Ay: Nisan 2023

  • Didim Belediyesi tarafından bu yıl 5.si düzenlenen Didim Vegfest unutulmaz anlara şahitlik etmeye devam ediyor

    Vegan yaşam felsefesine inanmış, yerli ve yabancı misafirlerin buluştuğu Didim Vegfest’te yeniden dünya rekoru kırıldı.

    Geçtiğimiz yıl düzenlenen dünyanın en büyük vegan dürümün ardından, bu yılda mutfak atölyesinde 5 metrelik dünyanın en büyük vegan lokma ağacı yapıldı.

    Festival etkinlikleri kapsamında, tahta şişler üzerine koyularak, birbirinin üzerine eklenen lokmalar ile dünyanın en büyük lokma ağacı oluşturuldu. Lokma ağacının en üstüne vinç yardımı ile yetişen Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay lokma ağacının son lokmasını ağacın üzerine ekleyerek, 40 kg vegan çikolata sosunu ağacın üzerine döktü. Dünyanın en büyük lokma ağacı oluşturularak dünya rekor denemesi gerçekleştirdiklerini belirten Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, “Geçen yıl dünyanın en büyük vegan dürümünü yapmıştık. Bu yılda dünyanın en büyük lokma ağacını yaptık. Festivalimiz daha güzel etkinliklerle devam edecek.” İfadelerini kullandı.

    Türkiye’nin ilk ve tek vegan festivali, birbirinden güzel etkinlik, konser, söyleşi ve panellerle devam ediyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Pedallar depremzede çocuklar için çevrildi

    Bu yıl 5’incisi düzenlenen Akra Gran Fondo Powered by AG Tohum Bisiklet Yarışı sona erdi. 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerden etkilenen depremzede çocuklar için yapılan yarışta dereceye girenlere ödülleri verildi.

    Argeus Travel & Events ve Yedi İletişim tarafından, AKRA Hotels ana sponsorluğunda ve Kemer Belediyesi ile AG Tohum desteğiyle yapılan yarışa bu yıl 13 ülkeden 570 sporcu katıldı.

    Mustafa Ertuğrul Aker Parkı önünden başlayan yarışın startına, Kemer Kaymakamı Hüseyin Çam, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Emin Gül, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Başkanı Yeliz Gül Ege, Kemer Turizmci ve İş Adamları Derneği (KEMİAD) Başkanı Rıza Sönmez, Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KETOB) Başkan Yardımcısı Şinasi Gürocak, BHM Otelcilik Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Barut, AKRA Gran Fondo Genel Direktörü Aydın Ayhan Güney ve AKRA Gran Fondo Proje Koordinatörü Haluk Özsevim katıldı.

    Kaymakam Çam’ın damalı bayrağı sallamasıyla başlayan yarışta sporcular, 98 kilometrelik Akra ve 49 kilometrelik AG Tohum parkurlarında pedal çevirdi.

    Tabiat parkları ve doğasıyla dünyanın en popüler tatil noktalarından biri olan Kemer’de yapılan yarışta sporcular, birbirleriyle kıyasıya mücadele etti.

    BİSİKLETÇİLER PEDALLARI DEPREMZEDE ÇOCUKLAR İÇİN ÇEVİRDİ

    Almanya’dan Mısır’a, Belçika’dan İngiltere’ye, Amerika Birleşik Devletleri’nden Ukrayna’ya dünyanın farklı noktalarından gelen bisikletçiler pedallarını 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerden etkilenen depremzede çocuklar için çevirdi.  

    Yarışın kayıt gelirleri ve sponsorların katkılarıyla alınacak olan 700 bisiklet, Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliği ile depremzede çocuklara dağıtılacak.

    Yarış sonrası Mustafa Ertuğrul Aker Parkı’nda yapılan ödül töreninde dereceye giren sporculara ödülleri verildi. Sporculara ödüllerini, Kaymakam Çam, Belediye Başkanı Topaloğlu ve protokol üyeleri verdi.

    Başkan Topaloğlu, yaptığı açıklamasında, Akra Gran Fondo Powered by AG Tohum Bisiklet Yarışı’nın sorunsuz şekilde tamamlamaktan dolayı mutlu olduklarını söyledi.

    Kemer’in bisiklet destinasyonu haline geldiğini belirten Topaloğlu, “Kemer Belediyesi olarak spor turizmine katkı sağlayan her türlü organizasyona tam destek veriyoruz. Bu yıl yapılan yarışa, 13 ülkeden 570 bisikletçi katıldı. Spor turizmine büyük katkı sağlayan etkinlikte sporcular, Kemerimizin doğa harikası güzelliklerini de pedal çevirerek görme imkanı elde etti. Güzel bir organizasyon oldu. Organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Dereceye giren sporcuları da tebrik ediyorum.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bir Yıl Acı: Brooklyn Metrosu Vurulmasının Ardından Kurbanlar Mücadele Ediyor

    Bir yıldan uzun bir süre önce, Brooklyn’de metroda meydana gelen toplu silahlı saldırı mucizevi bir şekilde kimseyi öldürmedi. Ancak kurbanlar yaşadıkça fiziksel ve psikolojik yaraları da yaşar.

    Tren, Sunset Park’tan kıvrıla kıvrıla geçerken, sabah trafiğinin yoğun olduğu saatlerde rastgele saldırıda 10 kişi vurularak öldürüldüğünde kimse ölmedi: Sessizce oturan bir yolcu, aniden sis bombası fırlattı ve bir silah savurarak 33 el ateş etti.

    Kâr amacı gütmeyen bir araştırma grubu olan Gun Violence Archive’e göre şiddet, 2022’de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 648 toplu silahlı saldırıdan yalnızca biriydi. Bu yıl aynı karanlık yörüngede devam etti: Grup, Cuma günü itibarıyla en az 172 toplu silahlı saldırı saydı ve bunu en az dört kişinin öldüğü veya yaralandığı bir olay olarak tanımlıyor. Yalnızca 15 Nisan’da, bu yılın şimdiye kadarki en yüksek günü olan yedi toplu infaz gerçekleşti. En büyüğü, Alabama’da bir gencin doğum günü partisindeydi, burada dördü öldürüldü ve 28 kişi vuruldu.

    Brooklyn davasının çözümü hızlıydı: Saldırıdan önce bir dizi saçma sapan video hazırlayan 63 yaşındaki saldırgan, Ocak ayında federal mahkemede bir ateşli silah suçu ve 10 kez terör saldırısı suçunu kabul etti ve tutuklanmayla karşı karşıya kaldı. olası müebbet.

    Ancak kitlesel infazların etkisi, manşetlerden silindikten çok sonra bile hissediliyor ve endişe verici sayıda Amerikalı tarafından karşılanıyor. Bir halk sağlığı araştırma grubu olan KFF tarafından yakın zamanda yapılan bir anket, yetişkinlerin yarısından fazlasının kendilerinin veya bir akrabalarının silahla ilgili bir olaydan etkilendiğini, buna tehdit edilmek veya vurulmaya tanık olmak da dahil olduğunu ortaya çıkardı.

    Brooklyn saldırısındaki kurbanların deneyimleri, uzun vadeli sonuçları gösteriyor: sadece bedenlere değil, aynı zamanda bir güvenlik duygusuna ve geçimini sağlama yeteneğine de verilen zarar.

    ‘Ses aklımda’

    Rudy Perez bir daha asla koşamayacağından korkuyordu. Sonra bir trene yetişmek için yaptı. Kredi… The New York Times için Anna Watts

    21 yaşındaki Rudy Perez, saldırıdan sadece dokuz ay önce Guatemala’dan gelmişti. Bir zamanlar üniversiteye gitmeyi ummuştu, ama yurt dışına gitmek daha ekonomik bir umut vaat ediyordu. Ailesi, Teksas sınırını geçmesine yardım eden bir kaçakçıya yaklaşık 17.000 dolar ödedi.

    Bir Perşembe günü geldi ve o Pazartesi çalışmaya başladı, önce fayans döşedi ve ardından bir elektrikçiye yardım etti. Saldırının sabahı, Columbus Circle yakınlarındaki bir tadilat işine gidiyordu ve burada günde yaklaşık 140 dolar kazanacaktı. Ancak kendisini ve ailesini geçindirme ve bu borcu ödeme yeteneği o sabah ciddi şekilde tehlikeye girecekti.

    New Utrecht durağında, yanında bagajı varmış gibi görünen saldırgan Frank James’i hemen fark etti, ancak hiçbir şeyin ters gittiğini düşünmedi. Üç durak sonra tren yolcularla dolmuştu. Bir koltuğun altından duman çıktı, her yer griye döndü ve ateş açıldı.

    Paniklemeye başladım, dedi. “Ses aklımda.”

    Tren 36. Caddeye girmeden önce durakladı. Bay Perez ancak o zaman sıska baldırından kan geldiğini fark etti. Bir kurşun kasa isabet etmiş, kemiği ıskalamıştı. O, doktorların mermiyi çıkardıkları Brooklyn’deki NYU Langone Hastanesine götürüldü. Onu tedavi eden Dr. Jonathan Cardwell, onun solgun ve sessiz olduğunu, şok halinde olduğunu hatırladı.

    Sonraki aylarda zayıfladı. Yürüyemiyordu ve geliri kalmamıştı. Ofisleri ve avukatları boşuna aradı, çoğu zaman iletişim kuramadı. Devlet Mağdur Hizmetleri Bürosunun, sahip olmadığı bir Sosyal Güvenlik numarası istediğini ve hiçbir şekilde tazminat almadığını söyledi.

    Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Aile Hayatı Merkezi tarafından sağlanan pirinç, tahıl ve diğer temel ihtiyaçlarla hayatta kaldı. Kendisinden sonra gelen ve yatılı hizmetçi olarak çalışan daha genç bir üvey kız kardeş, ona kiralık para verdi.

    Yaza gelindiğinde, orada burada çalışmaya ve dışarı çıkmaya, arkadaşlarıyla Coney Island’daki hız trenlerini ve hatta ayağını koymakta tereddüt etse de Sunset Park halk havuzunu denemeye başlamıştı.

    NYU Langone ve merkez, kaygıyı kontrol etmek için nefes egzersizlerini öğrendiği terapi seanslarının düzenlenmesine yardımcı oldu. Öğle tatillerinde seanslar yaptı.

    Kurşun kemiği ıskalamış ve tamamen iyileşmeyi umuyor. Bir avukat, suç kurbanları için özel bir vize başvurusu yapmasına yardım ediyor. Artık ne zaman iş bulunsa çalışıyor ve kaçakçılık borcunu yakında ödeyebileceğini düşünüyor.

    Basit bir şey onu endişelendiriyordu: koşmak. Ancak geçenlerde bir sabah trenine geç kaldı ve kendini koşarken buldu.

    “Oradan yapabileceğimi hissettim ve mutluydum” dedi.

    ‘Hala yük gibi hissediyorum’

    Aroldo Gonzales, aldığı yaralar annesi Olga Guinea’ya yardım etmesini engellediğinde hüsrana uğradı. Kredi… The New York Times için Anna Watts

    Aroldo Gonzalez’in iyileşmesi daha zor oldu. Guatemalalı göçmenlerin 19 yaşındaki Amerika doğumlu oğlu, polis memuru olmak için çalıştığı Borough of Manhattan Community College’a gidiyordu.

    Saldırı sırasında baldırına bir mermi girmiş ve dizinin altına saplanmıştı. En sevdiği ayakkabısı olan Doc Martens’in kendisini bir inç ya da çok daha uzun yapan platform çizmelerinin eklemini kurtardığını düşünüyor. Ayrıca gövdesinde yüzeysel bir yara vardı.

    İbn Meymun Tıp Merkezi’ndeki doktorlar kurşunu bacağında bıraktı. Ancak eve döndükten kısa bir süre sonra yara tekrar açıldı ve kan fışkırmaya başladı. Bayıldı ve sümüklüböcüğü çıkarmak için ameliyattan önce NYU Langone’da üç transfüzyon aldı. Gövde yarası enfeksiyon kaptı ve ameliyat edilmesi gerekti.

    Doktorlar tam bir iyileşmenin üç yıl süreceğini söylediler.

    “Yürüyememe ve herkesin benim için her şeyi yapması hissinden nefret ettim” dedi. “Ondan önce yardım istemekten hoşlanmazdım. Şimdi onu almaya zorlandım.

    Sakatlıkları ilerlemesini engelliyor. Okulda kaldı, çalışmalarını uzaktan tamamladı, ancak mezuniyetini bir dönem geciktiren azaltılmış ders yüküyle.

    Annesi Olga Guinea ve kardeşleriyle birlikte yeni bir daireye taşınan Paskalya hafta sonu boyunca daha fazla yardım edemediği için hayal kırıklığına uğramıştı. Bir önceki yürüyüşlerinde merdivenlerden inip çıkamadığı için aylarca yer aramışlardı. Hala çok uzağa yürüyemiyor ve trene binmekte zorlanıyor.

    Bunu kız arkadaşıyla ilk yaptığında paniğe kapılmıştı. Yolun geri kalanını yürümeye çalıştılar ama sonunda sadece birkaç blok öteye gitmesi için bir Uber çağırdılar.

    “Hala bir yük gibi hissediyorum” dedi.

    Hesap verebilirlik için bir baskı

    Houari Benkada, bacağı kırıldıktan ve kurşun yarasından sonra yasal tazminat istiyor. Kredi… The New York Times için Anna Watts

    Kitlesel silahlı saldırılar, sadece kurbanların kişisel yaşamlarında değil, mahkemelerde de yıllarca devam ediyor. Sunset Park’taki silahlı saldırıyla ilgili iki dava, yalnızca mağdurlara tazminat ödemeyi değil, aynı zamanda silah üreticilerinin hesap verebilirliğini ve metrolarda güvenliğin artırılmasını amaçlıyor.

    Ilene Steur, Bay James’in kullandığı silahın üreticisi Glock’a bu tür davalara izin veren yeni bir eyalet yasasını kullanarak dava açtı. Şu anda, bir temyiz mahkemesi, silah endüstrisinin anayasaya aykırı olduğunu iddia ettiği yasayı tartıştığı için dava beklemede.

    Avukatları, Haziran ayında aldığı yaraları detaylandırdı. Avukatı Sanford Rubenstein, merminin arka tarafından girdiğini ve karnından geçerek sakrumunu kırdığını söyledi. Ameliyat geçirdiğini, başka bir ameliyata ihtiyacı olduğunu ve kolostomi torbası kullanması gerektiğini söyledi.

    Bay Rubenstein, “Hayatı asla eskisi gibi olmayacak,” dedi.

    Dava, ülkenin en büyük silah üreticilerinden biri olan Glock’u silahlarını suçlulara pazarlamak ve ürünlerinin onların eline geçmesini engellememekle suçluyor.

    Sandy Hook’a ateş eden kurbanların yakınlarının avukatlarının yaklaşık on yıl önce Remington’a karşı silah endüstrisini sorumlu tutmak için kullandıkları stratejinin aynısı. Hukuk uzmanları ilk başta başarılı olma şanslarının çok az olduğunu söylediler, ancak dava geçen yıl 73 milyon dolara sonuçlandı ve bu, bir silah üreticisinin bir toplu silahlı saldırıda yaptığı en büyük ödeme olduğuna inanılıyor.

    Brooklyn saldırısında vurulan üç kişi tarafından Aralık ayında Büyükşehir Ulaşım İdaresi ve şehre açılan bir dava, teşkilatları metrolarda güvenli koşulları sağlamamakla suçluyor. 36. Cadde ve 25. Cadde’deki güvenlik kameraları saldırı sırasında çalışmıyordu ve bu da takip eden insan avını karmaşıklaştırdı. Vali Kathy Hochul o zamandan beri 2025 yılına kadar her arabaya kamera yerleştirme sözü verdi.

    Davacılardan biri, Brooklyn, Bay Ridge’den 28 yaşındaki Houari Benkada, bacağı kırıldı ve kurşunla yaralandı. Şimdi bir otelde kat hizmetleri müdürü olarak işe geri döndü, ancak ağrı ve endişeyle boğuşmaya devam ediyor.

    Bir açıklamada, “Bu olayların geri dönüşleri devam ediyor” dedi. “Hala bu olmadan önceki halim gibi daha iyi bir yere gelmek için çalışıyorum.”

    Kitty Bennett ve Kirsten Noyes araştırmaya katkıda bulundu. Jeffrey E. Singer raporlamaya katkıda bulundu.

  • Nazileri bombaladı. 75 Yıl Sonra Kabuslar Başladı.

    Bu Makaleyi Dinle

    Kabus, artık 90’larının sonlarında olan yaşlı adamı sarstı. Rüyada gökten düştüğünü gördü. Çaresiz ve korkmuş hissederek uyandı.

    Kıdemli bir otomotiv yöneticisi, baba ve büyükbaba olan John Wenzel, kısa süre önce Brooklyn Heights’ta, Manhattan silüeti manzaralı yeni, fırfırlı ve her şeyi olan bir bina olan Watermark on Clark Street’te üst düzey bir apartman dairesine taşınmıştı. Yakında 99 yaşına girecek ve oradaki en yaşlı sakin olacaktı. Eşi Alice 10 yılı aşkın bir süre önce öldüğünden beri caz plakları ve tablosuyla baş başa, sessiz bir ritme alışmıştı.

    Ve aniden, birdenbire bu kabuslar. Nöbet geçirdiğinden korkuyordu ama yaşamsal belirtileri normaldi. Yetişkin kızları Emily ve Abby de endişeliydi. Babaları her zaman çok istikrarlı ve tahmin edilebilir olmuştu ve asla bu tür derin bir huzursuzluğa eğilimli olmamıştı.

    Kaynağını aramak, Bay Wenzel ve kızlarını 70 yıldan daha eski bir yolculuğa, tüm yetişkin hayatı boyunca kasıtlı olarak geride bırakmak için çalıştığı bir zaman ve yere, 2. Dünya Savaşı’na ve İtalya semalarına gönderirdi.

    Emily ve Abby, babalarının savaşta savaştığını öğrendiklerinde genç kızlardı. Ailenin büyükannelerinin evini ziyaret ettiği bir günü hatırlıyorlar ve büyükannesi gururla bir çekmeceden dört ince kutu çıkardı. İçinde parlak kurdeleler üzerinde birkaç madalya vardı.

    Şimdi 63 yaşında olan Abby Wenzel, “Onları eve götürmemizi istedi,” diye hatırladı. Kızlar çok meraklıydı – madalyalar çok güzeldi – ama babalarının yanıtı hemen oldu: “Onları savaşta aldım ve onları istemiyorum dedi.”

    Ve böylece madalyalar, on yıllardır tercih ettiği yerde gözden uzak kaldı.

    John Wenzel, 100. doğum gününde Brooklyn’deki dairesinde. Kredi… Michelle V. Agins/The New York Times

    2. Dünya Savaşı’nı yaşayan asker, denizci, denizci ve havacı sayısı giderek azalıyor. Savaşta 16 milyona yakın Amerikalı görev yaptı; Bunların yüzde 99’u şimdi öldü. Bay Wenzel gibi, bu gazilerin çoğu savaşı geride bıraktı. “En Büyük Nesil” ve onun yurtdışındaki yiğitliği ve memleketindeki alçakgönüllülüğü hakkında çok şey yazıldı. Bu anlatı, bireyleri ve ödeyecekleri kişisel geçiş ücretlerini maskeledi.

    Yıllar geçtikçe kızlar, babalarının savaş pilotu olduğunu ve arka tarafından yaralandığını anladılar. Bu onları güldürmek için asla başarısız olmadı. Özel pantolona ihtiyacı var mıydı? Özel bir sandalye mi? Ve sırıtır ve onların nazik alaylarına katlanırdı. Sıcakkanlı ve komik bir adamdı, ama bu sırıtış herkesin ondan bu konuda duyduğu tek şeydi.

    Aile, Long Island’daki Sea Cliff’te yaşıyordu. Bay Wenzel, East New York’ta otomobiller ve uçaklar için paslanmaz çelik hortum kelepçeleri üreten Ideal Corporation’a katılmadan önce New York City’deki Chase Manhattan Bank’ta çalışmıştı. Yükselmeye çalıştı ve sonunda şirketin başkanı oldu.

    Emekli oldu ve yaşlanan vücudu ona yetişene kadar bol bol golf oynadı. Sonunda, 2023’te, Brooklyn’de yaşarken, 100. doğum günü yaklaşırken kalçasının kırılmasıyla eğilip yavaşladı, genç bir adamken yaşadığı stresten aniden bunalıma girdi.

    Kabuslar, kızlarını ilk kez büyükannelerinde gördükleri o küçük dikdörtgen kutulara geri gönderdi. Sonunda savaşta geçirdiği zaman hakkında konuşmaya başladığında, bir noktada yazdığı bazı daktilo edilmiş notlarla birlikte onları babalarına getirdiler.

    Yazılar aniden başlar. 7 Aralık 1941’de bir son dakika haberi, Pensilvanya’daki bir sosyal bilimler okulu olan Lafayette College’da bir briç oyununu kesintiye uğrattı. “Benim gibi birçok adamla NY’dan tren geldi” diye yazdı. Onlara katıldım.

    Pearl Harbor’a yapılan saldırı Birleşik Devletler’i ve onun milyonlarca gencini üniforma giymeye yöneltti. John Wenzel askere gittiğinde 19 yaşındaydı ve Miami’deki uçuş okuluna gönderildi. Hiç uçağa binmemişti ama 1944’te savaş pilotu olarak ortaya çıktı ve Nazilerle savaşmak için İtalyan cephesine gönderildi. Tamamen dolu olduğunda sekiz tonluk bir silahın tek başına yolcusu olan P-47 Thunderbolt avcı-bombardıman uçağını uçuracaktı.

    “Yürümekte veya selam vermekte hiçbir zaman iyi olamadım,” diye yazdı, “ama beni oldukça iyi bir pilot yaptılar.”

    Teğmen Wenzel, 1945’in başlarında Kuzey İtalya’da, Milano yakınlarında ve Avusturya sınırının hemen üzerinde dağınık görevlerde uçtu. Bombaları, Axis demiryolu arabalarını ve Trento’daki bir deponun önünde büyük bir benzinli kamyonu yok etti. Şubat ayında, Avusturya’nın Lienz kentinde bir düzineden fazla düşman arabasını makineli tüfeklerle bombaladı ve ateşledi. Mart ayında Novara’da bir demiryolu hattını kesti ve durmuş düşman tren vagonlarına roket ateşledi.

    Ama hepsi sadece Nisan 1945’e giden bir yoldu.

    Teğmen Wenzel’in onlarca yıl önce verilen ve daha yeni sergilenen madalyaları. Kredi… Michelle V. Agins/The New York Times

    Müttefiklerin Verona yakınlarında ve Milano’nun güneyindeki Po Nehri boyunca kükreyen Thunderbolts’a bağlı olduğu o zamanlar İtalyan topraklarında çatışmalar çok şiddetliydi.

    Teğmen Wenzel her hafta birkaç saldırı görevinde uçuyor, ekibine kötü hava koşullarında ve Hava Kuvvetleri tabiriyle “sürekli ve isabetli uçaksavar ateşi” konusunda rehberlik ediyordu. “İronik olan,” diye yazmıştı daha sonra notlarında, “her zamankinden daha çok çalışıyor, en iyi görevlerimizden bazılarını uçuruyorduk, ama ilk kez açıkça hayatta kalmaktan söz ediyorduk.”

