Gün: 14 Nisan 2025

  • Günümüzde zayıflayan iki duygu utanç ve merhamet duygusu!

    Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dürtü kontrol bozukluğu konusunu değerlendirdi.

    Dürtü kontrol bozukluğu olanlar düşünceyi hemen eyleme döker

    Dürtü kontrol bozukluğunun, psikiyatri sınıflandırma sisteminde ana başlıklardan biri olduğunu dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dürtüsellik, kişinin dürtülerini, arzularını kontrol etme konusunda yaşadığı başarısızlıkları ifade eder. Her insanın aklına anlık düşünceler gelebilir. Ama dürtü kontrol bozukluğu olanlar düşünceyi hemen eyleme döker ve kontrolsüz şekilde hareket edebilirler.” dedi.

    Kleptomanide kişinin çalma dürtüsünü kontrol edemediğini, Piromani hastalarının yangın çıkarma isteğini engelleyemediğini, patlayıcı bozukluğu olan kişilerin, küçük bir engellenme karşısında orantısız ve aşırı tepkiler verebildiğini, Trikotillomani de ise kişinin sürekli saçlarını, kaşlarını veya kirpiklerini yolduğunu hatta deriyi kanatacak seviyeye getirdiğini anlatan Tarhan, “Adli vakalara da çok rastlanır. Birçok tecavüz, darp, cinayet gibi vahşi suçlarda arka planda dürtüsel davranışların yattığı biliniyor.” ifadesinde bulundu.

    Orantısız tepkiler vererek haklıyken bile haksız duruma düşebilirler

    Bu kişilerin hem kendilerine hem de başkalarına zarar verdiğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Kişi hem kendine hem de başkalarına zarar veren bir eylemi şiddetle gerçekleştirme arzusu duyar ve bu arzuya karşı koyamaz. Eylemleri planlı olabileceği gibi, çoğu zaman plansız gerçekleşir.” diye konuştu.

    Bu kişilerin, eylemden önce içlerinde ciddi bir sıkıntı, bunaltı ve agresyon hissettiklerini, eylemi gerçekleştirdikten sonra ise rahatladıklarını anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Bu rahatlama duygusu, eylemi devam ettirmelerine neden olur. Eylemden sonra suçluluk hisseden vakalar olduğu gibi, daha ileri vakalarda suçluluk hissetmeyenler de vardır. Bu dürtü kontrol bozuklukları, özellikle evlilikteki birçok sorunun arka planındaki temel sebep olabiliyor. Geçici bir fırtına esiyor. Bu fırtına estiği zaman aslında niyet zarar vermek ya da karşı tarafı incitmek değil, ama dürtüsellik nedeniyle herhangi bir şekilde engellendiklerinde ya da kafalarındaki kaygı giderilemediğinde, orantısız tepkiler vererek haklıyken bile haksız duruma düşebilirler.” şeklinde konuştu.

    Dürtüleri kontrol etmeyi çocuklar sonradan öğreniyor…

    Bu durumun çocuklarda doğal olarak var olduğunu, çünkü dürtüleri kontrol etmeyi çocukların sonradan öğrendiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

    “Aslında beynimizin ön bölgesinde orbit frontal korteks bulunur. Bu bölge, davranışlarımızın tekrarından sorumludur ve ‘Dur, yapmaya uygun/uygun değil, geçerli/geçerli değil’ diye karar veren beynimizdeki en önemli alandır. Obsesif Kompülsif Bozukluk da bu bölgedeki bozukluktan kaynaklanır. Çocuklarda beynin ön bölgesi daha olgunlaşmadığı için ayırt etmeyi yapamazlar. Mesela çocuk çarşıya, bakkala gitti ve kendisine ait olmayan bir şeyi para vermeden aldı ve geldi. Çocuk bunun ayıp, yasak, doğru olmadığını veya kuralları bilemez. Alıp gelir. Eve geldiği zaman ‘Bunu nasıl aldın, parasını verdin mi?’ diye sorulduğunda eğer baba ‘Aferin, açık göz oğlum benim, helal olsun’ derse o çocuk bu davranışı devam ettirir ve bir müddet sonra yasal sorunlar yaşamaya başlar. Ama baba, ‘Bak çocuğum, bunu almışsın ama parasını vermeyi unutmuşsun, hadi gidelim verelim’ deyip çocuğu götürüp ve elindeki parayı bakkala verdirtse, o zaman çocuk nerede duracağını, sınırları öğrenmiş olur. Nerede duracağını öğrenmiş olur çocuk. Sınırları öğrenmiş olur. Bu işte dürtü kontrol bu şekilde öğreniliyor. Dürtü kontrolü sağlayan en önemli duygu da utanç duygusudur.”

    Utanç duygusu çok zayıfladı!

    Utanç duygusunun çok zayıfladığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Utanç duygusu ve merhamet duygusu, gençler arasında bu çağda zayıflayan iki temel duygudur. Empati de aslında bizim kültürümüzde merhamet duygusu olarak ifade edilir. İşte bu duyguların zayıflaması dürtü kontrolünde büyük önem taşıyan utanç duygusunu da etkiliyor. Bilge kişiler bir olay karşısında “Allah mahcup etmesin” veya “Allah utandırmasın” derler. Neden? Çünkü o duygu, çocukları, gençleri ve insanları birçok kötülükten alıkoyuyor. Bu, başkasına zarar vermeme duyarlılığıdır.” dedi.

