeten fragman içerisinde arbaletlerin ve ateşli silahların eklendiğini görebiliyoruz.
     
    Kingdom Come: Deliverance 2 videosu 
     
     
     
    Sadece duyuru fragmanına bakmak isterseniz
     
     

  • Electro’nun Titiz İkilisi Justice Neden Kendi Kurallarını Çiğnemek İstiyordu?

    Geçtiğimiz hafta sonu Coachella Valley Müzik ve Sanat Festivali’nin açılış gecesinde güneş batıyordu ve Justice’in sanatçı yerleşkesindeki sahne arkası ruh hali, bir bardak şarap ve ayrı bir elektronik sigara ile maskelenmiş, kaynayan kaygıydı.

    Paris merkezli elektronik müzik ikilisi, birkaç saat içinde yepyeni bir sahne şovunun lansmanını yapacak ve 26 Nisan’da çıkacak yeni stüdyo albümü “Hyperdrama”yı hayranlara erkenden tattıracaktı. Ortam anlamlıydı: Justice ilk gerçek performansını sergiledi. 2007’de Coachella’da, onu elektro sahnenin ön sıralarına taşıyan albüm “Cross”u yayınlamadan hemen önce konser verdi ve bu konser, 2018’den bu yana ilk büyük konseri olacaktı.

    Justice’in “Woman” LP’sinin gelmesinden bu yana geçen sekiz yılda, dans müziği alt türleri hem yükselişte hem de düşüşte oldu, ancak ikili kayıtsız kaldı ve tamamen kendi gidişatına odaklandı. Miguel, Thundercat ve Tame Impala’nın konuk oyuncu olarak yer aldığı 13 parçalık bir albüm olan “Hyperdrama”, melodik melodiler, harika bas hatları, ara sıra ortaya çıkan bulanık ritim gibi uzun süredir devam eden estetiğini yansıtıyor ve yeni şekillerde uzanıyor.

    Justice’den Gaspard Augé ve Xavier de Rosnay’e, çoğu Fransa’dan uçakla gelen arkadaşları ve eski işbirlikçileri de eşlik etse de, ikisi sahne arkası toplantılarının dışında kaldılar ve uzun süreli aydınlatma tasarımcıları Vincent Lérisson veya Pedro Winter ile periyodik olarak görüştüler. 2000’li yılların başında onları keşfeden yönetici. Yeni gösteri, büyük ölçüde Lérisson’un devasa, dönen ekranı etrafında inşa edilen, yapımı 18 aydan fazla süren ve kafes kirişler üzerinde 11 ton ışık ve kinetik motor içeren karmaşık bir yapımdır. Adalet, hassasiyetiyle övünür ve ters gidebilecek yüzlerce şeyin olduğunu biliyordu.

    İkili nihayet akşam 22:30’dan hemen önce sahneye çıktı ve Celine takım elbiseleri ve güneş gözlükleriyle karşı karşıya geldi ve diskografisinde iç içe geçmiş ritimler ortaya çıktı. “Neverender”ın dörtlü vuruşu ve amansız “Generator” gibi “Hyperdrama”dan şarkılar, ilk Grammy adaylığını kazanan canlı single “DANCE”e ve “DANCE”in boğuk çalımına kusursuz bir şekilde uyum sağlıyor. Hayalet.”

  • Müzik Kataloğu Devi Hipgnosis, Concord’a 1,4 Milyar Dolarlık Satışı Kabul Etti

    Justin Bieber, Neil Young, Shakira ve diğerlerinin on binlerce şarkısını satın alarak müzik endüstrisinin katalog anlaşmaları için acele etmesini sağlayan İngiliz şirketi Hipgnosis Songs Fund, ancak hisse fiyatının düştüğünü gördü ve geçici bir anlaşmaya vardı. Kendisini büyük bir bağımsız müzik şirketi olan Concord’a 1,4 milyar dolara satacak.

    Londra Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören Hipgnosis Perşembe günü yönetim kurulunun oybirliğiyle onay verdiğini söyledi. Ancak anlaşma hâlâ, bağlı bir şirketin kataloğu belirli bir fiyattan satın almasına yönelik sözleşmeye dayalı bir seçenek şeklinde önemli bir engelle karşı karşıya.