    Nisan ayının ilk 13 gününde düşman ateşinden kurtuldu.

    14 Nisan’da Teğmen Wenzel, Zocca kasabasındaki bir demiryolu merkezine doğru ilerleyen birimlere hava desteği sağlayan dört savaş uçağından oluşan bir ekibe liderlik etti. Teğmen Wenzel bombalarıyla doğrudan isabet alarak düşman silahlarını imha etti.

    Sonra kokpitinin hemen dışında bir Alman mermisi patladı. Parçalar uçağını kesti ve üniformasını yırttı. Boynundan kanlar akarak, ağır hasarlı uçağını üsse geri götürmeden önce başka bir saldırı için etrafında döndü.

    O gün yaptıkları ona Mor Kalp kazandıracaktı ama önce Teğmen Wenzel havaya döndü.

    Teğmen Wenzel daha sonra, “Alman birlikleri nehrin her iki yakasındaydı ve adamlarımızı her türlü silahla dövüyorlardı” diye yazmıştı. Ekibi, makineli tüfek yuvası bulunan bir çiftlik evine doğru uçtu.

    “İlk geçişimizde üzerimize gelen çok sayıda izli vardı ve alttan vuruldum” diye yazdı. “Biri arka ucuma kürek çekmiş gibi hissettim.”

    Hasarı görebilmek için başka bir pilottan uçağının altından uçmasını istedi. Pilot, Teğmen Wenzel’in kokpitini duman doldurmaya başladığında ve paraşütü yanıyormuş gibi göründüğünde, iyi görünüyor, dedi. Çiftlik evinden başka bir geçişi koordine etmeleri için pilot arkadaşlarına telsizle haber verdi.

    Bir polis memuru telsizi açtı: “’Aptallık etme, John. Evine git.’” Memur Joseph Dickerson bir yüzbaşıydı ve rütbesi teğmenden üstündü. Bay Wenzel, “Ama yanımda bir askeri disiplin el kitabı yoktu,” diye yazdı. “Ona eve gidemeyecek kadar çok eğlendiğimizi söyledik.”

    Ekip, tatmin olana kadar hedefine tekrar saldırdı ve Pisa’ya ve hava üssüne döndüler. Ancak Teğmen Wenzel’in sorunları artıyordu.

    “Yaşlı Joe’nun haklı olduğunu düşünmeye başladım” diye yazdı. “Yangın, oluğumun büyük bir kısmını ve pantolonumun oturağını yakmıştı ve ucuz bir havai fişeğin fitili gibi yanan emniyet kemerimde başlamıştı.”

    Paraşüt olmadan fırlayamazdı ve kokpiti açmak alevleri oksijenle beslerdi. Tek seçeneği Pisa’ya gitmekti.

    Sonunda indi ve bir ekip alevleri söndürmek için acele etti. Bir doktor “benden birkaç çelik kıymık çıkardı” ve onu yanık merhemiyle tedavi etti. Esprili bir şekilde: “Değişim pantolon talebim reddedildi.”

    Mor Kalp kazanmak genellikle büyük bir gurur kaynağıdır, savaşta bir yaralanmadan sağ çıkmanın bir kanıtıdır. Sekiz günde iki Mor Kalp kazanmak, bir erkeği çok ama çok şanslı bir arkadaşlığa yerleştiriyor gibi görünüyor.

    Teğmen Wenzel, 1945’in sonlarında eve geri döndü. Pennsylvania’daki Swarthmore College’dan mezun oldu ve New York’ta sona erdi. Greenwich Village’da Macdougal Caddesi’nde bir daire buldu. Ancak servisten bir veya iki arkadaş için yalnızdı.

    Aşağı Doğu Yakası’nda ayda 20 dolara kiraladığı bir stüdyoda resim yapmayı severdi. Resimle geçen bir günün ardından eve doğru yürürdü ama oraya tam olarak gidemezdi. Bunun yerine ilk durak, yine Macdougal’da bulunan San Remo Cafe idi.

    Savaştan sonra Bay Wenzel, Greenwich Köyü’nde zaman geçirdi ve burada kendini resme adadı. Burada, bir otoportre. Kredi… Michelle V. Agins/The New York Times

    Bu yer, çevredeki şehir gibi, kendisi gibi demir atmamış genç gazilerle dolu olurdu ve Bay Wenzel, onlarla tam olarak etkileşime girmeden, onların arkadaşlığında – “benim gibi insanlar” diyecekti – daha sonra rahatlık buldu. Çok içti ve kendini tuttu.

    Bunu “karanlık zamanlar” olarak adlandırmaya devam edecekti ve bir keresinde büyük yeğenine o zamanlar “dağınık” olduğunu söylemişti.

    Sonunda, iş yapma içgüdüsünü keşfetti. Genç bir sosyal hizmet görevlisi olan Alice Newman ile tanıştı ve evlendiler ve bir aile kurdular. Meşgul kaldı ve savaş arka planda kayboldu.

    Ve 70 yılı aşkın bir süredir savaşın kaldığı yer orasıydı. Brooklyn’deki dairesine taşındığında kabuslar geldi – o kadar canlıydı ki gerçek olduklarına inandı ve ev hemşiresini onu kurtarmadığı için azarladı. Doktorlar panik için fiziksel bir neden bulamadılar. Bir uyku uzmanı, bir terapistle konuşmasını önerdi.

    Kızları, Zoom üzerinden ona geçmişi hakkında daha fazla açıklama yapmayı düşünmesini öneren bir danışman ayarladı. Ve hikayeler yavaş yavaş kendilerini ortaya çıkardı. Wenzel’in kızları, karakterlerinin çok dışında, paylaşmaya hevesli babalarını buldular.

    Mart ayı başlarında, 100. doğum gününden kısa bir süre önce, Bay Wenzel, oturma odasında yapılacak bir görüşmeyi kabul etti. Yanında onlarca yıldır ilk kez gördüğü madalyaları vardı – Seçkin Uçan Haç, Hava Madalyası, Gümüş Yıldız ve iki Mor Kalbi. Görüşü ve işitmesi azaldı, bu kadar uzun süre sessiz kalma konusunda çaba harcayarak konuştu.

    “Konuşacak yer yoktu ve kendimi ifade etmenin bir yolu yoktu” dedi. Madalyalara doğru baktı. “Uzun yıllar boyunca bunlar saklandı. Onları çıkarmak için fazla bir nedenimiz yoktu.”

    Savaştan hemen sonra, diğer askerlerle dolu şehir merkezindeki bir barda bile dikkat çekmeye çalışmanın yakışıksız olduğunu söyledi. Kimse bana bunu sormadı, dedi. “Konuyu ben açmadım.”

    Eski savaş filosunun yeniden bir araya geldiğinin farkına vardı. Nadiren gitti. “Zamanımı neden harcamam gerektiğini anlamadım…” Sesi alçaldı.

    Yıllar önce karısı İtalya’yı ve özellikle Venedik’i ziyaret etmek istedi. Hayır, teşekkürler, dedi refleks olarak. Venedik değil.

    Geçenlerde, “Bombalamamanız veya ateş etmemeniz gereken bazı yerler vardı,” diye açıkladı. “Venedik onlardan biriydi.”

    Dokunulmaz şehrin üzerinde uçtuğunu hatırlıyor. “Alman askerleri Venedik’i işgal etmişti ve Venedik’te güneşin ve ellerine geçen her şeyin tadını çıkarıyorlardı” diye anımsıyordu. Onu kızdırdı.

    Sonunda yumuşadı ve Alice ile şehri ziyaret etti. “Venedik’i severdi,” dedi. “Yapmadım.”

    Kıkırdadı. Onunki gibi hikayelerin savaşın unutulmasını engelleyeceğini umduğunu söyledi.

    “Korkarım insanlar bunu hafife alacak – hafife alınmamalı” dedi. “Onların kendi savaşları var ve 2. Dünya Savaşı gitgide küçülüyor.”

    Bir zamanlar yazısında gösterdiği kabadayılık – “eve gitmek için çok fazla eğlence” – uzun zaman önce ondan kaçtı. Yıllarca saklanan madalyalar o boşluğu doldurdu. Bay Wenzel, “Onlara bakmam gerektiğini fark ettim,” dedi. Kabuslar durdu.

    Parin Behrooz tarafından üretilen ses.

  • New York’un ‘En Tuhaf’ Gizli Penthouse’unda

    Geçenlerde bir çarşamba öğleden sonra, güneş bir Midtown çatı katının vitray tavan penceresini mücevher tonlarının göz kamaştırıcı bir görüntüsüne dönüştürürken, Prosecco flütlere döküldü. Birkaç dakika önce tanışan bir saksafoncu ve bir kemancı birlikte bir Charlie Parker ezgisi çalmaya karar verdi. Bitirdiklerinde, küçük, uluslararası ve kusursuz giyimli bir kalabalık tezahürat yaptı.

    Odanın başka bir yerinde bir şapka tasarımcısı, Peru’dan zümrüt, yılan derisi ve tüylerden oluşan türünün tek örneği eserlerini sergiliyordu. Yakınlarda, Kıbrıslı pembe saçlı bir ressam, arkasındaki duvara asılmış son çalışmasını anlatıyordu.

    Bryant Park’ın yukarısındaki bu çatı katında yer alan atölye Luxuny, son bir buçuk yıldır çeşitli canlı performanslara, gövde şovlarına ve şef tadımlarına sahne oluyor. Kısmen lüks mağaza, kısmen sanat galerisi, kısmen özel kulüp, Luxuny’yi tanımlamak biraz zor. Kurucuları KC Jones ve Luca Santonato, misyonlarının “ticaretin kültür ve toplulukla buluştuğu” bir alan yaratmak olduğunu söylüyor.

    Bu, 21. yüzyıl duyarlılığı gibi gelebilir, ancak 1988’de bir şehir simgesi olarak belirlenen ve bir zamanlar “şehirdeki en tuhaf stüdyo” olarak adlandırılan bu özel alan, fantastik etkinliklere ve büyüleyici insanlara ev sahipliği yapma konusunda asırlık bir geçmişe sahiptir. Bina sadece kadınlara özel bir bara ev sahipliği yapıyordu. Aynı zamanda casus da olabilecek bir sanatçı üst katta onlarca yıl yaşadı. Çatı katında bir zamanlar bir boru organı ve doldurulmuş bir bufalo kafası bulunuyordu. Oniks ve kristallerden yapılmış, bir buçuk metreden uzun parıldayan bir şömine günümüze kadar gelebilmiştir.

    Adriyatik kıyısındaki bir şehir olan Rimini’nin yerlisi olan Bay Santonato, özel takım elbise tasarımlarını sergilemek için benzersiz bir alan arıyordu ve bir stilist olan Bayan Jones, onu bir mağazanın ve modanın ötesinde düşünmeye itti. “Müşterilerimize İtalya’da la dolce vita dediğimiz duyguyu iletmek istedik” dedi.

    Geçenlerde bir Çarşamba öğleden sonra, bir caz kemancısı olan Seoyeon Im, Luxuny müşterileri şapkaları denerken ve sanata hayran kalırken performans sergiledi. Kredi… James Estrin/New York Times

    80 West 40th Street’te yürürken, iki kat yükseklikteki muhteşem pencereleri fark edebilirsiniz. Ama içeride neler olduğunu ve olup bitenleri hayal etmek neredeyse imkansız.

    Bina 1901’de açıldı. İnşaatı, mimar Charles A. Rich’i yalnızca sanatçılar için alan içerecek uzun, kuzeye bakan pencereleri olan 10 katlı bir yapı tasarlaması için görevlendiren Albay Abraham Archibald Anderson tarafından finanse edildi. Başlangıçta Beaux Arts Stüdyoları olarak adlandırılan bina, New York City’deki sanatçı stüdyolarının ilk yüksek binasıydı. Paris’te sanat eğitimi almış ve ardından zengin bir kadınla evlenmiş olan Albay Anderson, Paris’i sanatçıların yaşaması, çalışması ve kaynaşması için bir yer olarak hayal etmişti.

    Albay Anderson’ı bir portre ressamı olarak tanımlamak – Thomas Edison onun en ünlü konularından biriydi – bunun yarısını yakalamıyor. Aynı zamanda bir kaşif, çiftçi, avcı, Yellowstone Orman Koruma Alanı’nın ilk müfettişi ve sonunda 70 yaşında bir pilottu. Kendi tasarladığı çatı katına yerleşti ve alanı, çoğunlukla manzara ve portrelerden oluşan (izlenimcilikten nefret ederdi) resimlerle, ayrıca bir geyik kafası, bir boru organı, devasa bir Buda heykeli ve eski bir takım elbise ile doldurdu. zırh.

    The Brooklyn Daily Eagle’da 1929 tarihli bir makale, Albay Anderson’ın çatı katını “şehirdeki en tuhaf stüdyo” olarak tanımladı.

    Muhabir, çatı katının hala var olan benzersiz unsurlarını detaylandırdı: vitray kubbe, kaya kristali şömine (“ta albayın Wyoming çiftliğinde soyu tükenmiş bir gayzerden getirildi”) ve pirinç taraklı banyo. deniz kabuğu lavabosu ve sıra sıra denizkulağı kabukları, “kişiye serin yeşil okyanusun dibinde olduğu hissini veriyor.”

    Ne yazık ki, dairenin bazı özellikleri yıllar içinde kaybolmuştur. Artık “korkunç ağzından ateş kıvılcımları değil su fışkıran, kıvranan, kıvrılan bir ejderha tarafından korunan, eğrelti otlarıyla kaplı ve yarı yarıya merdivenlerin altına gizlenmiş küçük, berrak bir havuza çıkan geniş, dolambaçlı bir merdiven” yoktur.

    80 West 40th Street’teki bina, bir zamanlar Beaux Arts Studios, şimdi ise 1940’taki haliyle Bryant Park Studios olarak adlandırılıyor. 1901’de inşa edilmiş ve 1988’de bir şehir simgesi olarak belirlenmiştir. Kredi… Belediye Arşivleri, New York Şehri

    Albay Anderson, sadece sanatçıları değil, aynı zamanda zengin, uluslararası ve tanınmışları da bir araya getirerek çatı katında ağırladı. Monaco Prensi için düzenlediği bir akşam yemeğinde politikacılar, sanayici Andrew Carnegie ve ABD Donanması’ndan bir amiral vardı.

    Şu anki mülk yöneticisi David Seeve’e göre, bir restoran ve gece kulübü olan Café des Beaux Arts, şimdi Bryant Park Studios olarak adlandırılan bina ilk açıldığında 80 West 40th Street’in zemin katını işgal ediyordu. (Bay Seeve, ilgilenen herkese küçük hatıra müzesine turlar düzenliyor.) Kafe, yaratıcı kalabalığı ve içine sıkışmış sadece kadınlara özel barıyla biliniyordu. Bay Seeve’e göre film yıldızı ve konuşkan maven Texas Guinan bazen orada çalışıyordu.

    1920’de bina, 1928’de Albay Anderson’ı tahliye etmeye çalışan ve başarısız olan bir kuruluş olan LK Schwartz Company’ye kiralandı. Bina 1936’da bir yangından kurtuldu. Albay Anderson 1940’ta öldü ve 1943’te bina müzayedede satıldı. Ancak sanatçıları çekmeye devam etti.

    1959’da Dorothy Hart Drew adlı bir ressam çatı katına taşındı.

    1910’da Missouri’de doğan Bayan Drew, New York’ta sanat eğitimi aldı ve portrelerde uzmanlaştı. Eleanor Roosevelt, Helen Keller, aktris Lillian Gish ve Başkan Herbert Hoover konuları arasındaydı.

    Ancak Bayan Drew, binadaki sanatçı arkadaşlarını gözetliyor olabilir. 1957’de, soyut sanat hareketini “radikal unsurlar” ve Sovyet etkisi barındırmakla suçlayarak Kongre önünde ifade verdi. Bir yıl önce, Michigan Cumhuriyetçi Temsilcisi George Dondero’nun bir portresini çizdi ve bazı tarihçiler, Bay Dondero’ya gizlice diğer sanatçılar hakkında bilgi verdiği sonucuna vardı – bazılarını Amerikan Karşıtı Faaliyetler Komitesi’ne sundu. 1959’da Bayan Drew, “Amerikan sanatına cesur ve yurtsever hizmetlerinden dolayı” Amerikan Sanatçılar Profesyonel Ligi’nden Altın Onur Madalyası aldı.

    Bryant Park Studios’un diğer önemli kiracıları arasında fotoğrafçılar Irving Penn ve Bert Stern ile ressamlar Florine Stettheimer ve Fernand Léger vardı. Bay Seeve, 2000’lerde derin bir temizlik sırasında, 1950’lerden beri posta oluğunun içinde sıkışıp kalmış, Bay Penn tarafından yazılmış bir giden mektup bulduklarını söyledi.

    Irving Penn, 1954 dolaylarında 80 West 40th Street’teki sekizinci kattaki stüdyosunda. Kredi… Robert Fréson/Irving Penn Vakfı
    Sanatçı Florine Stettheimer’ın altıncı kattaki stüdyosu. Kredi… Peter A. Juley & Son/Nadir Kitaplar ve El Yazmaları Kütüphanesi, Columbia Üniversitesi

    Fotoğrafçı Edward Steichen’in dokuzuncu katta bir stüdyosu vardı. Şu anda Bryant Park’ta oturan Gertrude Stein heykelini yaratan heykeltıraş Jo Davidson da binada çalıştı.

    Ancak yıllar geçtikçe Bryant Park Studios, moda şirketlerini ve hazır giyim bölgesi teşhir salonlarını barındıran daha çok ticari bir alan haline geldi.

    1991’de bir rapora göre, Bayan Drew binada “tek sanatçı kaldı”. 1994 yılında öldü.

    Otuz yıl sonra, sanat çatı katına geri döndü. Tablolar, heykeller, takımlar, gömlekler, ayakkabılar, aynalar, mobilyalar – bir ziyaretçinin Luxuny’de gördüğü hemen hemen her şey satılıktır ve neredeyse tamamı özelleştirilebilir.

    Bayan Jones ve Bay Santonato, iş ortaklarının yanı sıra romantik ortaklar ve pandemi sırasında Luxuny konseptini ortaya attılar. Erkek giyimi peşinde koşmak için kurumsal bir işten ayrıldı ve Bayan Jones topluluk hakkında çok şey düşünüyor ve gerçek bağlantılar kuruyordu. Bay Santonato, “Ben çok iş odaklıyım,” dedi. “O bir bomba gibi. O bir fikir patlaması gibi.”

    Bir mağazadan daha fazlası olan bir mağaza yaratmak, deneyimlenene kadar kulağa ezoterik anlamsız gelebilir – ısmarlama takım elbiselerin önünde performans sergileyen Uluslararası Brezilya Opera Şirketi veya mezenin tatlı gibi göründüğü (cannoli, ancak doldurulmuş) bir “ters akşam yemeği partisi”. yengeç) ve tatlı ilk yemek gibi görünüyor (bir tortellini çorbası, ancak makarna çikolata ile doldurulmuş ve et suyu armut ve elma suyu). Tıpkı albayın isteyeceği gibi biraz tuhaf.

    Gelecekteki etkinlikler arasında çatı katı hakkında bir oyun, kadınları güçlendirme üzerine bir panel ve muhtemelen uluslararası bir bankayla özel bir müşteri “kendi takımını kendin yap” etkinliği yer alıyor.

    KC Jones ve Luca Santonato, şu anda 80 West 40th Street’in çatı katında bulunan Luxuny’nin kurucularıdır. Kredi… James Estrin/New York Times

    41 yaşındaki Bay Santonato, “Kendi ısmarlama giysilerimi tasarlıyorum,” dedi, “ama bunu yapan ilk kişi ben değilim ve bunu yapan son kişi de olmayacağım.” Sunduğu fark, tarihi bir mekanın içindeki eşsiz atmosferdir.

    36 yaşındaki Bayan Jones, konsepti “hala değiştirdiklerini” söyledi ve bunu spagetti yapmaya benzetti: “Duvara at ve yapışıp yapışmadığına bak.” Ama çatı katının girişine ilk kez girdiğinde ve yerdeki elle döşenmiş minik karoları gördüğünde saygıyla konuştu.

    “Oooh gibiydim. TAMAM. Evdeyim,” dedi. Binanın – ve özellikle en üst katın – tarihini öğrendiğinde daha da emin oldu. “Yıldızlar hizalanmış gibi” hissettiğini söyledi.

    Alain Delaquérière araştırmaya katkıda bulundu.

  • Klasik Müziğin Gücü Çift Pazar Günlerini Nasıl Geçiriyor?

    18 yıldır evli olan Keri-Lynn Wilson ve Peter Gelb, yüksek profilli kariyerleri nedeniyle ayrı çok zaman geçiriyorlar. 55 yaşındaki Bayan Wilson, dünyanın her yerinde konserler vermiş bir orkestra şefidir. 69 yaşındaki Bay Gelb, Metropolitan Opera’nın genel müdürüdür.

    Arada sırada Pazar günleri birlikte olduklarında bile, işin bir şekilde araya girme yolu vardır: Bayan Wilson bir sonraki maestro nişanı için hazırlanırken, Bay Gelb Met’te yapılması gereken her şey için nöbetçidir, buna bir durumda bir yedek bulmak için çabalamak da dahildir. şarkıcı bir matineden hemen önce iptal eder. Bazen işbirliği yapıyorlar: Şu anda Ukrayna Özgürlük Orkestrası’nın bir konser turu üzerinde çalışıyorlar. Gösterileri yönetecek olan Bayan Wilson’ın fikri, geçen yıl Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden sonra ortaya çıktı.

    Ardından, çift için Manhattan’ın Yukarı Batı Yakası’ndaki evlerinde, Met’ten bloklar ötede bir dublekste yaşadıkları tipik bir hafta sonu.

    GELİŞMİŞ VE LÜKS Bay Gelb: 6 ile 6:30 arasında kalkarım. Karım o noktada hala uyuyor, ben de merdivenlerden aşağı inip sabaha iki shot espresso ve yağsız süt ile bir kapuçino ile başlıyorum. Bir muz ve bir C vitamini enerji içeceğim var ve ardından sabahın erken saatlerinde Avrupalı ​​meslektaşlarımla uyanık telefon görüşmeleri yapıyorum, dün gecenin bazı e-postalarını yanıtlıyorum ve gişe raporunu kontrol ediyorum. Bayan Wilson: Genelde 7:30 gibi kalkarım. İyi bir gece uykusu çekmeye çalışıyorum. 25 yıldır kariyerim valizler ve oteller dışında yaşamak demekti. Biraz yollarda bulunduysam bazen apartmandaki sıcak ve soğuk muslukları karıştırıyorum.

    SAHADA VE DIŞINDA SKORLAR Bay Gelb: Roosevelt Island Racquet Club’da 8:30’dan 10’a kadar olan tenis maçım için Roosevelt Island’a giden 8:20 tramvayına zamanında yetiştiğimden emin olmak için genellikle bir Uber alırım. Tenise giderken her zaman Keri-Lynn’e günaydın dileyen mesajlar gönderirim. Dünyada emoji gönderdiğim tek kişi o. Bayan Wilson: 18 yaşımdayken Juilliard’a gitmek için New York’a geldim. New York benim için her zaman özel olmuştur. Ama ne yazık ki buradayken genellikle masamda bir puanla oturuyorum. Kahvemi içeceğim, BBC News izleyeceğim, meyve, mısır gevreği ve yoğurttan oluşan kahvaltımı yapacağım ve sonra doğruca işe gideceğim.