    Dürtü kontrol bozukluğunun bir kısmının kişilik bozukluklarından kaynaklanıyor

    Dürtü kontrol bozukluğunun bir kısmının kişilik bozukluklarından kaynaklandığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, şunları kaydetti:

    “Mesela B kümesi kişilik bozuklukları var. Antisosyal kişilik bozukluğu ve histerik kişilik bozukluğu gibi durumlarda dürtüsellik çok görülür. Bu kişiler suç davranışına yatkın ve beceriklidirler. Antisosyal kişilikler, kriminal tiplerdir. Onlarda dürtü kontrol bozukluğu sıklıkla bulunur. Çoğu zaman planlayarak yapmazlar ama hoşlarına gideni veya kendilerini engelleyen şeyi ezip geçerler. Diğer taraftan Borderline Kişilik Bozukluğu olarak bilinen sınır kişilik bozuklukları da vardır. Adından da anlaşılacağı gibi, bu kişiler davranış sınırlarını tam olarak geliştirememişlerdir. Bir günde dört mevsimi yaşarlar. Sabah nefret ettikleri bir şeyi akşam sevebilirler. Bir diğer dürtüsellik türü de kendine zarar verme davranışı içeren bozukluklardır. Ayrıca kompulsif alışveriş de görülebilir. Kişi alışveriş yapar, eve gelir fakat kolileri bile açmaz. Sadece alma eyleminin kendisi önemlidir, amaçsızca yapılır. Otizm spektrum bozukluğunda da dürtü kontrol sorunları ve kompulsif davranışlar sıkça görülür.”

    Narsistik özelliği olanlar tehdit olarak algıladıklarını yıkıp geçer

    Narsistik özelliklere sahip kişilerin genellikle dürtüselliklerini, kendilerine uymayan veya kendilerini onaylamayan kişileri tehdit olarak algılayarak gösterdiklerini de anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Bu tehdit olarak algıladıkları şeyleri yıkıp geçmeleri gerektiğine inanırlar ve öyle davranırlar. Bu da onların diğer zayıf yönlerinden biridir. Çoğu zaman ellerinde güç varken iyi gibi görünseler de güçlerini kaybettiklerinde yapayalnız kalırlar. Dürtü kontrol bozuklukları insan ilişkilerine büyük zarar verir.” dedi.

    Patolojik kumar oynamada bu durum çok yaygın

    Ajite depresyon ve bipolar bozuklukta da bu durumla karşılaşıldığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, şunları dile getirdi:

    “Duygu durum bozukluklarında kişiler duygularını yönetemediği için aşırı ve orantısız sevgi veya nefret gibi iniş çıkışlar yaşayabilirler. Bu bozuklukta kişi, kendi kişiliğine dışarıdan bir gözlemci gibi bakar ve kendisinin tam olarak farkında değildir. Patolojik kumar oynamada bu durum çok yaygındır. Şu anda siber kumar çok yaygınlaştı, ciddi bir sektör oluştu. İnternet ortamı, dürtü kontrol bozukluğunu tetikleyen elverişli ve ödüllendirici bir ortamdır. Kumar oynama eğilimi olan kişiler kolaylıkla patolojik kumara yönelebilirler. Cinsel kompulsiyonlar da benzer şekilde yaşanır. Kişi cinsel dürtülerini kontrol edemediği için birçok sorun yaşar ve bu durum adli vakalara dönüşebilir. Yeme bozukluklarından tıkanırcasına yeme bozukluğu da bir örnektir. Kişi sürekli yer ve ardından kendini kusturur ya da yediklerini yakmak için günde beş saat spor yapar. Bu da dürtü kontrol bozukluğu olarak karşılaştığımız vakalardandır.”

    Dürtü kontrol bozukluğu, tek başına bir rahatsızlık olarak nadiren görülüyor

    Her hastalığın içinde dürtü kontrol bozukluğu bulunabileceğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Eğer başat bulgu dürtü kontrol bozukluğu ise, kişi dürtü kontrol bozukluğu tanısı alır. Ancak genellikle diğer hastalıklarla bir bağlantısı muhakkak olur. Yani dürtü kontrol bozukluğu, tek başına bir rahatsızlık olarak nadiren görülür.” diye konuştu.

    Eğer kişi durumunun farkındaysa yüzde 50 oranında çözüm olduğunu, çünkü beynin davranışları, dürtüleri ve arzuları kontrol eden organ olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Nasıl midemiz sindirim organımızsa, beynimiz de duygu, düşünce ve davranışın organıdır. Beyindeki altyapı bozuksa nasihatin hiçbir faydası olmaz. ‘Yapma, kafana takma, senin her şeyin var, niye böyle yapıyorsun?’ gibi nasihatlerin hiçbir etkisi olmaz. Çünkü beyindeki nörolojik ve nörobiyolojik altyapı bozulmuştur. Kimyasal ve elektriksel iletimde sorunlar vardır. Önce bu altyapıyı düzelttikten sonra yüzde 50 yol alabiliriz. Ardından terapiyle devam ederiz.” şeklinde konuştu.

    Dikkat eksikliği olan kişiler dürtüseller…

    Eğer dürtü kontrol bozukluğu madde kullanımına bağlıysa, öncelikle madde kullanımını ortadan kaldırmadan bu bozukluğun düzeltilemeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Gerektiği durumlarda kişiler, 3 ila 6 ay rehabilitasyon merkezlerinde kalır, tedavi görür ve desteklenir. Kişi istemese ve bir süre sonra hastaneden çıksa bile, birkaç hafta içinde tekrar madde kullanmaya başlayabilir. Bu, dürtü kontrol bozukluğunun bir yansımasıdır. Kişi pişman olduğunu, kendine ve başkalarına zarar vereceğinin farkında olmasına rağmen engelleyemez. Sonradan pişman olsa da bu pişmanlığın bedelini ödemekten kaçınır. Ergenlik dönemi zaten dürtü kontrol bozukluğunun doğal olarak var olduğu, en fırtınalı dönemdir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun dört ana belirtisi vardır: Dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, dürtü kontrol bozukluğu ve davranış bozuklukları. Dürtü kontrol bozukluğu, bu dört ana belirtiden biridir. Dikkat eksikliği olan kişiler dürtüseldirler. Bu özellik de zaten beyindeki dopamin metabolizmasının yetersizliğinden kaynaklanır.” dedi.

