Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Heyetinin olağan toplantısı gerçekleştirildi..
10.30’da başlayan Yüksek Divan Konseyi’nden öne çıkanlar şöyle:
Ali Koç: “Dostum olan futbolcuyken bize hizmet eden Bülent Hocamızın kendisine ve ailesine baş sıhhati diliyorum. Allah kimseyi evlatlarıyla sınamasın. Sevgili kızı, parıltılar içinde yatsın. Bu acının tek ilacı vakit. Evlat olunca geçmesi çok güç.
Mutluyduk, ruhsal avantaj elimizdeydi. 11 puandan 3 puana inmiştik. Kalan fikstürde inancımız bu puan farkının da kapanacağı istikametindeydi. Full motivasyonla bu toplantıya hazırlanıyorduk. Hafta sonu 5 karşılaşmamız vardı. Hepsi final etap tipleriydi. Bayan basketbolda şampiyon olduk.
“HAKLI OLARAK ÖFKELENDİNİZ”
Hiç kimsenin öngöremediği, beklemediği, ne yazık ki geçmiş yıllarda da, yalnızca bizim devrimizde değil, hiç beklenmedik rakiplere karşı hem de kendi stadımızda kaybettiğimiz puanlarla şampiyonluk bahtımızı sekteye uğrattık. Haklı olarak bir anda bütün topluluğun haleti ruhiyesi değişti, karamsarlaştı. Çok üzüldük. Birçoğunuz haklı olarak öfkelendiniz.
Bizler de birebir derece üzgün durumdayız. Bizim üzülüp şikayet etme lüksümüz yok. Bu meşakkatleri gidermek zorundayız. Yaşadığınız hayal kırıklıkları çok çok güzel biliyoruz. Biz de, yönetim kurulu da tıpkı hisleri yaşıyoruz.
“İZAHATI SON DERECE ZOR”
İzahatı son derece sıkıntı bir beraberlikle geldiğimiz nokta, maalesef geldiğimiz nokta bizi çok dezavantajlı bir duruma düştü. Sayılarla, tablolarla sizi ikna etmeyeceğim. Siz gönül koydunuz, ben de gönülden konuşacağım.
Bize sabreden, istikrardan yana olanlara teşekkür ediyorum. Geçen sene renkli, çetin, yeri geldi mi gergin bir kongre yaşadık. Bir kere daha Fenerbahçe demokrasisinin ne kadar kıymetli olduğunu herkese gösterdik. Bu kongrede topluluğumuz bizi 3 yıl için misyona getirdi. Topluluğumuzun uzun müddettir beklediği şampiyonluk hasretini gidermek için çok daha programlı ve deneyimlerle çalışmalarımızı kongreden evvel başlattık. Seçilelim, sonra bakalım demedik. O devirde seçilme garantimiz yoktu.
“KİM KAZANIRSA KAZANSIN GELECEKTİ”
Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı 5 teknik yöneticisinden biri olan, muvaffakiyetleri ortada olan Mourinho’yu hem lider sayın Aziz Yıldırım hem de biz istedik. Sonuç prestijiyle kim kazanırsa kazansın gelecekti. Topluluğumuz tarafından coşkuyla, sevinçle, umutla, motivasyonla karşılandı. Tüm dünyada yankı uyandıran bir transfer oldu.
“İSMAİL HOCAYI DA ELEŞTİREN BİR CAMİAYIZ”
Mourinho ile amacımız yalnızca bugünü değil geleceği de planlamak ve teknik açıdan istikrar sağlamaktı maksadımız. Sizin beğenmeme, eleştirme lüksünüz var. Biz de 99 puan alan İsmail Hoca’yı da eleştiren bir topluluğuz. Son yıllarda aldığımız puanlar, şampiyon olduğumuz yılların üstünde. Bu yıl da o denli olacak. Hocamızın istediği transferler ile sürece erken başladık.