    Kredi… Earl Wilson / The New York Times
    Bay Gelb her Pazar tramvayla tenis oynadığı Roosevelt Adası’na gider. Kredi… Earl Wilson / The New York Times

    BODRUMDAKİ SU Bay Gelb:Daireye döndüğümde, Keri-Lynn günlük 30 dakikalık yüzme rutinini yapıyor. Bayan Wilson: Her gün yüzerim. Çok eski bir binada yaşıyoruz ve bodrum katındaki yüzme havuzu burada yaşama kararımızda önemli bir etken oldu. Bir orkestra şefi olarak bedenim benim makinem. Bay Gelb: Eski bir tur havuzu. 20. yüzyılın başlarında Isadora Duncan, bulunduğu alanı dansçılarıyla prova yapmak için kullandı.

    SICAK VE SOĞUK Bay Gelb: Günün ilk ortak etkinliğimiz olan sauna ve buhar için buluşuyoruz. Dairemizde sauna ve ayrı buhar odası mevcuttur. Bayan Wilson: Kısmen İzlandalı olduğumu da eklerdim ve buz gibi soğukla ​​tezat oluşturan harika bir İskandinav geleneği var. Her zaman süper soğuk bir duşla bitiririz. Bay Gelb:Sonra çok hafif bir öğle yemeği yiyoruz, bir nevi anında. Bayan Wilson: Haşlanmış bir yumurtamız olacak. Oturmayız bile. Uzun tezgahımızda duracağız. Sonra masama dönüyorum.

    İŞBİRLİĞİ Bay Gelb: Mutfağın yanında, bitişik iki masa bulunan uzun, dar bir ofisimiz var. Genellikle ikimiz de orada çalışırız. Ukrayna Özgürlük Orkestrası gibi bir proje durumunda, organizatörlerimizden gelen tarihlerde Keri-Lynn’i dolduruyorum ve o bana planladığı repertuarı anlatacak. Bayan Wilson: Çok parlak olan Peter ile böyle bir projeyi bir araya getirmek göz korkutucu bile değildi. İş gibi bile gelmiyor.

    “Mutfağın yanında, bitişik iki masa bulunan uzun, dar bir ofisimiz var. Genellikle ikimiz de orada çalışıyoruz.” Kredi… Earl Wilson / The New York Times

    PİYANODAN KAÇIŞ Bay Gelb:Steinway bebek konser salonunun olduğu ve notalarını da çalıştığı bir müzik odamız var. Bayan Wilson:Peter telefonu açtığında, oradan kaçıyorum.

    “Bir skoru okumak çok zaman alıyor. Sadece bir kez birkaç saat sürer. Ve sonra içinden geçmeye devam ediyorsun. Anlamanız gereken pek çok yön var: yapı, dinamikler, ifade tarzı.” Kredi… Earl Wilson / The New York Times

    İŞ Bay Gelb: Bazı Pazar günleri matine vardır. Saat 3’te başlarsa, sanatçılara ve orkestra şefine merhaba demek için 2:30 gibi oraya geleceğim. Ve merhaba demek için önemli müşteriler varsa, bunu yapacağım. Gösteriyi zaten birkaç kez izlemişsem, genel müdürün locasına giden gizli bir girişten yaklaşık 50 metre ötedeki ofisime girip çıkacağım. Bayan Wilson: Peter matinedeyken ben hâlâ masamda olacağım. Mükemmel perdem var, böylece bir sayfaya bakabiliyor ve notaları çalmak zorunda kalmadan kafamda duyabiliyorum. Yine de, bir notayı okumak çok zaman alıyor. Sadece bir kez birkaç saat sürer. Ve sonra içinden geçmeye devam ediyorsun. Anlamanız gereken pek çok yön var: yapı, dinamikler, ifade tarzı.

    Met’in kulislerinde Bay Gelb, soprano Ailyn Pérez’i ziyaret ediyor. Kredi… Earl Wilson / The New York Times

    BARINAK Bayan Wilson: Sonunda sığınağım olan Central Park’ta yürümek için kaçacağım. Rahatladığımı düşünmeyi ne kadar sevsem de, hala müzik çalışıyorum. Bazen kulaklıkla dinliyorum, bazen sadece düşünüyorum. Sheep Meadow’a, o ufuk çizgisine bakmaya bayılıyorum. Çoğu zaman Ukrayna’daki kuzenim için bir video mesajı kaydedeceğim. Pek çok dil konuşuyorum ama henüz akıcı bir şekilde Ukraynaca konuşamadığım için kendimi çok güvensiz hissediyorum. Bana Rusça öğreten en iyi arkadaşım Ukraynaca öğretiyor.

    İKİ KİŞİLİK AKŞAM YEMEĞİ Bay Gelb: Ben aşçıyım. Muhtemelen Citarella’dan gelen balıkla balık ve sebze yapacağım. Sağlıklı, fazla sağlıklı. Canım makarna isterse, Keri-Lynn için bir şeyler yaparım ve kendime istiridye soslu spagetti yapabilirim. Bayan Wilson: Dediğim gibi, vücuduma bir makine gibi davranıyorum. Makarnadan kaçınırsam daha fazla enerjim varmış gibi hissediyorum. Peter akşam yemeğini hazırlarken ben piyano çalmayı seviyorum.

    KOKTEYL SAATİ Bayan Wilson:Hazırlandıktan sonra, “Peter, oturup bir kokteyl içebilir miyiz?” Bay Gelb: Keri-Lynn bir kadeh şampanya alacak. Buzlu votka içmeyi severim.

    YARIŞMA Bay Gelb: Scrabble da oynayabiliriz. Sanırım ondan daha geniş bir İngilizce kelime dağarcığım var ama o çok daha yetenekli bir Scrabble oyuncusu. Bayan Wilson:Ara sıra 98 puan değerinde bir kelime aldığım oldu. Bay Gelb:Bunu çok moral bozucu buluyorum.

    YATAKTA RULO Bay Gelb:11:30’da, en geç gece yarısı yataktayım. Bayan Wilson: Biraz sonra yatarım, belki 1 ya da öylesine. Balerinlerin sırt kaslarını esnetmek için silindirleri nasıl kullandıklarını bana gösteren harika bir fizyoterapistim var. Silindiri her türlü temel egzersiz için başka şekillerde de kullanabilirsiniz. Yatmadan önce bunu yaparak 15 dakika harcamayı seviyorum. Fazladan küçük bir egzersiz gibi.

    Sunday Routine okuyucuları, Bayan Wilson’ı Twitter ve Instagram’da @Kerilynnwilsonmaestro’da takip edebilir. Bay Gelb sosyal medyada yok.

  • “Yürürken Katlanır Sandalyelerde Oturan İki Kadının Yanından Geçtik”

    tahminler

    Sevgili günlük:

    Geçen bahar bir akşam, kocam ve ben dışarıda yemek yedikten sonra Köyde dolaşıyorduk. O zamanlar yaklaşık beş aylık hamileydim.

    Yürürken, bir medyum dükkanının önündeki katlanır sandalyelerde oturan ve aralarında bir masa iskambil masası ve mumlar bulunan iki kadının yanından geçtik.

    “Ağustos,” dedi içlerinden biri karnımı işaret ederek.

    Yürümeye devam ettik.

    “Bir erkek, değil mi?” diğeri bağırdı.

    Arkamı döndüm ve coşkuyla başımı salladım.

    “Eh, bilirsin!” diye bağırdım.

    —Emily Toder


    Matzo Topu Çorbası

    Sevgili günlük:

    Bir ekim sabahı, kız arkadaşım ve ben Fifth Avenue’yu şiddetli soğuk ve şiddetli bir yağmurun altında koşarak Frick Koleksiyonu’na gittik. Cep şemsiyelerimiz bizi korumak için çok az şey yaptı.

    Geldiğimizde güvenlik görevlileri çantalarımızı kontrol ederken yağmur suları ayaklarımızın altında birikti. Sırılsıklam olmuştuk ama müze rahat ve sıcaktı.

    Biz dolaşırken, güzelce düzenlenmiş bir porselen tabak koleksiyonunun fotoğraflarını çekerken bir gardiyan diğer tarafa bakmayı bile kabul etti. (Onlara da hayrandı.)

    Daha sonra, sırılsıklam başlangıcımızın ardından hala soğuktuk, bir kase sıcak çorba içmek için yakınlarda bir öğle yemeği mekanı bulmaya karar verdik. Bulunduğumuz yerin hemen doğusunda, İkinci Cadde civarında bir yerde, matzo toplarıyla ünlü bir şarküteriye gitmeye karar verdik.

    Yağmur durmuştu ama ağaçlar hâlâ suyla doluydu. Etrafımızdaki kaldırıma büyük ağır damlalar düştü. 70th Street boyunca aceleyle ilerlerken, köpeğini gezdiren yaşlı bir kadın bizi durdurdu.

    Onlarca yıldır mahallede yaşadığını ancak yolunu kaybettiğini söyledi: Görme bozukluğu, yön duygusunu gölgelemişti.

    Yönünü düzeltmesine yardım ettiğimizde, nereye gittiğimizi sordu.

    “İkinci Cadde’deki matzo top çorbası için,” diye haykırdık. “Neden oraya gitmek istiyorsun?”

    Endişeyle nefesi kesildi. Bu sefer yönümüzü değiştirerek sokağın karşı tarafını işaret etti.

    “Gidilecek tek yer orası,” dedi.

    Görme yetisini kaybetmiş olabilir ama bir kase matzo topu çorbasının etrafından dolaşmayı biliyordu. Haklıydı: Çok lezzetliydi!

    — Janet Süddell


    ‘Güzel bir gün’

    Sevgili günlük:

    2019’da ılık bir bahar akşamıydı. Erkek arkadaşım ve ben akşam yemeğinden sonra başka bir çiftle Brooklyn Bridge Park’ta yürüyorduk.

    Bir virajı dönerken, küçük bir piknikçi grubundan Bill Withers’ın “Lovely Day” şarkısını duydum. Şarkıyı ne zaman duysam, beni durduruyor ve o akşamki gibi duygulanıyorum.

    Piknik grubundan bir adam yanımıza geldi ve iyi olup olmadığımı sordu.

    Ona “Lovely Day”in kocam hastayken “tema şarkısı” olduğunu ve cenazesinde çaldığımızı söyledim.

    Adam elimi tuttu, beni partisinin geri kalanıyla tanıştırdı ve arkadaşlarına şarkıyla geçmişimi anlattı.

    Aniden hepimiz dans etmeye, sarılmaya ve şarkı söylemeye başladık.

    — Jan Testori-Markman


    Kerala Sarı

    Sevgili günlük:

    Eylül 2019’un sonlarıydı. East Village’a giderken East River Park’ta yürüyordum. Kips Bay yakınlarındaki çocuklarımın okulunda bir etkinlik için giydiğim beyaz ve altın sarısı bir Kerala sari vardı.

    New York’luların başkalarının kıyafetlerine göz yummamakla kazandıkları itibara rağmen, benim için epeyce beğeni ve çift beğeni almıştım.

    Gülümsedim, hepsini kabul ettim ve hedefim olan Doğu 10. Cadde ve A Bulvarı’na doğru yürüdüm.

    10. Cadde ve C Bulvarı’nda karşıya geçmek için durduğumda bir kadının bana seslendiğini duydum.

    Döndüm ve 40’larının sonlarında ya da 50’lerinin başında Güney Asyalı bir kadının bana doğru koştuğunu ve durmam için el salladığını gördüm.

    “Bu bir Kerala sari mi?” diye sordu, biraz nefes nefese.

    “Evet,” diye yanıtladım gülümseyerek.

    “Deli olduğumu düşünüyor olmalısın,” dedi, “ama 35 yıldır bu şehirde yaşıyorum ve sokakta Kerala sari giyen birini hiç görmedim.”

    “84’te Kerala’dan buraya taşındım,” diye devam etti. “Annem geçen yıl vefat etti ve şimdi onun tüm sarilerine sahibim. Onları hiç giymedim ama seni sokakta yürürken görmek annemin bana bir işaret vermesidir. Sana sarılabilir miyim?”

    10. ve C.’nin köşesinde sarıldık.

    — Shweta Ganesh Kumar


    Bazı sebeplerden dolayı

    Sevgili günlük:

    SoHo’da dolaşırken öğle yemeği için popüler bir şarküteride durdum.

    Garson bir sürahi buzlu suyla yaklaştığında başımı salladım ve şişelenmiş su istedim.

    “Nedense musluk suyu bana uymuyor,” dedim.

    Cevap vermeden önce uzun bir süre bana baktı.

    “Ne hakkında?” dedi.

    — Joan Del Fattore

    Okumak tüm son girişler ve bizim gönderim yönergeleri . Bize e-posta ile ulaşın günlü[email protected] veya takip et @NYTMetro Twitter’dan.

    Agnes Lee’nin çizimleri


  • Bakan Nebati: Emeklilere refah hissesi verilmesi üzerinde çalışıyoruz

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Kayseri Sanayi Odası’nda (KAYSO) sanayicilerle bir ortaya geldi.

    Burada sanayicilere seslenen Nebati, depremzedelerin yaralarını sarmak için tüm kurumlarla ‘canla başla çalıştıklarını’ kaydetti.

    Nebati, yaptığı konuşmada şu sözleri kullandı:

    “Depremden etkilenen vatandaşlarımıza ve hayatını kaybedenlerin yakınlarına nakdi yardım yapıyoruz. Sarsıntı felaketi sonrasında afetzedelerin gereksinimlerinin süratli bir formda karşılanması emeliyle birinci etapta bütçeden ayırdığımız yaklaşık 100 milyar liralık kaynağı kurumlarımıza kullandırıyoruz.

    DASK çerçevesinde yaklaşık 22 milyar lirayı aşan hasar ödemesinde bulunduk. İnşaat sürecine de süratle başlamış bulunuyoruz. 11 vilayetimizde tam 113 bin konutun imaline başladık. Zelzele bölgesinde faaliyet gösteren işletmeler için Hazine Dayanaklı Kefalet Sistemi çerçevesinde ‘İşletme Sarfiyatları ve Yatırım Dayanak Paketini’ devreye aldık. Bu takviye paketleri çerçevesinde hâlihazırda 10,4 milyar liralık kredi hacmine ulaşılmış olup kullandırımlar devam etmektedir.

    KGF paketlerinin hacminde artışa giderek 250 milyar liralık KGF limitini tam 400 milyar liraya yükselttik. Bunun 50 milyar lirasını direkt zelzele bölgesinde kullanılmak üzere vatandaşlarımızın istifadelerine sunuyoruz. Bölgedeki esnaf, sanatkârlar ve çiftçilerimizin kredi ödemelerini erteledik. Büyükbaş için 500 lira, küçükbaş için 50 lira yem dayanağı sağladık. Sarsıntı bölgesindeki vilayetlerimizde sertifikalı tohum takviyemizi yüzde 100 artırdık.”

  • Ulusal tenisçi Berfu Cengiz, İstanbul’daki turnuvada ikinci oldu

    Ulusal tenisçi Berfu Cengiz, Türkiye Tenis Federasyonu (TTF) tarafından düzenlenen Memleketler arası Tenis Federasyonu turnuvası “W60 Istanbul 23 April Cup”ta ikinci oldu.

    TTF’den yapılan açıklamaya nazaran, toprak yerde düzenlenen tertibin finalinde Rumen tenisçi Irina Maria Bara ile karşılaşan Berfu Cengiz, 2 saat 9 dakika süren çabayı 7-6, 4-6 ve 1-6’lık setlerle 2-1 kaybederek turnuvayı ikinci olarak tamamladı.

    Şampiyon Irina Maria Bara ile Berfu Cengiz’e kupaları, TTF Lideri Cengiz Durmuş ve TTF İdare Heyeti Üyesi İbrahim Okumuş tarafından verildi.

    Berfu Cengiz, turnuvayı organize eden federasyona teşekkür ederek, final maçının şiddetli geçtiğini lakin mesleğinin birinci 60 bin dolar ödüllü finalini İstanbul’da oynadığı için çok keyifli olduğunu söyledi. Cengiz, turnuvada gelecek yıl şampiyon olmayı hedeflediğini de kelamlarına ekledi.

     

     
  • Ulusal bilardocu Burak Haşhaş, Avrupa Şampiyonu!

    Ulusal sportmen Burak Haşhaş, İtalya’da düzenlenen 17 Yaş Altı Küçük Masa 3 Bant Bilardo Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazandı.

    Türkiye Bilardo Federasyonundan yapılan açıklamaya nazaran, küme maçlarından 4 galibiyet alan Burak Haşhaş çeyrek finale çıktı. Çeyrek finalde karşılaştığı Alman Jakob İde’yi 30-7 yenen Burak Haşhaş, yarı finalde ulusal sportmen Kıvanç Burkan Yıldırım ile karşılaştı.

    Burak, Kıvanç’ı da 30-7 yenerek finale yükseldi ve İspanyol Bruno Martinez’in rakibi oldu. İspanyol rakibini 30-19 yenen Burak Haşhaş, altın madalya kazandı.

    Kıvanç Burkan Yıldırım ise tertibi bronz madalyayla tamamladı.

     

  • İtalya’dan ChatGPT kararı!

    Popüler yapay zeka chat botu olan ChatGPT, bir mühlet evvel İtalya hükümeti tarafından yasaklanmıştı. Lakin son gelişmeler, ChatGPT’nin ülkede tekrar kullanıma açıldığını gösteriyor.

    ChatGPT, bilhassa İtalya’da birçok kullanıcı tarafından sevilen bir chat bot olmasına karşın, hükümetin telaşları nedeniyle kullanımdan kaldırılmıştı. İtalyan hükümeti, ChatGPT’nin kullanıcılarının özel bilgilerinin yanı sıra, terörizm ve öbür yasadışı faaliyetler için kullanılması konusunda kaygılarını lisana getirmişti. Lakin İtalya ChatGPT yasağı sona erdi ve kullanıcılar tekrar bu cha tbot ile sohbet etmeye başladı.

    İtalya’dan ChatGPT kararı!

    ChatGPT, yapay zeka teknolojisi ile geliştirilmiş bir chat bot olarak, kullanıcıların farklı hususlarda sorular sormasına ve karşılık almalarına imkan tanıyor. ChatGPT, bilhassa lisan tahsili, yemek tanımları, hava durumu üzere günlük hususlar hakkında bilgi almak isteyen kullanıcılar için epeyce yararlı bir uygulama olarak görülüyor.

    ChatGPT’nin yine kullanıma açılması, kullanıcılar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Kullanıcılar, ChatGPT’nin yine kullanıma açılması sayesinde, İtalya’da yapay zeka teknolojisinin daha fazla kullanımının teşvik edilebileceğine inanıyor. Ayrıyeten, ChatGPT’nin tekrar kullanıma açılması, İtalya’da teknoloji alanında yapılacak yeni yatırımların da teşvik edilmesine yardımcı olabilir. Ayrıyeten alınan bu karar sayesinde ülkenin tüm dünyada tanınan hale gelen yapay zeka teknolojilerinden geri kalma kaygısı de ortadan kalkmış olacak.

  • Mayıs’ta Bu 5 Altcoin İzlenmeli: Büyük Gelişmeler Duyurdular!

    Altcoin piyasası Mayıs ayında ABD ve Avrupa’nın makro ekonomik bilgilerini fiyatlandırmaya hazırlanıyor. Bu yazıda, önümüzdeki haftaya planlanan yükseltme, güncelleme ve lansman gelişmelerine yer verdik.

    Bu 5 altcoin Mayıs ayında yakın takip gerektiriyor

    Phantom (PHM), 1 Mayıs’taki yaklaşan aktifliğiyle birlikte Ethereum ve Polygon ağlarına entegre olacak. Bu aktiflik, Phantom’un başka ağlarla çalışabilirliğini güçlendiriyor. Yeni özelliğin hem iOS hem de Android aygıtlarda 1 Mayıs itibariyle kullanıma sunulması planlanıyor.

    VeChain (VET)

    Vechain, 4 Mayıs’ta VechainThor taşınabilir cüzdanı güncelliyor. Bunun öncesinde topluluk, yeni taşınabilir cüzdanı 3. çeyrekte piyasaya sürmeden evvel art uç ögeler üzerinde çalıştıklarından ötürü, taşınabilir cüzdanın bu müddet boyunca kullanılamayacağını açıkladı. Bu güncelleme ile birlikte, VechainThor taşınabilir cüzdanının performansında ve işlevselliğinde artış beklenmektedir.

    Solana (SOL)

    Solana Labs, 8 Mayıs’ta SAGA isimli kendi kripto akıllı telefonunu piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Yeni aygıt, Android 14 işletim sistemi tarafından desteklenecek. Ayrıyeten, platformun dünya genelindeki kullanıcılar için daha da erişilebilir hale gelmesini sağlayacak.

    SAGA, Solana Labs tarafından resmi olarak tanıtılan ve akıllı telefon piyasasında birinci defa yer alan bir kripto aygıtıdır. Bu gelişme, Solana topluluğu ortasında büyük heyecan yarattı ve kripto dünyasında da geniş yankı uyandırdı. Kriptokoin.com olarak aktardığımız üzere, lansman Mart ayında SOL fiyatı üzerinde tesirli olmuştu.

    Chiliz (CHZ)

    CHZ (Chiliz), spor tutkunları için lokal bir L1 Blockchain sunarak, taraftarların spor kadrolarıyla etkileşim biçimini değiştirmeyi hedefliyor. Chiliz Chain 2.0 bilhassa, Binance Smart Chain’in bir fork’u olarak çalışan, PoS konsensüs sistemini destekleyen ve daha kısa blok müddeti, daha düşük fiyatlar ve güç tasarrufu sağlayan bir yapıya sahip.

    Ağ hala Ethereum ile uyumlu ve CHZ tokeni tarafından destekleniyor. Yeni bir duyuruya nazaran Chiliz, 10 Mayıs’ta spor için L1 Blockchain’ini başlatacak. Bu yeni teknoloji, bilhassa spor tutkunlarının sevdikleri kadrolarla etkileşimini esaslı bir biçimde değiştirecek.

    SUI Network

    SUI Network, Layer-1 Blockchain geliştiricilerin Web3’te yeni tecrübeler oluşturmasına imkan tanıyor. Artık, yeni bir duyuruya nazaran projenin mainnet’e geçişi, 3 Mayıs 2023’te başlayacak. Bu ortada, platformun Permanent Testneti, Turbos Finance’in özellikleri ve SUI Network’ün kullanıcı tecrübesini (UX) kullanıcıları tanıştırırken, eserin güzelleştirilmesi için geri bildirimler topladı.

    Mainnet’e geçiş, SUI Network’un Blockchain dünyasındaki inovasyon uğraşlarının değerli bir adımını temsil ediyor.

    Kriptokoin.com olarak Mayıs ayının detaylı altcoin haber akışına bu yazıda yer verdik. Fed toplantısı, token unlock tarihleri ve açıklanacak makro ekonomik datalara bu yazıdan göz atabilirsiniz.