    Dürtü kontrol bozukluğu, ergenlik çağında fark edilebilir

    “Ailelerin dürtü kontrol bozukluğu konusunda dikkat etmesi gereken en önemli şey, çocuk bir hata yaptığında, bir şeyi kırdığında veya döktüğünde pişmanlık duyup duymadığıdır.” diyen Prof. Dr. Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Eğer pişmanlık duyuyorsa, bu durum çocuğun pişmanlığı görmesi açısından yüzde 50’lik bir kazanımdır. Ailenin ‘Bunun tekrar olmaması için ne yapmamız lazım?’ şeklinde yaklaşması, çocuğun dürtü kontrol bozukluğu konusunda hayatta bir şeyler öğrenmesini sağlar. Öğrendiği bu şeyler, çocuğun olgunlaşma sürecine girmesine yardımcı olur. Dürtü kontrol bozukluğu, ergenlik çağında fark edilebilir ve tedavi edilmemiş olan durumlarda sonradan ortaya çıkar.”

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İnegöl Belediyesi Nöbetçi Kitaphanelerinin En’leri Ödüllerini Aldı

    İnegöl Belediyesi, Kütüphaneler Haftası etkinlikleri kapsamında 5 Nöbetçi Kitaphanenin En’lerini belirledi. “En Çok Kitap Okuyan” ve “En İyi Kullanıcı” seçilen gençler, ödüllerini Belediye Başkanı Alper Taban’dan aldı. Başkan Taban, ödül töreninde yeni kitaphanelerin de müjdelerini verdi.

     

    İnegöl Belediyesi’nin örnek projelerinden olan ve 30 bin aktif üye ile günlük 800 ila bin öğrencinin kullandığı Nöbetçi Kitaphanelerde Kütüphaneler Haftası etkinlikleri kapsamında artık geleneksel hale gelen Kitaphane En’lerinin Ödüllendirilmesi programı Cumartesi günü gerçekleştirildi. Yeni Yaşam Alanı ve Kent Meydanı içerisinde bulunan D Blok Nöbetçi Kitaphanede yapılan törende, Nöbetçi Kitaphanelerin “En Çok Kitap Okuyan” ve “En İyi Kullanıcı” ödüllerini almaya hak kazanan öğrencilere ödül takdimini Belediye Başkanı Alper Taban yaptı.

     

    BAŞKAN TABAN’DAN YENİ KİTAPHANELER MÜJDESİ

    Ödül töreninde kısa bir selamlama konuşması yapan Başkan Taban, yeni kitaphane müjdeleriyle öğrencileri mutlu etti. Başkan Taban, “Bu hafta Kütüphaneler Haftası kutlanıyor. Bizim de Kitaphanelerimizin artmasıyla ilgili hedeflerimiz var. Bu konuda özellikle öğrencilerimizin, gençlerimizin ve yetişkinlerimizin dikkatini çekebilmek adına bir dizi hedefler koyduk kendimize. İçinde bulunduğumuz bu dönemde şehrimizde yeni kitaphaneler açmak istiyoruz. Bu merkezlerimizi mahallelerimize yaymak, vatandaşlarımızın yaşam alanlarını yaklaştırmak istiyoruz. Bununla ilgili de önümüzde yeni çalışmalar var. Özellikle Akhisar, Yenice, Alanyurt bölgesinde yapacağımız kitaphane çalışmalarımız olacak” dedi.

     

    GENÇLERİMİZ MUTLU

    Merkezlere gelen gençleri gözlemlediğini ve mutlu olduklarını gördüğünü de ifade eden Başkan Taban, “Öncelikle onlara çok teşekkür ediyorum. Bu çalışma azmi, isteği, hedeflerine varma isteği bizim için çok değerli. Ailelerimiz için, bu şehrin yöneticisi olan bizler için ve ülkemiz için çok değerli. İnegöl Belediyesi olarak biz şunu fark ettik. Bu tarz hizmetleri vatandaşlarımızın, gençlerimizin önüne koyduğumuzda kullandıklarını, faydalandıklarını gördük. Hatta ve hatta daha fazlasının ihtiyaç olduğunu gördük. Bunun için inşallah bu hizmetlerimizi arttıracağız” diye konuştu.

     

    MERKEZLERDE AİLE ORTAMI KURULUYOR

    Belediye Başkanı Alper Taban, kitaphane personellerinin de seçimine özen gösterdiklerini vurgulayarak; “Kitaphanede görev yapacak personellerimizi seçerken özellikle bu alanda uzman isimleri tercih ediyoruz. Burada evlatlarımıza rehberlik edebilecek arkadaşlarımızı özel olarak seçiyoruz. Onlara da çok teşekkür ediyorum. Burada aynı zamanda bir aile huzuru kurmaya gayret ediyoruz. Gelen her öğrenciyi arkadaşlarımız aileden biri olarak karşılayıp ilgileniyor” açıklamalarında bulundu.

     

    NÖBETÇİ KİTAPHANELER ÖĞRENCİLERE DÜZEN KAZANDIRDI

    Ödül alan ve Nöbetçi Kitaphanelerden faydalanan öğrenciler de merkezler hakkındaki görüş ve düşüncelerini paylaştı. Serkan Özdemir isimli öğrenci, “Bu ödülü aldığım için kendimi çok mutlu hissediyorum” dedi. Ruken Askar isimli öğrenci ise “Nöbetçi Kitaphanenin bana kattığı çok şey var. Düzenli ders çalışabiliyorum. Sürekli geliyorum” diye konuştu. Kerem Özkan isimli öğrenci de “Kitaphaneye her zaman sıklıkla geliyorum. Burası bana düzen, mutluluk, arkadaş ortamı kazandırdı. Benim yapamadığım soruları burada arkadaşlarımın anlatmasıyla daha kolay kavrayabiliyorum” ifadelerinde bulundu.

