Gün: 26 Nisan 2023

Osmangazi Belediyesi tarafından Yunuseli Mahallesi’ne kazandırılan, bünyesinde hem otopark hem de kapalı pazar yerinin bulunduğu örnek tesis, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Efkan Ala’nın da katıldığı törenle hizmete açıldı. Açılış töreninde konuşan Ala, Osmangazi’nin adeta ilmek ilmek dokunarak hizmetlerle donatıldığını söyledi.

Gerek pazarcı esnafının daha iyi şartlarda çalışması gerekse vatandaşların hijyenik ve sağlıklı ortamlarda alışveriş yapabilmeleri adına bugüne kadar ilçenin birçok noktasına kapalı pazar alanları inşa eden Osmangazi Belediyesi, Yunuseli Mahallesi’ne de üstü kapalı modern bir pazar alanı kazandırdı. Toplam 3 bin metrekare alana sahip Yunuseli Kapalı Pazar Alanı’nın üst katı 100 araç kapasiteli otopark, alt katı ise 115 tezgâh kapasiteli kapalı pazar alanı olarak hizmet vermeye başladı.

Vatandaşlara konforlu alışveriş imkânı sunan Yunuseli Kapalı Pazar Alanı ve Otoparkı’nın Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın ev sahipliğinde gerçekleşen açılış törenine; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Arif Bayrak, AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Ufuk Cömez, mahalle muhtarları, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Açılış töreninde konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, belediye olarak kadim şehir Bursa’ya sahip çıktıklarını belirterek, “Osmangazi Belediyesi olarak çalışma arkadaşlarımızla birlikte yaptığımız çalışmalarla şehrimizin kültürüne, değerlerine, yeşiline sahip çıkıyoruz. Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi ile Bursa’mızı 136 ülke ile buluşturduk. Şehrin çöküntü bölgelerini kentsel dönüşüm projeleriyle yeniledik. Örnek bir kentsel dönüşüm projesi olan Osmangazi Meydanı ile şehrimize güzel bir imza atıyoruz. Şehir merkezine yeni fonksiyon kazandırarak yeni bir cazibe merkezi oluşturuyoruz. Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi (BAREM) ile Türkiye’de sosyal belediyeciliğin en zirve projesini hayata geçirdik. Tarihi mirasa sahip çıkma noktasında da öncü bir belediyeyiz. Hisar bölgesinde 1326 Bursa’sını ortaya çıkarıyoruz.” dedi.

Osmangazi yatırımlarla gelişiyor

Osmangazi’nin gelişim bölgeleri olan Yunuseli, Hamitler, Güneştepe, Demirtaş ve Panayır’da 2009 yılından itibaren 49 bin 914 yeni konut kazandırıldığını ifade eden Başkan Dündar, “Deprem kuşağında olan Bursa’da 50 bin güvenli ve planlı konut inşa etmiş olduk. 10 yıllık süreçte depreme dayanıklı ve modern bir şehir için çalışıyoruz.” diye konuştu. Yunuseli, Yenibağlar ve Güneştepe’nin 180 bin nüfuslu bir bölge olduğuna dikkat çeken Dündar, bu bölgenin gelişimiyle birlikte sosyal donatı alanlarını da kazandırdıklarını kaydetti. Macera Bursa’nın bölgeye inşa ettikleri en güzel projelerden biri olduğunu anlatan Başkan Dündar, “Yunuseli Mahallemizi bugüne kadar birçok yatırımla buluşturduk.  Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı başta olmak üzere, 15 tane park, bisiklet yolları, asfalt çalışmaları ve cami çevre düzenleme çalışmalarıyla birlikte bu mahallemiz Bursa’nın gözde semtlerinden biri oldu.” diye konuştu.

Osmangazi’de pazar alanlarını sokaklardan kaldırdıklarını ve daha modern alışveriş yerlerine dönüştürdüklerini ifade eden Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Yunuseli Mahallemize de gerek mimarisi gerekse fonksiyonelliği ile değer katan bir tesis hizmete sunuyoruz. Üst katı otopark, alt katı ise kapalı pazar alanı olarak hizmet veren bu pazar alanımız bu bölgedeki önemli bir ihtiyacı karşılıyor. Mevcut pazar yerlerinin üstü açık olduğu için özellikle yağışlı havalarda alış veriş yapmak zor oluyordu. Bu tesisin açılmasıyla birlikte bu sıkıntımız son bulacak. Ayrıca üst katının otopark olması da çok önemli. Pazara aracımızla geldiğimizde nereye park edeceğimizi düşünmek durumunda kalmayacağız. Pazar kurulan günlerde, araçların caddelere park etmesinden dolayı trafik sıkışıklığı da yaşanmamış olacak. Bursa’mıza, ilçemize pazarcı esnafımıza hayırlı olsun.” diye konuştu.

Ala: “Osmangazi, ilmek ilmek dokunarak hizmetlerle buluşuyor”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Efkan Ala da yaptığı konuşmada Bursa’nın birbirinden güzel hizmetlerle donatıldığına vurgu yaptı. Osmangazi Belediyesi’nin güzel bir hizmetini daha vatandaşlara sunmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Ala, “Osmangazi Belediyemiz tarafından kazandırılan bu güzel ve modern pazar alanı esnafımıza ve vatandaşlarımıza hayırlı olsun. Rabbim bereketli kazançlar nasip etsin. Pazarcımız, ihracatçımız, yatırımcımız, üreticimiz, çalışanımız, işçimiz, memurumuz, çiftçimiz, hep birlikte yeni bir Türkiye inşa ediyoruz. Etrafımızda bu kadar problem varken dünyadaki 122 ülkeden daha fazla ihracat yapabilen Bursa’nın merkezindeyiz. Bu tesisin inşasında, Türkiye’nin gelişmesinde her bir pazarcımızın da tuğlası var. Her insanımızın büyük emeği var. Bana bazen şehir dışında ‘Bursa nasıl?’ diye soruyorlar. İki kelimeyle özetliyorum. Üreten şehir, hizmet eden şehir. Bu şehirde herkes bir iş yapıyor, üretiyor. Osmangazi Belediye Başkanımız Mustafa Dündar, bu şehirde ilmek ilmek dokuduğu hizmetleri anlattı.  Her mahallede, her sokakta hizmetleri var. Bizim görevimiz, milletimize hizmet etmek. Yaptığımız hizmetlerin kalitesini yükseltmektir. Bu yüzden hepimize istikrar lazım.” dedi.

Yunuseli Mahalle Muhtarı İbrahim Bahar ve Seyyar Pazarcılar Odası Başkanı Refik Aksu da, yapılan hizmetten dolayı Başkan Dündar’a teşekkür etti.

Konuşmaların ardından Osmangazi İlçe Müftüsü Mehmet Uzun’un duasıyla yeni pazar alanının açılış kurdelası kesildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TOGG CEO’su Gürcan Karakaş katıldığı Bloomberg HT yayınında TOGG’a dair merak edilen soruları yanıtladı.

Karakaş “Mart’ın sonunda birinci seri üretim araçlarımızı bandımızdan indirdik. Kullanıcı teslimatlarına dair bizim kelamımız Nisan ayında başlayacağına dairdi. Nisan ayının sonundan itibaren de önümüzdeki günlerde kullanıcı teslimatlarına başlıyoruz” diye konuştu.

Mayıs ve Haziran aylarında daha fazla adetlerde teslimat yapılacağını belirten Karakaş “Mayıs ayının içerisinde takriben binin üzerinde araç teslim etmeyi hedefliyoruz” dedi.

İtalya’da üretildiğine dair savlara ise Karakaş “Biz inşaat sürecini canlı yayınladık. En az ayda bir defa olmak üzere hem içerden, hem dışardan gelişmeleri gösterdik. Öte yandan burası teknoloji üretim merkezi, 24 saatini canlı yayınlayamayız. Çalışan sayımız 2 bini aştı. TOGG yurtdışından araba alımı yapmadı” formunda cevap verdi.

“Yıl sonuna kadar 28 bin aracı teslim etmiş olacağız”

Karakaş “Geçen sene Mayıs ayının sonundan itibaren deneme üretimlerine başladık. Regülasyonlar gereği bizim 92 tane testten geçmemiz gerekiyor. Biz Mart ayının 23’üne kadar birçok aracı üretip, testlere gönderdik. 300’ün üzerinde araç üretmişizdir. Seri üretim standartlarında ürettiğimiz araçların sayısı ise 200’ün üzerindedir. Bunun 40’ını teslim ettik. Yıl sonuna kadar 28 bin aracı teslim etmiş olacağız. Bir sonraki modelimizi 2024’ün sonuna yetiştirmek istiyoruz. 2024’ün sonu, 2025’in başı bizim birebir vakitte yurtdışına açılacağımız bir periyot olacak. 7 bölgede 22 noktada servisimiz bulunuyor. Yıl sonunda 25 kilometrede bir olmak üzere 650’ye yakın şarj istasyonumuz olacak” biçiminde konuştu.

Karakaş ayrıyeten “Dalgalanmaları engelleyemediğimiz noktada fiyatlamalara yansıtabiliriz” dedi.

Garanti BBVA Müşteri Tahlilleri ve Dijital Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Işıl Akdemir Evlioğlu, açık bankacılık ile birlikte bilginin demokratikleştiğini ve bilginin denetiminin müşterilerin eline geçeceğini söyledi. Bloomberg HT televizyonunda Sefer Yüksel’in hazırlayıp sunduğu Finansal Teknoloji programına konuk olan Evlioğlu şöyle devam etti: “Sektörler ortasındaki çizgiler biraz yok olmaya başlıyor. Tüm dünyada telekom operatörleri, e-ticaret firmaları ya da teknoloji şirketlerine baktığımızda hepsinin finansal alanda müşterilerine birtakım imkanlar, tahliller sunmaya başladığını görüyoruz. Bugün açık bankacılık Türkiye’de müşterilerimizin öteki bankalardaki hesaplarını ve hesap hareketlerini tek bir yerden görebildikleri ve ödeme başlatabildikleri bir yapı olarak kurgulandı. Açık bankacılığın aslında tahliller manasında başlangıç noktasındayız. Buradaki yeni eserlerle ve imkanlarla burası bankacılığın müşterinin olduğu her yerden yapılabildiği, çok daha müşterinin denetimiyle giden bir süreç olmaya dönüşecek diye düşünüyorum. Açık bankacılığın bölüm için bir hudut değil, finansal tahlillerin çok daha genişlemesi, hayatın gereksinim duyulan her yerine entegre edilmesi açısından kıymetli bir fırsat olduğunu düşünüyorum.”

‘Dijital dünyada müşteri memnuniyetine odaklanan kurumlar fark yaratacak’

Dijital bir biçimde müşterisine ulaşan tüm bölümlerde, onu dinleyen, anlayan, onun gereksinimlerini karşılayan ve memnuniyetine odaklanan kurumların uzun vadede fark yaratacağını tabir eden Evlioğlu, “Burada taşınabilir çok değerli. Zira bizim birinci temas noktamız taşınabilir. Biz burada müşterilerimize özel tahliller geliştirdiğimizi ve onları anladığımızı hissettirmek istiyoruz. Burada akıllı ve onların muhtaçlığına anında yanıt veren bir yaklaşım olması gerekiyor. İkinci kritik husus ise yanlışsız vakitte yanlışsız uzman arkadaşa müşterimizi yönlendirmek. Burada teknoloji ve dijitalleşme bu işin olmazsa olmazı. Burada da yapay zeka ve data analitiği öne çıkıyor” diye konuştu.

‘Mobil bankacılık artık tecrübenin merkezi’

Bugün gelinen noktada dijital bankacılığı bankacılık tecrübesinin kalbinde gördüklerini vurgulayan Evlioğlu, Garanti BBVA’nın 2019 yılında 7.7 milyon adet olan mobili etkin kullanan müşteri sayısının gelinen noktada 13 milyonu geçtiğini söyledi. Yalnızca 3 yılda bu büyük değişimin yaşandığının altın çizen Evlioğlu, “Rakamların bu boyuta gelmesinde bu mevzuyu çok önemseyen bankalar var. Öbür tarafta da en az o kadar değerli olan, teknolojik adaptasyonu çok süratli ve biz finansal kurumlardan da beklentisi yüksek bir müşteri kümemiz var. Bu iki güç yan yana geldiğinde son 3-4 yıldır hızlanarak artan yaşanan değişim, dönüşüm kaçınılmaz bir son olarak hayatımıza girdi” dedi. Garanti BBVA olarak dijitalde ve mobilde 13.4 milyon faal müşteriye hizmet verdiklerini söz eden Evlioğlu, “Bunun içinde 11 milyon müşterimiz ise yalnızca mobilden hizmet alıyor. Dijitali konuşuyoruz lakin dijitalin içerisinde mobilin bambaşka bir yeri. Çok daha süratli büyüyen ve artık kontrolün merkezi olan yer” diye konuştu.

‘KOBİ müşterilerimizin yüzde 84’ten fazlası dijitali çok faal kullanıyor’

Sadece ferdî tarafta değil KOBİ müşterilerinin yüzde 84’ünden fazlasının dijitali çok faal kullanan müşterilerden oluştuğunu belirten Evlioğlu, finansal süreçlerin yüzde 99’unun artık dijitalden yapıldığı bir bankacılık dünyasının içinde olduğumuzu vurguladı. Garanti BBVA özelinde son bir yılda bile dijitalde yapılan süreç adedinin yüzde 40’ın üzerinde artarak 1 milyarı geçtiğini tabir eden Evlioğlu, “Mobil uygulamamıza son 1 yılda olan giriş sayısı yüzde 35’in üzerinde arttı. Günde ortalama 10 milyon kere giriş yapılıyor. Bir öbür söz ile yılda 3.5 milyarı geçti. Bunlar çok süratli büyüyen ve katlanarak artan rakamlar” dedi.

Türkiye’de sağlık sistemine kayıtlı tüm vatandaşların kişisel sağlık bilgilerinin tutulduğu e-Nabız sisteminin Katar’a satıldığı ortaya çıktı. Sağlık Bakanı Yardımcısı Sabahattin Aydın’ın eşi tarafından kurulan ve e-Nabız sistemini ilk tasarlayan şirket olan Bilbest isimli firmanın, Tiga Şirketi ve Sağlık Bakanlığı’na dava açtığı öğrenildi. T24’ün haberine göre, Tiga adlı şirketin e-Nabız uygulamasını Katar’a ‘kendi mülkiyetiymiş’ gibi satması nedeniyle dava açıldı. Adı geçen firmanın Sağlık Bakanı Yardımcısı Şuayip Birinci’ye yakınlığı iddia edildi. Sağlık Bakanlığı tarafından mahkemeye gönderilen dilekçede, 2017’de e-Nabız uygulaması yazılımının sil baştan yeniden oluşturulduğu, bu yeni oluşumun da Bakan Yardımcısı Birinci tarafından tasarlandığı öne sürüldü. Bakan Yardımcısı Birinci’nin danışmanlık aldığı kişinin, Tiga aleyhine sosyal medya üzerinden mesaj paylaşması nedeniyle şaşkınlık yaşadığının belirtildiği haberde, danışmanın işine son verildiği bilgisi yer aldı. Haberde, Birinci’nin bu olayın ardından Sağlık Bakanlığı’nın avukatları aracılığıyla kendi danışmanları ve Sebahattin Aydın’ın eşinin kurduğu Bilbest Şirketi hakkında ‘ihaleye fesat ve rüşvet’ iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu bilgisine yer verildi. Savcılık ise e-Nabız’ın usulsüz biçimde satıldığını öne süren Bilbest yöneticileri ve Birinci’nin işine son verdiği danışman da dahil yedi kişi hakkında ‘ihaleye fesat ve rüşvet’ davası açtı.