    Hipgnosis’in başkanı Robert Naylor, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu satın alma, hissedarlarımız için ellerindeki primi anında gerçekleştirmeleri için cazip bir fırsatı temsil ediyor ve hisse fiyatında önemli bir iyileşme elde etmek için ileride gördüğümüz riskleri azaltıyor.”

    Stax ve Craft gibi plak şirketlerinden oluşan bir portföye ve müzik yayıncılığında büyük holdinglere sahip olan Concord’un CEO’su Bob Valentine şunları ekledi: “Hipgnosis’in kataloglarını 1,2 milyon şarkıdan oluşan daha geniş portföyümüze, bestecilere, icracılara ve tüm paydaşlarımıza fayda sağlayacak.”

    Concord’un hisse başına 1,16 dolarlık nakit teklifi, Hipgnosis’in son kapanış hisse fiyatına göre yüzde 32’lik bir primi temsil ediyor, ancak yine de hisse senedinin Kasım 2021’deki zirvesinden neredeyse yüzde 28 aşağıda.

    Concord’un satın alınması, eğer gerçekleşirse, müzik sektörünün yakın tarihindeki en çalkantılı hikayelerden birine son verecek. Bir zamanlar Beyoncé, Guns N’ Roses ve Elton John gibi süper star sanatçıları yönetmiş, uzun süredir müzik yöneticiliği yapan Merck Mercuriadis tarafından kurulan Hipgnosis, 2018’de yatırımcılara ve sanatçılara popüler müziklerin telif haklarından elde edilen telif haklarının gösterişli bir konuşmasıyla halka açıldı. şarkılar “altından veya petrolden daha değerli” olabilir.

  • Jorie Graham’ın Dünya ve İnsanlık Şiiri Müzikli

    Peter Sellars daha fazlasını öğrenmek istiyordu.

    Birkaç yıl önce San Francisco’daydı; American Modern Opera Company’den en sevdiği sanatçılardan bazılarının ve genç bestecinin bir partisyonunun yer aldığı büyüleyici derecede kendine özgü bir müzik tiyatrosu çalışması olan “The No One’s Rose”un performansına katılıyordu. Matthew Aucoin.

    Eserin bir bölümü göze çarpıyordu: Jorie Graham’ın hem insani hem de değil, hem doğal hem de manevi hissi veren bir şiirinden oluşan “Derin Su Trolü”. En önemlisi Aucoin’in yazılarında yeni ve özel bir şeyi ortaya çıkarmış gibi görünüyordu.

    Gösteriden sonra 66 yaşında uzun süredir opera yönetmeni olarak görev yapan Sellars, Aucoin’e şu soruyu sordu: “Ne oldu? öyleydiO?”

    Belirli bir komisyon olmadan başlayarak Graham’ın şiirinden ilham almayı daha da ileri götürmeye karar verdiler. Şimdi, akşam boyu “Yeni Bedenler İçin Müzik” olarak şekillenen projelerinin prömiyeri, Dacamera tarafından sunulan ve Rice Üniversitesi’nde sahnelenen Houston’daki bir konserde yapılacak.

    Yönetmen Peter Sellers, ortada. “Bu sadece standart bir operasyon prosedürü değil” dedi. “Parçada bu derinlik, bu içsel huzur, sıcaklık ve yoğunluk var.” Kredi… New York Times için Meridith Kohut

    70 dakikaya yayılan beş bölümden oluşan “Yeni Bedenler”, Graham’ın değişen ses ve kayıtlarla anlatılan, doğal güçleri yönlendiren ve zaman zaman anestezi altındaki zihni harekete geçiren, dünya ve insanlık hakkında şiirlerini sahneliyor. Genişliği ve biçimi Mahler’in “Das Lied von der Erde”sini anımsatsa da bu ne bir şarkı dizisi ne de bir senfonidir. Belki operaya en yakın olanıdır ama çoğunlukla öyledir.