Transfer planlamamızın birçoklarını yaz kampı başlamadan bitirdik. Bunun da maliyeti oluyor. Bu sefer de biraz değerliye olmakla birlikte planlamamızı yaptık. Çok daha yavuz bir planlama yaptık. Sonucunda Fenerbahçe tarihinin futbolcu açısından en bedelli takımını ve doğal olarak da en yüksek bütçeli grubunu kurduk. Kaliteli, tecrübeli, gayret gücü yüksek, hem Türkiye’de hem Avrupa’da kaliteli bir ekip kurduğumuzu düşünüyorduk. Spor kamuoyu da bunu tabir ediyordu.
“BAŞARISIZLIK VARSA SORUMLU BAŞKANDIR”
Ben hiç kimseyi mazeret göstermedim. Başarısızlık varsa, hayal kırıklığı varsa tek sorumlusu liderdir dedim. Bu sorumluluğu, yükü, hakaretleri, iftiraların altında ezilmedim, kimseyi de mazeret olarak kullanmadım. Bu da bu türlü devam edecektir.
Şunu söyleyebilirim; futbol yapılanması açısından bence ben ve arkadaşlarım, takdir sizlerindir, elimizden gelenin, elimizdeki maddi güçle yapabileceğimizin en uygununu yaptık. Futbol, planla ve hakikat takım mühendisliğiyle, büyük yatırımlarla değil çabayla, adaletle ve bazen de talihle yazılan bir öyküdür.
“AYNI ELEŞTİRİYİ BİZ DE YAPTIK”
Kayseri maçıyla ilgili demin bir tenkit yapıldı. 82. dakikada şöyle bu türlü yaptık diye. İnanın herhalde Fenerbahçeliyim diyenlerin yüzde 95’i, biz de dahil tıpkı eleştiriyi yaptık. Bazen futbolda aklın mantığın algılayamayacağı şeyler oluyor. İnişler çıkışlar olmasına karşın ekibimizi şampiyonluğun en güçlü adayı olarak pozisyonlandırdık.
Devre ortasında Fenerbahçe tarihinin en başarılı orta transferini geçirdik. Yatırımlarımızı artırdık. Talisca, Skriniar ve Diego Carlos’u aldık. Bize nazaran güçlü olan yapımızı daha da sağlam bir tabana oturttuk. Kalite, uğraş gücü açısından hakikat yolda olduğumuzun göstergesiydi. Yeri geldi hepimizi çıldırtacak kalitede futbol vardı ancak o maçları da kazandık.
“BU İSİMLER FUTBOLDAN SİLİNDİ”
Doğal ki ikincilik hiçbirimizi kesmiyor. Yıllardır daima yarışın içindeyiz, doruğa oynuyoruz lakin bir biçimde ikincilikle yetinmek zorunda kalıyoruz. Yalnızca alanda değil, sistemle de gayret etmeye devam ettik. Bu gayret yalnızca bizim için değil, tüm gruplar açısından yarar sağlayacak kazanımlar elde ettik.
Yıllarca bu sistem, bizden evvel de hakkımızı yedi, sesimizi kısmaya çalıştı, bu dönem çabamızı çatışmayla değil haklılıkla, hukukla uğraş ettik. Yıllarca değiştirilmeyen o yapı, çatırdamaya başladı. Kolay kolay yerlerinden edilmeyecek başta bir evvelki TFF başkanı, yönetim kurulu, özgül tartısı yüksek hakemler, gözlemcileri, TFF profesyonelleri ve şuralarda vazife yapan isimler futboldan silinmiştir.
“BU ÇABA DEĞERLİYE MAL OLDU”
Bu uğraş hem güç oldu hem değerliye mal oldu. Riyad konusu… Yalnızca bize yazıldı. Küçük bir örnek. TFF ile görüş ayrılığı, yeri geldiğinde çatışma olduğunda bir siyasi elimizden tutup TFF ile aramızı yapmaya çalışmadı. Yıllar sonra birinci kere bir derbiye yabancı hakem atandıysa, ligin ikinci yarısında yabancı VAR hakemleri atandıysa, sistemin mecbur kaldığı bir geri adımdır.