Kazanç Tespit Edilsin!

İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde açılan dava dilekçesinde Tiga Şirketi’nin yanısıra Sağlık Bakanlığı da davalı olarak gösterildi. Dilekçede uygulamanın iki temel alt yapı sistemine ait kodlamanın Bilbest tarafından yazıldığı, kullanım hakkının bakanlığa devredildiği, ancak ticari mülkiyetinin Bilbest’te bulunduğu öne sürüldü. Dilekçede ayrıca e-Nabız uygulamasını satan Tiga Şirketi’nin bu ticaretten sağladığı kazancın mahmekece tespit edilerek Bilbest’e ödenmesi talep edildi. Davaya cevap veren Tiga, Bilbest’in yaptığı uygulamanın ihtiyaçlara cevap vermemesi nedeniyle Sağlık Bakanlığı ile alınan karar ile ‘sil baştan’yazıldığı iddiasında bulundu.

Bilim Sağlık Haber Ajansı’nın (BSHA) “Sendikalar Anlatıyor” haber dizisinin birinci bölüm konuğu Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikası (HEP-SEN) İç Anadolu Bölge Başkanı ve Ankara Temsilcisi Hemşire Çağdaş Erdem’le röportajımızın ikinci bölümünde; sendikalara yönelik baraj uygulaması, yurt dışına hemşire göçü, hemşirelerin görev tanımları, gün geçtikçe ellerinden alınan mesleki itibarın nasıl yeniden kazanılacağı, adalet ve liyakat konusu, orta öğretim hemşirelerinin sorunları ve yeni mezun hemşirelere tavsiyeler başlıkları yer aldı. 

Neden HEP-SEN?

“Hemşireleri, hemşirelerden başka kimse anlayamaz” diyen Çağdaş Erdem, hemşirelerin ve sağlık çalışanlarının her zaman yanlarında olduklarını belirtti ve ‘Sağlık çalışanları sendika seçiminde HEP-SEN’i neden tercih etmeliler?’ sorumuzu yanıtladı: “Çünkü HEP-SEN sahadaki hemşireler tarafından kurulan tek ve ilk dernektir. Üyemiz olsunlar olmasınlar sağlık çalışanı arkadaşlarımızın her zaman yanındayız. Her türlü mesleki mobbing ve diğer yaşadıkları haksızlıklar karşısında sendikamıza üye olmalarına gerek yok  bize başvurabilirler. Ancak bu çıkarsız bağ sayesinde sağlıkta liyakatsizliğin önüne geçebilir, liyakatsiz yöneticilerle mücadele edilebilir. Yaşanan haksızlıklara, haksız uygulamalara tepki göstermez isek değişim olmaz. Hemşireleri hemşirelerden başka kimse anlayamaz! Seni benden başka kimse anlamaz!” 

ÖHDER’den Bugüne!

Hemşirelik mesleğinde örgütlenmenin önemine dikkat çeken Erdem, “Hemşire arkadaşlarımız bugüne kadar hep üç sendika arasında sıkış kalmışlardır. HEP-SEN’in farkı, yöneticilerinin hepsinin sahadan gelen hemşirelerden oluşmasıdır. Diğerlerinin hiçbirinin yönetim kurullarında kadınlar yok. HEP-SEN’de yönetim kurulunda iki tane kadın üyemiz var. Tüm yönetim kurulu üyelerimiz uzman hemşirelerden oluşuyor. Doktorasını yapmaya devam eden hemşire arkadaşlarımız da var. Bizim HEP-SEN olarak diğer sendikalardan farkımız var, örgütlü bir gücün içerisinden geliyoruz. Yapı Taşını geçmişteki Öğrenci Hemşireler Derneği (ÖHDER) oluşturuyor. Sonradan kazanılmış bir örgütlü gücü yok. Bu nedenle biz hızlı reaksiyon verip haksızlıkların karşısında duruyoruz” diye konuştu. 

‘Barajları Yıkalım’ Ama Neden?

Twitterda ‘Barajları Yıkalım’ etkinlikleri düzenleyen sendikalar, baraj uygulamasını sendikalaşmaya ve tabi ki demokrasiye vurulmuş bir darbe olarak yorumluyor. HEP-SEN İç Anadolu Bölge Başkanı Erdem’e sorduk, ‘Nasıl Yıkılacak Bu Barajlar? Neden Yıkılmalı?” diye… Erdem şöyle yanıtladı: “Yüzde 2 barajı demokrasiye vurulmuş bir darbedir. İnsanların sendikalaşmasına karışamazsınız. Yüzde 1 barajı getirdiler, Danıştay iptal etti. Danıştay’ın iptal ettiği bir karar tekrar nasıl yürürlüğe koyulabiliyor? Yüzde 2’nin altında kalan sendikalar ödenek alamazlar diyorlar. Peki, sendikalara üye olamayan meslekler var. Hakimler, savcılar, askerler, polisler. Sendika ödeneği üç ayda bir yatırılıyor tabi yüzde 2’nin üstündeki sendikalara. Bu sendikaların üyelerine üç ayda bir 800 lira yatırılıyor. Yüzde 2 altında kalan sendikalara daha farklı bir tutar yatıyor. Biz HEP-SEN olarak buna karşıyız. Neden çünkü daha önce saydığım meslekler sendikaya üye olamıyor ve üye olamadıkları için sendika ödeneği alamıyorlar. Sendikaya üye olmak bir özgürlükse eğer, sendikaya üye olmamak da bir özgürlük olmalıdır. O mesleklerdeki insanlar sendikalara üye olamadıkları için maddi bir kayıp yaşıyorlar. Onlar da devlet memuru değil mi? Bu büyük bir yanlış. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri der ki ‘Hükümet sendikayla üye arasındaki organik bağa karışamaz’ Bu ne demek… Benimle üyem arasındaki bağa hükümet karışamaz! Ama bizim ülkemizde ne yapılıyor? Hükümet diyor ki; ‘sen sendikalı ol ben sana para vereceğim’ Buradan soruyoruz, parasını hükümetin verdiği bir sendika ne kadar muhalif olabilir? Bunu şu nedenle söylüyorum. Sendikal faaliyetin doğasında muhaliflik yatar, ben muhalif olacağım ki çalışanların özlük haklarını savunup, komforlarını sağlayabilmeliyim. Ama maalesef bizim ülkemizde yüzde 2’lik baraj sistemi ile demokrasiye ket vuruluyor.” 

16 Mayıs’ta Sendika Sayımı var!

Sendikalar için de mayıs ayı önemli çünkü sendika sayımı yapılacak. 16 Mayıs’taki sendika sayımı hakkında Çağdaş Erdem şunları kaydetti: “Türkiye’deki kamu personelinin sendikalaşma oranına göre baraj belli oluyor. Mayıs ayında ülkedeki sendikalı çalışan sayımı yapıldıktan sonra baraj belli olacak. Bazı sendikalar barajı geçtik diyorlar ama bunu daha bilemeyiz. Yüzde 2 barajı uygulaması demokrasiye bir darbe niteliğindedir.”

2 Milyon Potansiyel Oy!

Seçim demişken siyasi partilerin milletvekili listelerinden söz açmasak olmazdı. ‘Hemşireler listelerde vardı ama arka sıralarda ne düşünüyorsunuz?’ diye sorduk. HEP-SEN röportajımızın ilk bölümünde Çağdaş Erdem, ‘siyasetsiz sendika’ vurgusunda bulunmuştu. Önemli bir özellik tabi ki ama bu demek değil ki hemşirelik mesleğinin ‘politik gücü’ ‘meclis temsiliyeti’ olmasın… 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan milletvekili seçimlerinde partilerin listelerinde yine hemşireler ilk sıralarda yer alamadığına dair değerlendirmesini istediğimiz Erdem sorumuza şöyle yanıt verdi: “Kamuda 300 bine yakın hemşire var. Özel hastanelerle birlikte 600 bine yaklaşan bir rakamdan bahsedebiliriz. Bu 600 bine yakın hemşireyi 3 ile çarparsanız 1.8 milyon yapıyor. Bu da 2 milyon oy potansiyeli demektir. Biz de heyecanlandık, mecliste temsiliyet hususunda ama yine ne yazık ki…”

Ortaöğretim Hemşireleri Mağdur Edildi!

BSHA olarak orta öğretim hemşirelerinin mağduriyetlerine yönelik fikrini sorduğumuz HEP-SEN İç Anadolu Bölge Başkanı Erdem, “Evet ne yazık ki bu arkadaşlarımız mezun ediliyorlar ama bunun yanında da mağdur ediliyorlar. Hemşirelik mesleği dört yıllık lisans düzeyinde bir meslektir. Bu söylem ‘biz orta öğretim hemşirelerini yok sayıyoruz’ demek değildir. Bu arkadaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi hükümetin sorumluluğundadır, mevcut sistemde personel eksikliğimiz söz konusudur. Bu hemşirelerimizin farklı şekilde istihdam edilmeleri sağlanmalıdır. Hükümetin burada bir adım atması gereklidir. Bu insanları yok sayamazsınız, özel liseler açıldı, bu kişiler emek harcadılar, para harcadılar, umut ettiler… Hemşirelik mesleği tüm dünyada profesyonel bir meslektir ve bu gerçek yadsınamaz bir gerçektir. Ama yaratılan mağduriyetler mutlaka giderilmelidir. HEP-SEN olarak tüm hemşire arkadaşlarımıza kapımız açıktır ama yine de dediğim gibi orta öğretim mezunu hemşirelerin mağduriyetleri hükümet tarafından mutlaka giderilmelidir! Öyle ki lisans mezunu olan, bir alanda uzmanlaşan hemşirelerimizin bile mağdur edildiği bir sistemin içerisindeyiz. Uzman hemşirelerin de istihdamında sorun var. Dallaşamıyorlar, maddi anlamda bir kazançları olmuyor. Yüksek lisans mezunu bir memur gibi muamele görüyorlar. Ne yazık ki hemşirelikte uzmanlaşan kişiler de mağdur ediliyor” diye konuştu. 

Hemşireler Neden Göçüyor?

Türk Hemşireler Derneği’nin Nisan ayında gerçekleştirdiği ‘Hemşire Göç Eğilimi’ Araştırması kapsamında 10 bine yakın hemşireden 7001’i, katılımcıların yüzde 76,3’ü ‘Yurt dışında çalışmayı Türkiye’de çalışmaya tercih edeceğini söylüyor. Erdem’e hemşire göçünü sorduk, genç bir hemşire olarak bakın neler söyledi: “Kendi çalıştığım kliniğimde 4 hemşire şu anda gitmek üzereler. Hekimler gibi hemşireler de çıkış yolunu yurt dışında arıyor. Ama ben bunda maddi ekonomik sorunların yanında mobbingin, sağlıkta şiddetin Türkiye’de büyük bir sorun olmasına da bağlıyorum. Bilimsel araştırmalar yine sağlık çalışanlarının yüzde 85’inin mobbinge maruz kaldığını ve bu yüzde 85’in içerisindeki yüzde 15’in de intihara meyilli olduğuna işaret ediyor. Ekonomik kriz, maddi koşullar, adalet ve liyakat eksikliğinin yanında, sağlıkta şiddet de hemşire göçünde en büyük nedenlerden bir tanesidir. Benim can güvenliğim sağlanmıyorsa ben nasıl sağlık hizmeti sunabilirim ki. AVM’lere bile X-Ray cihazlarından geçerek giriyoruz ama hastanelere elimizi kolumuzu sallayarak giriyoruz. Bıçakla silahla geliyorlar.”

Yeni Mezun Hemşirelere Tavsiyeler!

HEP-SEN’in genç yöneticisi Hemşire Çağdaş Erdem, annesinin de hemşire olduğunu söylüyor. Eski zaman ve yeni zaman kıyaslaması yapıyoruz öyle bir an… Annesinden de feyz alarak başlıyor konuşmaya, “Hemşirelik mesleği kutsal bir meslek bu mesleği severek yapmak lazım. Toplumumuzda ‘Hemşire ol da kolay atanırsın’ algısı var. Hemşirelik çok zor bir meslektir. Hemşirelik lisans bölümlerinden mezun olan ve atanmak üzere olan meslektaşlarımıza HEP-SEN olarak görev yetkileri konusunda bilgiler veriyoruz. Görev ve yetki dağıtımı yapıyoruz. Yeni mezun hemşirelerimiz görev yetki ve sorumluluklarını adları ve soyadları gibi bilmelilerdir. Eğer görev yetki ve sorumluluklarınızı bilmezseniz sütür da atarsınız, sonda da takarsınız…”

Sütür Atmak Kimin Görevi?

Sosyal medya etkinliklerinde de sık sık okuduğumuz bir söz: “Sütür atmak hemşirenin görevi değildir” İşin ehlini bulmuşken sorduk: “Sütür atmak kimin işi?” Çağdaş Erdem şöyle yanıt verdi: “Sütürü hekim atar! Hemşirelerin görev tanımında sütür atmak yoktur. Konsültasyon girmek de hekimin görevidir. İlaç getir götür işi yapmak da bizim görevimiz değildir. Bu maddeler çoğaltılabilir. Meslektaşlarımızdan bu işleri yapanlar var. Görevleri gibi gördükleri ya da bilmedikleri için yapanlar var. Liyakatsiz yöneticiler tarafından yeni mezun hemşirelerimize baskı uygulanıyor, sütür da atacaksınız, konsültasyon da yapacaksınız gibi. Yeni mezun bir hemşire de ne yapsın deneyimsiz olduğu için yapıyor. Bu tip baskıları HEP-SEN’e bildirirlerse onların yanında oluruz. Üyemiz olup olmamaları bağlayıcı değildir. Görev ve yetkilerinin dışına çıkmasınlar. Amirleri, talimat veriyorlarsa dahi yapmamalılar. Çünkü taviz tavizi doğurur. Yıllarca bu düzen böyle gitmiş. Artık bu düzeni değiştirme zamanıdır.” (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

HANDE BERKTAN

Amerikan elektrikli otomotiv şirketi Tesla, en büyük elektrikli araç pazarına sahip Çin’de, Tesla olmayan birçok elektrikli araç markalarının da artık seçili Supercharger’larda şarj edilebileceğini açıkladı.

Tesla başlangıç için Pekin ve Şanghay’da 10 muhteşem şarj istasyonu ve 25 eyalette 120 gaye şarj noktası, Tesla olmayan elektrikli araçların kullanımına hazır olacak. Genişletilmiş erişim, halka açık yerlerde bulunan makul amaç şarj noktalarında da mevcut olacak.

Tesla, Çin’de 1.600’den fazla Supercharger istasyonu ve 700’den fazla maksat şarj noktası işletiyor. Çin’de, Aiways, BMW, Porsche, BYD, Dongfeng, Ford, Geely, Zeekr, Polestar, Nio, Volvo, XPeng olamk üzere yaklaşık 37 model elektrikli araç markası Tesla’nın şarj aygıtlarını kullanabilecek.
Şirket, Şubat ayında ABD genelinde şarj noktalarına erişimi ikiye katlamıştı. Tesla ayrıyeten yakın vakitte Avrupa’nın birtakım bölgelerinde ağını genişletti.

