Dünya, en büyük hırsları kendileriyle başlayıp durmuş gibi görünen son derece zeki, etkileyici bir şekilde başarılı ve statüye duyarlı insanlarla doludur. Rutger Bregman için bu insanlar karşı konulmaz bir fırsatı temsil ediyor.
37 yaşındaki Bregman, dünyanın tipik olarak inanmaya yönlendirdiğimizden daha iyi olduğunu (çoğunlukla daha zengin, daha sağlıklı ve daha insancıl anlamına gelen) ve aynı zamanda kolayca ulaşacağımızdan daha iyi olduğunu savunan en çok satan kitaplar yazan Hollandalı bir tarihçidir. Küresel çekişme ve otoriter plutokrasinin bu günlerinde biraz kapalı geliyor, değil mi? Profesyonel bir iyimser olan Bregman bile, ilk iki kitabındaki argümanların – “Realistler için Ütopya: Ülkü dünyasını nasıl inşa edebiliriz” (insanlık: umutlu bir tarih ”(2020) – şimdi yayınlandıklarından daha az ikna edici bir şekilde toprak.
Ancak yeni kitabı “Ahlaki Hırs: Yeteneğinizi boşa harcamayı ve fark yaratmaya başlayın”, kişisel çıkarları sosyal iyiliğe yönlendirerek şu anki anı karşılama girişimidir. Daha önce bahsettiğim insanları-toplumun en parlak ve en ayrıcalıklı-, toplumun en zorlu sorunlarını çözmeyi amaçlayan çok daha heyecan verici ve hatta kendi kendini saldırganlaştırıcı iş lehine anlamsız ve içi boş (kazançlı da olsa) gördüklerinden uzaklaştırmak için ikna etmeye çalışıyor. Bu aynı zamanda, kurucu olan bir kurucu olan, ahlaki hırs okulu olan – olumlu sosyal etki için bir tür inkübatör olan sürüş fikri.
Bununla birlikte, kilit bir soru, insanları kendi hedeflerini ve değerlerini – yani kendi yaşamlarını yeniden düşünmeye nasıl ikna etmeyi planladığıdır.
Rutger Bregman ile konuşmayı dinleyin
Tarihçi ve yazar, kazançlı işlerinden ve ahlaki açıdan hırslı işlere en iyi ve en parlak olanı elde etme görevinde.
Abone: Apple Podcasts | Spotify | YouTube | Amazon | Iheart | NYT Audio uygulaması
Yeni kitabınız Yetenekli, yüksek başarılı insanların neden enerjilerini daha ahlaki açıdan iddialı davranışlara yönlendirmesi gerektiğine dair bir argüman. Yazınızı ahlaki olarak hırslı olarak görüyor musunuz?Bakın, bu kitabı yazmamın nedeni kendimle hayal kırıklığına uğramamdı. Biraz erken bir orta yaş krizim vardı. Çoğunlukla bu alıntıda zaman geçiriyordum. diğerİnsanlar dünyayı daha iyi hale getirmek için gerçek işleri yapıyorlar. Ve geçmişin büyük ahlaki öncüleri – köleleştiriciler, suffragettes – hakkında yeni bir kitap üzerinde çalışıyordum ama biyografilerini incelerken, ahlaki kıskançlık olarak tanımladığım bu duyguyu yaşadım: Kenarlarda duruyorsunuz ve diliyorum, gosh, arenada olmak harika değil mi? Oyunda gerçekten ciltli olmak?