“BU YANLIŞLI BİR KARARDIR”
Yabancı hakemle devam edilmemesi kusurlu bir karardır. TFF’ye ilettik. Kamuoyu bunu satın almış, derbiden sonra kamuoyu hakemin ne kadar başarılı olduğu konuşulmuş, bu kritik maçta hakem konuşulmamış, Türk hakemler korunmuş. Bu hakemler uçağa binip gidiyor, yorumcuların ağzında ciklet olma durumu yok. Adam gördüğünü çalıyor.
Yeri geldi yabancı VAR’lar aleyhimize yanılgı yaptı, sesimizi çıkarmadık. Hakem kusur yapmaz diye bir şey yok, bizim için niyet değerliydi. Çok değerli bir milattı. TFF’nin bu kadardan dönmesine ne mana veremedik, ne anlayabildik, yanlışlı bulduk. Beşiktaş, Trabzonspor ve Samsunspor da yabancı hakem talep etti. Buna devam etmemek başımızda büyük soru işareti bıraktı.
“BU SENE ADİL FUTBOL İÇİN BİR MİLAT”
Bu dönem yaşananları adil futbol için bir milat olarak görüyoruz. Biz sadece kendi hakkımız için değil Türk futbolu için gayret ettik, etmeye devam edeceğiz. Bu süreç hiç kolay değil. Sizler için değeri harbiyesi olmayabilir. Bu gelecek için yapılan bir gayrettir. Uzun ve kuvvetli bir yoldur bu. Daha güçlü ve daha şuurlu, kararlı yapmaya devam edeceğiz.
“ALGILARLA LİDER DEĞİŞTİRMEYİZ!”
Uğruna gayret verdiğimiz adil rekabet iklimine daha yolumuz var. Bugün geldiğimiz noktada çok ağır bir sorumluluğun yüküyle karşınızda duruyoruz. Topluluğumuzun taleplerini daima dikkate aldık. İdare zaafiyet içerisinde algısını kabul etmediğimizi tabir etmek istiyorum.
Biz yönetim kurulu olarak misyonumuzun başındayız ve çabamıza devam edeceğiz! Fenerbahçemiz her krizde kongre tartışmalarına sürüklenecek, toplumsal medyadaki algılarla lider değiştirecek bir kurum değildir hiçbir vakit da olmamalıdır!
Eğer biz bu kapıyı açarsak öbür kulüpler de gördüğünüz Allah’a çok şükür biz de yaşanmıyor denen şeyler bizim kulübümüzde de yaşanacaktır.
“BİZ BU KAPIYI AÇARSAK…”
Bizim içimiz acımıyor mu! Bu kadar gayret, uğraş, savaş, kendi topluluğumuzun belirli yerleri tarafından hakaretler, iftiralar… En kolayı kâfi artık deyip gitmek. Aziz Lider da çok sağlam durdu. Biz bu kapıyı açarsak, kudretli Fenerbahçe idarelerini unutun derim size!
“AÇIN KAPIYI HERKES DUYSUN!”
Henüz yapacak işlerimiz var! Tamamlanacak yolumuz var. Çektiğimiz bütün cefanın, tüm badirenin, finansal açıdan 1-2 ay içerisinde üstesinden gelmeye, bundan ötürü değişik projeleri, apayrı…. Açın kapıyı duysun herkes! Açın kapıyı duysun herkes!
Yüzmüşüz ucuna gelmişiz, inanç oyu diyen itimat oyu desin, biz idareyle vazifeye devam edeceğiz kulübümüz için!
“FENERBAHÇE BAĞIMSIZ OLACAK”
Kulübümüze çağ atlatacak projeleri yarım bırakacak lüksün değiliz. Buraya getirene kadar canımız çıktı. Bu borç düzeyine inene kadar 1 kuruş pay satmadık. Kendi imkanlarımızla gemiyi yüzdürdük, mali bağımsızlık için büyük fedakarlıklar yaptık. Bir sonraki buluşmada, yeni tesisteki buluşmada, daima birlikte inşallah, Fenerbahçe Spor Kulübü kimseye muhtaç kalmayacaktır!