Tesla’nın Supercharger ağında, birinci etapta sırf Tesla araçlarına uyan tescilli bir konektör kullandı. Lakin şirket yakın geçmişte, Tesla olmayan araçların Tesla Supercharger’lardan yararlanmalarını kolaylaştıran muhteşem şarj aygıtı Magic Dock ile farklı elektrikli araç markalarına şarj tahlili geliştirdi.
Farklı elektrikli araç markalarının şoförlerinin, Tesla uygulamasını indirmeleri, bir hesap oluşturmaları ve en yakın istasyonu bulup kullanmak için “Tesla olmayan araçları şarj et” seçeneğini seçmeleri gerekecek.

Tesla’nın, gelecekte, pilot uygulamayı kademeli olarak daha fazla istasyona ve modele genişletmesi bekleniyor. Çin, 2021’de elektrikli araç satışlarının global pazar hissesinin yarısından fazlasını almasıyla dünyanın en büyük elektrikli araç pazarına sahip.

AXA Sigorta Efeler Ligi play-off yarı final serisi ikinci maçında Fenerbahçe HDI Sigorta, Ziraat Bankkart’ı 3-1 mağlup ederek seride durumu 1-1’e getirdi.

Kazanan grubun finale çıkacağı serideki üçüncü maç 29 Nisan Cumartesi günü Ankara Başşehir Voleybol Salonu’nda oynanacak.

Terra ve FTX’in çalkantılı iflaslarının akabinde 2023, kripto oyuncuları için yeni bir soluk oldu. Bitcoin ve Ethereum, takip eden aylarda kayıplarını büyük ölçüde telafi etti. Bilhassa, yıl başından bu yana bariz bir toparlanma ivmesi kelam konusu. Süreç boyunca milyon dolarlık yatırım haberleriyle gündeme gelen DeFi altcoin projeleri şu formda.

Bu DeFi altcoin projeleri, ayı piyasasına karşın kurumsal ilgi gördü

LayerZero Labs

Cross-chain birlikte çalışabilirlik protokolü olan LayerZero, Nisan ayı başlarında B Serisi fonlama cinsini kapatarak 120 milyon dolar topladı. Altcoin projesi böylelikle toplam değerlemesini 3 milyar dolara çıkardı. Finansman, a16z, BOND, Circle, Lightspeed, Samsung Next ve OpenSea Ventures üzere tanınmış isimlerden dayanak aldı.

LayerZero, Blockchain’ler ortasında birlikte çalışabilirliği ve cross-chain mesajlaşmayı sağlayan iletileşme protokolüdür. Ek olarak, cross-chain alışveriş yapmak için aracılara gereksinim duymadan projeler geliştirmek için dApp’ler için çerçeve sunar.

LayerZero, bu son çeşitte toplanan fonlarla APAC bölgesindeki varlığını genişletmeyi amaçlıyor. Ayrıyeten, LayerZero Labs’de daha fazla işçi çalıştırmayı ve global kripto ekosistemindeki pozisyonunu güçlendirmeyi planlıyor.

Protokol, Binance ve Coinbase üzere bölümdeki en düzgün oyuncular tarafından desteklenmektedir. Ayrıyeten, PancakeSwap, Uniswap ve SushiSwap üzere DEX platformlarında kullanılmaktadır.

Scroll ZKP

Ethereum için mahallî zkEVM ölçeklendirme tahlili olan Scroll ZKP, Mart 2023’te 50 milyon dolar topladı. Değerli yatırımcılar ortasında Polychain Capital, Sequoia, Bain Capital Crypto ve Moore Capital Management yer aldı.

Geçen ay Scroll, zkEVM’sini Goerli testnet’te başlattı. Bununla birlikte, alfa öncesi test etabında 1 milyondan fazla adres ve 16 milyon süreç çekti. Alfa testnet şu anda yayında. Şimdiye kadar 18 milyon süreç gerçekleştirdi.

2021’de kullanıma sunulan Scroll, Ethereum ağı dışındaki süreçleri işlemek için zk-rollup teknolojisini kullanır. Ayrıyeten, süreç suratlarını artırmaya ve süreçle ilgili maliyetleri düşürmeye yardımcı olur.

Eigen Layer

Bir ETH staking tahlili olan Eigen Layer, Mart ayı sonlarında 50 milyon dolar topladı. İştirakçiler ortasında Polychain Capital, Hack VC, Coinbase Ventures ve Finality Capital yer aldı.

Proje şu anda protokolünün birinci sürümünü bu yıl başlatmak için çalışıyor. En son finansmanın staking tahlilini desteklemesi bekleniyor. Ethereum’un Shapella yükseltmesinin akabinde, Eigen Layer daha fazla dikkat çekebilir. Bunun nedeni, bir vakitler Ethereum ağını doğrulamak için kilitlenen tokenlerin öbür protokolleri “yeniden alarak” teminat altına almak için kullanılmasına müsaade vermesi.

Fetch.ai (FET)

Yapay zeka odaklı Blockchain platformu Fetch.ai, Mart sonlarında DWL Labs’tan 40 milyon dolarlık yatırım aldı. Kriptokoin.com olarak yatırımın detaylarına ve hareketlerine bu yazıda yer verdik.

Fetch.ai, AI kullanarak açık hizmetler oluşturmaya yardımcı olur. Tedarik zinciri, finans, seyahat ve öbür bölümlerdeki süreçleri otomatikleştirir. Son vakitlerde Fetch.ai, merkezi olmayan borsaların gelişmiş ticaret eserleri için yapay zeka araçları geliştirdi.

Şirket, fonların merkezi olmayan makine tahsilini, ağ altyapısını ve otonom aracılarını geliştirmek için kullanılacağını belirtti.

Sei Network

Cosmos SDK ile oluşturulmuş katman 1 Blockchain olan Sei Network, Jump Crypto, Multicoin Capital, Flow Traders, Distributed Küresel, Bixin Ventures ve Hypersphere Ventures’tan iki finansman çeşidinde 30 milyon dolar topladı.

Finansman çeşidi 11 Nisan’da sona erdi. Yeni toplanan sermaye ile protokolün kıymeti 800 milyon dolar oldu. En son finansman, Sei Network’ün Asya-Pasifik’teki büyümesini ve genişlemesini hızlandırmayı hedefliyor.

Bu ortada, Sei Network’ün testnet’i 13 Mart’ta yayına girdi. Mainnet lansmanının akabinde Sei takımı, AMM’ler, sipariş defterleri, launchpad’ler, RWA’lar, DEX’ler ve daha fazlasını içeren 120’den fazla uygulamanın ağ üzerinde konuşlandırılacağını argüman ediyor. Grup ayrıyeten ağ ile etkileşime girenler için bir airdrop’u onayladı.

Malkara Kaymakamlığı’nın öncülüğünde, Malkara Belediye Başkanlığı ve Malkara Kent Konseyi’nin işbirliğinde organize edilen “Tekirdağlı Yazarlar Okurlarıyla Malkara’da Buluşuyor” etkinliği, 26 Nisan 2023 Çarşamba günü saat 14.30’da Malkara Kültür Merkezi’nde yazarların katılımıyla gerçekleştirildi.

Malkara’da Tekirdağlı yazarların okurlarıyla buluştuğu etkinliğe; Malkara İlçe Kaymakamı Kerem Süleyman Yüksel, Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul, CHP Tekirdağ Milletvekili Adayı Nurten Yontar, CHP Malkara İlçe Başkanı Hülya Ertan, Deva Partisi İlçe Başkanı Filiz Yıldırım Özcan, Belediye Başkan Yardımcıları Hüseyin Vasfi Güner, Ahmet Nazif Balcı, Malkara Kent Konseyi Başkanı Hasan Akçay, Malkara Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Öznur Akyol, sivil toplum kuruluşu başkanları, Belediye Meclis Üyeleri, Öğretmenler, Öğrenciler, Basın Mensupları ve kitapsever vatandaşlar katıldı.

Etkinlik Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ile tüm aziz şehitlerimiz adına yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul yaptığı konuşmada; “Geçmişimizi aydınlatan geleceğimize yol gösterecek olan değerli yazarlarımız hoş geldiniz. Bu salonda genç arkadaşlarımızı görmek farklı bir keyif tüm katılımcılara teşekkür etmek istiyorum. Bugün aramızda Tekirdağ’mızın geçmişine ışık tutan, vizyon anlamında gençlere örnek olan çok değerli yazarlarımız var. Umarım güzel bir söyleşi olur. Sizlerde yazarlarımızın eserlerini inceleyip beğenirsiniz” dedi.  

Malkara İlçe Kaymakamı Kerem Süleyman Yüksel yaptığı konuşmada okumanın önemine dikkat çekerek katılımcılara teşekkür etti.

Konuşmasının ardından Malkaralı küçük yazar Azra Bilgan, Malkara İlçe Kaymakamı Kerem Süleyman Yüksel’e kitap hediye etti.

Kitapseverlerin ilgisinin yoğun olduğu yazarlar buluşmasında Tekirdağlı yazarlar kısa konuşma gerçekleştirdiler.

Konuşmaların ardından Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul, yazarlara plaket takdiminde bulundu.

Etkinliğin ardından Tekirdağlı yazarlar katılımcılara kitaplarını imzalayarak takdim ettiler.

Etkinlik öncesinde Malkara Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul, Tekirdağlı yazarlar ile yemek programında bir araya geldi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, güncel sergisi Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918-1923’ü odağına alan bir panel düzenliyor. Küratörler Daniel-Joseph MacArthur-Seal ve Gizem Tongo’nun konuşmacı olarak katılacağı etkinliğin moderatörlüğünü K. Mehmet Kentel üstleniyor. “İşgal İstanbul’unu Yeniden Düşünmek: Tarihyazımı ve Kamusal Tarih” başlıklı panel, 28 Nisan’da Enstitü’de ücretsiz izlenebilir.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü (İAE), Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 sergisi kapsamında, “İşgal İstanbul’unu Yeniden Düşünmek: Tarihyazımı ve Kamusal Tarih” başlıklı panele ev sahipliği yapıyor. Küratörler, Daniel-Joseph MacArthur-Seal ve Gizem Tongo, 28 Nisan Cuma günü 18.30’da İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Arka Oda’da gerçekleşecek etkinlikte, İstanbul’un işgal dönemine dair yeni çalışmaları, perspektifleri ve bunların sergide nasıl temsil edildiğini tartışacaklar.

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiliz, Fransız ve İtalyan orduları tarafından işgale uğrayan İstanbul’u yazılı ve görsel arşivlerin ışığında izleyiciye aktaran Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 sergisinde; İAE arşivinin yanı sıra, Türkiye, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Ermenistan ve Rusya’daki çeşitli kütüphane, arşiv ve koleksiyonlardan seçilmiş belgeler, resmi yazışmalar, resimler, film ve fotoğraflar yer alıyor. İzleyiciyi işgal günlerine götüren bu görsel materyaller, 28 Nisan’daki etkinliğin de odak noktasını oluşturuyor. 

Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 sergisi, neredeyse beş yıl işgal altında kalan bir imparatorluk başkentinin askeri, sosyal ve kültürel boyutlarıyla yaşadığı köklü dönüşümlere ve travmalara yeniden bakmak adına önemli bir fırsat sunuyor. Aynı zamanda, işgal süresince yalnızca siyasal anlamda değil, toplumsal ve kültürel anlamda da sürekli bir hareketlilik halinde olan İstanbul’a ayna tutan sergi, 26 Aralık’a kadar İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde ziyarete açık olacak. 

Etkinlik ücretsizdir ve yerler sınırlıdır. Rezervasyon alınmamaktadır. Etkinlik dili Türkçedir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kızılay, kan satışı iddialara yönelik açıklamada bulundu. Kızılay açıklamasında, “mesnetsiz, kasıtlı ve algı oluşturmaya yönelik tüm iddialara ilişkin açıklamamızdır. Kızılay, kanunla verilen yetkiye ve Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kurallara uygun olarak bağışçıdan aldığı kanı laboratuvar güvenlik testlerinden geçirip üç farklı kan bileşenine ayırır ve talep yapan tüm hastanelere, özel donanımlı araçlarla uygun koşullarda ulaştırır. Bu süreçlerin herhangi bir aşamasında vatandaşlardan “kan parası” adı altında ya da başka başlık altında hiçbir ücret talep edilmemektedir” dedi. 

İşte Kızılay’ın Açıklaması

Kızılay yürütmekte olduğu kan bankacılığı faaliyeti için belirli maliyetlere ve giderlere katlanmaktadır. Bu maliyetlerin başlıcaları; Kan bankacılığında kullanılan tıbbi sarf malzeme ve ekipmanların maliyeti, Profesyonel çalışanların ücret, SGK ve vergi ödemelerinin maliyeti, Kan bankacılığı için kullanılan araç kirası, bina kirası, elektrik, su, doğalgaz vb. giderleri, Kan bankacılığı için gerekli ve belirli bir amortisman ömrü olan demirbaş alım giderleri, Faaliyetin daha sağlıklı şartlarda sürdürülebilmesi ve artan kapasiteyi karşılayabilmesi için bina inşaat ve tadilat giderleridir. 

Kızılay’ın kan ve kan bileşenleri konusunda ücret belirlemesi söz konusu değildir. Yukarıda bahsedilen maliyetler SGK tarafından karşılanmaktadır. Bu tutarın belirlenmesi ise Sosyal Güvenlik Kurumunca toplanan Fiyat Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılmaktadır. Belirlenen tutar Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUY) “Tanıya dayalı işlemlerin kapsamı” başlığından karşılanmaktadır. Bu komisyon tarafından Kızılay’dan maliyet verisi istenmemektedir. SGK tarafından belirlenen tutar, Kızılay tarafından gerçekleştirilen Kan Hizmet Maliyetini karşılamakta yetersiz kalmakta ve bu durum Kızılay tarafından sübvanse edilmektedir. Kan hizmetlerine SGK tarafından hastaneler üzerinden yapılan ödeme tamamen kan bankacılığı faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Sistemin sürdürülebilirliği Sağlık Bakanlığı’nın uhdesinde olup düzenlemelere ilişkin Kızılay’ın herhangi bir karar verici etkisi bulunmamaktadır. Gerçek durum böyle olmakla birlikte ve bu iddiaları ortaya atanların da bunu bilmesine rağmen, Kızılay’ın kan sattığına dair bir algı oluşturmaya yönelik çalışmalar en hafif tabiriyle “ahlaksızcadır”. Kızılay, halk sağlığını doğrudan ilgilendiren bu iddialar ve haberlerle ilgili yasal haklarını sonuna kadar kullanacaktır. Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunulur.  (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Poşe yumurta özel kahvaltıların vazgeçilmez lezzetlerinden biridir. Poşe yumurtanın içinin akışkan dışının sert bir katmana bürünmesi öbür yumurta çeşitlerinden ayıran en büyük özelliğidir. Artık size epey lezzetli olan Poşe yumurta imalinin püf noktalarını vereceğiz.

Oldukça hassas halde pişirilen poşe yumurta, son vakitlerin en tanınan yumurta pişirme tekniklerinden biri oluyor. İsimi farklı anılsa da Türk mutfağında çılbır olarak anılıyor.  Lakin şimdilerde ise spor yapanların ve sağlıklı beslenmek için harekete geçenlerin gözdesi. Yağsız bir halde suyun içinde pişirilen poşe yumurta, içinin pişmemesi nedeniyle hayli hassas oluyor.