  • ‘Gun & Powder’ İncelemesi: İkiz Kanunsuzlar Batı Amerika’ya Hisse İddiası Aldı

    1893’te Teksas’ta bir yol açan karma ırklı ikiz kız kardeşlerin heyecan verici derecede orijinal yeni müzikali “Gun & Powder”ın başlığı, onların seyahat temellerine gönderme yapıyor: ortakçı annelerinden kurnaz bir veda hediyesi ve neşelendirmek için bir makyaj dokunuşu. kızarmış fildişi tenleri.

    Kendileri beyaz sanılarak beyaz insanları soyan Mary ve Martha Clarke’ın efsanesi, dizinin kitap yazarı ve söz yazarı Angelica Chéri için nesiller öncesine uzanıyor. Şu anda Millburn, NJ’deki Paper Mill Playhouse’da oynanan bu heyecan verici Western filmini büyük-büyük teyzelerinden esinlenerek oluşturdu. (“Ama aile hikayelerinin nasıl olduğunu bilirsiniz,” diyor Yunan anlatıcılardan oluşan bir İncil korosu, “bu yüzden hikayenin çoğunlukla doğru olduğuna inanıyoruz.”)

    Ross Baum’un geniş kapsamlı, güçlü müziğiyle “Gun & Powder”, Batı Amerika’ya dair klasik bir efsaneyi (kendilerini kanunların üstünde gören beyaz adamlar) karşı konulamaz bir intikam fantazisine dönüştürüyor: Mary ve Martha. Atalarının sırtından kazanılan parayı soğukkanlılıkla çalan tarlalar kanun kaçağı değil, kölelik suçu için adalet isteyen kanunsuzlar.

    Stevie Walker-Webb’in canlı bir gösterişle yönettiği olağanüstü tarihlerinin, Siyah kadınlar için yıldız yaratan rollerle dolu, büyük boğazlı bir Amerikan müzikali biçimini alması başka bir zafer.

    Mary (Ciara Renée) ve Martha (Liisi LaFontaine) ilk başta birbirlerine çok benziyorlar; anneleri Tallulah’a (Jeannette Bayardelle) duydukları ortak sevgi nedeniyle, beyaz sevgilisi onu kızlarıyla birlikte kalbi kırık bir halde ve başka bir beyaz adamın çizmesi altında bırakıyor. Üç kadın arasındaki bağ, etkileyici bir duygusal çizgi oluşturuyor ve oyuncuların dinamit vokalleri arasında heyecan verici bir uyum var.

    Jeannette Bayardelle (ortada), Renée (solda), LaFontaine (sağda) ve diğer oyuncularla birlikte. Eleştirmenimiz, prodüksiyonda oyuncu kadrosunun hızla gönderdiği, kemer ağırlıklı R&B şarkılarının yer aldığını yazıyor. Kredi… Jeremy Daniel
  • ‘Beyefendi Olmayan Savaş Bakanlığı’ İncelemesi: Savaş, İddiasız

    Her birkaç ayda bir uçakla seyahat ediyorum ve her zaman tek ve yakıcı bir soru üzerine düşünüyorum: Bir uçak filmini harika yapan şey nedir? Uçaklarda olmayı konu alan filmler değil. Uçakta izlenecek filmler, bir teneke kutuda geçirilen üç ya da dokuz saati katlanılabilir hale getiriyor, her tarafı ezilmiş, minik krakerler çiğneniyor ve bir cin tonik daha sipariş etmemeye çalışılıyor.

    Yönetmen Guy Ritchie’nin son filmi “The Minister of Uncentlemanly Warfare” mükemmel bir uçak filmi. Bu bir iltifat değil ama tam olarak bir ayıp da değil. Bazı filmler uçaklarda izlenmemelidir; yavaş, sanatsal dramalar veya konsantrasyon ve iyi ses gerektiren filmler (lütfen bir sonraki uçuşunuzda “The Zone of Interest”i izlemeyin). Ama bir şeyler izlemelisiniz ve bunun için buna benzer filmlerimiz var.