Üzüldük, yıprandık, hayal kırıklıkları yaşattık. İnancımızdan hiçbir şey kaybetmedik. 2 sene sonra ‘iyi ki bu adamlar tırsmadılar, kaçmadılar, kaldılar’ diyeceksiniz.
“GENÇLERE SESLENİYORUM”
Sosyal medyadaki gençlere sesleniyorum; dinamik bir ülkede yaşıyoruz. Gündem 1 gün sonra değişebiliyor. Bazen takip etmekte de kasvet yaşayabiliyoruz. Gençler, bilhassa toplumsal medyadaki gençler, Fenerbahçe için birilerine takviye vermek hakkınızdır. Takviye vereceğiniz şahısları âlâ inceleyin, yeterli tartın. Onların unsurlarını uygun anlayın. Sizden evvel de bir hayatları vardı. Ona nazaran karar verin.
“FUTBOL DIŞINDA TARTIŞACAK BİR ŞEY YOK”
İki gayemiz vardı; finansal bağımsızlık ve sportif muvaffakiyet. Bu projeleri anlattılar, Divan Konseyi’ni geçiştirmek için diyebilirsiniz. Ben size ne palavra söyledim ne günü kurtarmak için gündem değiştirmedim. Tahminen bir nebze o denli yapsaydık daha farklı şeyler olabilirdi lakin ilkesel duruşumuzdan taviz vermedik. Sportif muvaffakiyet dediğimizde, futbol dışında tartışacak bir şey yok.
İçeride dışarıda muvaffakiyetler elde ettik. Futbolda ise tabloyu değiştirmek için her şeyi yaptık. Şimdi istediğimiz gayelere ulaşamadık. Bu yılki futbol tasarruflarımız, yatırımlarımızla ilgili ‘şunu yanlış yaptınız’ dediğiniz şeyi duymak istiyorum, söyleyin. Fenerbahçe futbol tarihi açısından cesurca davranılan bir yıldı. Biz havlu atmadık. Biz gayrete devam edeceğiz.
Finansal bağımsızlık maksadımıza ulaştık. 7 senede en büyük mahcubiyetimiz futbol tarafı. Unutmayın ki bu düşünceli devirleri birinci kez yaşıyoruz. Öbür kulüpler yaşadı. Biz bu sene buhran devrinden kurtulmayı planlıyorduk. Kimileri mucizelere kaldı diyebilir, hakikat söylüyorsunuz.
“EYLÜL AYINDA BB’DEN ÇIKIŞI DUYURACAĞIZ”
En büyük gayemiz olan finansal bağımsızlık, en sessiz lakin en kuvvetli çabamızdı. Kulübümüzü ayakta tutan bu bahiste çok değerli bir eşiğe geldik. İnşallah yaz aylarında Fenerbahçe, finansal olarak kendi ayakları üzerinde duracak. Eylül ayındaki mali genel şurada Bankalar Birliği’nden çıkışımızı duyuracağız.
Niye kurtulmalıyız? 3 milyar 628 milyon TL, Bankalar Birliği muahedesinden sonra ödeme yapmışız. Kulübün bu kadar geliri buraya giderken, bu kulüp nasıl tarihin en büyük yatırımını yapıyor diye merak etmiş mi o arkadaşlar. 3 milyar 628 milyonun yalnızca 140 milyonu ana paraya gitti.
3.5 milyar faiz ödedik. Biz bu muahedeyi yaparken faizler yüzde 9.5’tu, değişken faiz yüzde 52’ye kadar çıktı, bugün yüzde 49.5. Biz bu işten çıkıyoruz, bu Fenerbahçe topluluğunun büyük bir zaferidir.
“ÖNÜMÜZDEKİ MAYIS BAŞLIYORUZ”
Önümüzdeki mayıs sonu (2026) başlayacağız yeni stadyuma. Gerekirse dönemin birinci yarısını öbür bir stadyumda oynayacağız. Hamdi Bey, 4 ay diyor, ben 6 ay diyorum. Ne olur olmaz. Bu türlü bir şeye sahip olmak için bu fedakarlığı yapmak zorundayız.