Görüntüsünün son derece gösterişli olması nedeniyle sandviçlerin ya da çeşitli yemeklerin üzerine süs olarak dokunuşta da bulunuyor. Kabuksuz bir biçimde pişirilen poşe yumurtanın kıvamında pişirmek ise epey sıkıntı. Bizde sizler için poşe yumurtanın püf noktalarını vereceğiz.

POŞE YUMURTA NASIL PİŞİRİLİR

Poşe yumurta pişirmenin en değerli tekniklerinden birisi su hazırlandıktan sonra yumurtayı evvel küçük bir kaseye kırılmasıdır.

Daha sonra su hafif kaynama belirtisi gösterdiğinde bir kaşıkla suya dairesel hareketler çizip küçük bir girdap oluşturulmalı.

Kaseye kırdığınız yumurtayı oluşturduğunuz girdabın içine bırakmak.

Poşe yumurtayı suyun içinden almak için  delikli kaşık yahut kevgir kullanmayı ihmal etmeyin.

Poşe yumurtanın pişmesini suyun içinden almak için belli bir vakit yoktur. Yalnızca deneyimle alakalıdır.

Fakat poşe yumurtanın  sarısı tam manasıyla akışkan ve beyazı yumuşak bir halde istiyorsanız 3 dakika; biraz daha sert istiyorsanız bu müddet 4 dakika olarak kâfi olacaktır.

Afiyet olsun…

Pantera Capital ve Jump Crypto üzere devlerin iştirak sağladığı yeni finansman çeşitleri, bu 3 altcoin projesine milyon dolarlık fon aktarıyor…

Omni Network, 18 milyon dolarlık finansmanı tamamladı

Ethereum tabanlı birlikte çalışabilirlik protokolü Omni Network, 18 milyon dolarlık finansmanını kapattığını duyurdu. Yatırımcılar ortasında, Pantera Capital, Two Sigma Ventures, Jump Crypto, Hashed ve Spartan Group yer aldı.

Omni Network, çekirdek teknoloji ortaklarının Ethereum yine taahhüt protokolü olan EigenLayer ve Ethereum’un ikinci katman genişleme ağı olan Arbitrum, Polygon, StarkWare, Scroll, Linea’yı içerdiğini belirtiyor.

Web3 Blockchain oyunu “DemonWar”, Big Fund’dan stratejik yatırım aldı

Bir başka yatırım haberinde, Web3 MOBA oyunu “DemonWar”, Big Fund Investment Committee lideri He Weifeng’den stratejik yatırım aldığını duyurdu. Blockchain teknolojisi ile oyun sanayisinin bir birleşimi olan “DemonWar”, oyunculara yeni bir dövüş oyunu tecrübesi yaşatmayı amaçlıyor.

DemonWar, mevcut sürümde 6 oyunculu 3v3 savaşlar için iki kamp sunuyor. Sonraki sürüm 5v5 savaşlar için 10 oyuncu kategorisi gelecek. Buna ek olarak, proje grubu, oyundaki sanal varlıkların ticareti için SR tokenin resmi olarak Blockchain’de başlatılacağını duyurdu. Ek olarak, oyuncuların dayanağını geri vermek için hudutlu airdrop başlatacağını belirtti.

DeFi altcoin protokolü iZUMi Finance 22 milyon dolar yatırım aldı

Son haberde, multi-chain DeFi protokolü iZUMi Finance, 22 milyon dolarlık bir finansman tipini tamamladı. Fon, teşebbüsün zkSync Era ağında bulunan DEX platformu iZiSwap Pro için erken likidite sağlayacak.

iZUMi Finance, bir varlığın tek adımda öteki bir varlığa yahut nakde dönüştürülmesini sağlar. DeFi Llama datalarına nazaran platformun kilitli toplam kıymeti yaklaşık 25,3 milyon dolar. Daha yeni olan iZiSwap Pro eseri, şirketin süreç maliyetlerini azalttığını söylüyor. Ayrıyeten, piyasadaki emsal eserlerin saklama risklerini azalttığını belirtiyor.

Kriptokoin.com olarak günün öne çıkan öteki yatırım haberlerine bu yazıda yer verdik.

iZUMi Finance hakkında

iZUMi Finance, 2021 yılında kurulan bir Blockchain tabanlı finansal hizmet platformudur. DeFi hizmetleri sunarak finansal süreçleri büsbütün merkezsiz gerçekleştirmeyi hedefliyor. DeFi projesi, kullanıcıların güvenliği ve kapalılığı için yeni araçlar kullanır.

Platform, merkezi olmayan bir borsa hizmeti de sunuyor. Kullanıcılar, token alım-satım süreçlerini iZUMi üzerinden gerçekleştirebilirler. Izumi Finance’in mahallî tokeni olan IZI, şu anda %15 civarında düşüş gösteriyor.

DefiLlama bilgilerine nazaran, önder DeFi projeleri ortasında Aave, Curve, Uniswap, MakerDAO ve Compound yer alıyor. Bu projelerin TVL’leri, milyarlarca dolar düzeyinde ve DeFi ekosistemi için değerli bir yere sahip. Bilhassa Uniswap, 6 milyar doların üzerinde TVL ile en büyük DEX platformu olmaya devam ediyor. Ek olarak, MakerDAO, 4 milyar doların üzerinde TVL’ye sahip.

Profesyonel boksta tarih yazan ve WBC Silver Gold kemerini kazanan ilk Türk olan Seren Ay Çetin ile WBC international kemer sahibi ve aynı zamanda hem boksörler yetiştiren hem de WBC’nin tanıdığı Profesyonel Boks Federasyonu’nun kuran Serdar Avcı, D Smart’ta yeni hedeflerini açıkladılar.

Serdar Avcı ile Seren Ay Çetin, D Smart’ta yayınlanan Haftanın Konuğu Programında Demirören Haber Ajansı Spor Müdürü Uğur Demirkırdı’nın sorularını yanıtladı. 30 Nisan Pazar günü Sancaktepe Mustafa Öncel Spor Kompleksi’nde düzenlenecek boks gecesi, 18.00’den itibaren Spor Smart ekranlarından canlı yayınlanacak. Hem WBC Silver unvanını korumak, hem de WBC World Final kemeri Eliminatör şampiyonluğu için maça çıkacak Kadıköy Boks Kulübü sporcusu Seren Ay Çetin, 3 Avrupa ve 1 dünya şampiyonluğu bulunan İspanyol Maria Del Carmen Romero Molina ile mücadele edecek.

Türk boksör Arda Avcı ise aynı gün kariyerinde 23 galibiyet, 3 mağlubiyet yaşayan Endonezyalı boksör Defriyanto Palulu ile WBC Asya şampiyonluk maçına çıkacak.

SERDAR AVCI: TÜRK TARİHİNDE KİMSENİN ALAMADIĞI BİR UNVAN

Seren Ay Çetin’in antrenörlüğünü yapan WBC Silver Assian ve WBC International şampiyonu Türk boksör Serdar Avcı, bu ayki maçını düzenlenecek büyük organizasyon için erteleme kararı aldığını dile getirdi. Serdar Avcı, “Seren Ay’ın maçı bu zamana kadar Türk tarihinde kimsenin alamadığı bir unvan. Bugün WBC’nin Silver unvanını alan hiçbir sporcumuz olmadı. Profesyonel boks federasyonu olsa da olmasa da Seren Ay bu unvanı alacaktı zaten. Seren Ay, yabancı ülke federasyonu ve hakemleriyle ringe çıktı. Gecenin ana maçı Seren Ay Çetin. Bu en büyük unvan çünkü. Aynı zamanda alt maçlarda gençlik dünya şampiyonluğu karşılaşması olacak. Arda Avcı, Endonezyalı çok önemli rakibiyle oynayacak. Taycan Yıldırım Almanya’dan gelecek. Kazakistanlı ve Meksikalı boksörlerin maçı var” dedi.

“TÜRKİYE’DE WBC ONAYLI KOMİSYONUMUZ KURULDU”

Uzun yıllar ülkemizde federasyon olmadığına vurgu yapan Serdar Avcı, “Bazı bağlantılarımızı yurt dışında kullanarak ülkemizde federasyonu kurduk. Profesyonel Boks Federasyonu, dünyanın her yerinde şirkettir. Bakanlığa bağlı bir amatör federasyon gibi değil de dünya çapında kabul edilen bir şirket. Çok uğraştık bunu başarabilmek için. Türkiye’de komisyonumuz kuruldu WBC onaylı. Artık profesyonel boks sporcusu lisansı çıkarmak isteyen herkes ülkemizde rahatlıkla çıkarabiliyor. Lisanslar dünyanın her yerinde geçerli. Geçen gün Kanada’da Nadir İnal, Türk lisansı ile maça çıktı. Bizler de aynı şekilde” diye konuştu.

“WBC DEPREME KAYITSIZ KALMADI”

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından WBC’nin kayıtsız kalmadığını dile getiren Serdar Avcı, “WBC yönetimine teşekkür ediyorum. Depremin olduğu zandan bu yana her zaman yanımızda oldular. Yaptıkları bağıştan dolayı ayrıca teşekkür ediyorum. Çok alakadar oldular her zaman paylaşımlar da yapıyorlar. Acımızı paylaşmaları bizlere motive oldu” şeklinde konuştu.

“BİZİM ZAMANIMIZDA TÜRKİYE’DE BÖYLE İMKANLAR YOKTU”

Uzun dönem milli takımda görev aldığını kaydeden Serdar Avcı, “Bir çok milli maça çıktım. Bizim zamanımızda Türkiye’de böyle imkanlar yoktu.  O yüzden benden önceki rahmetli Sinan Şamil Sam, Selçuk Aydın ve daha birçok isim bir yerlere dağıldı. Şimdi burada kalıp antrenmanlar yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“SANCAKTEPE BELEDİYESİ BÜYÜK GECENİN ANA SPONSORLUĞUNU ÜSTLENDİ”

Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü’ye ve boksör Emre Karaçeper’e teşekkür eden Serdar Avcı, “Başkanımız spora ve sporcuya oldukça değer veriyor. Organizasyonda üzerlerine düşenin fazlasını yaptılar. Bu büyük gecenin ana sponsorluğunu üstlendiler. En baştan beri söylüyoruz elde edilecek bilet gelirleri de deprem bölgesine bağışlanacak, herkesi buraya davet ediyoruz. Şu ana kadar biletler satışlarında yoğunluk var” şeklinde konuştu.

“BOKSÖRÜN GEÇMİŞTE AMATÖRDE DERECESİ VARSA BİRÇOK KİŞİ YATIRIM YAPIYOR”

Serdar Avcı, sporcuların amatörden profesyonel boksa geçmeleri için kendi ülkesinde şampiyonluk yaşaması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Milli takıma girip olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonalarında mücadele edip ülkesini başarıyla temsil etmesi gerekir ki bir menajer gelip onunla anlaşıp profesyonele geçmesini sağlasın. Çünkü bu boksörün geçmişte amatörde derecesi varsa birçok kişi yatırım yapıyor. Direkt profesyonelden de başlayabilir dünya yıldırı olanlar da var. Fakat kendilerine sponsor bulmaları gerekiyor. ‘Ben bugün Serdar Avcı olarak iyi bir puanlı boksör olarak, profesyonelde puanı olmayan biriyle karşılaştığım zaman maçı kazanırsam puanım düşer’. Çünkü daha önce maç yapmamış ve kariyeri olmayan bir boksör. O beni yenerse mükemmel bir puan kazanır ve bütün unvanların sahibi olur. Amatörde derecesi olmayan boksör kendine de inanıyorsa hayallerinin peşinden koşmak istiyorsa antrenman yapıp sponsor ayarlaması gerekiyor.”

SERAN AY ÇETİN: UNVANIMI KORUYACAĞIM

WBC Silver Gold kemeri kazanarak tarihe geçen ve şimdi ise WBC altın kemerini hedef alarak bunu başaran ilk Türk olmayı hedefleyen Seren Ay Çetin ise , “Henüz yolun başındayım. Çünkü silver bizim için birinci adımdı pazar günü unvanımı koruyacağım. Bu maçtan sonra rakibim ve ben de dünya şampiyonasında unvan maçına zorunlu rakip olarak çıkacağız. Ülkemiz için çok önemli. Profesyonel boks pek yaygın değil ve dünya şampiyonluğu elde eden yok. Deneyen çok da isim olmadı. Ben kendimi en yakın olarak görüyorum. Geçemeyeceğim bir rakip de değil benim için. Buna yeterli olduğumuzu düşünüyorum. Dünya şampiyonluğuna oynamak istiyorum ülkemizin de bir açığı bu” dedi.

“RAKİBİMİN KARİYERİNE ÇOK SAYGI DUYUYORUM”

Seren Ay Çetin, 3 Avrupa ve 1 dünya şampiyonluğu bulunan İspanyol Maria Del Carmen Romero Molina ile mücadele edeceğini ifade ederek, “UBO şampiyonluğunu 2 kere korudu. Kariyerine çok saygı duyuyorum. Kimin daha iyi olduğunu pazar günü herkesin huzurunda göreceğiz. Ben daha iyiyim, iddialı bir isimim. Çok çalışıyoruz, doğru kişi ile çalışıyorum” diye konuştu.

“BOKS HAYATIMA ÖZGÜVEN KATTI”

Seren Ay Çetin,  ilk kemer maçına 10 raund üzerinden çıktığını ancak mücadelenin o kadar sürmediğini belirtti. Seren Ay, çıktığı 10 maçtan galibiyet aldığını bunların 7’sinin ise nakavt ile sonuçlandığını kaydetti. Uzun zamandır boks yaptığını dile getiren Seren Ay, “Hayatıma özgüven kattı. Çok saygı görüyorum, hocalarım da beni çok destekliyor. Onlardan takdir almak ve örnek gösterilmek çok gurur verici bir duygu. Başarılarımla ön planda olmak ben çok gururlandırıyor. Hayatımdan götürdüğü bir şey de yok aslında” diye konuştu.

“MAÇTAN SONRA BİZİM RUTİNİMİZ KEBAPÇIYA GİTMEK”

Müsabakalar öncesi yoğun bir tempoya girdiği için sevdiği yemeklerden uzak kaldığını belirten Seren Ay Çetin, “Patates kızartması, makarna, börek maç döneminde daha fazla aklıma geliyor. Maçtan sonra bizim rutinimiz kebapçıya gitmek. Yine kebap yemeye gideceğim” dedi.