     

    NÖBETÇİ KİTAPHANELERİN EN’LERİ

    Nöbetçi Kitaphanelerin bu yılki enleri ise şöyle sıralandı: Gençlik Merkezi Kitaphanede en çok kitap okuyan Burak Gök, en iyi kullanıcılar ise; Zeynep Dündar ile Devrim İdil. D Blok Kitaphanede en çok kitap okuyan öğrenciler; İlkokul kategorisinde Elif Güney, Ortaokulda Ahmet Yasin Aras ile lise ve üzeri Ruken Askar. En iyi kullanıcılar da İlkokulda Elif Güney, Ortaokulda Yusuf Gezici, lise ve üzeri Yasin Turan. Huzur Kitaphane en çok kitap okuyanlar; İlkokulda Çağran Şentürk, Ortaokulda Enes Özlük, lise ve üzeri Zeynep Çelik. En iyi kullanıcılar; İlkokulda Çağran Şentürk, Ortaokulda Asmin Durmuş, Lise ve üzeri Nursel Durmuş. Mesudiye Kanal İnegöl Kitaphanede en çok kitap okuyan; İlkokulda Muhammet Emir Taş, Ortaokulda Serkan Özdemir, Lise ve üzeri Sevda Yılmaz. En iyi kullanıcılar; İlkokulda Muhammet Emir Taş, Ortaokulda Bestami Er, Lise ve üzeri Cihat Çetinkaya. Konak Kitaphanede ise en iyi kullanıcı Semanur Küçük.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Doğal taşa hayat veren genç tasarımcılar ödüllerini aldı

    Türk doğal taşının vitrini Marble İzmir – 30. Uluslararası Doğal taş ve Teknolojileri Fuarı kapsamında bu yıl 7. kez düzenlenen Uluslararası Değişik Doğal taş Tasarım Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Doğal taşa tasarımla değer katan yarışmayla sektöre yeni yetenekler kazandırıldı.
     
    İzmir fuarcılığının gururu Marble İzmir – Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı 30. kez kapılarını açtı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından 9 – 12 Nisan 2025 tarihleri arasında Fuar İzmir’de düzenlenen Marble İzmir Uluslararası Doğal taş ve Teknolojileri Fuarı kapsamında yapılan 7. Uluslararası Değişik Doğal taş Tasarım Yarışması da ödül töreni ile sona erdi. Katma değeri yüksek ürünlerle Türk doğal taşının piyasa değerini artırmayı hedefleyen ve bu yıl ‘mobilya’ temasıyla düzenlenen yarışmada, genç yetenekler doğal taşlardan üretilen eşyalar tasarladı. Akademisyenlerden tasarımcılara ve sektör profesyonellerine kadar birçok önemli ismin yer aldığı jüri tarafından tasarımcı adaylarının doğal taş kullanarak oluşturdukları 892 proje arasından 25 proje finale kalarak üretildi. Fuarın ilk gününde kazananlara ödülleri verildi. Birbirinden farklı tasarımla hayata geçirilen ve fuarda sergilenen eserler büyük ilgi gördü.
     
    “Gençleri teşvik etmeliyiz”
    Yarışma Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Selçuk Demirci, “Amacımız Türkiye’nin doğal taşına değer katmak, ağırlıkça değil tasarımca ön plana çıkan projeler hayata geçirmek. Bunun için yaklaşık 40 üniversite gezisi yaptık. Şimdi meyvelerini de burada görüyoruz. İZFAŞ’ın tüm ekibine teşekkür ediyorum. Genç tasarımcıları ne kadar ön plana çıkarıp onlara destek olursak, doğal taşımız daha çok değer kazanacak ve satışı artacak” dedi.
     
    İlk üçe girene para ödülü
    Kazananlar, ödül töreninden 20 dakika önce belli oldu. Yarışan 25 tasarım ürün arasından “Birinci, İkinci ve Üçüncü” seçildi. Yarışmada birinci, FİDES projesiyle Nisa Nur Gülmez ve Zeynep Bakırcı oldu. Gülmez ve Bakırcı Nevşehir’in tarihi Kaymaklı bölgesinden ilham alarak, Kaymaklı’nın özgün ve organik yapısını yansıtan bir form oluşturdu ve bu formu modern, işlevsel kent mobilyasına dönüştürdü.  Birinciler 150 bin liralık ödülü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan verdi. İkinci saat dilimlerinden ilham alarak, çeyrek, yarım ve tam saatlerin zamanı somutlaştırdığı 3 parçalık sehpadan oluşan Tempora projesiyle Sıla Çelik, 100 bin liralık ödülün sahibi oldu. Ödülü İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu verdi. Yarışmada üçüncülük ödülünü ise PD adını verdikleri çeşitli doğal taşların katmanlarından oluşan komodin projesiyle Karolina Kubala ve Maria Jaworska aldı. 50 bin liralık ödülü, Tüm Mermer, Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek verdi.
     
    Özel ödüller dağıtıldı 
    Ege Maden İhracatçıları Birliği Yurt Dışı Fuar Katılım Ödülü’nü, Velo adlı projesiyle Doğa Çeşme aldı. Tatil Ödülü’nün birini Sonsuz adlı projesiyle Ayşenaz Yazıcı ve Gözde Gündoğdu aldı. Diğerini ise Marblok projesiyle Tuğçe Sevcan Gördün ve Muhammet Taha Yılmaz kazandı.  Üniversite Özel Ödülü’nü Gazi Üniversitesi aldı. Yarışmada firma özel ödülleri de dağıtıldı.
     
    17 firma üretim süreci için destek verdi
    Yurt dışı başvurularıyla uluslararası boyut kazanan yarışmaya, bu yıl Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin yanı sıra 12 ülkeden 66 üniversitenin 892 öğrencisi başvurdu. 25 proje; Alimoğlu Afyon, Alimoğlu İzmir Mermer&Granit, Başaranlar, Ebla Stone, Ege Anti Mermer, Çizgi Mermer, Golder, Goldmer, Gürmas Gürel, İz Granit, Kar Maden, Laodikya, Marble Shop, Mercan Tasarım, Megamer, Naçev ve Sirmersan firmaları tarafından üretildi.

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Çerçioğlu’nun Memur Adaylarına Destekleri Devam Ediyor

    Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla hayata geçirilen çalışmalar devam ediyor.

     

    Başkan Çerçioğlu, Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) hazırlanan memur adaylarının da yanında olmayı sürdürüyor. Bugüne kadar binlerce memur adayının katıldığı KPSS hazırlık kursları tamamıyla ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor.