“PROJENİN MALİYET 60 MİLYON DOLAR”
Altyapı projemizin maliyeti 60 milyon dolar. Futbolu bir yere taşıyacağız, Dereağzı büsbütün futbol dışı branşlar için kullanılacak. Eskidi, yorgun. Faz faz, voleybol ile ilgili tesiste başlayacağız. 4-5 bin kişilik voleybol salonu da yapacağız.
“HOCA KONUSUNDA İSTİKRARDAN YANAYIZ”
Samandıra’ya gittim hocayla ve futbolcularla konuştum. Biz idare olarak ekibin başını dik tutarız, dayanak veririz. Kadroyu biz yapmadık, yapmayız. Futbolcularımıza inanıyoruz, destekliyoruz.
Hoca konusunda istikrardan yanayız. Jose Mourinho ile iki sene kontrat yaptık. Bunu da tabir etmek istiyorum.
“BİR DE HİSSEYİ BEN ALMIŞIM!”
Geçmiş idareler de pay sattı. Hisseyi biz satınca olay oluyor. Bir de hisseyi ben almışım! Yahu ben o denli bilinmeyen gizli bir işi, 60 bin üyesi olan, 30-35 milyon taraftarı olan Fenerbahçe’den bilinmeyen yapıp gece yatağa girince uyuyabileceğimi mi sanıyorsunuz!
Niye saklı yapayım! Madalyonun öbür yüzü, Trump’ın borsaları alt üst ettiği, ülke realitesinde iktisadın siyasetten negatif etkilendiği bir ortamda bu satışı yapmak, hem de Citybank üzerinden yaptılar demek bir yüzü, öbür yüzü paranoya… Biz bu pay satışını futbolcu transferi için yapmadık, kulübün geleceği için yaptık.
“ALİ KOÇ CUMHURBAŞKANINA GİDİNCE OLAY OLUYOR”
Her kulüp başkanı, Cumhurbaşkanıza gider. Ali Koç gidince olay! Topluluğumuzu şu bahiste tenkit ediyorum, bana değil Fenerbahçe liderine aşağılıkça lisan uzatanlara niçin reaksiyon vermiyorsunuz! Bırakacağım gün bunları anlatacağım, yıllardır içimde tutuyorum. Bu da gidişat değil. Kaç kulüp Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti, biz edince niçin sorun, soruyorum! Arazi işlerimiz var, vergi işlerimiz var, ecrimisiller var, Vakıflar ile var, Ulusal Emlak ile var.
“SONUNA KADAR DAYANIRIM”
Ben dayanırım! Sonuna kadar dayanırım! Her seferinde böylesini bulamazsınız. Aziz Başkan’a da son devirde nahoş taarruzlar yapılmıştı. Beğenseniz de beğenmeseniz de mevkiye hürmet duymak durumundasınız. Bizi kim yönetiyorsa desteklemek durumundayız. Ültimatomlar vermek burada, Fenerbahçe dinamiklerini bilmiyorsanız şöyle bu türlü olur demek… Ders alacağım bir şey varsa alırız, katılmıyorsam katılmıyorum derim.
“MOURINHO DA ÖĞRENİYOR”
Kim bilir, önümüzdeki haftalarda neler olacağını… Jose Mourinho’ya buraya birinci geldiğinde ‘Burası her yere benzemez’, aslında hiçbir yere benzemez. ‘Ne kadar büyük hoca olursan ol, bir evvelki Portekizli hocamız da tıpkı yanılgıyı yaptı, ülkeyi düzgün teşhis, bu sene ne olur bilmiyorum, seneye şampiyon olacağız. Bu sene şampiyon olursan art geriye şampiyon oluruz fakat bu ülke hiçbir yere benzemez’ dedim. O da öğreniyor.
Korksak, bu toplantıyı kapalı yapardık. Canlı yayınlamazdık. O denli toplumsal medyalardan… Bugün bir hashtag yapmışlar, yazanların birden fazla troll hesaplar. Siz tahminen yaş icabı, ben bile tam anlamıyorum nasıl bu işlerin toplumsal medyada döndüğünü… Kimse Fenerbahçe’yi toplumsal medyadan ele geçiremez.