“RAKİBE YÖNELİK HAZIRLANIYORUZ”

Antrenörü Serdar Avcı ile rakibe yönelik hazırlıklar yaptıklarını dile getiren Seren Ay, “Rakibin kuvvetli olması teknik olması en iyi vurduğu yumruklara göre bir taktik gerçekleştiririz. Bu maçta da nakavt istiyorum. Savunmalara biraz daha dikkatli olmam gerekiyor. Sağ kroşesine dikkat etmem gerekiyor rakibimin. Birkaç yumruk kombinasyonu var bunları gerçekleştirebilirsem üstünlükle maçı kazanabilirim. Bu zamana kadar nakavt olmamış edebilirsem beni unutamaz. Antrenörüm bu kızı nakavt etmemiz yüksek derse ben ona göre hazırlanıyorum. Antrenörümün dediklerine göre maç sırasında hareket ediyorum O kadar ses içinde antrenörümün sesini tanıyorum” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’DE PROFESYONEL BOKSA YETERİNCE DESTEK YOK”

Seren Ay Çetin, Türkiye’de profesyonel boksa yeterince destek olmadığını belirterek, “Destek olsa daha güzel olabilirdi bizim açımızdan. Destek olmamasına da hak veriyorum profesyonel boks yaygın değil. Oynayacağımız gecede yüzde 60 Türk sporcu oluşturuyor. Bu şekilde balarılar geldikçe markalar profesyonel boksu tanıyacaklar. Dünyada çok önemli bir yere sahip salında ama bizi ülkemizde bu konuda geride kalmışlık var. Yaygınlaşacağı zamanın bu kemerin unvan maçının Muhammed Ali’nin Mike Tyson’un şampiyonluk yaşadığı ringde oynadığım zaman ülkemin bu konuda daha duyarlı olacağına inanıyorum. Desteğini esirgemeyen bir kişi var hayatımızda o da Ayçin Özsakabaşı. Kendisi aynı zamanda menajerimiz. En büyük destekçim de antrenörüm. Kendisinin üzerine düşen birçok sorumluluk var. Hem benim antrenörlüğümü yapıyor hem de kendi antrenmanlarına hazırlanıyor. Uzun bir aradan sonra boksa geri döndü. Benim hayatımda sadece boks var ama antrenörüm büyük işler yapıyor” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

AB Kurulu, Birliğin ilaç mevzuatında son 20 yılın en kapsamlı değişikliklerini içeren yeni ıslahat paketini açıkladı.

Buna nazaran, AB ülkelerinde ilaçlara erişim artırılacak. İlaç fiyatlarının makul düzeylerde olması sağlanacak.

Bu çerçevede AB’deki bütün hastaların inançlı, tesirli ve uygun fiyatlı ilaçlara vaktinde ve adil bir halde erişmesini sağlayan ilaç “tek pazarı” kurulacak. AB’den ilgili onayları alan ilaçların bütün üye ülkelerdeki hastalara süratle ulaşması sağlanacak.

Yenilikçi tedavilerin fiyatları düşürülecek ve ilaç kıtlığının önüne geçilecek.

Jenerik (eş değer) ve gibisi ilaçların erken temini sağlanacak. Bu ilaçların ruhsatlandırma süreçleri kolaylaştırılacak.

İlaç bölümü yatırıma cazip hale getirilecek. Bölümün rekabet gücü ve yenilikçiliği desteklenecek.

İlaç araştırma, geliştirme ve üretimi için cazibeli ve yenilikçi bir çerçeve sunulacak.

Üreticilerin geliştirdikleri yeni ilaçlar 8 yıl boyunca korunacak. Bu süreçte jenerik eserler piyasaya sunulamayacak.

Yenilikçi ilaçlar için ise 12 yıla kadar yasal ve fikri mülkiyet hakları muhafazası uygulanabilecek.

İlaç dalına yönelik bürokratik süreçler azaltılacak ve sadeleştirilecek.

Avrupa İlaç Ajansı (EMA), gelecek vadeden ilaçları geliştirenlere bilimsel dayanak sağlayacak ve bu ilaçların onayını kolaylaştıracak.

Ruhsatlandırma süreci 400’den 180 güne inecek

İlaçların bilimsel olarak kıymetlendirilmesi ve müsaadeleri hızlandırılacak. EMA ruhsatlandırma süreci 400 günden 180 güne indirilecek.

AB’deki ilaç kıtlığı daha yakın takip edilecek. Bu alanda daha katı kurallar uygulanacak.

İlaç kıtlığı ve geri çağrılmalarının evvelden bildirilmesi gerekecek. İlaç kıtlığının önlenmesine yönelik planların geliştirilmesi için şirketlere yeni yasal yükümlülükler getirilecek.

AB çapında bir kritik ilaç listesi oluşturulacak. Listedeki ilaçların tedarik zincirine yönelik yeni tedbirler alınacak.

Söz konusu paketin onaylanması için üye ülkeler ve Avrupa Parlamentosu’nun (AP) onayı gerekiyor.

Avrupa ülkelerindeki büyük ilaç üreticileri kelam konusu değişikliklerden rahatsız oluyor. Halihazırda ilaç üreticilerine jenerik eserlerin girmesi öncesinde 10 yıl mühlet tanınıyorken, yeni paket bu süreyi azaltıyor.

Chicago’daki bir yatırım konferansında açıklamalarda bulunan Summers enflasyonla çaba konusunda optimist olmadığını söyledi. Summers enflasyonun ABD iktisadında yavaşlamaya neden olmadan yüzde 2’lik amaca inmeyeceği görüşünü paylaştı.

Summers pandemi periyodundaki mali teşvikler ve düşük faizlerin ABD’yi ‘yüzde 2 enflasyonu olan bir ülkeden yüzde 5 enflasyona sahip’ bir ülkeye çevirdiğini söyledi.

Summers “Ekonomi besbelli ölçüde yavaşlamadıkça enflasyonun yüzde 2’lik gayeye ulaşmasının sıkıntı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

Harvard Üniversitesi Profesörü olan Summers bu ay yaptığı farklı bir konuşmada resesyon ihtimalinin arttığına dikkat çekmiş, Fed’in faiz artışlarının sonuna yaklaştığını savunmuştu.

Gelecek toplantıda 25 baz puanlık faiz artışının gerçek bir karar olacağını lisana getiren Summers Fed’in enflasyonla çabada getiri eğrisinin gerisinde kalarak kredibilitesini kaybettiğini belirtti.

ABD’de Mart ayında yıllık enflasyon yüzde 5 olmuştu.

Van’da, 6 yıl evvel şeker hastası olduğunu öğrenen 28 yaşındaki Manisalı hemşire Cemile Güvenç, tertipli spor yaparak bu rahatsızlığını yenmeyi başardı.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaşı Tıp Merkezi’nde vazifeli hemşire Güvenç, 6 yıl evvel başlayan sıhhat sıkıntıları nedeniyle muayene olduğu hekimden şeker hastası olduğunu öğrendi.

Yaptığı araştırmalar ve hekim tavsiyesi üzerine spora başlayan Güvenç, bir yandan da imtihanlara hazırlanarak Van YYÜ Vücut Eğitimi ve Spor Yüksekokulunu kazandı.

Sistemli spor sayesinde hastalığını denetim altına alan Güvenç, bu süreçte beden geliştirme sporu antrenörü Serkan Düzkaya ile tanıştı.

Düzkaya’nın da takviyesi ile beden geliştirme sporuna yönelen Güvenç, 10 Eylül’de İzmir’de düzenlenmesi planlanan Türkiye Şampiyonası Ulusal Ekip seçmelerine hazırlanıyor.

Güvenç, 6 yıl evvel çalıştığı kurumda yaptığı denetimlerde şeker hastası olduğunu öğrendiğini söyledi.

Bu durumun hayatında esaslı değişiklik yapmasını sağladığını anlatan Güvenç, “Toplum olarak her vakit hasta olduğumuz vakit spora başlamamız gerektiğini biliyoruz. Spora başlarken birinci hedefim sıhhatime kavuşmaktı. Ardından bedenimde gördüğüm değişiklikler, öz inancımın yükselmesi, motivasyonumun artması sayesinde sporu hayatıma koymaya karar verdim. Bir sene sonra analiz sonuçlarım çok hoş çıkmıştı ve ilacı bıraktım. 6 yıldır nizamlı besleniyorum ve sistemli spor yapıyorum.” diye konuştu.

Antrenörünün takviyesiyle beden geliştirme yarışına katılmayı hedeflediğini belirten Güvenç, “Şu an Türkiye Şampiyonası’na hazırlanıyorum. Sahiden bu, gurur verici bir durum. Van’dan gitmeden evvel kente madalya kazandırmak istiyorum. Kendimle gurur duyuyorum.” sözlerini kullandı.

Antrenör Düzkaya ise 20 yıla yakındır Van’dan kafile lideri olarak yarışlara katıldığını ve Türkiye şampiyonalarına sportmen götürdüğünü lisana getirdi.

Genelde erkek atletlerle çalıştığını belirten Düzkaya, şunları kaydetti:

“Van ismine birinci sefer bir bayan sportmen, beden geliştirmede Türkiye Şampiyonası’na katılacak. Eylülde yapılacak şampiyona için ağır bir hazırlık sürecindeyiz. Güvenç, başarılı, azimli, istekli ve idmanlara sistemli gelen bir sportmen. Şampiyonadan altın madalyayla dönmeyi hedefliyoruz. Bayan atlet olması açısından çok olumlu reaksiyonlar alıyoruz. Herkes dayanak veriyor. Atletimize da güveniyoruz. Van ismine bir muvaffakiyet kazanmayı umuyoruz.”

14 Mayıs 2023’te yapılacak olan seçim için geri sayım başladı Sanayi ve Teknoloji Bakanı, AK Parti Bursa Milletvekili Adayı Mustafa Varank, 24 TV’ye özel açıklamalarda bulunacak.

24 Seçim Özel‘de Murat Çiçek soracak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, AK Parti Bursa Milletvekili Adayı Mustafa Varank 24 TV canlı yayınında cevaplayacak. 

TOGG yolda, E5000 Elektrikli Lokomotif rayda, TCG Anadolu denizde, Kızılelma havada, İmece uzayda… 

“Milli Teknoloji Hamlesi” hız kesmeden sürüyor…

Planlanan yeni projeler neler?

Türkiye Yüzyılı’nda bizi neler bekliyor?

Muhalefet ne vadediyor? Hangi projeleri rafa kaldıracaklar? 

Vaatler ne kadar gerçekçi?

Murat Çiçek soracak, Mustafa Varank “Teknofest İstanbul” etkinlik alanından canlı yayında anlatacak.

24 Seçim Özel yarın akşam  saat 19.00’da 24 TV’de.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin ilk tarım fuarı olma özelliğini taşıyan Finike Hasyurt Tarım Fuarı, 26’ncı kez kapılarını tarım sektörüne açtı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tarımın başkenti Antalya’da yerelden kalkınma hedefiyle çiftçiyi, üreticiyi her zaman desteklediklerini belirterek,  ‘Çevre Dostu Çiftçi Kart Projesi’nin Finike’de de başlayacağını müjdeledi.  

Antalya Büyükşehir Belediyesi himayesinde 26-29 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek 26’ncı Hasyurt Tarım Fuarı törenle başladı. Hasyurt Fuar Alanı içerisinde düzenlenen fuara Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi, ATB Başkanı Ali Çandır, milletvekilleri, il başkanları, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, muhtarlar, oda başkanları, STK temsilcileri, tarım sektörü temsilcileri, çiftçiler, üreticiler ve vatandaşlar katıldı.

BAŞKAN BÖCEK’E TEŞEKKÜR

Saygı duruşu ve istiklal marşının okunması ile başlayan törende ilk sözü alan Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi, eski yerinde yeni yüzüyle gerçekleşen, tarıma ivme kazandırmayı hedefledikleri Hasyurt Tarım Fuarı’na ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Geyikçi, “Üretici ve tüketicilerimizin buluşma noktası haline gelen, tarım paydaşlarını ortak noktada buluşturan fuarımıza destek veren Başka Muhittin Böcek’e teşekkür ediyorum” dedi.

SİZE SÖZ VERMİŞTİM

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de “Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz” sözünü hatırlatarak, başladığı konuşmasında “Üreticiye destek vereceğime, her daim yanınızda olacağıma söz vermiştim. “Halden anlayan Başkanınız olarak beni göreve layık gördüğünüz günden bu yana, tarımın başkenti Antalya’mızda yerelden kalkınma hedefimizle çiftçimizi, üreticimizi tüm gücümüzle destekliyoruz” diye konuştu.

TARIMA BÜYÜK DESTEK VERDİK

Başkan Böcek, Büyükşehir Belediyesi’nin tarımsal hizmetlerde yaptığı destekleri şöyle anlattı: “Çiftçiye sulamada enerji desteği, kapalı devre sulama tesisleri, akıllı tarım uygulamaları, ekipman ve alternatif ürün desteği, makine teçhizat, süt tankı, hamur yoğurma makinası, üzüm sıkma makinesi, kovan ve arıcılık desteği, tohum, fide, fidan, önleyici veterinerlik hizmetleri, faydalı böcek, biyolojik ve biyoteknik mücadele gibi birçok projemizi hayata geçirdik. Şimdi de toplam 232 Milyon TL yatırımla Kumluca’da sera atıklarından enerji elde edeceğimiz tesisi, Kumluca Beykent Hali’nde yaş sebze meyve paketleme tesisini ve kurutma tesisini hayata geçireceğiz” dedi.

FİNİKE’YE MÜJDE

Başkan Böcek, konuşmasında bir de müjde vererek, “ilk olarak Kumluca’da başlattıkları “Çevre Dostu Çiftçi Kart” Projesi’ni şimdi de Finike’de uygulamaya geçireceklerini söyledi. Böcek, Türkiye’ye örnek olan çevreci projeyle akıllı otomatlara atılan zirai ilaç kutularından elde edilen puanlar ile çiftçiyi ödüllerle desteklediklerini kaydetti. 

TARIMDAKİ GELİŞMELERİ TAKİP EDİN

Hasyurt Tarım Fuarı’nda tohum, fide, gübre ve seracılık alanında değer üreten 95 firmanın 4 gün boyunca üreticilerle buluşacağını belirten Böcek, “Çiftçi kardeşlerimin tarımdaki gelişmeleri takip etmeleri ve kendilerini geliştirmeleri açısından bu tür fuarlara katılmaları önemlidir. Ürettiğimizi marka haline getirmeli, tanıtmalı ve pazarlamalıyız” dedi. 

KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR

Türkiye’deki örtü altı tarım üretiminin yarısının Antalya’dan karşılandığına dikkat çeken Başkan Böcek, “ Antalya Büyükşehir Belediyemize ait 21 toptancı halimizde, 996 komisyoncumuz ve 911 tüccarımızla işlem hacmi olarak da Türkiye’de birinci sıradayız. Planlı ve sürdürülebilir bir tarım için durmadan, yorulmadan Antalya’mızın 19 ilçesinde üreticimizle, çiftçimizle işbirliği içerisinde çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü çiftçi mutlu olursa, Antalya mutlu olur. Çiftçi mutlu olursa Türkiye mutlu olur. Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılında da “Köylü Milletin Efendisidir” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda yürümeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 

FUARI GEZDİ

Konuşmaların ardından Finike Belediye Başkanı Mustafa Geyikçi Başkan Böcek’e teşekkür plaketi verdi. Başkan Böcek de fuarın düzenlenmesinde emeği geçen paydaşlara plaket sundu. Daha sonra Hasyurt Tarım fuarının açılış kurdelesi kesildi. Başkan Böcek ve katılımcılar fuarı gezdi.
 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Beşiktaş Ceylan Voleybol Takımı Başantrenörü Emre Nur, sporcuları Ecem Aknam, Duru Aksu ve Defne Başyolcu D-Smart ekranlarında yayınlanan “Gündem Özel” programında D-Smart Spor Müdürü Aykut Aydın’ın sorularını yanıtladılar

Beşiktaş Ceylan Voleybol Takımı Başantrenörü Emre Nur, sporcuları Ecem Aknam, Duru Aksu ve Defne Başyolcu D-Smart ekranlarında yayınlanan “Gündem Özel” programında D-Smart Spor Müdürü Aykut Aydın’ın sorularını yanıtladılar

“Biz işe, kazanma kaybetme metoduyla değil, öğrenme öğretme metoduyla başladık”

Beşiktaş Ceylan Voleybol Takımı Başantrenörü Emre Nur ve sporcular özetle şunları söylediler:

“Sezonun başında bu işe başlarken Eczacıbaşı ve Beşiktaş takımları ortak bir projede buluştular. Neredeyse tamamı gençlerden oluşan bir takım kuruldu. Amacımız sezon içerisinde yarışmacı bir takımla onları hazırlayıp, ileride A Milli Takım seviyesine getirmek için bu projede birleştik. Başladığımız nokta ile bitirdiğimiz nokta arasında çok büyük bir fark var.”

