Alfred Molina, Los Angeles’ta geçirdiği 30 yılı aşkın sürenin ardından yeni kazandığı Yukarı Batı Yakalı statüsünün tadını çıkarıyor.
Geçtiğimiz ay Lincoln Center Tiyatrosu’nda, Çarşamba günü Broadway’de açılacak olan Çehov klasiği “Vanya Amca”nın provasından önce, “Eşim ve ben burada bir daire satın aldık ve yavaş yavaş New York’a geçiyoruz” dedi.
70 yaşındaki Molina, “Art”, “Damdaki Kemancı” ve en son 2010 yılında ressam Mark Rothko rolünü oynadığı “Red” dallarında üç Tony Ödülü’ne aday gösterildi. Kendini beğenmiş profesör Alexander Serebryakov’u canlandıran filmde, yaklaşık 15 yıl sonra New York sahnesine geri dönüyor.
Vanya rolünde Steve Carell, Vanya’nın annesi rolünde Jayne Houdyshell ve yerel doktor Astrov rolünde William Jackson Harper’ın yer aldığı oyuncu kadrosu hakkında oyunun “bazı harika insanlarla çalışma şansı” olduğunu söyledi. Filmin yönetmenliğini Lila Neugebauer yapıyor ve Molina bu yıl üzerinde çalıştığı diğer iki oyun olan “Uygun” ve “Müttefik”i gördükten sonra şöyle dedi: “İkisi de beni bayılttı, o yüzden hiç düşünmeden yaptım.”
Aslen Londralı olan Molina, New York’ta en sevdiği yürüyüşü, metroyu neden sevdiğini ve görünüşte anında bulduğu Jonathan Groff’tan ilham alan bir şarkı sözlerini paylaştı. Bunlar konuşmadan düzenlenmiş alıntılardır.
1
Sabah Caz
Güne Art Pepper veya Dexter Gordon gibi parlak ve hızlı bir şeyle başlamayı seviyorum. Gençliğimden beri caz dinliyordum; sporda iyi değildim ya da kızlar arasında popüler değildim ama müziği, özellikle de Siyahi Amerikan müziğini seviyordum. Haftalık Melody Maker, New Musical Express gibi müzik gazetelerini okurdum ve ne zaman bir grup veya albümle ilgili incelemede “caz” kelimesi geçse onu dinlemeye çalışırdım.