  • Bitcoin Fiyatı İçin Son Dakika İddiaları: 45 Gün İçinde…

    Kriptokoin.com olarak aktardığımız üzere önder kripto para ünitesi Bitcoin (BTC)’in fiyatı 30 bin dolarlık kritik düzeyin altına bir defa daha indi. Bununla birlikte uzmanlar, başkan kriptoya yönelik tahlillerini yineledi ve BTC için kritik düzeyleri açıkladılar! İşte detaylar…

    Uzmanlar açıkladı: “Bitcoin fiyatı için yatırımcılar bunlara dikkat etmeli!”

    2-3 Mayıs 2023 tarihleri ortasında yapılacak Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı öncesinde S&P 500 Endeksi 5 gün boyunca yüzde 1’e yakın artışla haftayı yükselişle tamamladı. Öte yandan ABD Merkez Bankası’nın toplantısının akabinde 4-5 Mayıs 2023 tarihleri ortasında işsizlik müracaatları verisi ve işsizlik oranı açıklanacak. Piyasa, bir dizi maksat faiz artışında son defa 25 baz puanlık bir artış beklerken, Haziran 2023 Fed toplantısına yanlışsız güvercin bir görünüme dair rastgele bir işaret piyasaları canlı tutabilir. Lakin, merkez bankasının enflasyonu %2’de tutma amacına karşılık yeni gaye faiz oranının %5-5,25 olması beklenen olduğundan, Fed faiz kararı etrafında bir ayı tuzağı olayı yaşanabilir.

    Bununla bir arada yatırımcılar, enflasyonun düşmesi ve istihdam piyasasındaki istikrarın, merkez bankası 14 Haziran 2023’te FOMC toplantısı için tekrar bir ortaya geldiğinde Fed’in faiz artırımını duraklatmasını tetikleyebileceğini düşünüyor. Faiz artırımına orta verilmesi yürürlüğe girerse, kripto piyasası Fed’in bir pivotu olabileceği beklentisiyle potansiyel olarak yükseliş durumu alabilir, bu da sonraki toplantılarda faiz indirimleri manasına gelir.

    Uzmanlar, Bitcoin için önümüzdeki 45 güne işaret etti!

    Piyasa 14 Haziran toplantısında faiz artırımına orta verilmesini beklerken, Fed Lideri Jerome Powell’ın FOMC sonrası basın toplantısında güvercin bir duruş sergileyeceğine dair rastgele bir işaret, önümüzdeki 45 gün için piyasanın havasını belirlemede kilit rol oynayabilir. Bununla birlikte, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve istihdam bilgilerindeki daha fazla dalgalanma, yakın gelecekte faiz artırımının duraklaması mümkünlüğünü azaltabilir. Bununla birlikte geçtiğimiz günlerde uzmanlar, Bitcoin fiyatının mevcut 29.243 dolarlık fiyat aralığına karşı 31000 dolar düzeyinde direnç görebileceğini bildirdi.

    CME FedWatch Aracı’na nazaran, iştirakçilerin %84’ü ABD Fed’in 3 Mayıs toplantısında 25 baz puanlık bir artış kararı almasını bekliyor. Münasebetiyle, Powell’ın yorumlarına bağlı olarak, beklenen çizgide bir faiz artırımı, üst taraflı bir yol izlemeden evvel muhtemelen bir Bitcoin fiyat düşüşünü tetikleyebilir. Esasen Goldman Sachs ekonomistleri, ABD Merkez Bankası’nın Haziran 2023’te faiz oranlarını artırmasını beklemediklerini söyledi. Bu nedenle, önümüzdeki 45 gün genel olarak Bitcoin fiyatı için yükseliş olabilir, hatta birçok kişi BTC’nin 100.000 dolara kadar çıkacağını iddia ediyor.

    BTC fiyatı için teknik tahliller açıklandı!

    Geçtiğimiz hafta BTC kısa bir geri çekilme yaşadı lakin kıymetli bir hareketli ortalama etrafında güçlü bir dayanak buldu. 25.000 dolar sonunu aştıktan sonra, kalan alım gücünü pahalandırmak için geri çekilmeleri izlemek çok değerlidir. Bu örnekte, alıcılar 50 günlük SMA’da süratlice devreye girerek yükseliş momentumuna işaret etti. Bununla birlikte, 30.000 dolar-31.000 dolar aralığının bugün Bitcoin fiyatı için güçlü bir direnç bölgesi olduğu kanıtlandı ve bu da daha fazla konsolidasyon muhtemelliğine işaret ediyor.

    Bununla birlikte on-chain bilgiler ise dikkat çekiyor. Kısa vadeli ve uzun vadeli sahiplerin maliyet bazları ortasındaki artan farklılık, ayı piyasasının en berbat devrinin geride kaldığına dair tarihî olarak hakikat bir sinyaldir. Kısa vadeli sahiplerin maliyet tabanı 24.000 dolara yükselirken, uzun vadeli sahiplerin maliyet tabanı 21.000 doların biraz altına düştü. Bu farklılaşma, kısa vadeli sahiplerin maliyet tabanının artık bugünkü Bitcoin fiyatı için takviye misyonu gördüğünü gösteriyor.

    Bu düzey mevcut toparlanma basamağında sırf bir defa test edilmiş olsa da başarılı bir formda dayanmıştır. Uzun vadeli sahip maliyet temelindeki düşüş, FTX çöküşünden sonra Bitcoin’i ucuza satın alan ve artık uzun vadeli sahip kohortuna yaşlanan kuruluşlara atfedilebilir.

    Kaldıraçlara bakıldığında ise bu haftaki piyasa dalgalanmasında kıymetli bir rol oynadı. Gerçekten, açık faizdeki keskin düşüş ve toplam vadeli süreç likidasyonlarındaki artış bunu açıkça göstermektedir.

    İlginç bir halde, Bitcoin’in fiyatı 27.000 dolardan 30.000 dolara yükselirken bile açık faiz düşmeye devam etti. Bu da sıçramanın spot süreçlerden kaynaklanmış olabileceğini gösteriyor.

    Sıkışan Arz ve Büyüyen Talep

    Büyük resme bakıldığında, Bitcoin arzı daralmaya devam ediyor ve arzın %54’ü iki ya da daha fazla yıl boyunca hareketsiz kaldı. Bu tutunma modeli, piyasa dalgalanmaları karşısında uzun vadeli inancı gösteriyor.

    Buna ek olarak, yeni adresler neredeyse tarihi bir süratle oluşturuluyor ve bu da bugün BTC fiyatına olan talebin arttığına işaret ediyor.

    Sıkılaşan arz ve artan chain içi talebin bir ortaya gelmesi, orta ve uzun vadede potansiyel fiyat artışına taban hazırlıyor.

    Kaldıracın Azaltılması: İstikrara Gerçek Bir Eğilim sağlayacak mı?

    Bir öteki yandan kısa vadede Bitcoin’in önündeki esas mahzur kaldıraç kaynaklı oynaklıktır. Bununla birlikte, genel eğilim piyasa kaldıracında bir düşüş olduğunu göstermektedir, bu da dalgalanma devirlerini daha az tesirli hale getirebilir.

    Piyasa bedeline nazaran açık faiz ve BTC ile teminatlandırılmış vadeli süreç mukavelelerinin yüzdesi üzere ölçütler piyasadaki kaldıraç ve risk iştahını ölçmeye yardımcı olabilir. Bu ölçümlerin her ikisi de aşağı istikametli bir seyir izleyerek daha istikrarlı piyasa şartlarına gerçek mümkün bir kaymaya işaret ediyor.

    Bitcoin gelecek varsayımlarına bakıldığında ise Bitcoin’in piyasadaki dalgalanmalar karşısındaki dayanıklılığı ve kısa vadeli geri çekilmelerden sonra toparlanma kabiliyeti, temelindeki gücü göstermektedir. Kaldıraç oranı düşmeye devam ettikçe ve chain içi talep arttıkça, BTC potansiyel fiyat artışına hazırlanabilir. Yatırımcılar, Bitcoin’in gelecekteki beklentileri hakkında şuurlu kararlar vermek için temel ölçümleri ve eğilimleri yakından izlemelidir.

  • Malatya Akçadağ’da 4,3 büyüklüğünde deprem!

    MALATYA (İGFA) – AFAD’dan alınan bilgiye göre, merkez üssü Malatya’nın Akçadağ ilçesi olan 4,3 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

    Saat 16.01’de yaşanan deprem 11,07 kilometre derinlikte meydana geldi.

  • Klopp: “Chelsea’nin durumu beni memnun ediyor”

    Liverpool Teknik Yöneticisi Jürgen Klopp, Premier Lig’de dertli günler yaşayan Chelsea ile ilgili konuştu.

    Klopp yaptığı açıklamada, “Dürüst olmak gerekirse Chelsea’nin durumuyla alakalı kendimi biraz düzgün hissediyorum. Onlar ismine işler düzgün gitmiyor. Bence çok yeterli bir grup ancak bu formda muvaffakiyetin gelmeyeceğini görmeleri hoş. En düzgün oyuncuları bir ortaya getirsenizde muvaffakiyet yalnızca bu halde gelmez.” dedi.

    Kadro olma vurgusu yapan tecrübeli çalıştırıcı, “Futbolda öncelikle bir ‘takım’ oluşturmalısınız. Oradaki oyuncuların hafife aldığı şey buydu ve hocalarına, yapması neredeyse imkansız olan bir iş yüklediler. İki soyunma odanız olamaz, iki alanda idman yapamazsınız. Bağ kurmak için kadro ruhu yaratmalısınız.” tabirlerini kullandı.

    Chelsea’yi kendilerine örnek olarak aldığını söyleyen Klopp, “Bu yüzden bunu gördüğüm için biraz memnunum. Chelsea elbette yeterli olacak ve gelecek yıl inanılmaz şeyler yapabilecek güce varacaklar. Lakin şu anda ben onları bir örnek olarak kullanıyorum. Biz bu formda yapamayız ve yapmayacağız da. Bu grup sansasyonel bir öykü yazdı ve artık yeni bir başlangıç yapıyoruz. Hepsi bu.” ifadelerinikullandı.

  • Ulusal motosikletçi Deniz Öncü, İspanya’da 9. oldu

    Ulusal motosikletçi Deniz Öncü, 2023 Dünya Moto3 Şampiyonası’nın dördüncü ayağı İspanya Grand Prix’sini 9. sırada tamamladı.

    Dönemin dördüncü yarışı 4,42 kilometre uzunluğa sahip Jerez Pisti’nde gerçekleştirildi. Moto3 sınıfında Red Bull KTM Ajo ekibiyle uğraş eden Deniz Öncü, 19 tıplık yarışa birinci sıradan başladı.

    Damalı bayrağı 8. sırada gören Deniz Öncü, pist sonu ihlali gerekçesiyle yarış sonrası üç saniyelik vakit cezası aldı ve 9. sıraya geriledi.

    Ülkesinde birinci olan Angeluss MTA grubunun İspanyol pilotu Ivan Ortola, üst üste ikinci yarışını kazandı. Gaviota GASGAS Aspar M3 kadrosundan Kolombiyalı David Alonso ikinci, Leopard Racing ekibinden

  • Kripto Para Servetleri Ortaya Çıktı: İşte Milyonerlerin Hikayesi!

    Kuzey İngiltere’den 35 yaşında bir süpermarket çalışanı olan Rob’un SHIB ile milyoner olma kıssası epey değişikti. Bu yazıda, erken kripto para yatırımı sayesinde milyonere dönüşen tanıdık simaların yolcuklarını mevzu alıyoruz.

    Kripto para muvaffakiyet hikayeleri: Winklevoss İkizleri, Erik Finman, Tim Draper

    Winklevoss İkizleri olarak bilinen Tyler ve Cameron Winklevoss, Facebook’un birinci günlerindeki rolleriyle ünlüler. İkili, Bitcoin ile birinci defa 2013 yılında tanıştı. Fiyat BTC başına yaklaşık 120 dolarken yaklaşık 120.000 BTC satın aldılar.

    Ayrıca, birinci 11 milyon dolarlık yatırımları artık milyarlarca dolar kıymetinde. Bu da onları tarihin en varlıklı Bitcoin milyonerlerinden biri yapıyor.

    Erik Finman

    Erik Finman, 2011’de Bitcoin’e 1.000 dolar yatırım yaptığında şimdi 12 yaşındaydı. Ağabeyinin yönlendirmesiyle, BTC 12 dolar civarındayken birinci satın alımını gerçekleştirdi. Finman’ın yatırımı, on milyonlarca dolar kıymetindeki Bitcoin cüzdanıyla onu bir kripto milyoneri yaptı.

    Tim Draper

    Risk sermayedarı Tim Draper, birçok tanınan Bitcoin yatırımcısından ve kripto milyonerinden biridir. 2014’te Draper, US Marshals müzayedesine katıldı ve artık feshedilmiş olan Silk Road pazarından ele geçirilen yaklaşık 30.000 BTC’yi satın aldı. O vakitten beri bedeli katlanarak artan kripto paralar için kestirimi 18 milyon dolar ödedi.

    Draper’ın yatırımının kıymeti şu anda bir milyar doların üzerinde. Sonuç olarak, onu dünyadaki en başarılı Bitcoin milyonerlerinden biri yapıyor.

    Charlie Shrem

    Charlie Shrem, kripto topluluğunda önde gelen figürlerden biridir. Yirmili yaşlarının başında, Bitcoin süreçlerini kolaylaştıran bir şirket olan BitInstant’ı kurdu. O sırada, daha sonra hatırı sayılır bir kar karşılığında sattığı değerli ölçüde Bitcoin biriktirdi.

    Kara para aklamayla ilgili yasal meselelerle müsabakasına karşın Shrem, kripto sahnesinde tesirli bir figür olmaya devam ediyor. Sahiden de, şu anda çok sayıda Blockchain tabanlı projede yer alıyor.

    50 Cent

    Daha çok 50 Cent olarak bilinen rapçi ve teşebbüsçü Curtis Jackson, birinci yatırımı 2018’de yaptı. Farkında olmadan Bitcoin’den milyonlar kazandığını fark etti.

    2014 yılında 50 Cent, hayranlarının “Animal Ambition” albümünü Bitcoin kullanarak satın almalarına müsaade verdi. Kripto para ünitesinin fiyatı fırlayana kadar unuttuğu satışlardan yaklaşık 700 BTC kazandığı bildirildi. Bu ortada, birinci Bitcoin yatırımı o vakitler 7 milyon doların üzerindeydi.

    Bitcoin ve altcoin’ler birçokları için cazibeli bir yatırım haline geliyor

    Bu Bitcoin yatırımcılarının öyküleri, kripto piyasasının sunduğu fırsatların ispatı niteliğindedir. Winklevoss Twins’in erken yatırımından 50 Cent’in beklenmedik çıkarına kadar, bu şahıslar öngörülerini ve risk almalarını değerli bir servete dönüştürdüler.

    Kripto para piyasası gelişmeye ve genişlemeye devam ettikçe, hangi yeni muvaffakiyet kıssalarının ortaya çıkacağını göreceğiz. Bununla birlikte, kripto paraların hayat değiştirme potansiyeli göz arkası edilmemeli. Sonuç olarak, Bitcoin ve altcoin’ler birçokları için cazibeli bir yatırım haline geliyor. Kriptokoin.com olarak aktardığımız süpermarket depo yöneticisi Rob’un öyküsüne göz atmayı unutmayın.

  • Malatya’nın riskli acil fayı yok! Malatya İstanbul’dan daha güvenli!

    MALATYA (İGFA) – Memleketi Malatya’ya inceleme ve geçmiş olsun ziyaretlerinde bulunmak üzere gelen ve çeşitli incelemelerde bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi KKTC Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cumali Kınacı, Malatya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürü Mehmet Mert’i ziyaret etti.

    “GÖREVİM OLMAZSA BEN MALATYA’YA DÖNERİM. MALATYA, İSTANBUL’DAN DAHA GÜVENLİ”

    Ziyarette geçmiş olsun dileklerinde bulunarak genel bir değerlendirme yapan İstanbul Teknik Üniversitesi KKTC Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cumali Kınacı, “Görevim olmazsa ben Malatya’ya dönerim. Malatya, İstanbul’dan daha güvenli. İstanbul’dan veya Kıbrıs’tan daha güvenli. ÇünküMalatya depremi yaşadı. Malatya’nın bundan sonra riskli olacak acil bir fay hattı yok. Ama olabilir mi 2700 yıl önce oynamış bir fay hattı var. Akçadağ’ın doğusundan başlayıp Tunceli-Ovacık’a kadar giden. Ama bu ölü bir fay olduğu için burada önemli bir şey beklenmiyor. Tarihte 2700 Milattan Önce olan bir kayma. Bir de Pütürge-Çelikhan diyorlar, zaten kırıldı. Bunu söyleyen kim? Amerika’da uzaktan yapılan bir inceleme sonucu söylemişler. Hâlbuki orası Çelikhan’a kadar 2020 yılında kırıldı. Bunu zaten bizim İstanbul Teknik Üniversitesi’nin jeologları söylüyorlar, küçük sarsıntılar olabilir. Ama bundan sonra böyle büyük bir risk yok.” dedi.

    “MALATYA’NIN DIŞINDA OLAN HERKESİN MEMLEKETİNE DÖNMESİNDE FAYDA VAR”

    Prof. Dr. Cumali Kınacı şunları söyledi, “Ben şahsen orta hasarlı bir bina da bile kalabilirim. 2 gündür Malatya’da bulunuyorum. Yine ilk fırsatta gelip kalacağım. Bence Malatya’nın dışında olan herkesin bir an önce memleketine dönmesinde fayda var. Burayı canlandırmak lazım. Hatta Malatya’yı terk etmeyi düşünenler, çok büyük hata yaparlar. Gelecekte bunun acısını da çekerler, onu da söyleyeyim. Çünkü burada meydana gelecek bir boşluk başkaları tarafından doldurulur.”

  • Elden Ring için fan imali DLC niteliğinde yeni bir mod yayınlandı

     
    Convergence Team tarafından aksiyon rol yapma oyunu Elden Ring için yeni bir mod yayınlandı. The Convergence olarak isimlendirilen bu yeni mod oyuna onlarca yeni silahı ve yüzlerce yeni büyüyü dahil ediyor. Böylelikle oyuncular daha geniş kapsamlı bir oyun tecrübesi elde edebiliyor.
     
    Yeni mod DLC niteliğinde
     
     
     
    Yayınlanan yeni mod The Convergence yalnızca yeni büyüleri ve silahları oyuna dahil etmekle kalmıyor birebir vakitte alanları ve haritaları kapsamlı bir formda yeniliyor. Bunun yanı sıra oyunun görsel kalitesini daha da geliştiriyor ve düzgünleştiriyor. Mod ayrıyeten yeni düşmanları ve işverenleri da oyunculara sunuyor. Hülasa bu mod resmi olmayan bir DLC niteliğinde karşımıza çıkıyor diyebiliriz.
     
    The Convergence isimli bu yeni modu oyunu bitirdikten sonra kurup denemeniz tavsiye ediliyor. Zira bu mod oyundaki birtakım şeyleri değiştirdiği için birinci seferdeki oyun tecrübenizde birçok içeriği kaçırabilirsiniz.
     
    2.8 GB’lık bir boyuta sahip olan The Convergence moduna aşağıdaki linkten ulaşabilir ve indirebilirsiniz. 
     
    – The Convergence 
     
    Elden Ring – The Convergence Modu tanıtım fragmanı 
     
     

  • N Kolay İstanbul Yarı Maratonu’nun ödül merasimi yapıldı

     N Kolay İstanbul Yarı Maratonu’nun ödül merasimi gerçekleştirildi.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Spor İstanbul tarafından 18’incisi düzenlenen, 60 ülkeden 12 binin üzerinde iştirakçinin yer aldığı tertipte derece elde eden atletler için start alanının yakınında ödül merasimi yapıldı.

    Tertipte bayan ve erkeklerde birinci olan atletlere 15 bin, ikincilere 10 bin, üçüncülere ise 8 biner dolar para mükafatı verildi.

    Atletlere mükafatları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, Etkin Bank Bağlantı Küme Lideri Gamze Numanoğlu, Türkiye Atletizm Federasyonu Lider Vekili Mustafa Yasin Taş ve Spor İstanbul Genel Müdürü Renay Onur tarafından takdim edildi.

  • POCO oyuncuların yeni gözdesi olması olası modeliyle Android’e geçmeleri hızlandırabilir!

    Xiaomi, bir haftadan daha kısa bir mühlet içerisinde yeni POCO F5 ve POCO F5 Pro‘yu tanıtacak. Şirketin yeni aygıtları bilhassa performans açısından oyunlarda düzgün işler çıkartması bekleniyor. Bugün kimi pazarlar için fiyatı sızdırılan orta ve orta-yüksek modellerin gelin ayrıntılarına yakından bakalım.

    POCO F5 serisiyle Android’e geçmeleri arttırabilir

    Sızdırılan bilgiler ortasında aygıtların fiyatları bulunuyor. POCO F5 ve POCO F5 Pro birinci olarak Paraguay görücüye çıkacak. Aygıtların Latin Amerika ülkelerinde emsal fiyatlarda satılması bekleniyor. Münasebetiyle bu fiyatların Avrupa’nın geri kalan ülkelerinde de tıpkı olması bekleniyor. (Maalesef ülkemiz hariç bkz: Vergi) Gelin aygıtların fiyat ve özellik bilgilerine bakalım.

    Görünüşe nazaran POCO F5 Serisinin 12GB RAM ve 256GB dahili depolamaya sahip olan modelin fiyatı yaklaşık 422 dolar (Vergi hariç 8.207 ₺), yani yaklaşık 385 euro olacak.

    POCO F5 Pro ise biraz daha kıymetli bir model. 8GB RAM ve 256GB depolamaya sahip varyantın 537 dolar (10.444₺) yani yaklaşık 489 euro fiyatı bulunuyor. 12GB RAM varyant almak isterseniz o vakit 574 dolar (11.164₺) ödemeniz gerekecek.

    POCO F5‘in Snapdragon 7+ Gen 2 ile POCO F5 Pro’nun ise Snapdragon 8+ Gen 1 işlemcilerini kullanacağını hatırlatalım. Ek olarak, Pro model şahane bir yenilik olarak 30W kablosuz şarj teknolojisiyle gelecek.

  • Alparslan: Büyük Selçuklu’nun yıldızı Barış Arduç’un eski hali ağızları açık bıraktı!

    Ünlü oyuncu Barış Arduç’un yıllar öncesine ilişkin bir fotoğraf karesi toplumsal medyada büyük yankı uyandırdı. Arduç’un eski halini gören hayranları ünlü oyuncuyu tanımakta zorlandı.

    “Alparslan: Büyük Selçuklu” dizisindeki başarılı performansıyla büyük beğeni toplayan oyuncu Barış Arduç, hem meslek hayatı hem de özel yaşantısıyla yıllardır parmakla gösterilen ünlüler ortasına ismini yazdırdı. Kendisi üzere oyuncu olan Gupse Özay ile 2020 yılında nikah masasına oturan ünlü oyuncu geçtiğimiz aylarda kızı Jan Asya’nın doğumuyla baba olma sevinci yaşamıştı. 