     

    Büyükşehir Belediyesi’nin uzman kadrosu tarafından gerçekleştirilen KPSS hazırlık kursları kapsamında memur adaylarına genel yetenek ve genel kültür alanlarında dersler veriliyor. Türkçe, matematik, coğrafya, tarih ve vatandaşlık derslerinin yanında öğrencilere soru çözme teknikleri ve sınav esnasında dikkat etmeleri gereken durumlar hakkında da bilgi veriliyor. Ayrıca, kurs süreci boyunca deneme sınavları da düzenleniyor.

     

    Başkan Çerçioğlu: Öğrencilerimiz için çalışmalarımız devam edecek

     

    Büyükşehir Belediyesi tarafından eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen proje ve hizmetlerin devam edeceğini belirten Başkan Çerçioğlu, “Büyükşehir Belediyemizin eğitimde öncü olan proje ve hizmetleri devam ediyor. Çalışmalarımız ile öğrencilerimizin eğitim hayatları boyunca yanlarında oluyoruz. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla 17 ilçemizin tamamında hayata geçirdiğimiz projelerimizi ve hizmetlerimizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

     

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Köy Enstitüleri Ayvalık’ta 3 Gün Boyunca Gündeme Taşındı

    Türkiye’nin en önemli eğitim ve aydınlanma modeli olarak bilinen Köy Enstitüleri, kuruluşunun 85’inci yılında Ayvalık Belediyesi’nin ev sahipliğinde, 3 gün boyunca, Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi’nde “Fikir ve Kültür Günleri” adı altında; eğitim, bilim ve sanat başlıkları ile gündeme taşındı. Öğretmen, gazeteci ve yazar Dursun Akçam anısına ithaf edilen ve 13 Nisan akşamına kadar süren “Fikir ve Kültür Günleri”  bu yıl da Ayvalıklıların büyük ilgi odağı oldu

    5.Ayvalık Köy Enstitüleri Fikir ve Kültür Günleri’nin ilk gününde Pelin Batu ve Haluk Çetin “Şiir, Müzik, Öykü Dinletisi” büyük bir ilgi gördü. Pelin Batu okuduğu şiirleriyle, Haluk Çetin ise birbirinden değerli bestecilerin şarkılarını seslendirerek büyük alkış aldı, konuklar büyük bir keyifle şarkılara eşlik etiler. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “Atölye Kültür Sanat organizasyonu ve belediyemizin ev sahipliğinde Eğitim, bilim, kültür, sanat ve edebiyat alanlarında 11-13 Nisan tarihlerinde arasında beşinci kez yine Ayvalık’ta gündem yarattık” dedi.

    “Köy Enstitüleri’nden Günümüze Milli Eğitim Politikamız” konulu panele katılacak olan gazeteci yazar Murat Ağırel, tehdit ve şantaj” suçlamasıyla gözaltına alınması ve adli kontrol şartıyla serbest kalmasına karşın, resmi yazışmaların tamamlanması nedeniyle panele katılım sağlayamaması burukluk yarattı.  CHP Çanakkale Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyon üyesi İsmet Güneşhan,  “Köy Enstitüleri’nden Günümüze Milli Eğitim Politikamız” konulu paneli tek başına üstlendi.  Güneşhan, Köy Enstitülerinin Türkiye eğitim sistemine katkılarıyla günümüzdeki Milli Eğitim politikaları arasındaki ilişkiyi değerlendirdi. Söyleşide; Köy Enstitüleri’nin kırsal bölgelerdeki eğitime erişimi artırma ve toplumsal kalkınmaya katkı sağlama gibi önemli rolü vurgulandı.

    Köy Enstitüleri Fikir ve Kültür Günleri’nin son gününde ise,  yazar, gazeteci, tiyatro eleştirmeni, Kültür-sanat, insan hakları, kadın sorunları gibi konuların yakın takipçisi gazeteci yazar Zeynep Oral ile Nesin Vakfı Yönetmeni ve Ressam Süleyman Cihangiroğlu’nun katılımıyla “Köy Enstitüleri’nin Kapatılmasının Kültür Dünyamıza Etkileri” adlı panel gerçekleştirildi. Nesin Vakfı Yönetmeni ve Ressam Süleyman Cihangiroğlu, Matematik Köyü’nün kuruluş sürecini anlatarak, çalışmaların Köy Enstitüsü benzeri bir konumda yürüdüğünü ve yılda 15 bin öğrencinin yararlandığını söyledi. Cihangiroğlu, öte yandan, 8 yıldır çalışmaları yürütülen Matematik Lisesi’nin kuruluşunun müjdesini de verdi.

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • GÜSOD üyesi şirketler 60 binin üzerinde istihdam sağlıyor

    Sektörün en eski ve öncü sivil toplum kuruluşu Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD), Türkiye’de özel güvenlik sektörüne ilişkin tüm tarafların ihtiyaç ve beklentilerini karşılamaya yönelik faaliyetlerine devam ediyor. Dernek bünyesinde yer alan özel güvenlik şirketlerinde ise 60 binin üzerinde özel güvenlik görevlisi istihdam ediliyor. GÜSOD Başkanı Turgay ŞAHAN, “Derneğimiz, özel güvenlik sektöründe yeni istihdam alanları yaratmaya yönelik çalışmalar yapmaya devam ederken sektör emekçileri olan özel güvenlik görevlilerinin özlük ve yan haklarında iyileştirmeler yapılması konusunda kamu otoriteleri nezdinde girişimlerde bulunuyor. Üyelerimiz, karmaşık güvenlik ihtiyaçlarına sahip stratejik lokasyonlarda; son teknoloji kamera sistemleri, video analitik yazılımları, x-ray, metal kapı dedektörleri, kişi sayaç yoğunluk tespit sistemleri, parmak izi tarayıcıları, yüz tanıma sistemleri ve iris tarama gibi biyometrik güvenlik çözümleriyle güvenlik hizmetlerini en üst seviyeye taşıyor. Teknoloji, sektörümüzün ayrılmaz bir parçası, bu sebeple; özel güvenlik hizmetlerinde yapay zekaya dayalı mühendislik faaliyetleri, yeni nesil güvenlik teknolojileriyle bütünleşmiş güvenlik uygulamalarının kullanımının teşviğine yönelik yasal düzenlemeler yapılarak, bu yönde kullanılacak teknolojilerin eğitimlere eklenmesi gerekmekte.” dedi.

