Toprak merkezli tedavi manasına gelen ekoterapi, sinirsel rahatsızlıkları azaltarak kişinin özgüvenini ve duygudurum sıhhatlerini amaçlayan bir terapidir. Tabiatın uygunlaştırıcı gücü, bu terapinin temel kaynağıdır.
Çoğumuz ise kent hayatında, tabiattan ziyadesiyle uzak yaşamaktayız. Halbuki ki insan bedeni tabiata gereksinim duymakta. Bilimsel araştırmalara nazaran tabiatta uzun bir müddet vakit geçirmiş beşerler, büyük oranda daha memnun, rahat hissettiğini belirtiyor. Hatta birtakım araştırmalara nazaran, yalnızca tabiat fotoğraflarına bakmak bile rahatlamaya yardımcı oluyor.
Ekoterapinin en büyük avantajı, kolaylıkla ulaşılabilir olması. Tabiat terapisi denilen de bu terapi çeşidini hayatımıza kolaylıkla dahil edebiliriz; basitçe uygulanabilir olması bir fırsat niteliğindedir.
Doğa yürüyüşü, su kenarında suyun sesini dinlemek, tabiatta hayvan gezdirmek, ormanda piknik hatta meskende yetiştirdiğimiz bitkiler bile ekoterapinin kesimidir.
Japonlara ilişkin bir sistem olan orman banyosu, ekoterapinin farklı bir uygulanma halidir. Ormanın tehlike altında olmayacağınız ya da kaybolmayacağınız bir kısmına gitmenizle başlıyor. Akabinde ormanı ve kendinizi dinliyor, hislerinizin sizi götürdüğü yere hakikat adımlıyorsunuz. Bazen ormandaki seslere kulak veriyor, bazen de yere yatıp gökyüzünü izliyorsunuz.
Ekoterapi her ne kadar kolay görünse de birden fazla insan imkanı olsa bile bu muhtaçlığı geçiştirmekte. Halbuki ekoterapinin kanıtlanmış kıymetli yararları vardır:
-
- Sinir sistemini istikrarlar. Gerginliği, gerilimi azaltır.
- Travma Sonrası Gerilim Bozukluğu belirtilerini azaltır.
- Kan basıncını ve kalp atış suratını düşürür, bedeni rahatlatır.