Şampiyonlukla ilgili sorulan soru üzerine takımın liberosu Duru Aksu şunları söyledi:

“İnanılmaz genç bir kadromuz var ve takımın en büyük özelliği inanılmaz enerji dolu olması. Yaş farkı ne olursa olsun o enerjimizi sahaya yansıttığımızı düşünüyorum. Sezon başında biraz geç toplandık ve adım adım devam edince her şey biraz zamanla olmaya başladı. İlk günden beri benim inancım sonsuzdu. İlk defa bu kadar büyük bir camiada oynuyorum. Seba’daki kuralımız, kendi evimizde hiç kaybetmemekti ve bunun en büyük destekçisi de taraftarlarımız oldu. Biz onlara, onlar da bize enerji veriyorlar.”

Beşiktaş Ceylan Voleybol Takımı Başantrenörü Emre Nur, taraftarla ilgili sorulan soru üzerine şöyle konuştu:

“Büyük bir baskı olmasına rağmen, sezon boyunca taraftarı arkamıza almasını bildik. Tam tersi de olabilirdi ancak taraftarımız gerçekten bu işi biliyor. Nerede, ne zaman, nasıl destek vereceklerini çok iyi bilen bir taraftr kültürü oluşmuş.

Bizim amacımız hiçbir zaman kazanmak veya keybetmek olmadı. Biz hep adım adım gitmeye çalıştık. Her maçın farklı bir hikayesi vardı. Biz de doğru voleybolu oynamaya çalıştık ve her zaman son topa kadar mücadele ettik. Bu sezon yaşadığımız 4 mağlubiyette de çok şey öğrendik.

Plaf-offlara gittiğimiz zaman ligin en sağlam takımlarıyla karşılaştık. Turnuvanın favorisi olmamamıza rağmen kendimize güveniyorduk. Galibiyetle başlayınca ard arda 3 galibiyet almış olduk ve final etabına kadar üstüne koyarak devam ettik.

Beşiktaş’ın sürekli olması gereken yer Sultanlar Ligi. Gelecek sezonla alakalı iki kulübün görüşmeleri devam ediyor. Beşiktaş yönetimi her zaman bize destek oldu. Çok kötü zamanlardan geçtiğimizde dahi her zaman yanımızda oldular. Başkanın bizimle Bolu’ya kadar gelmesi, bütün camianın aslında şampiyonluk için ne kadar kilitlendiğini gösteriyor. Yönetimden istediğimiz ne varsa fazlasıyla bize sundular. Biz de saha içerisinde onun karşılığını verdik.

Vakıfbank finalleri çok iyi oynayan bir takım ancak, Eczacıbaşı ile oynayacakları final maçında gönlüm Eczacıbaşı takımından yana.”

Beşiktaş Ceylan Voleybol Takımı Kaptanı Ecem Aknam ve pasör çaprazı Defne Başyolcu özetle şunları söylediler:

Takım kaptanı Ecem Aknam; “Beşiktaş takımını Sultanlar Ligi’ne çıkarttığımız için çok mutluyum. Takıma geldiğim zaman kadronun gençlerden oluştuğunu biliyordum. Hedefim takımı Sultanlar Ligi’ne çıkartmaktı. Kızları tanıdıkça ve beraber oynadıkça daha çok inandım. Hepsi birbirinden yetenekli, çalışkan ve saygılı bir ekip. Uzun ve mücadelesi çok yüksek bir yol oldu. Çok çalışarak başardığımız için gerçekten çok mutluyum.

Çok fazla antrenman yapıyorduk. Sabah-akşam 2 buçuk saat sahada oluyoruz. Ailemden eşimden çok takım arkadaşlarımı gördüm. İster istemez sosyal hayatımız da azalıyor. O yüzden maçlardan sonraki izin günlerimiz bizim için çok önemli. Gerçek şu ki bu işin anahtarı çok çalışmak. Biz de çok çalıştık ve kupa elimizde şuan.

Takım olarak blok defansını çok iyi yaptığımızı düşünüyorum. Blok defansı iyi olan takımlar kolay kolay maç kaybetmiyorlar. Bizim de böyle bir avantajımız vardı. Play-offlara gittiğimiz zaman bu yüzden ben çok umutluydum ve bu iş olacak diyordum.

Şampiyonlar ligi için sezon başında kesinlikle Eczacıbaşı kazanır diyebilirdim. Vakıfbank sezona iyi başlamadı ancak Fenerbahçe maçını kazandıktan sonra ivmeleri çok arttı. Çok iyi bir final izleyeceğimize eminim ama kimin kazanacağını asla bilmiyorum. Kazanan bir Türk takımı olacağı için gururluyum.”

Pasör çaprazı Defne Başyolcu; “Genç oyuncular açısından çok büyük bir olay. Sezona başlarken soru işaretlerim vardı ama gerçekten ablalarımın ve Emre hocamın desteğiyle stresli zamanları çok kolay atlattım. Şampiyon olduğumuz için çok mutlu ve gururluyum.

Beşiktaş’ta her zaman ablalarımla, abilerimle birbirimize çok yakındık. O yüzden antrenman bittiği zaman bir kahve içelim diyebiliyorduk. Sosyallik açısından gençlerin pek bir sıkıntısı yoktu.

Sayı kaybettiğimizde moralim düşüyordu tabiki ancak kenardan ve saha içinden gelen destekle morali bozulan oyuncu tekrar ayağa kaldırılıyordu.

İki Türk takımının finalde olması gerçekten çok gurur verici. Eczacıbaşı takımının şampiyon olacağına inanıyorum.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Her ne kadar günümüzde klasik çeyizin kıymeti azalsa da birbirini seven ve hayatlarını birleştirmek isteyen çiftlerin, evlenecekleri vakit çeyiz hazırlığında bulunur. Bilhassa annelerin kızlarına hazırladığı çeyizde havlulardan mutfak eşyalarına birçok eşya yer alıyor. Yeni evlenecek çiftlerin evlilik hazırlıkları sırasında baş karışıklığı yaşamaması için çeyizde olması gerekenleri sizler için araştırdık.

Çeyiz eski periyotlarda erkeklerin çalıştığı için evlenecek olan genç kızın evliliğe yapılacak olan maddi katkı olarak bilinirdi. Bugünlerde çeyiz dediğimiz şey ise düğün devrinde gelin ve damadın konutun muhtaçlıklarını birlikte alma olayına dönüşmüştür. Evlenmek isteyen çift ortak karar vererek konutta en çok kullanılacak olan eşyaları belirleyip birlikte satın almayı tercih ediyor. Çeyiz için gerekli olan eşyaları alırken kesinlikle öncesinde bütçe planlaması yapılması gerekir. Çeyiz alışverişi yaparken en çok yapılan yanılgılardan biri de ileride tahminen lazım olur diyerek muhtaçlık duyulmayan büsbütün gereksiz eşyaları almaktır. Pekala gelin çeyiz listesinde olması gerekenler neler? Yasemin.com grubu olarak çeyiz hazırlığında olan çiftler için; Konut kurulurken olması gereken yemek ekiplerinden, beyaz eşyaya, salon kadrolarından, banyo aksesuarlarına bir çeyizde olması gereken her şeyin listesini hazırladık.

GELİN ÇEYİZİNDE OLMASI GEREKENLER NELERDİR?

MUTFAK ÇEYİZ SETİ / LİSTESİ

Mutfağa ilişkin olan her şeyin içinde yer aldığı mutfak eşyalarıdır. Bardaktan yemek kadrosuna bütün mutfak eşyalarının yer aldığı listedir.

MUTFAK EŞYALARI

MUTFAK BEYAZ EŞYALARI VE KÜÇÜK MESKEN ALETLERİ

ELEKTRONİK EŞYALAR

YATAK ODASI

BANYO

DİĞER KONUT EŞYALARI

SALON TAKIMI

Ulusal eskrimciler; Güney Kore, Çekya ve Sırbistan’da düzenlenecek milletlerarası tertiplerde gayret edecek.

Türkiye Eskrim Federasyonundan yapılan açıklamaya nazaran, Güney Kore’nin başşehri Seul’deki Grand Prix’de yarın erkekler kılıç kategorisinde Enver Yıldırım, Nisanur Erbil ve Iryna Shchukla piste çıkacak. Tertipte 28 Nisan Cuma günü bayanlar kılıçta ön eleme, 29 Nisan Cumartesi günü ise erkekler ve bayanlarda ana tablo maçları yapılacak.

Sırbistan ve Çekya’da hafta sonu düzenlenecek circuit turnuvalarına ise 14 yaş altı ulusal sportmenler katılacak.

Çekya’nın başşehri Prag’da Uluç Eke İnanç, Candeniz Berrak, Ziya Arda Osmanağaoğlu, Ege Vapurcu, Eren Aslan, Alp Erdem Zileli, Berken Bozkuş, Toprak Kavzan, Osman İbrahim Erdöl, Kaan Leo İnanç, Ertürk Selim Coşkun, Tuna Gökdemir, Can Özerdem, Duru Ayşe Özgönül, İrem Melek Bayrak, Alya Irmak Özoğul, Berra Kürek, Işıl Betül Elüstü, Maya Zağyapan, Hayat Gündoğan, Damla Türkmen, Lara Kaya ve Melis İnanöz ulusal formayı giyecek.

Sırbistan’ın Zrenjanin kentinde hafta sonunda flörede ise Bulut Ali Yıldız, Rutkay Çınar Bayrak, Cet Vehbi Ataol, Elif Ada Yıldız, Defne Coşgunçay; epede kategorisinde Eren Uğuz, Batuhan Kocabal, Baturalp Kocabal, Deniz Doruk Gürsel, Yağız Ergün, Yiğit Boran Çeken, Çağdaş Güner, Mehmet Tufan Özdemir, Hasan Cem Aral, Salih Evrim İlkiliroğlu, Fahri Güneş Çokparlamış, Damla Öztürk, Nil Aksan, Zeynep Kurt, Mina Bodur, Yankı Ergünay, Tuğsem Recepoğlu, Melis Kartal, Defne Ada Sümer, Berrak Yalçınkaya, Arzem Beden, Berensu Umu, Azra Sarıkınacı, Bade Arıkan, Asya Deniz Yılmam ve Elif Göksu Vardar Türkiye’yi temsil edecek.

Uzun atlamacı Izmir Smajlaj’ın müsabaka sonucunda manipülasyon yapıldığı gerekçesiyle Arnavutluk Atletizm Federasyonu Lideri Gjergj Ruli’ye 5, genel sekreteri Nikolin Dionisi’ye ise 4 yıl men cezası verildi.

Atletizmde Dürüstlük Ünitesinden (AIU) yapılan açıklamaya nazaran, 2021’in mayıs ayında başşehir Tiran’da düzenlenen müsabakadaki 8,16 metrelik atlayışıyla Tokyo Olimpiyatları’na katılma hakkı kazanan Smajlaj’ın derecesine ait Dünya Atletizm Birliğine kusurlu bilgi verildiği tespit edildi.

Aralık ayında süreksiz olarak men edilen 3 isimden federasyon lideri Ruli’ye 5, genel sekreter Dionisi’ye de 4 yıl men cezası verilmesi kararlaştırıldı.

2017’de Avrupa salon şampiyonluğu kazanan Smajlaj’ın süreksiz men cezası ise 30 yaşındaki atletin manipülasyona bilerek dahil olduğuna dair kâfi kanıta ulaşılamaması nedeniyle kaldırıldı.

Bugün ortaya çıkan yeni satın alma ve listeleme duyuruları, piyasadaki yükseliş ivmesini 2 altcoin için çift haneli çıkarlara ulaştırdı. Stargate Finance (STG) ve BLUR’dan son gelişmeler şu şekilde…

Stargate Finance (STG), listeleme haberiyle çift haneli yükseldi

LayerZero tabanlı cross-chain köprü olan Stargate Finance (STG), değerli bir dayanak düzeyinden tekrar ivme kazanıyor. Günün çift haneli karı, LayerZero’ın STG tokeni Mayıs ayında piyasa süreceği söylentisiyle tetiklendi.

STG şu anda, gün içi %10’un üzerinde kıymet kazandığı 0.7827 dolar bölgesinde süreç görüyor. Detaylı teknik tahlilleri yazının ilerleyen başlıklarında bulabilirsiniz…

BLUR, bu altcoin balinasından 2,3 milyonluk fon topladı

Günün öne çıkan bir sürecinde, orz-allinornothing.eth isimli bir balina, yaklaşık 533.000 BLUR satın aldı. Dev kripto yatırımcısı, bu ölçüde BLUR için yaklaşık 322.000 USDT harcadı. Bu adres, ortalama 0,55 dolar fiyatla yaklaşık 2,3 milyon BLUR satın alarak en büyük 23.BLUR balinası pozisyonunda.

Blur (BLUR) fiyatı, milyonluk satın alma sürecinin ortasında %8’in üzerinde kar gösteriyor. Tanınan bir NFT platformu olan Blur, yeni yılda üç haneli büyüme kaybetti. Son ralli esnasında, gün için en düşük düzeyi 0.5858 dolardan 0.6544 dolara tırmandı.

Boğalar günün ilerleyen saatlerinde yükseliş ivmesini müdafaaya devam ediyor. Karşılaştırma için BTC ve ETH, birebir vakit diliminde sırasıyla %8,70 ve %6,98 yükseliyor. Yazının devamında, LayerZero’ın listeleyeceği beklentisiyle yükselişe geçen STG fiyatı için sıradaki düzeylere göz atalım.

Ralli yapan Stargate Finance (STG) için sırada ne var?

STG fiyatı, yılın başında %300’ün üzerinde artışla 1,38 dolara ulaştıktan sonra düşüşe geçti. Lakin, 6-13 Mart haftasında fiyatın 20 haftalık MA’ya (mavi ok) düşmesiyle boğalar tekrar devreye girdi. 20 haftalık MA çoklukla uzun vadeli eğilimleri belirlemek için kullanılmaktadır. Bu nedenle, bu olumlu bir sinyal olarak görülmektedir. Teknik tahlilleri, geri tepmeyle birlikle trendin hala üst olduğunu gösteriyor.

STG fiyatı bu noktadan itibaren üst istikamette ivme kazandı. En son, kritik bir direnç düzeyi olan 0,95 doları test etti. Başarısız olup keskin bir biçimde düşmesine karşın, şu anda 20 MA’yı dayanak olarak doğrulama sürecinde. Başarılı olursa, sıradaki amacı 0,95 dolar direnci olacak. Haftalık RSI, 50 düzeyinin üzerinde kaldığı için toparlanma mümkünlüğünü destekliyor.

Bu formasyona dikkat

STG fiyatı 11 Mart’tan bu yana yükselen bir paralel kanalda süreç görüyor. Fiyat hem kanalın direnç hem de dayanak sınırlarını birçok sefer test etti.