“İPİNİ KOPARAN BU TÜRLÜ YAPIYOR”
Ben hayatımda ne bir gazeteyi, ne bir TV’yi aradım ne bir medya mensubuyla ilgili işvereninden talepte bulundum. Sipariş haber de yaptırmadık. Tahminen bize saldırmanın maliyeti olmadığı için ipini koparan bu türlü yapıyor.
“ÖZÜR DİLERİZ”
Genel şura daveti oldu, mutabık değiliz. 6 hafta, 18 puan var. Neyin ne olacağı belirli olmaz. Her halükarda vazifemizin başındayız. Bir sonraki buluşmamızda farklı bir havada farklı şeyleri konuşuyor olacağız. Sizlere yaşattığımız keder, hayal kırıklarını biz de yaşıyoruz. Onun için özür dileriz.
Futbol açısından elimizden gelenin en uygununu yaptık. Bu buhran devri bir yerde bitecek. İnşallah 6 hafta içinde bitecek. Bittiği vakit iş değişik yerlere gidecek.
Fenerbahçe Divan Kurulu Lideri Şekip Mosturoğlu: “Futbol grubumuz bizi hayal kırıklığına uğrattı. Şampiyonluk talihimiz mucizelere kaldı. Futbolda hayal kırıklığı yaşattığımız taraftarlarımız için daha sorumlu açıklamalar yapmalıyız. Fenerbahçe direniştir, isyandır. Fenerbahçeliler kaybetmeyi asla kabullenmez.
Bugün yapılan toplantı tarihi ehemmiyet taşımaktadır. Tarih, bugün burada konuşulanları yazacaktır. Bugün ortaya koyacağımız güçlü irade, Fenerbahçe’yi futbolda hak ettiği eski parlak günlerine kavuşturacaktır.”
Fenerbahçe Genel Sekreteri Burak Kızılhan: “Göreve geldiğimiz birinci günden beri, liderimiz Ali Koç’un önderliğinde Fenerbahçe’nin her kuruşuna sahip çıktı. Ülkemizde şiddetli mali tablolar içerisinde geleceğimiz için pek çok adım attık ve atmaya devam ediyoruz.
11 Nisan’daki pay satışı ile ilgili yorumları dikkatle takip ettik. Fenerbahçe’nin ekonomik yapısını güçlü kılmak ve atılan adımların gerisindeki gerçekleri sizlerle açık ve net biçimde paylaşmak istiyoruz. Mevzuyla ilgili ayrıntıları Erol Bilecik, sizlere sunacak.
Önümüzdeki dönem erkek futbol grubumuzun forma sponsorluk gelirini döviz üzerinden %50 arttırmış olacağız. Bir sonraki Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’nda ayrıntılı bilgileri paylaşmayı ümit ediyoruz.”
Erol Bilecik: “Bütün mali işler hakkında, kısa ve öz bir bilgilendirmeye yapacağım. Güzel haberlerim var.
Klasik mali genel konsey takvimine yönelik sizi bilgilendirmek isterim. Bütün spor kulüplerinin mali genel tablolarının son periyodu 31 mayıs olacaktır. Bu 9 aylık süreçte 10,5 milyar TL’lik gelirimiz yaklaşık 11 milyar TL’lik sarfiyatımız mevcut. 3. çeyrek sonunu 815 milyon Türk lirası karla kapattık. Bilanço büyüklüğümüz 260-270 milyon euro civarında.
Yıllık da 350-375 milyon euro toplam bilançoyu yönetiyoruz. 10 Haziran 2021 ile 1 Şubat 2021 ortasında 640 milyon euro’luk borç 310 milyon euro’ya gelmişti. 228 milyon euro borç bugüne kadar azaltıldı, 82 milyon euro borcumuz kaldı. Bunun kulübümüze getirmiş olduğu 122.000 euroluk bir faiz yükü mevcut. Bugün prestijiyle hem ana para hem de faizlerle birlikte 84,6 milyon euro’luk bir borcumuz bulunuyor.