    Ritchie her zaman uçak filmleri yapmıyordu. “Lock, Stock and Two Smoking Barrels” ve “Snatch” gibi çılgın, müstehcen ve komik ilk çalışmaları, kükreyen seyircilerle dolu bir odada veya en azından evde arkadaşlarınızla pizza ve bira içerken izlenmek için yalvarıyordu. . “Guy Ritchie’nin The Covenant”ı gibi daha yeni filmlerde daha karanlık ve daha ciddi bir hal aldı; bu da bir uçuşu daha da gergin hale getirebilecek türden bir şey.

    Ancak ciddi bir meseleye (yani Nazileri yenmek) anlamsız bir dokunuş uygulayan “The Minister of Uncentlemanly Warfare”i izlerken, bunun uçak filmleri için en önemli üç prensibimi somutlaştırdığını fark ettim.

    İlke I: Tanıdık Hale Getirin

    “Beyefendi Olmayan Savaşlar Bakanlığı” yakın zamanda keşfedilen gerçek bir şeyin kurgulanmış bir anlatımıdır. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Kuzey Atlantik’teki Alman denizaltılarını sakatlamak ve aynı zamanda Amerikalıların savaşa katılmasının önünü açmak amacıyla Winston Churchill, belki de bir nevi gayri resmi olarak gözüpeklerden oluşan haydut bir gruba hassas bir operasyon gerçekleştirme yetkisi verdi: İkmal gemilerini batırarak Almanların kaynaklarını kesin. Ne yazık ki, birkaç İtalyan teknesiyle gerçekleştirilen yakıt ikmali operasyonları, Batı Afrika kıyılarının hemen açıklarında, tarafsız bölgede bulunan, İspanyol kontrolündeki Fernando Po adlı adaya park edilmişti. Resmi bir İngiliz kampanyası, bağlantısız Avrupa’nın geri kalanının Nazilere katılmasına neden olacaktır. Bu yüzden bunun gizlice yapılması gerekiyordu.

  • AB rekabet gücünü artırmak istiyor

    Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel’de gerçekleştirilen AB Başkanlar Doruğu’nun akabinde düzenlenen basın toplantısında konuştu.

    Toplantıda, rekabet edebilirlik ve yatırımlar hakkında derinlemesine bir görüşme gerçekleştirdiklerini anlatan Michel, “Tek Pazar hepimizin geleceği ve refahı için çok temel bir kıymettir. Tek Pazarı geliştirmemiz ve derinleştirmemiz lazım.” diye konuştu.

    Stratejik bölümlere yatırım

    Michel, AB’nin sanayi stratejisini de geliştirmesi gerektiğine işaret ederek, “Stratejik bölümlere yatırım için daha fazla parayı ve kaynağı harekete geçirmemiz gerektiğinin farkındayız.” değerlendirmesinde bulundu.

    Yatırım stratejisi ve tasarruflar konusunda birtakım kararlar aldıklarını belirten Michel, bu alanda atılacak adımlar için nizamlı biçimde görüşmeleri sürdüreceklerini anlattı.

    Michel, AB önderlerinin iflas hukuku konusunda ahenk sağlanması gerektiği görüşünde olduğunu söz etti.

    Avrupa’daki şirketlerin iş şartlarının yakınlaşmasının da değerine dikkati çeken Michel, böylelikle bilhassa yatırımlardan daha fazla yararlanılabileceğini söyledi.

    Michel, hudut ötesi sermaye erişimi konusunun da toplantıda ele alındığını belirterek, başkanların AB Kurulundan hudut ötesi sermaye ve mali piyasa aktörlerini tesirli biçimde denetlemeye imkan sağlayacak şartları değerlendirmesini istediğini anlattı.

    AB Konseyi Başkanı Michel, zirvenin ardından toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ekonomi ve güvenlik temelimiz dış kaynaklara ziyadesiyle bağımlı bu da rekabet gücümüzü ve nüfuzumuzu olumsuz etkiliyor.” tabirini kullandı.

    Avrupa’nın rekabet edebilirlik konusunda yeni bir muahedeye muhtaçlık duyduğuna işaret eden Michel, bunun güçlü bir Tek Pazar, gerçek bir enerji birliği, güçlü sanayi siyaseti ve sermaye piyasası birliğine bağlı olduğunu anlattı.