Dün kanalın takviye çizgisinden sıçrayan STG, Fakey yükseliş modelini (yeşil elips) tamamladı. Bu formasyon, ekseriyetle bir yükseliş trendinin başlangıcında görülmektedir. Bu nedenle, STG fiyatının kısa vadede kanalın orta çizgisine, 0,82 dolara yükselmesi bekleniyor. Bu seviyeyi aşmak, fiyatın kanalın direnç çizgisini 0,95 dolardan tekrar test etmesine yardımcı olacak.

Teknik açıdan en muhtemel beklenti, STG fiyatının en az 0,82 dolara ve daha yüksek olarak 0,95 dolara yükseleceğini gösteriyor. Fiyat, kanalın takviye çizgisi olan 0,69 doların altına düşerse bu görüş geçersiz olacak. Kriptokoin.com olarak Stargate Finance üzere yüksek çıkar beklenen DeFi altcoin projelerine bu yazıda yer verdik.

Doğal taş sektörünün en büyük küresel buluşması Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı kapılarını açtı. 29 Nisan tarihine kadar doğal taş sektörünü Fuar İzmir’de bir araya getirecek 28. Marble İzmir’in hem ülke hem de kent için önemine vurgu yapan Başkan Tunç Soyer, “Marble İzmir, dünyanın en büyük doğal taş fuarı ve bu nedenle doğal taş sektörünün dünyaya açılan kapısı. Marble İzmir, şehrimizin Türkiye’ye ve dünya fuarcılığına bir armağanı” dedi. Başkan Soyer, sektörden gelen talep üzerine fuarı 20 bin metrekare daha ilave alanla büyütebileceklerini açıkladı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 28. kez Fuar İzmir’de kapılarını açtı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ev sahipliğindeki fuar açılışına İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, İYİ Parti TBMM Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye İhracatçılar Meclisi Maden Sektör Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, D enizli İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Memişoğlu, İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, il ve ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri katıldı.

Soyer: “Dünya fuarcılığına armağan”
Açılış töreninde Marble İzmir’in, dünyanın en büyük doğal taş fuarı ve doğal taş sektörünün dünyaya açılan kapısı olduğunu söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Marble İzmir, şehrimizin Türkiye’ye ve dünya fuarcılığına bir armağanı. İçerisinden geçtiğimiz bu ekonomik darboğazda dış ticaret hacmimizi artırmak ve bu toprakların bereketini büyütecek katma değeri yaratmak zorundayız. Bu noktada, doğal taş sektörü önemli bir ihtiyaca cevap veriyor. Ülkemiz, dünya doğal taş rezervinde çok önemli bir konuma sahip. Bu yeterli mi? Tabii ki değil. Bu hammaddeyi işlememiz, sektördeki emekçilerimizin özenli işçiliği ve hüneri sayesinde katma değeri yüksek ürünlere dönüştürmemiz şart. Bu nedenle Marble İzmir fuarında, doğal taş sektöründeki katma değerli ürünlerin çoğalması için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz” dedi.

3 önemli neden
Fuarlar şehri İzmir’de Marble İzmir’e ev sahipliği yapmalarının üç ana nedeni olduğunu söyleyen Başkan Soyer, “Dünyanın bir numarası olduğumuz bu önemli sektörde dünya trendlerini belirlemek,  her yıl daha fazla büyüyen doğal taş sektörünün geleceğine yön vererek ve katma değerli ürünleri ve doğa dostu üretimi teşvik etmek ve  ihracatı arttırarak şehrimizin ve ülkemizin refahını büyütmek. Biliyoruz ki ihracattaki payı her geçen yıl artan, katma değeri yüksek ürünlerimizle doğal taş sektöründeki konumumuzu daha da güçlendirmemiz mümkün. Yeter ki bu potansiyelimizi işleyelim. Bu bilinçle, tüm firmaların kabiliyetlerini ve ürünlerini Marble İzmir’de dünyayla buluşturmaya devam ediyoruz” dedi.
 
“Sanal katılım mümkün olacak”
Dünyanın her kıtasındaki 54 ülkeden ziyaretçilerin ağırlanacağı 28. Marble İzmir Fuarı’nın Akdeniz’in kalbi İzmir’e çok yakışacağını söyleyen Başkan Soyer, “Bu yıl fuarımızda önceki yıllardan da fazla kişiyi, 100 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlamayı planlıyoruz. Marble İzmir, doğal taş sektöründe söz sahibi olmaya, tüm yerli ve yabancı sektör temsilcilerini buluşturmaya ve büyük bir ticaret hacmi yaratmaya bu yıl da devam edecek. 28. kez gerçekleşecek fuarımızda ilk defa Marble İzmir mobil uygulamasını da devreye aldık. Böylece, dünyanın her yerinden Marble İzmir’e katılım sanal olarak da mümkün olacak” diye konuştu.

“20 bin metrekare seneye hazır olacak”
Katılımcılardan alkış isteyeceğini belirterek sözlerini sürdüren Başkan Tunç Soyer, “Türkiye Mermer, Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek 20 bin metrekare ilave fuar alanına ihtiyaç olduğunu söyledi.  Ben bu sözü vermeye hazırım. Ama onun karşılığında ben de sizden bir söz istiyorum. Bu sözün yapacağınız alkışla gücünü duymak istiyorum. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye İhracatçılar Meclisi Maden Sektör Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya 30 milyar dolar hedefinden bahsetti. Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi İtalya’nın önüne geçmemizden bahsetti. Bu hedefe varma noktasında var mısınız? Biz üzerimize düşeni yapacağız, 20 bin metrekare seneye hazır olarak” dedi.  

Köşger: “Önü açılacak”
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, sektörün önünün daha da açılması gerektiğini söyleyerek,  “Kamuoyunu siz oluşturacaksınız. Dünya rakamlarını tüm ülke kamuoyuna anlatacaksınız. Sektörün ihtiyacı neyse önü açılacak.  Ülke sizin alanınız başta olmak üzere daha iyi çalışmaya gayret edecek” dedi.

Akın: “Reçetemizi oluşturduk”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, “Sektörle birlikte çalışmak için mücadele eden kardeşiniz olarak uzun zamandır yaşanan sorunların farkındayız. Çözüm önerilerini sizlerle, ortak akılla, bilinçle en iyi bilenlerle hazırladık. Dünya örneklerini göz önüne alarak yeşil dönüşümü odağımıza koyarak reçetemizi oluşturduk” ifadelerini kullandı.

“Kıtaları buluşturan bir fuar”
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı MAPEG Genel Müdür Yardımcısı Fatih Dumanlı ise yaptığı konuşmada Türkiye’nin doğal taş rezervinde söz sahibi ülkeler arasında yer aldığını ve giderek zenginleştiğini söyledi.
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Marble İzmir, kıtaları buluşturan bir etkinlik haline geldi. Fuar alanın hem kapalı hem açık alanlarına baktığımızda boş yer kalmadığını görüyoruz. 1995’te ilk kez düzenlendiğinde 70 milyon dolar olarak ihracat günümüzde 2 milyar doları aşmış durumda” dedi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Doğal taş ve mermerle dünya markası olmakta yolumuza devam ediyoruz. Zorlu ekonomik dönemin aşılmasında fuarların önemi açık” diye konuştu.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Egeli doğal taş ihracatçılarını gönülden kutluyorum. Dünya genelinde lider konuma gelmesi için ihracatçılar için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.

“Burada bulunmak çok kıymetli”     
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye İhracatçılar Meclisi Maden Sektör Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, “İzmir gibi tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir şehirde olmak çok kıymetli” ifadesini kullandı.
Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Emeklerinden dolayı başta Tunç Soyer’e ve emek veren tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
Denizli İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Memişoğlu, “Herkes Denizli’yi tekstil şehri olarak biliyor ama diğer sektörlerle de ihracat için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Türkiye Mermer, Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek, “Tunç Başkanıma deprem bölgesinde 30 firmamıza yüzde 20 indirim yaptılar ona da teşekkür ediyorum” dedi.
Açılışın ardından Başkan Tunç Soyer ile beraberindeki heyet, katılımcıları gezerek başarılı bir fuar diledi.

28. kez kapılarını açtı
Yerli ve yabancı ziyaretçi sayısıyla öncü olan Marble İzmir, geçen yıl 2 milyar dolarlık ihracat hedefini aşan doğal taş sektörüne yeni hedeflere ulaşması için katkı sağlayacak. Fuarda, tüm doğal taş firmaları Fuar İzmir’in kapalı hollerinde yer alırken C holünün büyük bir kısmı ile D holünün tamamı makine ve teknoloji firmalarına tahsis edildi. Blok mermer alanının büyüklüğü geçen yıla oranla artırılırken, işlenmiş doğal taş sergi alanı için de geçici bir kapalı alan oluşturuldu. Dünya doğal taş rezervinin yaklaşık 40’ına sahip Türkiye’nin dört bir yanındaki ocaklardan çıkarılan blok halindeki renk renk, çeşit çeşit doğal taşlar, fuar alanında yer alıyor. Fuarı, yerli ve yabancı 100 bine yakın kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri kapsamında 27 Nisan Perşembe günü başlayacak oy verme işlemleri için Sabiha Gökçen Havalimanı Gümrük Kapısı’nda sandıklar kuruldu.

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerine kısa süre kala gümrük kapılarında ve yurt dışı temsilciliklerinde oy kullanma işlemi yarın başlıyor. 

Cumhurbaşkanı seçimi ve 28. Dönem milletvekili genel seçimi için, adresi yurt dışına kayıtlı vatandaşların oy kullanabilmesi için Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki seçim sandıkları ve oy kullanma kabinlerinin kurulumu tamamlandı. 

Yurt dışı kayıtlı seçmenler, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda dış hatlar gelen ve giden yolcu alanları ile gelen yolcu katı kara tarafında kurulan toplam 8 sandıkta oy kullanabilecek.

Gümrük kapıları ve yurt dışı temsilciliklerinde 27 Nisan Perşembe günü saat 08.00’de başlayacak oy verme işlemleri 14 Mayıs Pazar saat 17.00’ye kadar devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çernobil Nükleer Felaketi’nin 37. yılında İzmir’in Çernobil’i olarak bilenen alanda açıklama yapan Başkan Arda, “Alanın temizlenmesi için çok mücadele ettik ama hiçbir şey yapmadılar. CHP iktidarında, bu alanı biz temizleyeceğiz” dedi.

Bundan tam 37 yıl önce bugün Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen kaza insanlık tarihinin en büyük çevre felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Çernobil Nükleer Santrali’nin dördüncü reaktöründe yaşanan patlama sonucu çevreye, 1945’te Hiroşima’ya atılan atom bombasının 50 katı miktarında radyasyon yayıldı. Kaza sonucu çevreye yayılan ve etkileri nesiller boyu devam eden radyasyondan milyonlarca insan, birçok canlı türü ve doğa etkilendi. Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Çernobil felaketinin yıl dönümünde CHP İzmir Milletvekili Adayı Helil Kınay, belediye meclis üyeleri ve belediye başkan yardımcılarıyla birlikte basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada Emrez Mahallesi’ndeki “İzmir’in Çernobil”i olarak bilinen nükleer atıklara dikkat çekildi. Açıklamada eski kurşun fabrikasının 70 dönümlük arazisinde gömülü olan ve yaklaşık 500 bin ton olduğu tahmin edilen radyoaktif atıkların, normal değerin 7 bin 291 katı oranında radyasyon yaydığına ve 16 yıldır temizlenmediğine vurgu yapıldı.

“16 yıldır hiç bir şey yapmadılar”
Atıkların temizlenmesi için Duran Adam eylemi yaparak konuyu ülkenin gündemine taşıyan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, “Bugün Çernobil’in 37’nci yıl dönümü ve bilim insanları, aradan geçen 37 yıla rağmen o bölgede tehlikenin hala devam ettiğini söylüyor. Hal böyleyken, bizim bildiğimiz kadarıyla 16 yıllık bir geçmişi olan buradaki nükleer atıklarla ilgili bugüne kadar yetkililer hiçbir şey yapmadı. Tedirginiz ve bunu başından beri söylüyoruz. Bu bölgedeki insanlar; ölü doğumlardan sakat doğumlara, kansere kadar birçok hastalığa maruz kalıyor. Başından beri, yetkililere yönelik olumlu bir dil kullanarak bu mücadeleyi sürdürdük. 13 Ocak’ta yine buradaydık, sesimizi yükselttik, hükümete çağrıda bulunduk; ‘Masum bir isteğimiz var; burayı temizleyin’ dedik. 13 Ocak’ta geldiğimizde burada EKOVAR isimli bir firma vardı, çok umutlanmıştık. Şu anda da bölgede o firmanın güvenlik görevlileri var ama iş makinelerinin burada olmadığını ve o günden bugüne hiçbir şey yapılmadığını gördük. Anlıyorum ki; bizim gazımızı almak için, verdiğimiz mücadelenin önünü kesmek ve bizim sesimizi kısmak için bir girişim yapılmış. Şimdi öğreniyorum ki; yeni bir yönetmelik hazırlanıyor. Yeni yönetmelik hazırlanıyorsa bu şirket burada ne arıyor? Bu şirket burada hangi koşullarda burası verildi? Tek isteğimiz var; bizi şeffaf bir şekilde bilgilendirin. Gaziemir’de yaşayan vatandaşlarımızın sağlığı ve geleceği bizi ilgilendiriyor. Bugüne kadar bu atıkların nereden nasıl getirildiğinin üzerine bile gitmemiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Ama az bir süre kaldı, 14 Mayıs’ta önümüzde bir seçim var ve bu seçimde bir karar vereceğiz. Ya bu düzen böyle gidecek ya da değişecek. İnşallah 15 Mayıs’tan itibaren Türkiye, aydınlık bir geleceğe uyanacak ve bu alandaki nükleer atıkların temizlenmesi CHP iktidarında bizlere nasip olacak” açıklamalarında bulundu.

“Nükleer yakıtı seçim müjdesi yaptılar”
Emrez mahallesindeki nükleer atıkların temizlenmesi için yıllarca mücadele verdiklerinin altını çizen CHP İzmir Milletvekili Adayı Helil Kınay, “37 yıl önce yaşanan Çernobil felaketinin yıl dönümünde en önemli görevimiz İzmir’in Çernobil’inde olmak. Avrupa ülkelerini etkileyen Çernobil felaketinin yanında İzmir’in Çernobil’inden bahsetmesek olmazdı. Bizde 16 yıldır İzmir’in Çernobil’ini yaşıyoruz. Nereden geldiği belli olmayan, kimin tarafından ve hangi yollarla getirildiği kamuoyundan saklanan nükleer atıklarla yaşadığımızı bir gazete haberiyle öğrendik. Bu haberi öğrendikten sonra 16 yıl boyunca burada defalarca açıklamalar yaptık, hukuki süreçler yürüttük. Yaşama, çevreye ve insana dair kaygısı olan herkesle beraber defalarca konuştuk, gündeme getirdik. Sözler verildi, çalışmalar yapıyoruz dendi, ama hiçbir şey yapmadılar. Ama bugün sadece etrafının bariyerlerle kapatıldığı atıklarla baş başa yaşadığımızın gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Ülkemiz buradaki nükleer atıkları çözememişken nükleer santral inşaatlarıyla koyu bir karanlığa doğru ilerletiliyor. Akkuyu’da yapılan santrale yarın nükleer yakıt getirileceği müjde olarak verildi. Bir seçim yatırımı olarak karşımıza sunulan bu nükleer yakıtın getirilmesi neyin müjdesi olduğunu soruyoruz. Bu santralde yaşanacak nükleer sızıntıyı nasıl çözeceklerini bilmiyoruz. Seçim müjdeleriyle hayatımıza getirilen her gerçek hayatımızdan, umudumuzdan çok fazlasına mal oldu. Gaziemir’deki nükleer atıkların bir an önce temizlenmesini ve sorumlularının kamuoyuyla paylaşılmasını istiyoruz” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Rönesans Holding’in “Malatya ve Adıyaman’da kurduğu konteyner kentleri 10 binden fazla depremzedeye çatı değil, yuva olacak 

Rönesans Holding ve birçok STK’nın da tüm gücüyle seferber olduğu konteyner kentlerde, depremzedelerin sadece barınma değil yaşama dair tüm sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarının da karşılanması amaçlanıyor. 