İddialı bir şey söyleyeceğim: Bu çalışmaların hepsinde 2025-26 dönem açılış öncesinde Fenerbahçe’nin mali bağımsızlığı hedefliyoruz.
Fenerbahçe’de kulübün paya sahip olma oranı %62,3 Galatasaray’da %60, Beşiktaş’ın %51, Trabzonspor’un %51’dir. Bu bahiste en rahat olan topluluk biziz.
Bu pay satışıyla birlikte liderimizin ifade ettiği Bankalar Birliği Mutabakatı’ndan çıkmaya bir adım daha yaklaşmış olduk.
Fenerbahçe’nin kimseye satılık olmadığını bir sefer daha belirtmek isterim. Fenerbahçe’yi denetimli olarak satın almaya kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecektir! Fenerbahçe’nin piyasa değerlemesine baktığınızda, tüm kulüplerin üzerinde olduğunu memnuniyetle paylaşıyorum.
Sermaye piyasası kuralları gereği, %5’in altında pay yatırımı yapan yatırımcıların kimlikleri açıklanmaz. Bunun üzerine spekülasyon yaratanlar, Fenerbahçe’nin bu değerli adımı gölgelemeye çalışmaktadır.”
Fenerbahçe Asbaşkanı Hamdi Akın: “Maltepe yerinde Fenerbahçe’nin futbol akademisi tesisleri yapılması planlanmış. O mevzuyla ilgili çalışmaya başladık.
Futbol akademisi içerisinde 7 farklı futbol alanı bulunacak. Aşağı üst maliyeti 50 ila 65 milyon euro aralığında bir maliyete sebep olacak. En kısa müddette burayı bitirmeye çalışacağız.
Kenan Cihan Lisesi toprağının bütün haklarını aldık. Biz seçildiğimiz vakit bizim değildi. 30 yıllık bir müddetliğine bu arazi bizim. Oraya bir proje yapabilme hakkını elde ettik. Buradan Fenerbahçe önemli bir gelir elde edebilir.
2026 Nisan’da başlamayı düşünüyoruz. Karayolları’ndan, İBB’den, Çevre Bakanlığı ve Spor Bakanlığı’ndan tüm müsaadeleri almamız gerekiyor. Gençlik ve Spor Bakanı Bey sonuna kadar destekleyeceklerini söyledi. Nisan ayında başlayıp 4-5 aya gereksinimimiz var. Çelik konstrüksiyon dışarıda başlayacak. Bir yerde depolanacak. Krikolarla çatı kalktıktan sonra pat diye onları monte edeceğiz. 4 ay üzere görünecek fakat 1-1.5 sene sürecek. Montajı 4 ay sürecek.”
Stadyum mühellifi Halit Levent Akbaş: “Seyirci sayısını artırabilmemiz için, kale gerilerine ek yapmak istiyoruz, bunu yapabilmek için çatıyı havaya kaldırmamız gerekiyor. Çatıyı sökmeyeceğiz, mevranları sökeceğiz.
Çatı kirişlerinin bir biçimde yükseltilmesi gerekiyordu. Sökmek ve tekrar yerine koymak çok mümkün değil. Kriko sistemiyle her bir kulenin üzerinden 6 metre üst kaldıracağız. Bunu yapmadan evvel de mevranları sökeceğiz.”
Fenerbahçe’nin konsolide borcunun 28 Şubat 2025 prestijiyle borç ve yükümlülükleri toplamı 19 milyar 206 milyon TL (508 milyon euro) olduğu açıklandı.
Fenerbahçe’nin 1 Haziran 2024 – 28 Şubat 2025 tarihi prestijiyle periyot karının 815 milyon TL olduğu açıklandı.
Fenerbahçe’de amatör şubelerin 1 Haziran 2024 – 28 Şubat 2025 ortası toplam gelirinin 1.189 milyar, masrafının 1.672 milyar TL olduğu açıklandı.