     

    Özel güvenlik sektöründe sivil toplum kuruluşu olarak üstlendiği misyonu kararlılıkla sürdüren GÜSOD, sektörün gelişim sürecine destek sağlamak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve bu alandaki diğer sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliklerine devam ediyor. 

    Dernek bünyesinde faaliyet gösteren özel güvenlik şirketlerinde 60 binin üzerinde özel güvenlik görevlisi istihdam edildiğini açıklayan GÜSOD Başkanı Turgay ŞAHAN, “Derneğimiz, özel güvenlik sektöründe hizmet veren özel güvenlik görevlilerinin yüksek seviyede eğitim almaları ve sektör standartlarının yükseltilmesi konusunda çalışmalar yapmayı sürdürüyor. Diğer yandan, üye şirketlerimiz aracılığıyla teknolojik gelişmelerin özel güvenlik sektörüne entegrasyonunu sağlayacak çalışmalara katkıda bulunmaya da devam ediyoruz.” dedi.

    Üye şirketler son teknolojik gelişmeleri sektöre kazandırıyor

    GÜSOD üyesi şirketlerin son teknolojik gelişmeleri takip ettiklerinin altını çizen ŞAHAN, “Üye şirketlerimiz; karmaşık güvenlik ihtiyaçlarına sahip havalimanları, topluluklarla sağduyulu iletişim geliştirmenin önemli olduğu hastaneler ve insanların ihtiyaçlarını karşıladığı, sosyalleştiği AVM’ler gibi lokasyonlarda oldukça zor operasyonlara başarıyla imza atmaya devam ediyor. Üyelerimizin bu mekanlarda kullandıkları son teknoloji kamera sistemleri, video analitik yazılımları, x-ray, metal kapı dedektörleri, kişi sayaç ve yoğunluk tespit sistemlerinin güvenlik hizmetlerini en üst seviyeye taşıdığını söyleyebilirim. Üyelerimiz, ayrıca kullandıkları parmak izi tarayıcıları, yüz tanıma sistemleri ve iris tarama gibi biyometrik güvenlik çözümleriyle de fiziksel güvenliği artırıyor ve kimlik doğrulama süreçlerini güçlendiriyor. Önümüzdeki dönemde, sektördeki teknolojik donanımlarla birlikte özellikle yapay zekâ başta olmak üzere drone kullanımı ve biyometrik güvenlik sistemlerinin ön planda olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle de yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi teknolojilerin sektörümüzde daha fazla benimsenmesi gerekiyor.” açıklamasında bulundu.

    Daha etkin teknoloji kullanımı için özel güvenlik görevlilerinin nitelikli bir eğitimden geçmeleri gerekiyor

    Teknoloji kullanımının önemine dikkat çeken Turgay ŞAHAN, “Önümüzdeki yıllarda gelişmiş alarm ve algılama sistemleri, gürültü filtreleme yetenekleri, daha hassas sensörleri ve hızlı tepki süreleriyle öne çıkma potansiyeline sahip. Tüm bu faktörlerin üye şirketlerimiz aracılığıyla sektörümüzde ağırlıklı olarak kullanılmasıyla birlikte, daha etkili ve güçlü bir güvenlik altyapısı oluşturulacağına inanıyoruz. Ancak, bu teknolojik gelişmelerin başarıyla uygulanması için güvenlik profesyonellerinin eğitilmiş olmaları ve gizlilik konularına özen göstermeleri gerekiyor. Bu nedenle sektörümüzün en büyük kaynağı olan özel güvenlik görevlilerinin nitelikli bir hizmet verebilmeleri için alacakları eğitimlerin içine bu konuların da dahil edilmesi gerekiyor.” şeklinde sözlerini sürdürdü.

    GÜSOD üyeleri CoESS bünyesinde aktif olarak görev alıyor

    GÜSOD olarak 2000’den beri Confederation of European Security Services, CoESS Avrupa Güvenlik Hizmetleri Konfederasyonu’nun asli üyesi olduklarının ve ‘Maritime Security’ çalışma komitesinin kuruluşunda öncü rol üstlenerek bu komitede ilk başkanlık görevini yerine getirdiklerini açıklayan ŞAHAN, “CoESS, Avrupa özel güvenlik sektörünün en önemli sivil toplum kuruluşu olarak faaliyet göstermekte. Kurum, Avrupa Birliği ülkelerinde özel güvenlik sktörü faaliyetlerini ilgilendiren tüm alanlarda aktif rol oynamayı sürdürüyor.  Konfederasyon, Avrupa’da faaliyette bulunan 45.000’in üzerinde özel güvenlik şirketini temsil ediyor. Bu yapıya 18’i AB üyesi olmak üzere 23 ülke üye. CoESS üyesi şirketlerde çalışan özel güvenlik görevlisi sayısı 2 milyondan fazla, Avrupa özel güvenlik sektörünün yıllık cirosu ise 40 milyar Euro’ya ulaşmış durumda.” açıklamasında bulundu.

    Özel güvenlik sektörü işsizlik sorununun çözümüne katkıda bulunabilir

    Sektörel verilere de değinen Turgay ŞAHAN, “Ülkemizde; 548 eğitim kurumu, 361 belediye şirketi, 73 alarm izleme merkeziyle birlikte 100 bini aşkın yerde görev yapan 371 bin özel güvenlik görevlisi bulunuyor. Ülke genelinde 1.684 özel güvenlik şirketi ve 539 özel güvenlik eğitim kurumu faaliyette bulunmakta… Özel güvenlik sektörü 2024’te Avrupa’da 40 milyar Euro büyüklüğe erişti, bu hacmin 2025’te Türkiye’de 5 milyar Euro’ya ulaşması bekleniyor. Özel güvenlik sektörünün Türkiye’de hızla büyümesine rağmen bu alandaki istihdam açığı giderek artıyor. 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 750 bin kişinin özel güvenlik görevlisi kimliği sahibi olmasına rağmen aktif olarak 371 bin özel güvenlik görevlisi hizmet veriyor. Özel güvenlik sektörü Türkiye’de işsizlik sorununun çözümüne katkıda bulunabilecek bir potansiyele sahip. Bunun sağlanabilmesi için sektördeki çalışma şartlarının iyileştirilmesi, özlük hakları konusunda düzenlemeler yapılması ve maaşların düzenlenmesi gerekmekte…” dedi.

    GÜSOD, sektöre öncülük etmeye devam edecek

    ŞAHAN, “İçinde bulunduğumuz yıl ve sonrasında orta ve uzun vadede sektörümüzdeki gelişmeler hızla devam edecek. Bu sebeple özel güvenlik sektörü olarak yeni iş modellerine ve devamlılığına ihtiyaç duymaktayız. Bundan dolayı artık önceliğimiz; risk değerlendirmelerine ve kategorilerine göre hizmet anlayışı, daha çok bütünleşmiş hizmet modelleri, dijital dünyanın araçlarını kullanarak elektronik güvenlik hizmetleri, insan odaklı çalışmaya dayanan iş geliştirme modelleri ve daha çok yasal haklar… Tüm bunları yapabilmek için GÜSOD olarak stratejilerimizi sektöre öncülük edecek şekilde bir yol haritasıyla ortaya koymaya devam edeceğiz.” dedi.

     

     

    Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) hakkında: 

    GÜSOD; özel güvenlik sektörünün doğru çalışma ilkelerini ve asgari standartlarını oluşturmayı amaç edinmiş özel güvenlik şirketlerinin yöneticileri tarafından 25 Ekim 1994 tarihinde İstanbul’da kurulmuştur. Sektörün en eski ve öncü sivil toplum kuruluşudur. GÜSOD, bünyesindeki özel güvenlik şirketlerinde 60 binin üzerinde özel güvenlik görevlisi istihdam edilmektedir. Özel güvenlik sektöründe gerçekleşen cironun yüzde 25’i GÜSOD üyesi şirketlere aittir. GÜSOD; 2000 yılından bu yana Avrupa’da 23 ülkenin (bu ülkelerin 17’si AB üyesidir) üye olduğu Avrupa Güvenlik Hizmetleri Konfederasyonu’nun (Confederation of European Security Services (CoESS) asli üyesidir. GÜSOD; Konfederasyon bünyesinde aktif olarak faaliyetlerini sürdürmekte, ülkemizde sektör standartlarının gelişim sürecine katkı sağlamaktadır. GÜSOD üyeleri; Bantaş Nakit ve Kıymetli Mal Taşıma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Brink’s Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Çetin Grup, Desmer Güvenlik Hiz. Tic. A.Ş., G4S Güvenlik Hizmetleri A.Ş., ISS Proser Koruma ve Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Loomis Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Pronet Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Securitas Güvenlik Hizmetleri A.Ş., TAV Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş., Tepe Savunma ve Güv. Sis. Sanayi A.Ş.’dir.

     

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türkiye’de açık iş sayısı yüzde 4,1 arttı

    Türkiye’de açık iş sayısı yüzde 4,1 arttı

    ANKARA (İGFA) – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, İŞKUR tarafından hazırlanan 2025 Yılı Açık İş İstatistikleri Araştırması’nın birinci çeyrek sonuçlarını açıkladı.

    17-28 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmaya göre, Türkiye genelinde 1 ve daha fazla kişi istihdam eden işletmelerde toplam 343 bin 770 açık iş tespit edildi. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,1 oranında artış gösterdi.

    Türkiye’de açık iş sayısı yüzde 4,1 arttı

    Bakan Işıkhan, iş arayan vatandaşların istihdama katılımını kolaylaştırmak için adımlar atmaya devam ettiklerini vurguladı.

    Raporda, en fazla işçi talep eden sektörlerin imalat, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri ile inşaat olduğu belirtilirken en yüksek açık iş oranına sahip sektörler de, bu alanlar olarak öne çıktı.

    Türkiye’de açık iş sayısı yüzde 4,1 arttı

    İŞKUR sistemindeki açık işleri incelemek için tıklayabilirsiniz

  • Manisa Büyükşehir, Turgutlu’nun turizm ve kültür potansiyelini inceledi

    Manisa Büyükşehir, Turgutlu’nun turizm ve kültür potansiyelini inceledi

    MANİSA (İGFA) – Manisa’da Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın’ı ziyaret eden komisyon üyeleri, ilçenin tarihi ve kültürel zenginlikleri hakkında bilgi aldı.

    Eski Belediye Binası, Bankalar Binası, Kent Müzesi, Asartepe ve Kısmalı Köprüsü gibi önemli noktaları gezen heyet, Turgutlu’nun turizm değerlerini yakından tanıdı. Ayrıca, Atatürk Kültür Merkezi, MABEM, MASMEK ve spor tesislerinde incelemelerde bulunularak, eğitim ve spor altyapısı değerlendirildi.

    Manisa Büyükşehir, Turgutlu’nun turizm ve kültür potansiyelini inceledi

    Yapılan incelemelerle Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin Turgutlu’nun turizm potansiyelini en üst düzeye çıkarma ve ilçe genelindeki spor ve eğitim faaliyetlerini destekleme çalışmalarına yönelik önemli bir adım atılmış oldu.

    Manisa Büyükşehir, Turgutlu’nun turizm ve kültür potansiyelini inceledi

  • Brent düşük işlem aralığına geriledi – BCA Research

    Investing.com — Ham petrol piyasası, “Kurtuluş Günü” sonrası satış dalgasından kurtulamadı ve BCA Research, Brent kontratının muhtemelen daha düşük bir işlem aralığına gerilediğini düşünüyor.

    Türkiye saatiyle 13.10’da Brent kontratı %1 yükselerek varil başına 65,39 dolara çıktı. Ancak yılbaşından bu yana %13 düşüş gösterdi ve son bir ayda %7’den fazla değer kaybetti.