    Michel, “AB’de 33 trilyon euro’luk özel tasarruf bulunuyor. Bunu şirketlerimize yönlendirmenin yollarını bulmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

    AB Komisyonu Başkanı von der Leyen de AB’nin Tek Pazarı güçlendirmesi ve rekabetçiliğini artırması gerektiğini söyledi.

    AB’nin dijital alanda dünya standartlarında firmalara sahip olmasının kıymetine dikkati çeken von der Leyen, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Avrupa’ya rekabetçi ve güçlü bir savunma endüstrisine sahip olmanın ne kadar değerli olduğunu gösterdiğini vurguladı.

    Von der Leyen, AB içinde sermaye piyasalarının ve finans sisteminin parçalanmış olduğunu anımsatarak, günümüzde sermaye birliğini geliştirmenin kıymetini anlattı.

    Liderlerin güç maliyetlerinin düşürülmesi konusunu da ele aldıklarına işaret eden von der Leyen, “Enerji maliyetleri, Avrupa’nın rekabet gücünü etkilemeye devam ediyor. Yüksek güç maliyetleri bilhassa çelik, cam, çimento, kimyasal yahut gübre üzere güç ağır dalları etkiliyor.” dedi.

  • ABD Kongresi TikTok’un ByteDance tarafından satışını zorlamayı hedefliyor

    Kongre, TikTok’un Çinli ana şirketi ByteDance’ı popüler sosyal medya platformunu satmaya ya da ABD’de potansiyel bir yasakla karşı karşıya kalmaya zorlayabilecek bir tasarıyı ilerletiyor. Temsilciler Meclisi Cumartesi günü için bir oylama planladı ve tasarı önde gelen bir Senato Demokratından destek aldı, bu da yasa olma olasılığını artırabilir.

    Tasarı, Ukrayna ve İsrail gibi müttefiklere yardımı da içeren 95 milyar dolarlık daha büyük bir yasama paketinin parçası. Bu hamle, TikTok’un ABD’deki faaliyetlerine ilişkin ulusal güvenlik kaygılarını gidermek için devam eden çabalarda önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor.

    ABD Senatosu Ticaret Komitesi Başkanı Senatör Maria Cantwell, ByteDance’a TikTok’u elden çıkarması için bir yıllık süre tanıyan yeni yasa tasarısını desteklediğini ifade etti. Bu, geçen ay iki partinin desteğiyle Meclisten geçen ve satış için sadece altı ay süre tanıyan tasarının önceki versiyonuna göre bir uzatma.

    Milletvekilleri ve Biden yönetimi tarafından TikTok’un yarattığı potansiyel ulusal güvenlik riskleri konusunda endişeler dile getirilmiştir. Çin hükümetinin ByteDance’ı uygulamanın 170 milyon ABD’li kullanıcısının verilerini teslim etmeye zorlayabileceğini öne sürüyorlar. Ancak TikTok, ABD’li kullanıcı verilerini hiçbir zaman paylaşmadığını ve paylaşmayacağını savunuyor.

    Daha önceki tasarı hakkında ilk başta çekinceleri olan Cantwell, şimdi revize edilmiş mevzuatı tamamen destekledi ve başarılı bir satışın gerçekleşmesi için yeterli zamanın sağlanmasının önemine dikkat çekti. Cantwell’in desteği tasarının beklentileri için önemli bir destek.

    Kongre’nin bu hamlesine yanıt olarak bir TikTok sözcüsü, tasarının önemli dış ve insani yardım kisvesi altında gündeme getirilmesinin üzücü olduğunu belirterek Temsilciler Meclisi’nin yaklaşımını eleştirdi. Sözcü ayrıca potansiyel İlk Değişiklik sorunlarının ve platformu kullanan milyonlarca Amerikan işletmesi üzerindeki etkisinin altını çizdi.

    Cantwell daha önce, yabancılar tarafından işletilen uygulamaların daha geniş sorunlarını ele alan ve yargı denetimine dayanan sağlam bir mevzuat arzusunu dile getirmiş ve bu endişeleri yönetmek için güçlü ve etkili yasal araçlara duyulan ihtiyacı vurgulamıştı.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • İsmail Kartal’dan şampiyonluk ve kupa mesajı!