6 Şubat’ta 11 ilimizde meydana gelen depremlerin ardından depremzedeler için 2 bin kişilik gönüllü ekibiyle seferber olan Rönesans Holding’in İstanbul Başakşehir Belediyesi, Birleşim Mühendislik ve AFAD iş birliğiyle depremin hemen ardından Malatya ve Adıyaman’da yapımını tamamladığı ve 10 bini aşkın depremzedenin konaklayacağı konteyner kentlerde yaşam başladı.

Malatya’da 1.510 konteynerden oluşan Malatya Yaşam Kent’te üç adet sosyal tesis binası, dört adet kütüphane ve çalışma alanı, üç adet kadın merkezi, üç adet genç merkezi, bir adet danışmanlık merkezi, bir adet kreş, ve güvenlik, polis, AFAD, idari birimler,   çamaşırhane, mescit, sağlık ocağı, spor ve çocuk oyun alanları ve çardaklar bulunuyor. 

Anne, genç ve çocuk dostu yaşam kenti

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Malatya Valisi Hulusi Şahin, Malatya Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ve İlçe belediye başkanlarının katılımıyla açılışı gerçekleştirilen Malatya Yaşam Kent’te depremzedelere konteyner evleri teslim edilirken, açılış töreninde konuşan Rönesans Holding Başkanı Erman Ilıcak, “Malatya’da şimdiye kadar 1.510 konteyner temin ettik. 6 Mayıs’a kadar tamamlamış olacağız. İmece usulü bir araya geldik. Tek derdimiz vardı, yaraları sarmak ve bir nebze destek olmak. Malatya’mıza geçmiş olsun. Gidenleri geri getirmek mümkün değil, ama hep birlikte çalışarak Malatya’yı yeniden inşa edeceğiz” dedi. 

Adıyaman’la birlikte 10 bin depremzedeye güvenli ve konforlu yaşam alanı sunulacak 

Önümüzdeki süreçte depremzedelerin kalıcı konutlarına geçene kadar, en konforlu ve güvenilir şekilde yaşamlarını sürdürmelerini amaçlayan Rönesans Holding, bugün Malatya’da açılışını yaptığı konteyner kentin yanı sıra Adıyaman’da da 500 konteynerlik bir kenti depremzedelerin kullanımına sunmaya hazırlanıyor. Adıyaman ile birlikte toplam 10 bin depremzedeye güvenli bir yaşam alanı sunacak olan Rönesans Holding, geçici bir barınma merkezi değil, bir yaşam alanı kurmak için tüm imkanlarını seferber ediyor. Rönesans Holding, konteyner kentlerde kurduğu sosyal alanlarda; çocuklar ve gençler için özel mekanlar yaratılması, kadınların yeniden ekonomi ve sosyal hayata kazandırılması, yeni beceriler edinerek meslek sahibi olması ve tüm bu süreçte en iyi psikolojik desteği almaları için STK’ların desteğiyle hareket ediyor. 

2 bin kişilik gönüllü ekibiyle ilk günden bu yana sahada

Deprem felaketinin gerçekleştiği ilk günden bu yana 2 bin kişilik gönüllü ekibiyle sahada olan Rönesans Holding yaşanan yıkımın ardından hızlı bir şekilde arama kurtarma çalışmalarına katılarak 190 vatandaşın canlı bir şekilde enkazdan çıkarılmasında önemli rol oynamıştı.  Depremin ilk saatlerinde 147 iş makinesi ve ekipmanını bölgeye sevk eden Rönesans Holding, depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için hazırladığı 254 yardım tırını da bölgeye ulaştırdı. Deprem bölgelerinde kurulan mutfaklarla 1 milyonu aşkın öğün dağıtımı yapılırken, Malatya Erman Ilıcak Fen Lisesi ve bölgede yer alan şantiye kamp alanlarını ilk gün 2 bini aşkın depremzede için geçici barınma alanlarına dönüştürdü. Depremde, bölgede bulunan 200 projesinden hiçbirinin zarar görmediği Rönesans Holding’in sismik izolatör bulunan şehir hastane projeleri de bu süreçte hizmetlerine ara vermeden devam etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyük oyun firmalarının büyük ekiplerle hazırladığı AAA kalitesindeki oyunların yanında, daha küçük stüdyoların ve hatta bireylerin geliştirdiği bağımsız (indie) oyunlar, 2023’te de oyuncuları heyecanlandırıyor. Oyunfor da bir alışveriş haritası oluşturmak adına bu oyunları sizler için bir araya getirdi.

Bomb Rush Cyberfunk

18 Ağustos’ta PC ve Nintendo Switch sahipleriyle buluşacak olan Bomb Rush Cyberfunk için Dreamcast’in unutulmaz oyunlarından olan (ve çoktandır PC’de de deneyimleyebildiğiniz) Jet Set Radio’nun ruhani takipçisi diyebiliriz. Cel-shade grafikleri, patenin yanında kaykay ve bisiklet gibi ekstrem sporları da sunan oyun, eğlenceli müzikleriyle de kulağımızın pasını silecek gibi duruyor. Oyunun fragmanını izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Pacific Drive

Birçok oyunda zombilerden, yaratıklardan ve karanlık birçok düşmandan kaçmayı öğrendik. “Hayatta kalma” türü olarak bilinen bu oyunlara enteresan bir eklenti geliyor: Pacific Drive. PC ve PS5 için geliştirilen ve bu yıl içerisinde çıkması planlanan oyunda ıssız yerlerde araba sürerken peşimize takılan, niyeti hiç de iyi olmayan insanlardan kaçmaya çalışacağız. Adrenalinin tavan yapacağı oyunun heyecan verici fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

Cocoon

Limbo’nun ve Inside’ın baş oynanış tasarımcısı olan Jeppe Carlsen’in yeni oyunu Cocoon, yaratıcılığın sınırlarınız zorlayan oynanış mekaniğiyle heyecan yaratmayı başarıyor. PC’nin yanında Xbox Series X|S ve Nintendo Switch için de geliştirilen oyunda bir çeşit kanatlı yaratığı kontrol ediyor ve birbirinden fantastik bulmacaları çözerek ilerlemeye çalışıyoruz. Nasıl bir oyundan bahsedildiğini daha iyi anlamak için fragmanı mutlaka izleyin.

Dordogne

Aksiyondan ve hareketten uzak, anlatımı kuvvetli, sakin ve sanat eseri gibi gözüken sulu boya manzaralarıyla bezeli bir oyun yüzünüze bir gülümseme bırakıyorsa Dordogne’u takip listenize almalısınız. Bu yıl içerisinde PS4 ve Xbox One da dahil olmak üzere her türlü oyun sistemi için yayınlanacak olan oyun bir ailenin hikayesini konu alıyor ve 32 yaşındaki Mimi ile anneannesi arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Bu adresten fragmanı izleyerek oyun hakkında daha çok fikir sahibi olabilirsiniz.

Planet of Lana

El çizimi grafikleri ve etkileyici oynanışı ile ön plana çıkan Planet of Lana, sizi bir başka gezegende, bir çeşit kurtarma görevine yollayacak. İsimsiz düşmanların işgal ettiği bu gezegende bir yandan düşmanlarımızdan gizlenmeye, diğer yandan bulmacaları çözerek önümüzdeki yolu aydınlatmaya çalışacağız. Oynanışa dair birçok bilgi içeren bu fragmanı izleyerek kendinizi oyuna ısındırabilirsiniz. Henüz oyunun çıkış tarihi belli olmasa da bahar aylarında PC ve Xbox sistemleri için piyasada olacağı belirtiliyor.

A Highland Song

Evinden kaçıp İskoç halk müziği ezgileri eşliğinde büyülü bir yolculuğa çıkan Moira McKinnon’ın hikayesini anlatan A Highland Song, ritim tabanlı bir platform oyunu. Oldukça sağlam bir hikaye anlatımına sahip olacak oyun bizlere farklı yollar seçme ve hikayeyi değiştirme şansı sunacak. Bu yıl içerisinde PC ve Nintendo Switch için çıkması planlanan A Highland Song’un fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

The Alters

Listenin en büyük oyunlarından biri olan The Alters, klonlama teknolojisiyle kendi kopyalarını yaratan bir adamın diğer kopyalarıyla olan hikayesini konu alacak. Bir gezegende kapana kısılan kahramanımızın tam anlamıyla ne tür engellerle karşı karşıya kalacağını henüz bilmiyoruz ama fragmanını izledikten sonra bu oyunu listenize alacağınızdan emin olabilirsiniz. Bu yıl içerisinde çıkacak olan oyun sadece PC için geliştiriliyor.

Eternights

Listemizin son üyesi Japonya’dan! Anime stili görselliği ve Devil May Cry’ı anımsatan oynanışı ile dikkat çeken Eternights’ta, önceden insan olan birçok yaratığa karşı mücadele edeceğiz. Bir çeşit gün sistemi de olan oyunda hem Persona serisindeki gibi ekip arkadaşlarınızla ilişkilerinizi kontrol edecek, hem de onlarca farklı zindanda savaşacaksınız. PC, PS4 ve PS5 için geliştirilen oyunun yaz aylarında çıkması planlanıyor. Oyuna göz atmak için bu fragmanı izleyebilirsiniz.

Bu oyunlar için şimdiden para biriktirmeyi düşünürseniz, oyunfor üzerinden Steam Cüzdan Kodu satın alabileceğinizi de hatırlatalım.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Müzik, yaratıcılık ve teknolojiyi bir araya getiren Sónar Istanbul, 28-29-30 Nisan tarihlerinde %100 Müzik ana sponsorluğunda elektronik müzik dünyasının önde gelen DJ ve prodüktörlerini 7. kez Zorlu PSM sahnesine taşıyor. Sónar Istanbul’un tarihinde ilk kez üç güne yayılan programının tarih ve saat detayları açıklandı.

Bu yıl 28-30 Nisan tarihleri arasında ilk kez 3 güne yayılarak %100 Müzik ana sponsorluğunda Zorlu PSM’de gerçekleştirilecek, elektronik müzik sahnesinin en iyilerini buluşturacak Sónar Istanbul’un saatli programı açıklandı:

SónarClub by %100 Müzik 

28 Nisan 2023 – Cuma 

Max Cooper 3D AV – 20.00 – 21.15

Richie Hawtin – 21.30 – 23.15

VTSS – 23.15 – 00.45 

29 Nisan 2023 – Cumartesi 

Blawan – 19.45 – 21.15

Bicep ( Live ) – 21.30 – 23.00

Anna – 23.00 – 01.00 

30 Nisan 2023 – Pazar

Goose – 20.00 – 21.00 

David August ( DJ Set ) –  21.15 – 22.45

Maya Jane Coles – 22.55 – 00.25

KAS:ST – 00.35 – 02.05

SónarLab by Cupra

28 Nisan 2023 – Cuma 

TSHA ( DJ Set ) – 19.45 – 21.15

Sofia Kourtesis (DJ Set) – 21.30 – 23.00

Astra Club ( Carlita B2B DJ Tennis ) – 23.05 – 00.35

29 Nisan 2023 – Cumartesi 

Murat Uncuoğlu – 19.45 – 21.15 

objekt – 21.30 – 23.00

or:la – 23.15 – 00.45

SónarVillage by Maybelline

28 Nisan 2023 – Cuma 

Merve Baykal B2B Feyza Emir – 18.00 – 20.00

Moophy – 20.00 – 22.00 

Evrim de Evrim B2B Procombo – 22.00 – 00.00

29 Nisan 2023 – Cumartesi 

Ali Özel B2B MFY – 18.00 – 20.00

Ece Özel – 20.00 – 22.00 

Gaia Ekho – 22.00 – 00.00

30 Nisan 2023 – Pazar 

Sinemis ( Live) – 18.00 – 20.00 

İpek İpekçioğlu – 20.00 – 22.00 

Volkan Gündüz – 22.00 – 00.00 

SónarScreen by Converse

28 Nisan 2023 – Cuma 

Introversion by Karakter & Motus Lumina ( Live AV ) – 20.00 – 20.30

PortraitsbyTKO(LiveAV)–21.15 – 21.30

YASIN ARIBUGA & FOSIL LIVE AV 21.45 – 22.15

MTMRPHSS by Carbone Black & DI ( Live AV ) – 23.00 – 00.00

29 Nisan 2023 – Cumartesi 

KOI Failure ( Live AV ) – 19.30 – 20.00

Flow by Akkor & Onar ( Live AV ) – 21.15 – 21.30 

Granül ( Live AV ) – 22.15 – 22.30

No More by Amir Ahmadoğlu & Hiccup ( Live AV ) – 23.00 – 23.15 

SónarHall 

28 Nisan 2023 – Cuma 

Raw – 20.00 – 21.00

Tupac Martir : Haita – 21.15 – 22.15 

Clark ( Live ) – 22.40 – 00.10 

29 Nisan 2023 – Cumartesi 

Duality by Dirgen & Karisman – 20.00 – 20.45 

Synspecies – 21.15 – 22.15 

Lyra Pyramuk ( Echoluminescence )  – 22.40 – 23.50 

Bilet Fiyatları

Kombine – 6. Avantajlı Dönem / 1.540,00 TL

28 Nisan – Genel Satış 660,00 TL

29 Nisan – Genel Satış 660,00 TL

30 Nisan – Genel Satış 660,00 TL

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kemer Belediyesi Ülker-Orduvar Akman Kreş ve Gündüz Bakımevi’nde eğitim alan 160 öğrenci, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında bir gösteri yaptı.

Kemer Belediyesi Kültür Salonu’nda yapılan programa, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Emin Gül, Kemer İlçe Milli Eğitim Müdürü Semra Bekar, Kemer Belediyesi Meclis Üyeleri Mustafa Tıraş ile Recep Yılmaz, Kemer Belediyesi Çamyuva Mahalle Sorumlusu Özgür Şahin, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı.

Yaklaşık 1 saat süren program, saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Minik öğrenciler programda, öğretmenleriyle hazırladıkları gösterileri sundu. Giydikleri kostümler ve hazırladıkları sahne dekorları ile renkli görüntüler oluşturan minik öğrenciler, izleyenlerden büyük alkış topladı.

Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Emin Gül, program sonrası yaptığı açıklamada, geleceğin teminatı olan öğrencilerin öğretmenleriyle hazırladığı etkinliği çok beğendiğini belirterek, Kemer Belediyesi olarak öğrencilere sahip çıkmaya devam edeceklerini ifade etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı