Investing.com – ABD Başkanı Donald Trump, TIME mecmuasına verdiği röportajda, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in kendisini aradığını ve taraflar ortasında tarifelere yönelik bir mutabakat sağlanması için görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Fakat Trump, görüşmenin tarihi ya da konuşulan içeriğe dair bir ayrıntı vermedi. “Beni aradı. Bu onun zayıflığı manasına gelmiyor.” tabirini kullanan Trump, Çin tarafının görüşmeleri reddetmesine karşın kendi tezlerinde ısrarcı olduğunu belirtti.
Çin Dışişleri Bakanlığı, Trump’ın beyanını doğrudan yanıtlamadı lakin bu açıklama öncesinde Washington’u “kamuoyunu yanıltmaktan vazgeçmeye” çağırmıştı. Trump, tarifelere dair görüşmelerin üç-dört hafta içinde tamamlanacağını duyurdu. Bir yıl sonra ABD’nin hâlâ %50 gümrük tarifeleri uygulaması durumunda bunu “tam bir zafer” olarak değerlendireceğini belirtti.
Trump’ın dış siyaset gündemi: Ukrayna, İran ve Suudilerle yeni mutabakat arayışı
Röportajda sırf Çin ile ticaret konusu değil, dış siyasete yönelik tezli planlar da yer aldı. Rusya-Ukrayna savaşı kapsamında, Kırım’ın “Rusya’da kalacağını” açıkça belirten Trump, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin de bu durumu kabul ettiğini öne sürdü. Trump ayrıyeten, bu bölgenin uzun vakittir Rusya tarafından denetim edildiğini ve bu durumun kendi başkanlığından önceye dayandığını söyledi.
Orta Doğu barışı hususlarına da değinen Trump, birinci devrinde başlattığı Abraham Anlaşmaları’nın devam edeceğini ve Suudi Arabistan’ın da bu mutabakatlara katılacağını öngördü. ABD’nin İran’la da yeni bir mutabakat yapabileceğini lisana getiren Trump, İran ile yine diplomatik masaya oturulabileceği sinyalini verdi.
Trump’ın Fed üzerindeki baskısı yeni lider için zorluk yaratıyor
Öte yandan Lider Trump’ın, ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell ile ilgili gerginliğini sürdürüyor. Bu hafta Powell’ı “büyük bir kaybeden” olarak tanımlayan Trump, faiz oranlarının çabucak düşürülmemesinden ötürü duyduğu memnuniyetsizliği gizlemedi. Her ne kadar Powell’ın vazifeden alınmasına yönelik tehdidin geri çekildiği bildirisi verilse de, Trump’ın bu baskıları, misyon müddeti sonunda atanacak yeni lider için risk oluşturabilecek bir ortam yaratıyor.
Ekonomistler ve eski siyaset yapıcılar, Trump’ın bu müdahaleci tavrının, Fed’in bağımsızlık algısını zedeleyebileceğini belirtiyor. Tarifelere dayalı siyaset setlerinin kısa vadeli fiyat artışlarına yol açabileceğini, lakin uzun vadeli enflasyon yaratmasının düşük ihtimal olduğunu belirten Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller da, karar alma süreçlerinde iş gücü piyasasının desteklenmesi ismine siyasetlerin gerektiğinde gevşetilebileceğini işaret etti.
Tarifeler ekonomik büyümeyi tehdit ediyor, Çin’den yeni dayanak adımları gelebilir
Trump idaresinin agresif tarife siyasetleri, sadece ABD’de değil, öteki büyük ekonomiler üzerinde de baskı yaratmış durumda. Çin, ABD’nin yüksek tarifelerine karşılık olarak büyümeyi destekleyici yeni önlemler üzerinde çalıştığını duyurdu. Bu gelişmelerin bilhassa Asya piyasaları ve gelişmekte olan ülkeler üzerindeki tesirlerinin yakından izlenmesi gerektiği kaydediliyor.
Öte yandan, Rusya Merkez Bankası da bu global baskılar ortasında faiz oranını dördüncü toplantısında değiştirmeyerek sabit bıraktı. Bu görünüm, global ekonomik yönetişimdeki dengesizliklerin para siyaseti kanallarındaki farklı cevaplarla yansımasını sürdürdüğünü ortaya koyuyor. Lider Trump’ın ticaret stratejileri, sadece kısa vadeli ekonomik dinamikleri değil, tıpkı vakitte jeopolitik ilgileri ve merkez bankalarının siyaset esnekliğini de direkt etkiliyor.