    Fenerbahçe Teknik Yöneticisi İsmail Kartal, Olympiakos maçı öncesi açıklamalar yaptı.

    İsmail Kartal yaptığı açıklamada, “Kendi konutumuzda oynamanın avantajını kullanarak yarı finale yükselmek istiyoruz. Fenerbahçe tarihine geçmek istiyoruz. Ülkemizi en uygun halde temsil etmek istiyoruz. Birinci maçın akabinde rakibin güçlü istikametlerini biliyoruz. Buna çalıştık. Oyuncularım motiveler. Rastgele bir sakatımız eksiğimiz yok. Bu akşam çok şükür ki tam takım çıkacağız. Oyuncularıma, oyun gücümüze, taraftarlarımıza inanıyorum. Yarı finale kalabileceğimize inanıyorum.” dedi.

    Deneyimli hoca kelamlarına devam ederek, “Oyuncularımın özgüveni çok yüksek. Birinci maçta da yeterli başladık, istediğimiz golleri bulamadık. Kişisel yanlışlardan goller yedik ve tepki verdik. Çok makus bir skorla dönmedik. Rövanşı oynayacağız.” sözlerini kullandı. 

    İsmail Kartal son olarak, “Sonuna kadar savaşacağız. Dönemi şampiyonluklarla kupalarla kapatacağız.” kelamlarını sarf etti.

  • Kanada’da rekor kıran altın hırsızlığında altı kişi tutuklandı

    Kanada ve ABD kolluk kuvvetleri, Toronto Pearson Uluslararası Havalimanı’nda 22 milyon C$’ın üzerinde altın ve dövizin çalındığı büyük bir hırsızlıkla bağlantılı olarak altı kişinin tutuklandığını duyurdu. Bir yıl önce meydana gelen soygun, Kanada tarihindeki en büyük altın hırsızlığı olarak tanımlanıyor.

    Aralarında iki eski Air Canada çalışanının da bulunduğu grup, İsviçre’den 400 kg ağırlığında 6.600 külçe altın ve çeşitli para birimlerinde 2,5 milyon C$ içeren bir sevkiyatı çalmak için sahte bir havayolu faturası kullanmakla suçlanıyor. Ayrıntılı plan bir Air Canada kargo tesisinde gerçekleştirilmiştir.

    Peel bölge polisi Çarşamba günü düzenlediği basın brifinginde dokuz şüphelinin isimlerini açıklayarak haklarındaki 19 suçlamayı özetledi. Şüphelilerden beşi Kanada’da yakalandı ve yargılanmayı beklerken kefaletle serbest bırakıldı. Bir diğer şüpheli ise Pennsylvania’da ateşli silahlarla yakalandı ve şu anda ABD’de gözaltında tutuluyor. Yetkililer kalan üç şüpheliyi aktif bir şekilde arıyor ve Kanada çapında tutuklama emri çıkarttı.

    Olaya adı karışan Air Canada çalışanlarından biri açığa alınmış, diğeri ise suçlamaların duyurulmasından önce havayolu şirketinden ayrılmıştı. Devam eden hukuki süreç nedeniyle yorum yapma imkanı kısıtlı olan Air Canada, açığa alma işlemini doğruladı.

    Peel bölge polisi, ABD Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar ve Patlayıcılar Bürosu ile işbirliği içinde yürüttüğü soruşturma sırasında yaklaşık bir kg altın ve yaklaşık 434.000 Kanada Doları tutarında para ele geçirmeyi başardı. Dedektif Çavuş Mike Mavity, çalınan altının muhtemelen eritildiğini ve elde edilen gelirin ateşli silah alımlarını finanse etmek için kullanıldığını öne sürdü. Polis toplamda, çalınan altından elde edilen parayla satın alındığına inanılan 65 kadar ateşli silah ele geçirdi.