    Barış Arduç

    Yakışıklılığı ve fit imgesiyle sık sık isminden kelam ettiren ünlü oyuncunun yıllar evvelki bir fotoğrafı herkesi şaşırttı. Birinci olarak 2011 yılında “Küçük Hanımefendi” dizisinde rol alan ve ardından “Kiralık Aşk” dizisiyle yıldızı parlayan ünlü oyuncunun eski halini gören hayranları “Bu nasıl Barış”, “Resmen tanıyamadım” üzere yorumlarda bulundu. 

    Barış Arduç

    İşte ünlü oyuncunun eski hali…

    Barış Arduç eski hali

    İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK GÖRÜNTÜ:

    O akıma son noktayı koydular! Toplumsal medya bu çifti konuşuyor

  • Gelsin Hayat Bildiği Üzere 38. kısım fragmanı yayınlandı! Sırlar bir bir ortaya çıkıyor

    Show TV ekranlarının tanınan dizisi olan Gelsin Hayat Bildiği Gibi’nin 38. kısım fragmanı yayınlandı. Mert, babasının Sadi olduğunu öğrendi. Baba-oğulun yüzleşmesi şimdiden merak konusu olurken, ‘Servet’in ‘Sadi’ için yaptığı hain plan tansiyonu artırıyor. Pekala Gelsin Hayat Bildiği Üzere dizisinin yeni kısmında ne olacak? İşte Gelsin Hayat Bildiği Üzere dizisinin 38. kısım fragmanı…

    HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

    Show TV ekranlarında her hafta Perşembe günü meskenlere konuk olan ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’ dizisi, izleyiciden tam not almaya devam ediyor. Heyecanla beklenen 38. kısım fragmanı yayınlandı. Gelsin Hayat Bildiği Üzere 38. kısmıyla 4 Mayıs Perşembe günü saat 20.00’de Show TV’de…

    Gelsin hayat bildiği üzere dizisinin konusu nedir

    ‘GELSİN HAYAT BİLDİĞİ GİBİ’ 38. KISIM FRAGMANI

    GELSİN HAYAT BİLDİĞİ ÜZERE DİZİSİNİN 37. KISMINDA NELER OLDU?

    Sadi öğrendiği gerçekle yüzleşmeye çalışırken Songül ise bu süreçte Payaslı’ya takviye olur. Sadi’nin oğluyla geçiremediği yıllarını ve oğlunun hastalığını düşünen Songül hiç istemediği bir kararın eşiğinde bulur kendini… Can babasının düşmeye bağlı kalıcı bir hasarı olduğunu öğrenir. Sadi’nin olayı öğrenmesiyle inşaat şirketini pek beğenilen saatler beklemez. Araz beklemediği bir vakitte karşısında gördüğü annesiyle konuşmaya karar verir.

    Mert’in rahatsızlığı Derya’yı günden güne üzerken Asuman ise kötülüklerinde hudut tanımamaya başlar. Songül’le Derya’yı birbirlerinden habersiz birbirine düşürmeye çalışan Asuman’ın her atılımı boşa çıksa da gün sonunda en büyük zaferini kazanır. Servet içeriden çıkamayacağını anladığında her şeyin bittiğini sanan Sadi ile Songül’e yeni bir plan hazırlar.

    ‘GELSİN HAYAT BİLDİĞİ GİBİ’ DİZİSİNİN KONUSU NEDİR?

    Gelsin Hayat Bildiği Üzere dizisinde kirli geçmişini gerisinde bırakarak coğrafya öğretmeni olarak Karabayır Lisesi’ne atanan ve burada yolu ıslahevinden gelen beş gençle kesişen Sadi Payaslı’nın hikayesini anlatacak. Sadi Payaslı, sarsılmaz adalet duygusu ile hayata bir sıfır geride başlamış bu gençlere kol kanat gerecek…

    Gelsin hayat bildiği üzere dizisinin oyuncu takımında kimler var

    ‘GELSİN HAYAT BİLDİĞİ GİBİ’ DİZİSİNİN OYUNCU KADROSU

    Yönetmenliğini Altan Dönmez’in üstlendiği, proje tasarımı ve senaryosu Gani Müjde’ye ilişkin olan ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’ Başrollerinde Ertan Saban ve Özge Özberk’in yer alıyor. Genç ve dinamik takıma sahip olan üretimde Özge Özberk, Nilsu Berfin Aktaş, Mustafa Açılan, Mahsus Delikanlı, Ayşe Kırca, Sanem Babi, Onur Özer, Rojbin Erden, Ali Berge, Furkan Murat Uğur, Murat Göçmez üzere isimler var.

  • Montpellier, Monaco’yu üzdü: 0-4

    Ligeu 1 33. hafta maçında Monaco, alanında Montpellier ile karşı karşıya geldi.

    Stade Louis II’de oynanan maçı Montpellier 4-0 kazandı. Monaco’ya galibiyeti getiren golleri 28 ve 72. dakikalarda Arnaud Nordin, 65. dakikada Maouassa ve 79. dakikada Mavididi kaydetti.

    Monaco ligde üst üste 2. yenilgisini aldı ve bu maçlarda toplam 7 gol yerken, rakip fileleri havalandıramadı. Montpellier ise üst üste 2. galibiyetini aldı.

    Alınan bu sonucun akabinde Montpellier puanını 43 yaptı. Monaco ise 61 puanda kaldı.

    Ligin bir sonraki haftasında Montpellier, Lyon deplasmanına gidecek. Monaco ise Angers’ı ağırlayacak.

  • Yüzbaşı Şerafettin’in kızı Gönül İzmir Manioğlu vefat etti Başkan Tunç Soyer’den İzmir ailesine taziye mesajı

    9 Eylül sabahı İzmir’e ilk giren birliklerin başında bulunan ve Hükümet Konağı’nın gönderine ay yıldızlı bayrağı çeken komutan olarak tanınan Şerafettin İzmir’in (Yüzbaşı Şerafettin) kızı Gönül İzmir Manioğlu, Antalya’da yaşama veda etti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendisine İzmir soyadı verilen Şerafettin Bey’in tek kızı ve emaneti Gönül Hanım’ın vefatından dolayı büyük üzüntü duyduğunu belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Kendisine Allah’tan rahmet dilerken bu vesileyle İzmir’in kurtuluş destanının önemi figürlerinden Yüzbaşı Şerafettin’i de saygıyla anıyorum” dedi.

    İzmir’in kurtuluş kahramanı Şerafettin İzmir’in Antalya’da yaşayan ve tek çocuğu Gönül İzmir Manioğlu 97 yaşında yaşama veda etti. Kurtuluş Savaşı’nın son aşaması olan İzmir’in kurtuluşu sırasında Hükûmet Konağı’na bayrağı ilk kez göndere çeken ve 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu ile Mustafa Kemal Atatürk tarafından “İzmir” soyadı verilen Yüzbaşı Şerafettin’in kızı Gönül İzmir Manioğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sözlü tarih projesinde de yer almıştı.  

    Üzüntü duyduğunu dile getirdi
    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gönül İzmir Manioğlu’nun vefatından dolayı büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi. İzmir’in kurtuluşu esnasında girdiği bir çatışmada yaralanmasına rağmen İzmir Hükûmet Konağı’na giderek Türk bayrağını ilk kez göndere çeken bir kahramanın kendisi gibi İzmir soyadı taşıyan kızı Gönül Hanım’ın da bu şehrin bir emaneti olduğunu dile getiren Başkan Soyer, “Kendisine Allah’tan rahmet dilerken bu vesileyle İzmir’in kurtuluş destanının önemi figürlerinden Yüzbaşı Şerafettin’i de saygıyla anıyorum” dedi.

    “Çok severdi”
    Gönül İzmir Manioğlu’nun kızı Hayriye Balcı Manioğlu ise “Annem Tunç Soyer’i de eşi Neptün Hanım’ı da çok severdi. Taziye mesajı için çok teşekkür ediyoruz, sevgilerimizi iletiyoruz” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Altay: “Konya Modeli Belediyecilik Dünyaya Örnek İşler Yapmaya Devam Edecek”

    Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Hadim Yerköprü Şelalesi Çevre Düzenlenmesi çalışmalarının açılışını yaptı. 

    Son üç günde açılışını ve temel atmasını yaptıkları eserlerin toplam bedelinin 800 milyon lirayı bulduğunu belirten Başkan Altay, güncel bedelle 48 milyon 750 bin lira maliyetle hizmete açtıkları Yerköprü Şelalesi Çevre Düzenlemesiyle de bölgenin Konya’nın en önemli turizm merkezlerinden birisi haline geleceğini söyledi. Konya Modeli Belediyeciliğin her gün Türkiye’ye ve dünyaya örnek olacak işler yapmaya devam edeceğini kaydeden Başkan Altay, “İnşallah birlik beraberlik içerisinde şehrimize, bölgemize, ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.

    Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Büyükşehir Belediyesinin Hadim Yerköprü Şelalesi’nde tamamladığı 3. Etap Çevre Düzenleme Çalışmalarının açılışını yaptı.

    Hadim Belediye Başkanı Ahmet Hadimioğlu, projeye yıllardır emek veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a, milletvekillerine ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a teşekkür etti.

    HİZMETLERİN ARDI ARKASI KESİLMİYOR

    Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, ‘Konya Modeli Belediyecilik’ anlayışı ile her gün açılış ve temel atma törenleri düzenlediklerini vurgulayarak, özellikle son haftalarda yoğunlaşan bir şekilde hizmetlerin ardı arkası kesilmeden açılışlar ve temel atmalar yaptıklarını hatırlattı.

    Bugün Hadim’de Konya’nın en önemli turizm alanlarından birisi olan Yerköprü Şelalesi’nde hayata geçirdikleri 3. Etap Çevre Düzenlemesinin açılışını yaptıklarını kaydeden Başkan Altay, “Dün Karatay’da bir sosyal tesisin açılışı ile başladık, sonra Beyşehir’de iki arıtma tesisinin açılışı, bir içme suyu arıtma tesisinin temel atmasını gerçekleştirdik. Seydişehir Millet Bahçemizin açılışını yaptık ve Selçuklu’da Ihlamur Parkı’nın açılışını gerçekleştirdik. Bir önceki gün yine Karatay’da Büyük Larende dönüşümündeki dükkanların temelini attık, oradan Emirgazi Şehir Konağı’nın açılışını yaptık. Karapınar’da ticaret merkezi ve kitap kafenin açılışını gerçekleştirdik ve Selçuklu’da Şefik Can parkı 2. etap açılışı, 3. etabın temelini attık. Programlar bu şekilde bu kadar yoğun. Bugün yine yoğun bir gün. Burada açılışı yaptıktan sonra Çumra Millet Bahçesi’nin açılışını gerçekleştireceğiz. Sonra Konya’nın önemli hayallerinden birisi olan banliyö hattının temelini atacağız ve son olarak da Meram son durakta Çamlıbel çevre düzenlemesinin açılışını yapacağız” ifadelerini kullandı.

    3 GÜNDE 800 MİLYON LİRALIK ESERİN AÇILIŞI, TEMEL ATMASI YAPILDI

    Üç günde açılışı, temel atması yapılan hizmetlerin toplam bedelinin, banliyö hariç 800 milyon lirayı bulduğunu dile getiren Başkan Altay, şöyle devam etti: “Banliyö ile birlikte yaklaşık 3 milyar liralık yatırımı şehrimize kazandırmış olacağız. Merkezde önemli işler yaparken bir taraftan da ilçelerimizin eksiklerinin tamamlanması ile ilgili gayret içerisindeyiz. 2018 yılından itibaren bugüne kadar Hadim’e belediye olarak 350 milyon liranın üzerinde bir yatırım gerçekleştirdik. Konya’nın bir turizm şehri olması için çaba sarf ediyoruz. Çatalhöyük’te çok önemli bir karşılama merkezi inşa ediliyor. Merkezde Dar-ül Mülk projesi kapsamında 20 ayrı noktada çalışma yürütüyoruz. Bugün de ve Yerköprü Şelalesi’nin açılışını gerçekleştiriyoruz. Burası bir dağa harikası. Fotoğrafa bir baksanız kimse herhalde burası Konya demez. Vadisi, dağları, tepeleri, yeşil alanları ve en önemlisi şelalesi ile çok önemli bir merkez. Ziyaretçilerimiz yapmış olduğumuz ahşap yürüyüş yoluyla şelalenin en güzel yerinden fotoğraflama, hatıra bırakma imkanına kavuşuyor. Yürüyüş yolları, otoparklar, yeni sosyal tesisleriyle burası çok önemli bir alana kavuşmuş oldu. Bugünün maliyeti ile 48 milyon 750 bin liralık bir tesisin açılışını gerçekleştiriyoruz. Burada yapmış olduğumuz düzenlemeler bölgeyi Konya’mızın en önemli turizm merkezlerinden birisi haline getirecek.”

    “KONYA’YA YAKIŞIR BİR İŞ OLDU”

    Müteahhit firma başta olmak üzere emeği geçenlere teşekkür eden Başkan Altay, “İşin niteliği, vasfı, kalitesi ile Konya’ya yakışır bir iş oldu. Bütün çalışmalarımızda koordinasyon içerisinde olduğumuz Hadim Belediye Başkanımıza, ilçe başkanımıza teşekkür ediyorum. ‘Konya Modeli Belediyecilik’ diye ifade ettiğimiz aslında uyumlu çalışan bir ekip. Burada milletvekillerimiz var, bütün Konya meselelerini birlikte takip ediyoruz. Ahmet Sorgun abi bu bölgenin de insanı. Ben emeklerinden dolayı Konyalılar adına kendisine teşekkür ediyorum. Konya vefakar bir şehirdir, hizmet edeni asla unutmaz. Sizin de şehrimize çok büyük emekleriniz oldu. Yine Konya’nın bütün meseleleriyle ilgilenen Sanayi Komisyonu Başkanımız Ziya Altunyaldız bey de bu dönemde inşallah mecliste önemli görevleri üstlenecek. Birlikte Konya’mıza hizmet etmeye çalışacağız. Bu vesileyle bugüne kadar emek veren herkese teşekkür ediyoruz. Bundan sonra birlikte çalışacağımız arkadaşlarla uyumun ve koordinasyonun yine en yüksek olduğu bir dönem yaşayacağız. ‘Konya Modeli Belediyecilik’ her gün ülkemizde ve dünyaya örnek olacak işler yapmaya devam edecek” açıklamasını yaptı.

    “CUMHURBAŞKANIMIZ OLMASAYDI SU AKARDI BİZ BAKARDIK”

    AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, “Yerköprü Şelalesi Çevre Düzenlemesini önceki dönemde Büyükşehir Belediye Başkanlığımızı yapan Tahir Akyürek Bey başlattı. Sonra Uğur İbrahim Altay Başkanımız devam ettirdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum Bey, bakanlarımızla, belediye başkanlarımızla uyum içerisinde bu projeyi tamamladılar. Kendilerinden Allah razı olsun. Bu işleri takip eden Hadim Belediye Başkanı’mıza, Güneysınır Belediye Başkanımıza huzurlarınızda özellikle teşekkür ediyorum. Ama bütün bunların yapılmasındaki ana motivasyon, ana etken, ana destek, Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan. Eğer o olmasaydı su akardı biz bakardık” ifadelerine yer verdi.

    “BU PROJE, İNSANA VE DOĞAYA SAYGI PROJESİ”

    AK Parti Konya Milletvekili ve 28. Dönem Milletvekili Ziya Altunyaldız ise “Birilerinin dediği gibi yalancı baharda değiliz. Gerçek bahar gelmiş buraya. Yıllar önce yurtdışı görevlerimiz esnasında çok büyük parklara gider, iç geçirir ve hayıflanırdık. ‘Neden bu yatırımlar bizim ülkemizde yok?’ diye. Görüyoruz ki 21 yıllık AK Parti iktidarı döneminde artık hayıflanma, iç geçirme dönemlerini geride bıraktık. Bu proje, insana ve doğaya saygı projesi. Vatandaşlarımız betonlar arasından çıkıp doğayla buluşuyor. İnsanlarımız zihnini ve gönlünü dinlendirecek alanlar istiyor. İşte AK Parti belediyeciliği, işte ‘Konya Modeli Belediyecilik’. Ben bu eserin Hadim’e kazandırılmasında büyük emekleri geçen Büyükşehir Belediye Başkanımıza, bu projenin takibini yapan Ahmet Sorgun Bey’e, belediye başkanımız Ahmet Hadimi beyefendiye, önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek’le birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum Bey’e yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

    BASIN MENSUPLARIYLA İNCELEME GEZİSİ YAPILDI

    Konuşmaların ardından Hadim Yerköprü Şelalesi 3. Etap Çevre Düzenlemesinin açılışı yapılırken; AK Parti Konya Milletvekilleri Ahmet Sorgun, Ziya Altunyaldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Altay, AK Parti Konya İl Yönetim Kurulu Üyesi Tevfik Tığlıoğlu, Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hülya Şevik ve protokol mensupları programa katılan basın mensuplarıyla birlikte Yerköprü Şelalesi’nde ve çevresinde incelemelerde bulundu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sónar+D İstanbul’a Yapay Zeka ve Web 3.0 Damga Vurdu!

    Müzik, yaratıcılık ve teknolojiyi birleştirerek, bu yıl 28-30 Nisan tarihleri arasında 7. ve ilk kez üç gün üst üste Zorlu PSM’de %100 Music’in katkılarıyla gerçekleştirilen Sónar Istanbul’da BtcTurk’ün ana sponsorluğundaki yaratıcılık ve teknoloji platformu Sónar+D Istanbul’un bu yıl yapay zeka ve teknolojinin insan üzerindeki etkileri ile Web 3.0, NFT sonrası ekosistem ve blockchain teknolojileri üzerine odaklanan yoğun maratonu dün tamamlandı. Sónar+D Istanbul bu yılki programında; paneller, konuşmalar, atölyeler, masterclass’lar, marketplace, AV gösterimleri ile katılımcılarını karşılarken açık çağrı ile seçilen projeler de Sónar Screen ve marketplace’de sergilenerek yepyeni ve ufuk açan fikirler, her yıl olduğu gibi bu yıl da sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı. 

    Bu sene 7.kez Zorlu PSM’de %100 Music’in katkılarıyla gerçekleşen Sónar Istanbul’da, BtcTurk’un sponsorluğunda düzenlenen yaratıcılık ve teknoloji platformu Sónar+D Istanbul, bu yıl giderek daha fazla merak uyandıran iki konu olan yapay zeka ile Web 3.0’ü ele alarak her iki temayı odağına alan paneller, masterclass’lar, VR enstalasyonları ve müzikle teknolojinin birleştiği canlı performanslarla katılımcılarına çok boyutlu bakış açıları sunarak yeniden yepyeni yolculuklara çıkardı.

    Liam Young ile zihin açan bir başlangıç

    Tasarım ve kurgu arasındaki yolculuğu yöneten, hem yerel hem de global ölçekli teknolojik gelişmelere yön vererek olağanüstü görseller sunduğu filmleriyle de adından bahsettiren Avustralya doğumlu Amerikalı yönetmen Liam Young, sanat ve teknoloji arasındaki bağı yorumladığı etkileyici konuşması ve ustaca ele alınmış Planet City enstalasyonu ile Sónar+D Istanbul’da izleyecileri oldukça etkiledi. Programda yer alan iki masterclass’ta, panelde konuşmacı olan DJ ve yazar Elijah ile sanat ve teknoloji arasındaki yaratıcı bağı inceleyen Andreas Refsgaard’ın hem farklı bakış açıları sunan konuşmaları hem de yarattıkları görsel dünya, katılımcıları yepyeni düşüncelere doğru keşfe çıkardı.

    AI İcad Edildi, Mertlik Bozuldu Mu? 

    Levent Erden, Lalin Akalan, Erdil Yaşaroğlu ve Başar Başaran“AI İcad Edildi, Mertlik Bozuldu Mu?” adlı panelde özellikle kısa sürede milyonlarca kullanıcıya ulaşan ChatGPT ve yapay zekayı eksenine alarak sanat üretiminin nereye evrileceğini derinlemesine tartıştı. Olumlu ve olumsuz yönlerinin masaya yatırıldığı yapay zeka ve sanat üretiminin, sanatçıya daha fazla üretim alanı yaratabileceği ihtimali göz önünde bulundurulurken, sanatçının biricikliğinin nerede olduğu ile makine yaratıcılığı ile insan yaratıcılığı arasındaki kısıtlılık, tüm yönleriyle konuşuldu. Birçok farklı yapay zeka hikayesi üzerinde karşılaştırma yapan Levent Erden; Lalin Akalan, Erdil Yaşaroğlu ve Başar Başaran, bu üretimlerin henüz berrak bir yaratıcılıktan çıkmadığı konusunda hem faydalı hem de eğlenceli yorumlarda bulundu.

    Yapay Zeka Sanatında Günümüz

    Yapay zekanın müzikal ve audiovisual (görsel-işitsel) projeler ile ilişkisi ve toplum-kültür üzerine etkisini odağına alan “Yapay Zeka Sanatında Günümüz” (The State of The AI Art) temalı panelde; yaratıcı kodlama ve makine öğrenimi alanında interaktif ve aynı zamanda açık fikirli yaklaşımlarıyla sanat ve teknoloji arasındaki yaratıcı bağı kodlama, algoritmalar ve yapay zeka aracılığıyla keşfeden Andreas Refsgaard, Sónar+D dahil olmak üzere birçok konferans, festival, radyo programı ve podcast’in küratörü, moderatör ve sunucu Antònia Folguera; biyoloji ve organik hayattan aldığı ilhamla eserlerini oluşturan ve yapay zekanın artistik potansiyelini sorgulayan çalışmalarıyla ünlenen Sofia Crespo; Satore Studio’nun kurucusu ve kreatif direktörü, görsel efekt ve ışıklandırma tasarımlarıyla Béyonce gibi birçok dünyaca ünlü sanatçı ve modacının sahnelerine dokunan nam-ı değer ‘Işık Sihirbazı’ Tupac Martir gibi önde gelen isimler, yapay zekanın sanat ve teknolojiye etkisi üzerine konuşarak gelecekte bizi nelerin beklediğine dair öngörülerini paylaştılar.

    Web 3.0: Neredeyiz?

    Gelişen teknolojilerin yaratıcı süreçler ile kesişimlerini, Web 3.0’ı, yükselen NFT dalgası ardından bulunduğumuz noktayı ve DAO’ları (merkeziyetsiz otonom organizasyonlar) odağına alan “Web 3.0: Neredeyiz?” (Web 3.0: Where Are We) başlıklı panelde ise, sürdürülebilir teknolojileri müzik ile harmanlarken sosyal medya aracılığıyla bir kariyer inşa eden DJ ve yazar Elijah, müzik ve teknolojinin Web 3.0’daki potansiyelini DAO’lar ve komünite inşası alanlarında inceleyen, Friends with Benefits ve Refraction DAO’ları kurucu üyelerinden Kaitlyn Davies, Web 3.0, yapay zeka ve Metaverse kavramlarının müzikle bağlantısını ve aralarındaki etkileşimi araştıran Water & Music kurucu üyesi Katherine Bassett gibi başarılı isimler programda konuşmacı olarak yer aldı. 

    Yepyeni Beceriler: Atölyeler…

    Sónar+D Istanbul programı kapsamında Algorave Istanbul tarafından gerçekleştirilecek Berke Baramuk ile “SonicPi Kullanarak Canlı Kodlama Yöntemiyle Müzik Üretimi”, Kerem Altaylar ile “P5JS Kütüphanesi ile Yaratıcı Görsel-İşitsel Kodlama Atölyesi” ve Uzak ile “Touchdesigner Aracılığıyla Sese Tepki Veren Görseller Oluşturma” atölyelerinde ise katılımcılar kod bazlı sistemlerle görsel-işitsel eserlerin üretim aşamalarını ve süreçlerini deneme fırsatı buldular. 

    Deneyim alanları, VR tasarımlar, çeşitli enstalasyon ve oyunların yer aldığı marketplace’in de oldukça yoğun ilgi gördüğü Sónar+D Istanbul 2023, bu yıl da teknoloji ve müzik ekseninde özellikle dijital sanatın vardığı en aktüel gelişmeleri paneller, konuşmalar, atölyeler, masterclass’lar ve AV gösterimleri aracılığıyla katılımcılarına aktararak yeniden benzersiz ve ufuk açıcı deneyimler sunmuş oldu.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Alaçatı Ot Festivali’nde Duman İzdihamı

    Bu yıl 12’ncisi düzenlenen milyonların katıldığı “Otların Rüzgarlı Öyküsü” Alaçatı Ot Festivali’nde Duman rüzgarı esti.

    Duman, Çeşme Belediyesi tarafından düzenlenen 12. Alaçatı Ot Festivali kapsamında Alaçatılı sevenleriyle buluştu. Festival alanını dolduran Alaçatılılar Duman’ın en sevilen şarkılarıyla gelen bahara merhaba dedi. Konserde seslendirdikleri Seni Kendime Sakladım, İçerim Ben Bu Akşam, Beni Yak gibi şarkılara, Alaçatı Çamlıkuyu Meydanı’nı dolduran yüz bine yakın insan eşlik etti.

    Her zaman olduğu gibi sahne performansıyla yeri yerinden oynatan Duman, festivalin en kalabalık seyirci rekorunu kırmış oldu. Müziği ve enerjisiyle olduğu kadar özgün sahnesiyle konseri izleyenleri büyüleyen Duman’ın elemanları, konser sonu tişört ve gitar penalarını seyircilere dağıtırken izdiham yaşandı.

    Oran ve Soyer’den Gençlere Mesaj

    Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran konser öncesi sahneye çıkarak, Alaçatı Ot Festivali’ne katılan Duman’a teşekkür etti. Bu yıl festival temasını Yeniden Doğuş olarak belirlediklerini söyleyen M. Ekrem Oran “Yeniden Doğuşun Festivali Alaçatı Ot Festivali’nde sizlerle olmaktan çok mutluyum. Kalbimiz deprem bölgesinde, dayanışmayla yeniden doğuşu gerçekleştireceğiz. Siz gençlerimiz bizim dinamomuz” dedi ve sahneye İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i davet etti. Soyer, alandaki on binlerce gence “sizin için var gücümle ömrüm yettiğince mücadele edeceğim” sözü verdi.

    Konser bittikten sonra seyirciler alanı boşaltmadı. Duman grubu tekrar sahneye çıkarak iki şarkı daha seslendirdi. Meydanın boşalması 1 saatten fazla sürdü, Duman grubu 2 saatin üzerinde konser noktasını terk edip kalacağı otele geçemedi.

    Bu sene 1.3 milyon ziyaretçiyle Türkiye rekoru kıran ve Avrupa’da da ilk beşte yer alan 12. Alaçatı Ot Festivali 30 Nisan Pazar günü sona erdi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum yol bisikleti yarışında pedallar Kemer’de iyilik için döndü

    13 ülkeden, 18 kategoride 570 bisikletçinin katıldığı AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum iyilik yarışına dönüştü…

    AKRA Gran Fondo powered by AG Tohum, 30 Nisan 2023, pazar günü Kemer Olbia Park’tan start aldı. Kemer, büyük yarışa bir kez daha ev sahipliği yaptı…

    Yılın ilk Gran Fondo’su AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum, teknik ve zorlayıcı parkuru ile adrenalin ve heyecan doluydu. Deniz seviyesinden 1.300 m tırmanışı ve toplamda 2.000 m tırmanışı ile 98 kilometrelik AKRA parkuru, Gran Fondo bisikletçilerine “Kraliçe Etap” deneyimi yaşattı. Bisikletçiler doğanın içinde, rüzgârın peşinde iyilik için pedal bastılar…  

    AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum’da kazanan çocuklar oldu. Yarışa katılan bisikletçiler pedalları deprem bölgesindeki çocuklar için çevirdi. Organizasyonun kayıt gelirleri ve sponsorların katkıları ile alınacak 700 bisiklet, Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliği ile depremzede çocuklara dağıtılacak

    AKRA Gran Fondo Antalya Powered By AG Tohum’un 98 km’lik AKRA parkuru genel klasman birincisi erkeklerde Anton Hrabovskyi, kadınlarda Züleyha Dikbaş; 

    49 km’lik AG Tohum parkuru birincisi ise genel klasmanda erkeklerde Yağız Atıcı, kadınlarda Sevcan Alper oldu. 98 km uzun parkurda Pro kategorisinde yarışan Serdar Anıl Depe, 2 saat, 55 dakika 4 saniyelik derecesi ile parkur rekoru kırdı. 

    Yarışın en genç sporcusu 16 yaşındaki Türk bisikletçi Şeyhmus Akçay olurken, en yaşlı sporcusu 68 yaşındaki Belçikalı Johan Huyghe oldu. Johan Huyghe uzun parkurda yarışırken, Şeyhmus Akçay, kısa parkurda yarıştı 

    Argeus Travel & Events ve Yedi İletişim tarafından, AKRA Hotels ana sponsorluğunda ve AG Tohum desteğiyle ilk kez 2018 yılında düzenlenen ve her geçen yılda artan ilgiyle bisiklet kültürünün ülkemizde gelişmesine katkıda bulunan AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum, yüzlerce bisikletçiyi Akdeniz’in gözde turizm noktalarından Kemer’de buluşturdu. 

    Almanya’dan Mısır’a, Belçika’dan İngiltere’ye, Amerika Birleşik Devletleri’nden Ukrayna’ya dünyanın farklı noktalarından gelen bisikletçiler; pedallarını geçtiğimiz şubat ayında yaşanan deprem felaketinden etkilenen çocuklar için çevirdi. “Pedallar İyilik için Dönecek” parolasıyla bu yıl beşincisi düzenlenen organizasyondan elde edilen kayıt gelirleri ve sponsorların katkıları ile alınacak 700 bisiklet, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliği ile depremzede çocuklara dağıtılacak.

    Uluslararası Bisiklet Birliği-UCI ve Türkiye Bisiklet Federasyonu yönetmeliklerine göre düzenlenen yol bisikleti yarışı AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum, 13 ülkeden 570 amatör bisikletçiyi beçinci kez Antalya’da buluşturdu. İlk kez gerçekleştirildiği 2018 yılından bu yana binlerce sporcuya ev sahipliği yapan organizasyon; yine Argeus Travel & Events ve Yedi İletişim tarafından, AKRA Hotels ana ve AG Tohum isim sponsorluğunda Antalya Valiliği, Kemer Kaymakamlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Konyaaltı Belediyesi, Kemer Belediyesi, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Türkiye Bisiklet Federasyonu, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) katkıları ile düzenledi.  AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum yarışına  2023 yılında; Corendon Airlines, Fraport TAV Antalya Airport,  Diana Travel, Paloma Hotels, Regnum Carya, Zemzem, Ceysu, Antalya Akvaryum, Yaşam Hastaneler Grubu, Salcano, Shimano, sponsor olurken Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED), Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB), Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV), Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KETOB), Kemer Yöresel Tanıtım Vakfı (KETAV), Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) , Akdeniz Reklamcılar Derneği (ARD) ve Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) de organizasyona destek verenler arasında yer aldı. Ayrıca Toyota Türkiye geçen yıl olduğu gibi bu yıl da organizasyonun Mobilite sponsoru olarak karbon ayak izi düşük Hybrid araçlarıyla yarışa destek olarak, çocukların ve pedalların mücadelesini destekledi. 

    Yılın ilk Gran Fondo yarışında pedallara iyilik için start verildi

    Kemer Kaymakamı Hüseyin Çam, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, BHM Otelcilik Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Barut, AG Tohum Yönetim Kurulu Başkanı Burak Gönen, Yaşam Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Özkan, Salcano Bisiklet Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Akgül ve Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Başkanı Yeliz Gül Ege’nin damalı bayrağı sallamasıyla Kemer Cumhuriyet Meydanı’ndaki Olbia Park önünden başlayan AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum, Kemer’in eşsiz coğrafyasında doğal ve tarihi güzelliklere sahip zorlu parkurları ile adrenali zirveye taşıdı. 

    Kayıt gelirleri ile depremzede çocuklara bisiklet alınmasına katkı sağlayan “İyilik Elçileri” bisikletçiler, startta renkli görüntüler verdi.  

    Bisikletçiler doğal güzellikler içinde rüzgârın peşinde iyilik için pedal bastı

    Turizmin başkenti Antalya’nın en önemli turizm merkezlerinden Kemer’de organize edilen AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum, amatör bisikletçilere mücadele ve adrenalinin yanında parkuru ile eşsiz bir manzara da sundu.

    98 kilometre ve 49 kilometre olmak üzere iki farklı kategoride yapılan olan yarış, Kemer’in ikonikleşen denizi ve ormanları ile bir tarafı mavi bir tarafı yeşil bir etap deneyimi ile nefes kesti.  

    2023 yılının ilk Gran Fondo’su AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum, teknik ve zorlayıcı parkuru ile adrenalin ve heyecan doluydu. Özellikle deniz seviyesinden 1.300 m tırmanışı ve toplamda 2.000 m tırmanışı ile 98 kilometrelik AKRA parkuru, Gran Fondo bisikletçilerine “Kraliçe Etap” deneyimi yaşattı Bisikletçiler doğanın içinde, rüzgârın peşinde iyilik için pedal bastılar…

    Gençler, Elitler, Masterlar, Paralimpik, Tandem ve Pro olmak üzere yaş gruplarına göre 18 farklı kategoride 98 ve 49 kilometrelik parkurlarında 13 ülkeden 570 bisikletçinin mücadele ettiği yarış, büyük bir mücadele içinde geçti.

    Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, Gürcistan, İngiltere, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Mısır, Türkiye, Rusya Federasyonu, Slovenya, Tuvalu, Ukrayna olmak üzere toplam 13 ülkeden 18 kategoride yarışan 570 bisikletçinin dağılımı ise şöyle oldu: AKRA 98 km AKRA parkurunda 191 bisikletçi start alırken, AG Tohum 49 km AG Tohum parkurunda ise 379 bisikletçi start aldı. Kısa parkurda Paralimpik kategorisinde 5 bisikletçi yarışırken, Eşpedal Derneği ve Gaziantep Belediyespor Kulübü’nden 15 takım da görme engelliler için özel olarak üretilen iki kişilik bisikletleri ile Tandem kategorisinde yarıştı. 

    Yarışın en genç sporcusu 16 yaşındaki Şeyhmus Akçay olurken, en yaşlı sporcusu 68 yaşındaki Johan Huyghe oldu. 

    Muhteşem yarış,  nefes kesen manzara, parkur rekoru 

    Hava sıcaklığının 19 derece olduğu pırıl pırıl çok güzel bir Akdeniz sabahında sabah 08.00’de Kemer Olbia Park’tan start alan 98 km AKRA parkurunda 191 bisikletçi, 0 noktasından sonra toplu olarak 35. km’ye kadar ufak ataklarla devam etti. Tırmanışa kadar 120-130 pedal birlikte geldi. Trek Rmk Dinamis takımından Zeki Tuna Akın tırmanışla birlikte öne geçerek arayı açtı. Ukraynalı bisikletçi Anton Hrabovskyi, FTA Sports Team’den Alperen KIR ve Pro kategorisinde yarışan Serdar Anıl Depe, Zeki Tuna Akın’ı yakalayarak geçtiler. Zirveye ilk varan isimler Serdar Anıl Depe ve Anton Hrabovskyi oldu. Serdar Anıl Depe MTB’den gelen tekniği ile inişte tecrübesini kullanarak finishe varan ilk isim oldu ve pro kategorisinde parkur rekoru kırdı. Uzun parkurda yarışan 8 kadın bisikletçinin arasında yarışı 4 saatin altında bitirenler oldu.  Keskin virajlarda alınan önlemlerle yarış güvenli bir şekilde tamamlandı. AKRA parkurundaki Kuzdere Köprüsü Kanyonu ve Beydağları’nın eşsiz doğası içinde tırmanışı deneyimi ile uzun parkur, AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum’un Kraliçe etabı oldu. 

    Sabah 08.30’da start alan aralarında paralimpik ve tandem bisikletçilerin de bulunduğu 379 bisikletçi 49 km AG Tohum parkurunda muhteşem bir yarış deneyimi yaşadı. Start sonrası dağınık olan peloton ilk çıkıştan itibaren 15 km’ye yayıldı. D-400 karayolunda iki grupta ayrılmalar oldu. Yer yer birleştiler, yer yer dağıldılar. Son derece heyecanlı ve kıyasıya bir yarış oldu. Finishe ilk üç tek tek geldiler. Sonrasında toplu finish oldu.   

    AKRA GRAN FONDO Antalya Powered By AG Tohum’un 98 km’lik AKRA parkuru genel klasman birincisi erkeklerde Anton Hrabovskyi, kadınlarda Züleyha Dikbaş; 49 km’lik AG Tohum parkuru birincisi ise genel klasmanda erkeklerde Yağız Atıcı, kadınlarda Sevcan Alper oldu. 98 km uzun parkurda Pro kategorisinde yarışan Serdar Anıl Depe, 2 saat, 55 dakika 4 saniyelik derecesi ile parkur rekoru kırdı. 

    Eşsiz doğası ve güzellikleri içinden geçen bisiklet rotalarıyla ve alternatif spor etkinlikleri ile son yıllarda spor turizminin en önemli bölgelerinden birisi olan Kemer, AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum 2023 yarışı ile bir kez daha bisiklet festivaline ev sahipliği yaparken bu yıl pedallar iyilik için döndü. 

    Keyifli ve kıyasıya mücadele

    İki parkurda da kıyasıya mücadele eden bisikletçiler, AKRA Parkuru’nda 98 kilometre için yaklaşık 2.000 m yüksekliğe ulaşan zorlu bir etapta pedal bastı. 30 Nisan, Pazar günü saat 08.00’de start alan AKRA Parkuru, asırlık çam ağaçları ile çevrili D-400 karayolundan Antalya’nın turistik beldeleri Göynük ve Beldibi üzerinden Phaselis Antik Kenti rotasından devam edip Toroslara tırmanarak yine Kemer’de Olbia Park’ta son buldu.

    AG TOHUM parkurunda 49 kilometre için saat 08.30’da start alan bisikletçiler, Kemer’in çam kokulu yollarından, kıvrımlı yayla yollarından 537m yüksekliğe çıkarak bölgenin kusursuz doğasında ve manzarasında zorlu ve keyifli bir mücadele deneyimi yaşadı.

    Paralimpik ve Tandem kategorilerinde bisiklet tutkunlarının da yarıştığı AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum yarışında Paralimpik kategorisinde 5 bisikletçi yarışırken, Eşpedal Derneği ve Gaziantep Belediyespor Kulübü’nden 15 takım da görme engelliler için özel olarak üretilen iki kişilik bisikletleri ile Tandem kategorisinde yarıştı.

    Kemer Cumhuriyet Meydanı’nda Olbia Park’ta kurulan AKRA Gran Fondo Antalya powered by AG Tohum EXPO alanı da Kemer’de bisiklet severleri buluşturdu.

    AKRA Gran Fondo powered by AG Tohum 2023’de ilk üç sırası ise şu şekilde oldu:

    98 km AKRA Parkuru Genel Klasman Erkekler İlk 3:

    1.       Anton Hrabovskyi (Ukrayna – 2 saat 58 dakika 41 saniye)

    2.       Zeki Tuna Akın (Trek Rmk Dinamis –  3 saat 03 dakika 20 saniye)

    3.       Alperen Kır (FTA Sports Team – 3 saat 05 dakika 06 saniye)

     

    98 km AKRA Parkuru Genel Klasman Kadınlar İlk 3:

    1.       Züleyha Dikbaş (Asperox Bike Pedia Racing Team  – 3 saat 46 dakika 10 saniye) 

    2.       İpek Öztosun (İzmir Büyükşehir Spor Kulübü  – 3 saat 47 dakika 25 saniye) 

    3.       Şeniz Pamuk (Cyclingbabed  – 3 saat 47 dakika 32 saniye)

     

    98 km AKRA Parkuru Pro Kategorisi: 

    1.       Serdar Anıl Depe (Bireysel -2 saat 55 dakika 4 saniye) 

     

    49 km AG Tohum AG Tohum Parkuru Genel Klasman Erkekler İlk 3:

    1.       Yağız Atıcı (Asperox Bike Pedia Racing Team – 1 saat 17 dakika 32 saniye) 

    2.       Ege Erhan Verit (Trek Rmk Dinamis -1 saat 17 dakika 35 saniye) 

    3.       Ediz Ateş (Trek Rmk Dinamis  – 1 saat 17 dakika 44 saniye) 

     

    49 km AG Tohum AG Tohum Parkuru Genel Klasman Kadınlar İlk 3:

    1.       Sevcan Alper (Asperox Bike Pedia Racing Team – 1 saat 25 dakika 36 saniye) 

    2.       Buse Özlem (ISS Cycling Academy – 1 saat 25 dakika 41 saniye) 

    3.       Aylin Karanfil (Asperox Bike Pedia Racing Team – 1 saat 28 dakika 27 saniye) 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Burak Kızılhan: “Hakemler bize karşı olağan değil!”

    Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Burak Kızılhan, toplumsal medya hesabından paylaşımlarda bulundu.

    Kızılhan, “Hakemlerin Fenerbahçe’nin maçlarında olağan yaklaşımda olmadığını pek çok sefer lisana getirdik! Bu yetmedi sorumlularına sorduk! Değişen bir şey olmaması bir yana durum git gide vahim bir hale geldi.” dedi.

    Kızılhan ayrıyeten, Türkiye Aktif Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Lideri Abdurrahman Arıcı’nın da kelamlarına değindi ve, “Abdurrahman Arıcı’nın kelamları bugüne kadar söylediklerimizin resmi lisanla anons edilmesidir! Biz biliyoruz, farkındayız lakin asıl sorumlular ve muhataplar bu hususta ne yaptı? Ne yapacak???!!! Türkiye Futbol Federasyonu, MHK, yaşananları görüyorsunuz değil mi?” kelamlarını kullandı.

    ABDURRAHMAN ARICI NE DEDİ?

    Türkiye Aktif Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Lideri Abdurrahman Arıcı katıldığı canlı yayında, “Fenerbahçe’nin 8 yıl şampiyon olamamasında hakemlerin tesiriyle ilgili oran veremem lakin hakem kusurlarıyla olamayabilir. Birtakım hakemler örgütlenmiş olabilir. Bu kadar kusurların üst üste birebir ekip için olması soru işaretleri oluşuyor. İstanbulspor maçında yanlışlar vardı. Penaltı ve gol verilmedi. Gol konumunda kaleci, futbolcunun üzerine gidiyor, faul varsa kaleci yapıyor lakin gol iptal ediliyor. Bu bir tertibin verdiği karar mı diye sorsanız bir şey diyemem. Üst üste bunlar olunca beşerler düşünüyor. Karagümrük maçında Valencia’nın durumu da penaltı için değerlendirilmedi. Bu yanlışlar yan yana getirildiğinde Ali Koç için haklılık hissesi var diyebiliyorsunuz. Hakem yanılgısı fakat kulüp lideri bunları yan yana getiriyor. Sistematik oluyor diyor, o vakit bir şey diyemiyorsunuz. TFF ve MHK’nın gerekli açıklamaları yapması gerekiyor. Lale Orta durumlarla ilgili açıklamalar yapıyor. Kendi hakemlerini savunması gerekiyor. Ali Koç’un argümanlarını çürütmeleri gerekir.” kelamlarını kullanmıştı.

  • Boluspor – Altay maçında gol yok

    Spor Toto 1. Lig’in 35. haftasında Dyorex Boluspor, konutunda Altay’ı konuk etti. 

    Bolu Atatürk Stadı’nda oynanan maçta kazanan çıkmadı. Çaba, 0-0 eşitlikle sonuçlandı. sona erdi.

    Bu sonuçla birlikte galibiyet hasreti 3 maça çıkan Dyorex Boluspor puanını 49’a, alt sıralardaki Altay ise 34’e yükseltti.

    Gelecek hafta Boluspor, Bandırmaspor’a konuk olacak. Altay ise Denizlispor’u ağırlayacak.

  • Azerbaycan GP’de zafer Perez’in

    Formula 1’in Azerbaycan yarışında kazanan Sergio Perez oldu.

    Max Verstappen 2, Charles Leclerc ise 3. sırada yer aldı.

    DETAYLAR GELİYOR…

  • İşte Haftaya Kripto Paralar İçin İzlenecek Olaylar Listesi!

    Kripto paralar, Mayıs ayının birinci günlerine planlanan değerli ekonomik dataları fiyatlandırmaya hazırlanıyor. Bu yazıda, gelecek haftanın en kıymetli makro olaylarını ve piyasa beklentilerini bulabilirsiniz.

    Kripto paralar önümüzdeki hafta bu makro olayları fiyatlandıracak

    1 Mayıs

    ABD – Üretim Satın Alma Müdürleri Endeksi (PMI), Pazartesi 16:45’da açıklanıyor. Bir evvelki PMI 49,2 gelmişti. Mayıs beklentisi 50,4 düzeyinde. Ayrıyeten, Bitcoin balinası MicroStrategy (MSTR) yarar raporunu açıklayacak. Şirket Şubat ayında 132 milyon dolar kar bildirdi. Mayıs ayı için beklenti 120 milyon dolar.

    Tokenunlock datalarına nazaran, GMX (GMX), Cosmos (ATOM) ve Acala (ACA), Pazartesi günü sırasıyla 1.1, 3 ve 2.5 milyon dolar pahasına token’in kilidini açacak. 1 Mayıs tarihli öbür token unlock aktiflikleri şu formda:

    ABD Merkez Bankası (Fed) faiz kararı (2-3 Mayıs)

    Fed, para siyasetini olağanlaştırma yolunda devam ediyor. Bu esnada, faiz artışlarının kripto paralar üzerindeki potansiyel tesiri ağır bir tartışma konusu haline geldi. Gelecek hafta, Fed, potansiyel faiz oranı artışlarına ait oylamanın merkez sahne olacağı çok değerli bir toplantı yapacak.

    Merakla beklenen FOMC toplantısı 2-3 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek. Fed Lideri Powell’ın 3 Mayıs’ta kararı açıklamasıyla sona erecek. Piyasa iştirakçileri, bu değerli Mayıs FOMC etkinliğinde mümkün sonucu – 25 baz puan – bekliyorlar. Akabinde, Fed’in 13-14 Haziran FOMC toplantısından başlayarak faiz artırım yörüngesini duraklatması bekleniyor.

    2 Mayıs

    Euro Bölgesi Çekirdek Enflasyon ve Enflasyon oranları, 2 Mayıs Salı günü saat 12:00’da açıklanıyor. Uzmanların beklentisi, Çekirdek Enflasyonun %5,7 düzeyinde olacağı tarafında. Yeni birebir saatte, Euro Bölgesi Yıllık Enflasyon dataları açıklanacak. Beklenti %7 düzeyinde.

    ABD JOLTS dataları de birebir gün saat 17:00’da açıklanacak. Piyasa beklentisi 9,683M istikametinde. Evvelki bilgilerde beklenti 9,931M düzeyindeydi.

    3 Mayıs

    ABD’de ADP Tarım Dışı İstihdam Değişikliği, 2 Mayıs Salı günü saat 15:15’te açıklanacak. Piyasa beklentisi 145.000 tarafında. Evvelki datalarda de ADP sayısı 145.000 olarak kaydedilmişti.

    Aynı gün saat 16:45’te ABD Hizmet PMI bilgileri açıklanacak. Piyasa beklentisi 53,7 düzeyinde. Evvelki datalarda 52,6 olarak kaydedilmişti.

    4 Mayıs

    Euro Bölgesi Üretici Enflasyonu dataları, 4 Mayıs Perşembe günü saat 12:00’da açıklanacak. Piyasa beklentisi, Üretici Enflasyonun %6,2 düzeyinde olacağı istikametinde. Evvelki bilgilerde Üretici Enflasyon oranı %13,2 olarak kaydedilmişti.

    Aynı gün saat 15:15’te Euro Bölgesi Faiz Kararı açıklanacak ve piyasa beklentisi faiz artışı tarafında (+25bp). ABD İşsizlik Haklarından Yararlanma Müracaatları bilgileri de birebir gün saat 15:30’da açıklanacak. Piyasa beklentisi 240.000 olacak. Evvelki bilgilerde müracaat sayısı 230.000 olarak kaydedilmişti.

    Ayrıca, yeni 15:30’da Avrupa Merkez Bankası Basın Açıklaması yapılacak. Fed Bankalarının Rezerv Bakiyeleri de 4 Mayıs Perşembe günü saat 23:30’da açıklanacak. VeChain’in (VET) taşınabilir cüzdan yükseltmesi de bu tarihte gerçekleştirilecek.

    5 Mayıs

    ABD’de 5 Mayıs Cuma günü saat 15:30’da Tarım Dışı İstihdam dataları açıklanacak. Piyasa beklentisi 180.000 seviyesin. Evvelki bilgilerde istihdam sayısı 236.000 olarak kaydedilmişti. Birebir saatte ABD İşsizlik Oranı da açıklanacak ve piyasa beklentisi %3,6 düzeyinde olacak. Evvelki bilgilerde işsizlik oranı %3,5 olarak kaydedilmişti.

    Aynı vakitte, saat 15:30’da ABD’de Ortalama Saatlik Yararlar bilgileri açıklanacak ve piyasa beklentisi %0,3 olacak. Cuma günü ayrıyeten saat 20:00’de Fed yetkililerinden Mary C. Daly ve Thomas I. Cook’un konuşması bekleniyor.

    Mayıs ayına planlanan altcoin güncelleme, yükseltme haberleri

    Kriptokoin.com olarak Mayıs ayına planlanan kıymetli altcoin gelişmelere bu yazıda yer verdik.

  • Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü münasebetiyle bir mesaj yayınladı

    Başkan Kocaman mesajında;

    Bizler millet olarak işçilerimizin alın terinin önemini ve kutsallığını bilen bütün insanlığa örnek bir dayanışma kültürünü yüzyıllardır yaşatan büyük bir medeniyetin mirasçılarıyız. İşçinin emeğinin hakkını alın teri kurumadan verin diyen bir dinin mensuplarıyız.

    Kartepe Belediyesi olarak emekçilerimizin daha iyi yaşam koşullarına ulaşmaları için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli dayanışma günlerinden biri olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, emeğe verilen değerin ve gösterilen saygının ifadesidir.

    1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü içtenlikle kutluyor, tüm emekçi kardeşlerime aileleriyle birlikte sağlık ve mutluluk içinde bir ömür geçirmelerini diliyorum.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Komşularıyla Buluşmaya Devam Ediyor

    Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, site toplantılarında komşularıyla buluşmaya devam ediyor. 

    Barış Mahallesi’nde bulunan Yeşili Sevenler Sitesi sakinleriyle bir araya gelerek belediyenin yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi veren Başkan Çalık, “Özellikle çocuklar için daha yaşanabilir bir Beylikdüzü hayaliyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çocuklar bizim geleceğimiz. Onların bütün taleplerini yerine getirmek için var gücümle çalışıyorum” diye konuştu.

    Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Barış Mahallesi’nde bulunan Yeşili Sevenler Sitesi sakinleriyle bir araya gelerek belediyenin yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Oldukça yoğun katılımla gerçekleşen toplantıda vatandaşların sorunlarına da kulak veren Başkan Çalık, onlardan gelen talep ve önerileri de ilgili birimlere aktardı. Toplantının sonunda ise çocukların isteğini kırmayan Başkan Çalık, onlarla bir süre top oynadı.

    “Çocuklara güzel bir gelecek inşa edeceğiz”

    Özellikle çocuklar için daha yaşanabilir bir Beylikdüzü hayaliyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Başkan Çalık, “Çocuklar bizim geleceğimiz. Onların bütün taleplerini yerine getirmek için var gücümle çalışıyorum. Bu memlekette çocukların daha mutlu olacağı günler için hep birlikte güzel bir gelecek inşa edeceğiz” diye konuştu. Beylikdüzü’nde başlattıkları Beslenme Saati uygulamasının Türkiye’ye yayıldığını da dile getiren Başkan Çalık, “Hiçbir çocuğumuzun okulda aç gezmesine gönlümüz el vermiyor. Beylikdüzü’nde ortaya çıkan bu proje Türkiye’ye yayıldı. Devlet projesi olması için de sizlerin desteğine ihtiyacımız var. İnşallah anneler, ‘Çocuklarım okulda aç mı tok mu’ diye düşünmeyecek” şeklinde konuştu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Çocukların Sesleri Dünya Koro Müziği Sempozyumunda Yankılandı

    Kültür ve Turizm Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen Dünya Koro Müziği Sempozyumu (WSCM), çocuk korolarının da yer aldığı konserler ile birbirinden yetenekli çocukların hünerlerini gözler önüne serdi. Grand Pera’da aynı sahneyi paylaşan Macaristan’dan Cantemus Çocuk Korosu ile Türkiye’den Devlet Çoksesli Çocuk Korosu ile Lüleburgaz Belediyesi Çocuk Korosu, geleneksel ve çağdaş koro müziğinin en güzel şarkılarını seslendirdi.

    Kültür ve Turizm Bakanlığının ev sahipliğinde bu yıl İstanbul’da gerçekleşen dünyanın en kapsamlı koro etkinliği olan Dünya Koro Müziği Sempozyumu (WSCM), çocuk korolarının da yer aldığı konserlerle koro müziğinin her türünü sanatseverlerle buluşturdu.

    5 kıtayı temsil eden 30 farklı ülkeden konuşmacıyı, 55 koro ve 2500 koristi 25-30 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da buluşturan sempozyumda, Beşiktaş Belediyesi Beşiktaş Çocuk Korosu ile Borusan Çocuk Korosu sanatseverlerle buluşurken, Macaristan’dan Cantemus Çocuk Korosu ile Türkiye’den Devlet Çoksesli Çocuk Korosu ve Lüleburgaz Belediyesi Çocuk Korosu, Grand Pera’da aynı sahneyi paylaştı. Cantemus Çocuk Korosu, Bartók ve Kodály gibi geleneksel halk müziklerine dayanan şarkılardan önde gelen çağdaş Macar bestecilerin eserlerine kadar coşkulu bir repertuvarla dinleyicinin karşısına çıkarken, Devlet Çoksesli Çocuk Korosu ile Lüleburgaz Belediyesi Çocuk Korosu Türkiye koro müziğindeki çeşitliliği yansıtan renkli repertuvarlarıyla dinleyicilerden tam not aldı. Kültürler arasında köprü kuran konserde, minik koristler müzikseverler tarafından ayakta alkışlandı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 45. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’a Yoğun İlgi!

    Türkiye’nin lokomotif sektörü olan inşaat sektöründe 45 yıldır katma değer yaratan, yeni iş fırsatları sunan ve her sene birbirinden zengin içerikleriyle sektörel bilgi paylaşımına imkân sağlayan, Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, ülke ekonomisine de yadsınamaz bir katkı sağlıyor.  26-29 Nisan tarihleri arasında 4 gün boyunca sektöre ev sahipliği yapan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, son günündeki önemli etkinliklerle kapılarını kapadı.

    Her yıl binlerce yabancı yatırımcıyla yerli iş ortaklarını bir araya getiren fuar, son gününde de sektör temsilcilerini güçlü ve yön veren etkinliklerle buluşturdu. Yabancı katılımcı, alıcı ve ziyaretçi ilgisinin katlanarak devam ettiği Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un son günü “Sıfır Enerji Binalar ve Alternatif Enerji Destekli Isı Pompaları” konulu oturum ile güne başladı. Günün ilk oturum konuşmacıları arasında; Zerobuild Summit, Makina Mühendisleri Ağı Lideri Semih ÇalapkuluBaymak Ürün Grup Müdürü Can ErdoğanTanrıöver Mühendislik Makina Yüksek Mühendisi Cevat Tanrıöver, Elektrik Yüksek Mühendisi Füzyon Enerji Harun Girgin ve Dinamik Proje Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zühtü Ferah konuşmacı olarak yer aldı. 

    Binalarda Değişim ve Dönüşüm Zorunlu Hale Geldi!

    Moderatörlüğünü Zerobuild Summit, Makina Mühendisleri Ağı Lideri Semih Çalapkulu’nun yaptığı oturum, Çalapkulu’nun “2015 tarihinde Paris İklim Sözleşmesi’ni imzaladık. Yönetmelik gereği 5 bin metre kareyi geçen tüm yapılarda %5 yenilenebilir enerji kullanma zorunluluğu geldi. Bu senenin başı ile de enerji performansı C sınıfından B sınıfına çekildi. Bu ise yapılarda %25’e yakın enerji verimini sağlayacak. Enerjiyi ne kadar pahalıya ürettiğimizin farkında olmamız gerekiyor” ifadeleriyle başladı.

    Oturumun konuşmacıları arasında yer alan Baymak Ürün Grup Müdürü Can Erdoğan, “Enerjinin bu kadar değerli ve kısıtlı olduğu bir ortamda enerjiyi olabildiğince verimli ve çevreye zarar vermeyecek şekilde kullanmamız çok önemli. Sıfır enerji binalar kavramını anlamak ve buna göre hareket etmemiz gerekiyor. Sıfır enerji binalar 1 yıl boyunca tükettiği kadar enerjiyi üreten ve yıllık üretiminin yıllık tüketimine eşit olan binalar anlamına geliyor” dedi. 

    Binalarda en az ısı kaybı yaşanması ve ısı kazancının sağlanması için tavsiyelerini paylaşan Tanrıöver Mühendislik Makina Yüksek Mühendisi Cevat Tanrıöver, ilk olarak tüm dış duvarların ve komşu dairelerin yüzeylerin dışarıdan ve içeriden oldukça iyi yalıtılması gerektiğine vurgu yaptı. Tanrıöver, “Isıtma-soğutma havalandırma sistemlerini ısı pompalarının azami verim bölgesinde çalışmasını sağlayacak şekilde tasarlamak önemlidir” dedi. 

    Solar ve pasif evleri anlatan Elektrik Yüksek Mühendisi Füzyon Enerji Harun Girgin, yenilenebilir enerjinin başlangıçta nerede ve şu anda ne aşamada olduğundan bahsederken güneş enerji sistemlerinin nasıl çalıştığına değindi. Girgin, “Türkiye bulunduğu konum itibariyle avantaja sahip ve birçok ülkeden daha fazla güneş enerjisinden elektrik üretme potansiyeli var” dedi. Dünya üzerinde enerjideki son trend olan karbonsuzlaştırma hakkında da bilgilerini paylaşan Girgin, Pasif evleri ise canlılığını sürdürmek için genel enerjiyi dışarıdan en az miktarda talep eden mekân olarak tanımladı. 

    Sıfır enerji bina ya da net sıfır binanın tanımını yaparak sunumuna başlayan Dinamik Proje Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zühtü Ferah, işletme safhasındaki sıfır enerjili binaları ve mekanik tesisat sistemlerini değerlendirdi. Yenilenebilir enerji kaynaklarında öne çıkacak kaynaklar arasında güneş, rüzgâr, su ve hatta dalga enerjisinin kullanıldığını ve son çalışmalarda Hidrojenin de ön plana çıktığını, bu pazarın %400 büyüyeceğinin öngörüldüğünü söyledi. 

     Sürdürülebilir Çözümlerle Sürdürülebilir Yaşam Mümkün!

    Sıfır Enerji Binalar ve Sürdürülebilir Çözümler’ başlıklı günün ikinci oturumuna; ‘Enerji ve Enerji Sektörü Türk Kadınları (TWRE) Yönetim Kurulu Başkanı Sedef BudakPeyzaj Mimarı, Kentsel Tasarım Uzmanı, SAA Mimarlık Kurucu Ortağı Süveyda Bayraktar Atagür, Kurucu I-Rcu Global Consulting R. Cemre Uçar ve Turkeco İnşaat ve Enerji Şirketi Proje Yöneticisi Katya Kaya konuşmacı olarak katıldı.

    Enerji ve Enerji Sektörü Türk Kadınları (TWRE) Yönetim Kurulu Başkanı Sedef Budak moderatörlüğünü gerçekleştirdiği oturumda, ülkemizde yaşanan depremlere dikkat çekerek, “Sürdürülebilir şehir, sürdürülebilir yaşam nasıl oluşturulabilir, bu projeleri nasıl yaratır ve yönetebiliriz bu konuları konuşmak için bir araya geldik” dedi.

    Kentsel projelerin doğal çevreye etkisinden bahseden Peyzaj Mimarı, Kentsel Tasarım Uzmanı, SAA Mimarlık Kurucu Ortağı Süveyda Bayraktar Atagür, “Normalde kentleri bir ekosistem olarak görüyoruz. Yapay bir ekosistem, adapte oluyor, büyüyor, gelişiyor. Ama sadece insanlar tarafından domine ediliyor. Kentsel projelerde yapılaşmalara baktığımızda; doğal çevreleri çok hızlı bir şekilde yapılaşmaya açtığımız için bu sistemleri alabileceğimiz alanları bir yandan kaybediyoruz. Yeşil alanların kaybı bize çok konuda negatif olarak geri dönüş sağlıyor” dedi.

    Yeşil bina konseptinden bahseden Turkeco İnşaat ve Enerji Şirketi Proje Yöneticisi Katya Kaya, “2010’dan beri yeşil bina konseptlerinde ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. Sürdürülebilirlik kelimesinin fazlaca kullanılmaya başlandığı günümüzde yeşil binaya da ilgi ve talep arttı. Özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Haziran 2022 yılında yayınlamış olduğu bir sertifika ile beraber daha da yaygınlaştırılması hedeflenmekte. Bu doğrultuda teşvikler bekleniyor” dedi.

    Doğal afetlerin yapısal çevreye etkisinden bahseden Kaya, “Binalar sera gazının emisyonlarının %40’ından sorumlu, buna altyapı ve ulaşımı da kattığımızda bu yüzde oranı artmakta. İnsan sağlığı doğayla orantılıdır. Bu sebeple inşaatın yapılacağı yer ile uyumlu olup olmadığına dikkat edilerek, doğayı koruyarak planlama yapılması gerekir” dedi.

    Konuşmasında sürdürülebilir kalkınmada proje yönetiminin öneminden bahseden Kurucu I-Rcu Global Consulting R. Cemre Uçar, proje yönetimi süreç grupları ve bilgi alanlarından bahsetti. Uçar, “Proje yönetim standartları dediğimizde sürdürülebilirlikten bahsediyoruz. Karmaşık yapıların sağlıklı ve yapılandırılmış şekilde yönetilmesi gerekiyor. Kapsam yönetimi, maliyet yönetimi, kalite yönetimi, kaynak, risk ve iletişim bunların hepsi proje yönetim alanlarına giriyor” dedi.

    Mimari Ustalık Sınıfları, Yapı Fuarı’nda!

    Yapı Fuarı’nın dikkat çeken etkinliklerinden biri olan Yapı Master Class – Mimari Ustalık Sınıfları’nda sektörde dikkat çeken işleriyle bilinen mimarlar eşliğinde, “Deprem Sonrası Konut ve Kamusal Alan”, “Strüktürel Tasarım ile Tektonik Arasındaki İlişki” ve “Ölçekler Arası Diyalog” üzerine sohbet ederken ürünlerin yerinde uygulamalı öğrenildiği, “Umudu İnşa Etmek” ana temasıyla etkileşimli bir fuar deneyimi sunuldu. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Inter, geriden geldi ve Lazio’yu yıktı

    İtalya Serie A’nın 32. haftasında Inter, alanında Lazio ile karşı karşıya geldi. Guiseppe Meazza’daki maçı Inter 3-1’lik skorla kazandı.

    Lazio, 30. dakikada Felipe Anderson’un attığı golle öne geçti ve birinci yarı bu skorla tamamlandı. İkinci yarıda geri dönen Inter, 77. dakikada Lautaro Martinez ile eşitliği yakaladı. Akabinde Robin Gosens, 83. dakikada attığı golle Inter’i öne geçirdi. Inter’de Lautaro Martinez 90. dakikada maçın skorunu 3-1 olarak belirledi.

    Inter’de ulusal futbolcumuz Hakan Çalhanoğlu, 61. dakikada oyuna dahil oldu.

    Bu sonucun akabinde Inter, 57 puana yükseldi. Lazio, 63 puanda kaldı.

    Inter, ligde gelecek hafta Hellas Verona deplasmanına gidecek. Lazio, alanında Sassuolo’yu konuk edecek.

  • Beşiktaş’tan ligde bir makûs sonuç daha!

    Türkiye Sigorta Basketbol Üstün Ligi’nin 27. haftasında Beşiktaş Emlakjet, Darüşşafaka Lassa ile karşılaştı.

    Volkswagen Arena’da oynanan ve uzatmalara giden maçı Beşiktaş Emlakjet, 100-93’lük skorla kaybetti. 

    Siyah beyazlı ekip bu sonuçla 9. mağlubiyetini  aldı ve küme sınırından kurtulamadı. Darüşşafaka ise 14. galibiyetini yaşadı.

  • 1 Mayıs İşçi Bayramı – “Emek ve dayanışma günü kutlu olsun”

    Emeğin en yüce değer olduğunu vurgulayan Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun” dedi.

    Başkan Soner Çetin, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajda, emek olmadan hiçbir şeyin olmayacağını belirterek, “1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramıdır. Bu bayramın, anlamına uygun şekilde kardeşlik, dostluk ve dayanışma ruhu içinde kutlanmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    İşçilerin emeklerinin karşılığını aldığı, adaletsizliğin ve sömürünün olmadığı bir dünya dileğinde bulunan Başkan Soner Çetin, “Başta belediyemiz çalışanları olmak üzere tüm emekçilerin bayramını kutluyorum. Çukurova Belediyesi olarak emekten ve dayanışmadan yanayız. Bu anlayışımızı uygulamada da gösteriyoruz. İmkanlar ölçüsünde işçilerimize en iyi koşulları sağlamaya çalışıyoruz. İşçimizin maaşlarını alın teri kurumadan her ay aksatmadan ödemekteyiz. Biz işçilerimiz için ne yapsak azdır. Ödediğimiz maaşların işçimizin alın terinin tam karşılığı olmadığını biliyoruz. Çünkü işçilerimiz büyük bir özveri ile görevlerini yapıyorlar” dedi.

    Başkan Soner Çetin, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Türkiye’de ve dünyada huzur içinde, dayanışma duygusuyla kutlanması dileğinde bulunarak, “Aydınlık, güzel ve barış içinde, emek sömürüsünün olmadığı bir dünya özlemiyle emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs İşçi Bayramını kutluyorum” ifadelerini kullandı.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Sandıkçı: “Sayın Cumhurbaşkanımızı coşkuyla karşılayacağız”

    Canik’te vatandaşlarla bir araya gelen Başkan İbrahim Sandıkçı, 4 Mayıs’ta gerçekleşecek büyük buluşmaya davet etti.

    Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, ilçede vatandaşlarla bir araya gelmeye, onların talep ve önerilerini dinlemeye devam ediyor. Her fırsatta ilçedeki vatandaşları mahallelerinde, evlerinde ve iş yerlerinde ziyaret eden Başkan İbrahim Sandıkçı, mesai saatlerinin büyük bir çoğunluğunda ise vatandaşları makamında ağırlayıp, talep ve önerilerini dinliyor. İlçede gerçekleştirdiği program kapsamında vatandaşları ziyaret eden, onlarla yakından ilgilenip, taleplerini yerinde dinleyen Başkan İbrahim Sandıkçı, ilçedeki vatandaşları 4 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşecek olan mitinge davet etti. Canik halkının büyük bir heyecanla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la buluşmayı beklediğini kaydeden Başkan İbrahim Sandıkçı, “Sayın Cumhurbaşkanımızı coşkuyla karşılayacağız” dedi.

    “Canik, Türkiye Yüzyılı’na hazır”

    Canik’teki vatandaşların güven ve istikrardan yana olacağını ifade eden Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nin önemine işaret ederek, “Hemşehrilerimiz 14 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçimlerin hayati önem taşıdığının bilincinde. İlçemizde misafir olduğumuz her hanede, sohbet ettiğimiz her vatandaşımızda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a büyük bir teveccüh var. Allah’ın izniyle Canik, Türkiye Yüzyılı’na hazır. Hemşehrilerimiz seçimlerde güven ve istikrardan yana olacak ve geleceğe emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz. Hemşehrilerimizle birlikte ele ele gönül gönüle çalışmaya devam edecek, Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışır eserleri ilçemize kazandırmayı sürdüreceğiz. Canik’te Sayın Cumhurbaşkanımıza en güçlü desteği vereceğiz” ifadelerinde bulundu.

    Başkan Sandıkçı’dan Büyük Buluşmaya Davet

    Vatandaşları büyük buluşmaya davet eden Başkan İbrahim Sandıkçı, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Samsun’umuza teşrif ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımızı bir kez daha şehrimizde ağırlamaktan dolayı şeref ve tarifsiz bir mutluluk duyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızı coşkuyla karşılayacağız. Tüm hemşehrilerimi Türkiye Yüzyılı’nın mimarı, dünya lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı büyük bir coşku ve heyecanla karşılamaya davete ediyorum” şeklinde ifade etti.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşecek olan buluşma programı 4 Mayıs Perşembe günü saat 17.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenecek. Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı’ya gerçekleştirdiği ziyaret programında AK Parti Canik İlçe Başkanı Mahmut Gençay, AK Parti Canik İlçe Kadın Kolları Başkanı Fatma Donbay, AK Parti Canik Belediye Meclis Üyeleri ve teşkilat üyeleri eşlik etti.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay Örnekköylü Kadınlarla Buluştu

    Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ve CHP İzmir Milletvekili Adayı Helil Kınay, Örnekköylü Kadınlar Platformu’nun düzenlediği kahvaltıya konuk oldu. Çok sayıda kadının katılımıyla gerçekleşen buluşmada birlik ve beraberlik mesajları verildi.

    “GURUR DUYUYORUM”

    Konuşmasında, Karşıyaka ile her zaman gurur duyduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Tugay, şunları kaydetti: “Karşıyaka her zaman aydınlığın kenti olmuştur. Bu aydınlığın en önemli gücü kadınlardır. Karşıyaka, kadınlarıyla güçlü ve güzel bir kenttir. Bugüne kadar, en başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyet için, aynı zamanda kadınların ve çocukların hakları için, gençlerimizin geleceği için, her canlının hakkına sahip çıkmak ve herkesin birbirine saygı duyduğu bir yaşamı hep beraber sürdürmek için sizlerle beraber mücadele ettik. Bu mücadelede öncü kentlerden birisi olduk. Karşıyaka deyince herkes burada çağdaş bir yaşam olduğunu, kadınların özgür olduğunu, insanların birbirine saygı duyarak yaşadığını, burada gerçek Cumhuriyet ilkelerine her yönüyle bağlı bir toplum olduğunu bilir. Buraya gelen, bu tablo gören herkes Karşıyaka’nın ne demek olduğunu çok iyi anlar. Bugüne kadar böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Bu değerin yaratılmasında her birinizin emeği var. O yüzden sizlere yürekten teşekkür ediyorum. Bir Karşıyakalı olarak bu kentle her zaman gurur duydum, sonuna kadar bu gurur tablosunu hep beraber sürdüreceğimizden hiçbir şüphem yok. Bugün, daha önce İzmir Çevre Mühendisleri Odası Başkanı iken bizimle çok güzel çalışmalar yapan Milletvekili Adayımız Helil Kınay’ın da bizlerle birlikte olmasından mutluluk duyuyor, hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi.

    “İZMİR, TÜRKİYE’Yİ AYDINLATACAK”

    CHP İzmir Milletvekili Adayı Helil Kınay da “Beni sofranıza davet ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Başkanımızın da bahsettiği gibi, ben bir çevre mühendisi olarak ve bir kadın olarak Karşıyaka’da çok güzel çalışmalarda birlikte olma fırsatını yakaladım. Bu çalışmalarda daha iyi yaşamak, hak ettiğimizi almak, birlikte keyifli bir yaşam sürmek adına yoldaşlık ettik. Aslında hep şunu gördüm; bizler İzmir’de ve Karşıyaka’da çok farklı bir yerdeyiz. Buradaki her bir arkadaşım, ülkenin her köşesinde yürüttüğümüz eşitlik, aydınlık, çağdaşlık ve umut mücadelesini, hak ettiğimiz daha iyi bir yaşam mücadelesini buradan alıp her yere yayacak bir enerjiye, güce sahip. Benim burada sizlerden öğrendiğim çok şey var. Burada sizlerle birlikte olmaktan, yoldaş olmaktan çok mutluyum. İzmir’in Türkiye’nin geleceğini aydınlatacağına inanıyorum. Ama Karşıyaka’nın da İzmir’i aydınlattığına inanıyorum” diye konuştu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Dünya Bankası Altyapı Projelerinde Özel Sektör Katılımı 2022 Yıllık Raporu yayınlandı.

    Dünya Bankası Altyapı Projelerinde Özel Sektör Katılımı 2022 Yıllık Raporu yayınlandı. Rapora göre, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) modeli altyapı projelerinde yatırım taahhütleri 2021 yılına göre yüzde 23 arttı.

    Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “Dünya Bankası KÖİ raporu pandemi sonrası altyapı ihtiyacına bağlı olarak artan yatırımları ve özel sektörün bu yatırımlardaki varlığının artışını ortaya koyuyor. Görünen o ki, yakın gelecekte ülkemizde de özellikle enerji, çevre, atık yönetimi ve bilişim sektöründe yeni KÖİ projelerini daha sık göreceğiz.”

    Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, altyapı projelerinde kamu ile özel sektörün iş birliği gittikçe artıyor. Dünya Bankası Altyapı Projelerinde Özel Sektör Katılımı 2022 Yıllık Raporu’na göre, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki Kamu Özel İş Birliği (KÖİ) modeli altyapı projelerinde yatırım taahhütleri 2021 yılına göre yüzde 23 arttı. Proje sayısı 263’e ulaşırken değeri ise 91,7 milyar Amerikan doları oldu.  2017-2021 yılları arasında gerçekleşen yatırım tutarı ortalamasının yüzde 4 fazlası olan bu rakam, trendin giderek artan yönde olacağını gösterdi. 

    “Türkiye’de enerji, çevre, atık yönetimi ve bilişim alanında KÖİ Projeleri göreceğiz”

    Raporla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kamu Özel Sektör İş Birliği Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “ Dünya Bankası KÖİ raporu, pandemi sonrası altyapı ihtiyacına bağlı olarak artan yatırımların ve özel sektörün bu yatırımlardaki varlığının artışını ortaya koyuyor. Avrupa ve Orta Asya coğrafyası geçen yıl başlayan Rusya- Ukrayna krizi ile yatırım konusunda durgun bir yıl geçirmiş olmasına rağmen, global düzeyde özel sektör ve kamu işbirliği trendinin artarak devam ettiğini görüyoruz” dedi. 

    Bu trendin, başta kalkınma hedefi olan ülkelerde görülmeye devam edeceğini vurgulayan Aydın,  geleneksel olarak ulaştırma altyapı projelerinin her zaman öncü sektör olduğuna dikkat çekti. “Ancak küresel iklim değişikliği ile birlikte çok kısa bir zaman içinde enerji, çevre, su ve yerel yönetimlerdeki projeler ulaştırma altyapı projeleri ile yarışacak gibi gözüküyor. Orta Asya’nın görece daha küçük ekonomisi olan Tacikistan’da 2022 yılında gerçekleşen elektrikli araç şarj istasyonu KÖİ projesi bunun net ve güzel bir göstergesi oldu. Görünen o ki, yakın gelecekte ülkemizde de enerji, çevre, atık yönetimi ve özellikle bilişim sektöründe olmak üzere yeni KÖİ projelerini daha sık göreceğiz.” diye konuşan Aydın, 2022 yılında dünya genelinde gerçekleşen 91, 7 milyar dolar toplam yatırımın yüzde elliye yakını uluslararası finans kaynaklarınca finanse edildiği gerçeğinden hareketle, global finansmanın söz konusu soft altyapı yatırımlara yöneleceğini tahmin etmek de çok güç olmayacağını sözlerine ekledi.  

    Rapordan notlar…

    Dünya genelindeki yatırım taahhütleri ise bölgesel olarak şöyle sıralandı: 

    • Doğu Asya ve Pasifik: Geçmiş beş yılın ortalamasını yüzde 17 geçerek 43,4 milyar USD,  
    • Avrupa ve Orta Asya: 33,3 milyar USD,
    • Latin Amerika ve Karayipler: Geçmiş beş yıllık ortalamada yüzde 16 artış göstererek 24,3 milyar USD, 
    • Ortadoğu ve Kuzey Afrika: 2021 yılındaki yatırım tutarında yüzde 214 artış göstererek 2 milyar USD, 
    • Güney Asya: 10 yılın en yüksek yatırım taahhüt tutarı olan 13,9 milyar USD, 
    • Sahra Altı: Geçmiş beş yılın ortalamasında yüzde 15 artış göstererek 4,9 milyar USD’ye ulaştı. 

    Ulaştırma lider; sektör, 85 proje 62,1 milyar USD ile toplam yatırım taahhütlerinin yüzde 68’ini oluşturarak diğer sektörlere hâkim oldu. Karayollarına yapılan yatırımlar pandemi sonrasında artarak devam etti. 

    Enerji yükselişte; sektör, 136 proje ve 25,9 milyar USD tutarındaki taahhüt ile toplam yatırımların yüzde28’ini oluşturarak yükselişe devam etti. Giderek çevresel olarak sürdürülebilir seçeneklere odaklanan projelerin yüzde 85’i yenilenebilir enerji kaynakları üzerine gerçekleşti. 2022’de 120 projenin 113’ü yenilenebilir enerji üzerine odaklanırken, sadece sekiz proje geleneksel enerji yöntemlerini izledi.

    Yatırımlar dış kaynaklar tarafından finanse edildi; 2022 yılında kaydedilen 263 projenin, 114 projesinin (yüzde 44) çoğunluk hisseleri yabancı kuruluşlar tarafından finanse edildi. Yabancı finansman enerji sektörüne odaklandı ve 136 projenin 85’i (yüzde 63) bu sektörde yer aldı. Yatırım hacmi açısından projelerin yüzde 34’ü (30 milyar USD) yabancı kuruluşlar tarafından finanse edildi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Manisa’da ‘Kurtuluş Müzesi’ne temel

    MANİSA (İGFA) – Manisa Büyükşehir Belediyesinin Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak kente kazandıracağı Kurtuluş Müzesi’nin temeli, törenle atıldı.

    Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törenin açılış konuşmasını Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün yaptı.

    Kurtuluş Savaşı döneminde yaşanan acı olayların unutulmaması gerektiğini belirterek sözlerine başlayan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, “Belki yüz yıl önce olmuş ama üzerinden yüzlerce yıl daha geçse unutulmayacak, unutulmaması gereken bir acı yaşadı bu millet. Sevr antlaşmasıyla silahlarına el konulmuş, orduları dağıtılmış ve her köşesi bilfiil işgal edilmiş bir ülke. Ve Manisa. 26 Mayıs 1919’da düşman postallarının topraklarına değmesiyle birlikte uzun bir süre çaresizlik, acı ve gözyaşıyla kurtarıcısını bekleyen bir şehir. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan ve büyük Türk milletinin gönlüne bir güneş gibi doğan Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu’dan yaktığı kurtuluş meşalesiyle yeniden ayağa kalkan Türkiye” dedi.

    Kurtuluş Müzesi projesinin içeriği hakkında bilgiler veren Başkan Ergün, “Bugün temelini atacağımız Kurtuluş Müzesi de yine aynı anlayışla geçmişimizi unutturmamak adına hazırlanmış, önemsediğim bir projedir. Manisa Kurtuluş Müzesi projesi, Manisa halkının Yunan işgali öncesi, sırası ve sonrasında yaşadıklarını anlatmak amacıyla hazırlanmıştır. Kurtuluş Savaşı dönemindeki Manisa tarihinin günümüz ve gelecek kuşaklara aktarılmasını amaçladığımız müzemizde 1919 ve 1922 yılları arasındaki olayların belgeleri yer alacak. Ayrıca Milli Mücadele esnasında yaşananların somut örnekleri de sergilenecek” diye konuştu.

    MANİSA, TARİHİNE SAHİP ÇIKACAK

    Ulu Önder Atatürk’ün mirası olan Cumhuriyetin 100. yılı anısına özel olarak Manisa Kurtuluş Müzesi projesini hayata geçirdiklerini de sözlerine ekleyen Başkan Ergün, “Hedefimiz 29 Ekim 2023’te müzemizin kapılarını hemşerilerimize açmaktır. Bu konuda ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Kurtuluş Müzesi ile birlikte bu bölge de adeta müzeler caddesi haline gelecek. Hizmet binamızın karşısında yer alan Manisa Müzesi, ilk hizmet dönemimizde hayata geçirdiğimiz Çanakkale Müzesi, Kurtuluş Kahramanları Anıtı, Sarıkamış Şehitleri Anıtı ve Kurtuluş Müzesi ile Manisa; tarihini en iyi şekilde bilecek ve sahip çıkacaktır” diye konuştu.

  • Taşınabilir oyun geliştiricisi Cygames, Amerika ve Avrupa stüdyolarını açtı

     
    Mobil oyun geliştiricisi Cygames, merkezi Los Angeles / California’da bulunan Cygames America’nın ve merkezi Londra / Birleşik Krallık’ta bulunan Cygames Europe stüdyosunun kurulduğunu duyurdu. Cygames bu kapsamda dünyaya açılmaya ve küresel bir şirket olmaya devam ediyor.
     
    Cygames dünyaya açılmaya devam ediyor
     
     
     
    Japonya merkezli Cygames, 2016 yılında yayınladığı kart tabanlı strateji kart oyunuyla birlikte dünyaya açılma planlarını duyurdu. Bu kapsamda Global İş Geliştirme grubu kuruldu. Bu grubun kurulmasının akabinde şirket Kore ve Tayvan’da yeni stüdyolar açtı. Artık ise takım Amerika ve Avrupa’ya hakikat genişleme gösteriyor.
     
    Cygames America ve Cygames Europe stüdyolarıyla birlikte şirket artık daha fazla iş imkanı sağlayacak ve bu kapsamda yeni oyunları bizlere sunacak. Bu doğrultuda takım dünya oyun pazarının yaklaşık yarısını oluşturan Kuzey Amerika ve Avrupa’da kendi oyunlarını tanıtacak ve pazarlayacak.
     
    Cygames, dünyanın dört bir yanındaki hayranlar için kaliteli oyunlar ve içerikler sunmaya devam etmeye çalışıyor. 
     
    Stüdyolara bakacak olursak:
     
    Cygames Amerika
     
    – Stüdyo İsmi: Cygames America Inc.
    – Kuruluş Tarihi: Nisan 2023
    – Sermaye: 700.000 ABD Doları
    – Yer: Los Angeles, Kaliforniya, ABD
    – Hizmetler: Pazarlama ve lisanslama
    – CEO: Motohiro Okubo
     
    Cygames Europe 
     
    – Stüdyo İsmi: Cygames Europe Ltd.
    – Kuruluş Tarihi: Mart 2023
    – Sermaye: £500,000 GBP
    – Yer: Londra, Birleşik Krallık
    – Hizmetler: Pazarlama ve lisanslama
    – Genel Müdür: Hiroaki Ochiai

  • Ateş Kuşları dizisi 15. kısım fragmanı yayınlandı! “Barbaros’un göz yaşları”

    ATV’nin sevilen dizisi Ateş Kuşları, heyecan dolu anlarla devam ediyor. Son vakitlerde dikkat çeken diziler ortasında yer alan Ateş Kuşları dizisinin 15. kısım fragmanı izleyicilerle buluştu. İşte Ateş Kuşları dizisinin çok merak edilen 15. kısım fragmanı…

    HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

    Oyuncu takımı ve olay örgüsüyle merakla beklenen Ateş Kuşları dizisi, 5 Mayıs Cuma 20.00’de ekrana gelecek 15. kısmıyla yeniden soluksuz izlenecek. Dizinin başrollerinde; İlayda Alişan (Gülayşe), Hande Soral (Mercan), Burak Tozkoparan (Barbaros), Görkem Sevindik’in (Ali) yer aldığı dizi, Cuma günlerin vazgeçilmez dizileri ortasına girmeyi başardı. Pekala büyük heyecanla beklenen dizinin yeni kısımda neler yaşanacak? İşte Ateş Kuşları dizisinin 15. kısım fragmanı…

    Ateş Kuşları dizisi 12. bölüm

    ATEŞ KUŞLARI 15. KISIM FRAGMANI YAYINLANDI!

    ATEŞ KUŞLARI DİZİSİ KONUSU

    Hayatın acımasız yüzüyle karşılaşan beş sokak çocuğunun mukadderatını ele alan Ateş Kuşları, kendilerine “Köksüzler” diyen; en büyüğü 13, en küçüğü 6 yaşında, biri kız, biri otistik, beş sokak çocuğunun, çöplükte kırk günlük bir bebek bulmalarıyla başlayan ve Köksüzler’den  Ateş Kuşları’na dönüşmelerini ele alan ve her zorluklara, acılara karşı koymalarını ele alacak.

    Ateş Kuşları dizisi

    ATEŞ KUŞLARI DİZİ OYUNCULARI

    İlayda Alişan (Gülayşe), Hande Soral (Mercan), Burak Tozkoparan (Barbar), Görkem Sevindik (Ali), Nizam Namidar (Nizam), Serkan Ercan (Menderes), Ahmet Saraçoğlu (Çatal), Boncuk Yılmaz (Nazmiye), Gonca Cilasun (Hacer), Fazilet Ulu (Zıpkın), Buyruk Çubukçu (Sabit), Sedef Akalın (Şirin), Lilya İrem Salman (Hüma), Hilal Uysun (Nermin), Umut İnan (Çocuk Ali), Almira Albay (Çocuk Mercan), Fuat Fatih Odabaşı (Çocuk Sabit), Berke Obuz (Çocuk Zıpkın), Umut Ege Baştemur (Çocuk Kara), Ozan Ağaç (Zümrüt), Kaan Sevi (Cemal), Çınar Yükçeker (Yakup), Yeşim Dalgıçer (Gazeteci), Gökay Müftüoğlu (Suat), Onat Bulut (Halis), Görkem Doğan (Pamir), Serkan Acay (Necdet Zümrüt Adam), Orkan Sancarbarlas (Yaman Menderes Şoför), Metin Yıldırım (Nizam Şoför), Burakcan Aras (Furkan)  

  • Bryant Dunston taburcu edildi

    Anadolu Efes, cumartesi günü trafik kazası geçiren Bryant Dunston’ın bedeninde birçok sıyrık ve kesik tespit edildiğini açıkladı.

    Kulüp ayrıyeten, tecrübeli basketbolcunun hastaneden taburcu olduğunu duyurdu.

    İşte Anadolu Efes’in yaptığı açıklama:

    “Dün önemli bir trafik kazası geçiren oyuncumuz Bryant Dunston’ın yapılan tetkikler sonucunda bedeninin birçok bölgesinde sıyrık ve kesik bulunduğu tespit edilmiştir.

    Bir gün boyunca müşahede altında tutulan oyuncumuzun öteki bir sorunu olmadığı anlaşılmış ve kendisi bugün taburcu edilmiştir.

    Tekrar geçmiş olsun Bryant!”

  • Manisa Büyükşehir, İstanbul deplasmanında

    Türkiye Sigorta Basketbol Harika Ligi’nde yaptığı çıkışın akabinde son 4 maçta 3 yenilgiyle tekrar alt sıralarda kalan Manisa Büyükşehir Belediyespor pazartesi Bahçeşehir Koleji’yle deplasmanda karşılaşacak.

    İki ekip ortasında Ülker Spor Salonu’nda oynanacak uğraş saat 19.00’da başlayacak.

    Kurtuluşunu bir an evvel matematiksel olarak ilan etmek isteyen Manisa grubu ligde son 4 maç öncesi 26 haftada 10 galibiyet elde etti.

  • Merakla başladığı hız pateninde Türkiye rekoru kırdı

    Türkiye Buz Pateni Federasyonu tarafından Erzurum’da düzenlenen Kısa Kulvar Hız Pateni (Short Track) Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye rekoru kıran 11 yaşındaki ulusal atlet Efsa Polat, Avrupa Gençlik Olimpik Şenliği (EYOF) ve Kış Olimpiyatlarına katılmayı hedefliyor.

    Şampiyonada 1000 metrede 1 dakika 37 saniyeye ulaşıp Türkiye rekoru kırmayı başaran Polat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, rekoru kırdığı için keyifli ve gururlu olduğunu söyledi.

    Bu branşta spora 2017 yılında başladığını söz eden Polat, “İlkokulda arkadaşlarım Short Track’tan daima bahsedince ben de merak ettim ve başladım. Spora başladığımda kendimi geliştirdim. Yaz kamplarında çok çalışıp kendimi geliştirmek istiyorum.” diye konuştu.

    Polat, Short Track’ın kendisi için tutku haline dönüştüğünü belirterek, EYOF 2027 ve 2030 Kış Olimpiyatları’nda birinci olmayı hedeflediğini lisana getirdi.

    – Sultangaliyev: “Yaptığımız çalışmaların ve emeklerin karşılığını alıyoruz”

    Hız Pateni Ulusal Grup Başantrenörü Artur Sultangaliyev ise antrenör olarak Efsa’nın Türkiye rekoru kırmasından ötürü çok sevindiğini anlattı.

    Emeklerinin karşılığını almaya başladıklarını kaydeden Sultangaliyev, şöyle konuştu:

    “Milli kadroda kız atlet eksiğimiz var. Burada kız atletlerimizin başarısı bizim için çok kıymetli. Yazın kamplar düzenlenecek ve ona nazaran ağır bir çalışma yapılacak. Bu ağır çalışma sonrasında yeni dönemimize başlayacağız. Yeni karşılaşmalar bizi bekliyor. Avrupa şampiyonları bizi bekliyor. Biz bunlara maksat koyduk. Atletlerimizle madalya kazanmak istiyoruz. Maksadımız olimpiyat olduğu için 2026 İtalya Milano’da kış olimpiyatlarında bayrak kadrosu olarak katılmayı düşünüyoruz.”

    Atletlerin gelişimleri için daima araştırma yaptıklarını vurgulayan Sultangaliyev, “Yaptığımız çalışmaların ve emeklerin karşılığını alıyoruz. 2022 olimpiyatlarına bir sportmen ile katılmıştık, 2026 olimpiyatlarına en 4-5 atlet ile katılmayı planlıyoruz. Büyük bir maksat koyduk. O amaç üzerine çalışmaktayız. Çalışmalarımız ağır geçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Gemlik’in tohumları Çanakkale’de

    Gemlik Belediyesi tarımda öncü olmaya devam ediyor. Bir yandan ilçe genelinde çiftçilerin kalkınmasına yönelik hamleleri ardı ardına hayata geçiren Gemlik Belediyesi, diğer yandan da farklı illerdeki katıldığı etkinliklerde organik tarıma elde ettiği ata tohumlarıyla destek veriyor.

    Gemlik Belediyesi, Çanakkale Belediyesi tarafından düzenlenen ve Türkiye genelinden binlerce katılımcıya ev sahipliği yapan tohum takas şenliğine katıldı.

    Gemlik Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından Adliye köyü uygulama tarlası ve Kurtul ‘da bulunan seralarda tamamen geleneksel yöntemlerle elde edilen pazı, börülce, domates, sarı karpuz ve bakla gibi sebzelerin tohumlarını standında takas eden Gemlik Belediyesi’nin şenliğe özel hazırladığı ata tohumları yoğun ilgiden dolayı kısa sürede tükendi.

    Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan Türkiye’nin kalkınmasının ana unsurlarından birinin tarım olduğunu ifade ederken, tarıma yapılan yatırımların bugün için değil, yarınlar içinde çok önemli olduğuna değindi. Çanakkale’de yapılan tohum takas şenliği’ne tamamen geleneksel yöntemlerde elde edilen tohumları vatandaşa dağıttıklarını vurgulayan Başkan Sertaslan, “Her yıl  dağıttığımız yüzbinlerce sebze fidesi vatandaşlarımızın bahçelerinde ekildi ve ata tohumlarımız bu şekilde yaygınlaştı. Bu yıl tekrardan yüzbinlerce fidemizi hemşehrilerimize ücretsiz olarak dağıtacağız” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başa dön tuşu