Hakan Bilal Kutlualp: “Muhalefet, muhalif, insanların kulağına hoş gelen bir laf değil. Hava bozuk olur, kar yağar, hava muhalefeti denir. Bu Arapça’dan geçmiş bize, zıt demek, zıt demek. İdarenin iktidar olduğu, muhalefetin denetim olduğu bir şey; muhalefet, demokrasilerde gereklidir ve yasaldır. Fenerbahçe’nin asaletine uygun formda devam ediyoruz. Eleştirenleri hürmetle dinleyeceğimize inanıyorum. Bizim Fenerbahçeliler olarak paylaşamayacağımız şey yok, paylaşacağımız çok şampiyonluklarımız var.”
Bu son 7 yılı eleştirip insanları bir daha üzmek, kırmak niyetinde değilim. Herkes her şeyi biliyor. Futbol o denli bir şey ki niyetler üzerinden bedellendirilen bir şey değil. Büyük bir tutku. Lakin, maalesef sonuçlar üzerinden bedellendirilen bir olgudur bu. Ben gelecekte neler yapmalıyız diye konuşmak istiyorum. Kritik bir noktadayız. Sebeplerini biliyoruz, neden bunlar oldu tüm topluluğumuz biliyor, yapılan haksızlıkları biliyoruz. Yüreğimizde hissediyor yaşıyoruz. Bizim rakibimizle aramızdaki şampiyonluk farkı, maalesef 6’ya çıkma tehlikesi taşıyor, şu anda 5 şampiyonluk farkımız var.
Beşinci yıldızı takma üzere bir travmayla karşı karşıya kalabiliriz. Biz 3. yıldızdayız, Fenerbahçe topluluğunun bu travmayı kolay kolay kaldırabileceini düşünmüyorum. Bu sevgimizi azaltır mı kalbimizde, hayır. 3 tane küçük oğlum var ellerinizden öper, ortanca 3. golü yiyince ağladı. Kızdı, formasını çıkardı. ‘Ben Fenerbahçe’yi tutmayacağım’ diyor. Fenerbahçe sevgisinin farklı olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Okulda falan onlara mobbing de uygulanıyor.
Bunlar beşinci yıldızı takarsa… Yapıyı da görünce takacaklar üzere görünüyor. Yapı var mı, tabanına kadar var. Dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak. Yapıyı çocuğa anlatamıyorum, ‘nedir baba o’ diyor. İstatistiklere bakınca, 2018 ve gerisindeki 98’e kadar olan 20 yıllık istatistikte biz 6 defa şampiyon olmuşuz. Biz 20 sene gerideyiz, büyük bir kasvet var ya da 6 sene üst üste şampiyon olmalıyız. Hiçbir şey imkansız değil.
11 yıl şampiyonsuzluk makus. 4 sene Aziz Bey, 6 yılı şimdiki idare. Bizim bu büyüyen, bu dinamik topluluğa her dikilen gömlek dar gelmeye başlıyor. Topluluğun büyüklüğünü ve gücünü gösteren bir şey bu. Tüzükte önümüzdeki devirde kimi değişiklikler olmalı. Tüzükte başkanlığı iki devirle sınırlayalım. Bu toplulukta Faruk Ilgazlar, Aziz Yıldırımlar, Ali Koçlar…
Başkan, yönetici çıkarma potansiyelimiz çoktur. Yeni insanlara fırsat vermek, yöneticiler ve liderler yetiştirmek lazım. İki periyot olursa, bu büyüklük neyi talep eder, iki devir için seçilen liderin, birinci periyodunda şampiyon olamazsa yahut Avrupa’da şampiyon olamazsa ikinci periyoda aday olamama kriteri gelmeli.”
Bankalar Birliği’nden çıkma fikri hoş. Bu beladan bir an önce kurtuluruz. Fenerbahçe’nin mutsuzluğunun sebebi, tesis eksikliği değil. Bu tesisler lazım.
Niye bir aday çıkarmıyorsunuz kederi Sayın Başkan. Demokrasilerde sistem patinaj yaptığı vakit, bunun için enstrüman vardır, periyodunuzun ortası da olsa itimat oyuna gidersiniz. Aday yok diyordunuz, ben adayım! Önümüzde kazanılacak şampiyonluklarımız var.”