    Hırsızlık aynı zamanda Miami merkezli bir güvenlik hizmetleri sağlayıcısı olan Brinks’in Air Canada’ya karşı dava açmasına da yol açtı. Ekim ayında açılan dava, havayolu şirketini soygunla ilgili olarak ihmalkarlıkla suçluyor. Brinks, İsviçre bankası Raiffeisen Schweiz ve değerli metaller şirketi Valcambi tarafından değerli eşyaların Zürih’ten Toronto’ya taşınması için görevlendirilmişti.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Philly Fed endeksi son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştı

    Philadelphia Merkez Bankası, yeni siparişler ve sevkiyatlardaki artışın etkisiyle aylık iş koşulları endeksinde önemli bir artış kaydederek Nisan ayında son iki yılın zirvesine ulaştığını bildirdi. ABD’nin Orta Atlantik bölgesindeki imalat faaliyetlerini ölçen endeks, Mart ayındaki 3,2 seviyesinden 15,5’e yükselerek ekonomistlerin 2,3’lük beklentilerini aştı. Bu performans, 34 ekonomistten oluşan bir grubun en yüksek tahminini bile geride bıraktı.

    Bu artış, genel ekonomik büyümeye rağmen 2023 yılı boyunca yaşanan ılımlı gerilemenin aksine, ABD fabrika sektöründe bir toparlanmaya işaret etmektedir. Yeni siparişler endeksi geçtiğimiz Ağustos ayından bu yana en yüksek noktasına ulaşırken, sevkiyat faaliyetleri de Ağustos 2022’den bu yana en yüksek hızına ulaştı.

    Bununla birlikte, veriler girdi maliyetlerinde de bir artış olduğunu gösterdi ve ödenen fiyatlar endeksi Aralık ayından bu yana en yüksek seviyesine tırmandı. Mal üreticileri tarafından alınan fiyatlarda da hafif bir artış yaşandı. Bu enflasyonist baskılar 2023’ün ikinci yarısında azalmıştı ve o dönemde Fed yetkilileri bunu enflasyonun %2 hedefine doğru ilerlediğinin bir işareti olarak değerlendirmişti. Bu endekslerdeki son artış, bu yılki diğer verilerle uyumlu olup, enflasyonun kalıcı olduğunu ve merkez bankacılarının para politikasını ne zaman gevşetebilecekleri konusunda sinyal vermekten kaçındıklarını göstermektedir.

    İstihdam cephesinde, imalat istihdamı düşmeye devam ederek Mayıs 2020’den bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Bu durum, imalat sektöründe istihdam artışının yavaşladığını gösteren daha geniş eğilimlerle uyumlu olup, sektör geçtiğimiz yıl ayda ortalama sadece 2.000 istihdam yaratarak özel sektördeki istihdam artışları açısından en zayıf sektörlerden biri haline geldi.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Binance, perakende kripto hizmetleri için Dubai lisansını aldı

    Kripto para borsası Binance, Perşembe günü Dubai’nin Sanal Varlık Düzenleme Kurumu’ndan (VARA), şirketin hizmetlerini perakende müşterilere genişletmesini sağlayacak yeni bir lisans aldığını duyurdu. Lisans ayrıca, şirketin Dubai’deki birimi olan Binance FZE’nin tekliflerini nitelikli kullanıcılar için marj ticareti ve stake ürünlerini içerecek şekilde genişletmesine de izin veriyor.

    Bu gelişme, küresel pazardaki varlığını güçlendirmeye devam eden Binance için önemli bir adımı işaret ediyor. Sanal Varlık Hizmet Sağlayıcısı (VASP) lisansı, borsanın yalnızca spot ticaret ve fiat hizmetlerine devam etmesine değil, aynı zamanda daha geniş bir yatırımcı yelpazesine hitap eden ek finansal ürünlere girmesine de olanak tanıyor.

    Bu hamle, Dubai’nin sanal varlıklar konusundaki ilerici duruşunun ve kripto para birimi endüstrisi için bir merkez olma taahhüdünün bir göstergesidir. Bu lisansla Binance, yalnızca kurumsal ve nitelikli yatırımcıları değil, aynı zamanda kripto alanıyla ilgilenen bireyleri de içeren çeşitli bir müşteri tabanını hedefleyerek bölgedeki operasyonel yeteneklerini geliştirmeye hazırlanıyor.

    Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Başa dön tuşu