    BCA Research analistlerine göre, petrolün yılbaşından bu yana gösterdiği belirgin düşüş haklı gerekçelere dayanıyor. 14 Nisan tarihli bir notta bu durum açıklandı.

    BCA şöyle belirtti: “Petrol, gümrük vergilerinin neden olduğu ekonomik faaliyet kaybı ve OPEC+’ın ham petrol üretimini artırma planı olmak üzere çifte darbe alıyor. Bu durum, geçmişten farklı olarak, koalisyonun petrol piyasalarını kurtarmak için üretimi kısarak fiyatları makroekonomik zorluklardan koruma yoluna gitmeyeceğini gösteriyor.”

    Küresel emtia talep büyümesinin ana itici gücü olan Çin, %145’lik ABD gümrük vergisi oranıyla karşı karşıya. Başkan Trump diğer ülkelere karşılık verilen gümrük vergilerini ertelese de, dünyanın geri kalanı hala yeni minimum %10 oranla karşı karşıya.

    BCA şunları ekledi: “Bu ticari engeller, ekonomik faaliyeti ve petrol ile sanayi metalleri gibi döngüsel olarak hassas emtialara olan talebi şüphesiz olumsuz etkileyecek.”

    “Petrol için temel senaryomuz, ham petrol fiyatının son darbeden sonra muhtemelen düşük seviyede kalacağı yönünde.”

    “Bu senaryoda Brent’in varil başına 50-65 dolar aralığında işlem göreceği anlamına geliyor, bu da Trump’ın muhtemel tercihi ile uyumlu.”

    Şu anda soru, OPEC+’ın 3 Nisan’daki üretim artışı duyurusunun, Suudi Arabistan’ın uyumsuz üreticilerden -özellikle Kazakistan ve Irak’tan- ileriye dönük üretimlerini kontrol altına alacaklarına dair garantiler alamadığı başarısız bir toplantının sonucu olup olmadığı.

    Eğer durum buysa, fiyat düşüşü sonunda OPEC+ içindeki kurallara uymayan ülkeleri uyumlarını iyileştirmeye ve nihayetinde daha sıkı üretim kotalarına uymaya zorlayabilir.

    Bu senaryoda, 2020 petrol piyasası dinamikleri, ileride ne beklenebileceğine dair iyi bir yol haritası sunuyor. Yani, bir üretim kesintisi duyurusu OPEC’in müdahalesini harekete geçirene kadar fiyatlar düşmeye devam edecek.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • AKAMİB/Kılıçer: Sektörün ABD’ye ihracatı yüzde 12 arttı

    Foreks – Türkiye mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı mart ayında yüzde 0,4 düşüş gösterirken, Akdeniz’den yapılan ihracat yüzde 8’lik artış yakaladı. Sektör, özellikle komşu ve çevre ülkelerde ihracat başarısı gösterirken, hedef pazarlardan olan ABD’de ise yüzde 12’lik artış sağladı.

    ABD’nin vergi politikasını yakından izleyeceklerini söyleyen AKAMİB Başkanı Onur Kılıçer, “Kaliteli üretim ve ürün çeşitliliğimizle bu pazarda etkili olabiliriz. Ancak, rekabetçi fiyatlara sahip olmak bu fırsatı avantaja çevirmek için kilit bir rol oynuyor. Bunun için ihracatçıları destekleyecek mekanizmalar gerekli” dedi.

    Türkiye mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörünün mart ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 0,4 azalış göstererek 672 milyon 716 bin dolar oldu. Sektör, yılın ilk çeyreğinde 2024 yılına kıyasla yüzde 2,1 oranında azalış göstererek 1 milyar 888 milyon 457 bin dolarlık ihracat geliri elde etti.

    Akdeniz’in ihracatı yüzde 8 arttı

    Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) ise mart ayında yüzde 8’lik artış kaydederek 83 milyon 559 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Ocak-Mart döneminde ise 234 milyon 637 bin dolarlık ihracata ulaşan AKAMİB, bu döneme yüzde 3’lük artış kaydetti.

    Komşu ve çevre ülkelerde dikkat çeken büyüme

    Sektörün Türkiye geneli mart ayı ihracatında en başarılı ilk beş pazarı Irak, Birleşik Krallık, ABD, Libya ve Almanya oldu. İlk 10 pazar içerisinde Libya’ya yüzde 117, Fas’a yüzde 33, Romanya’ya yüzde 13 ve ABD’ye yüzde 12’lik ihracat artışları dikkat çekti.

    AKAMİB’in mart ayı ihracatında da Irak ilk sırada yer aldı. Irak’ı sırasıyla; Almanya, Libya, Romanya ve Suriye takip etti. İlk 10 pazar içerisinde Lübnan’a yüzde 365, Suriye’ye yüzde 121, Libya’ya yüzde 175, Fas’a yüzde 68 ve Suriye’ye yüzde 45’lik ihracat artışı görüldü. Hedef pazarlardan ABD’ye yapılan ihracatta yüzde 12’lik artış kaydedildi.

    “Fırsatları değerlendirmemiz için ihracatçıları destekleyecek mekanizmalar gerekli”

    Mart ayı ihracat verilerini değerlendiren AKAMİB Başkanı Onur Kılıçer, Türkiye geneli sektör ihracatında daralmanın sınırlı kaldığını, AKAMİB’in ise büyüme ivmesini artırdığını belirtti. Bu başarıda komşu ülkelerle olan iyi ilişkilerin ve Türk ürünlerine artan talebin etkili olduğunu ifade eden Kılıçer, ABD pazarında ise yüzde 12’lik artış yakalandığına dikkat çekti.

    ABD’nin sektör için önemine vurgu yapan Kılıçer, “Irak ve Birleşik Krallık’tan sonra en güçlü üçüncü pazarımız olan ABD, katma değerli ürünler için büyük fırsat sunuyor. ABD’nin vergi hamlelerini dikkatle izleyerek, olası fırsatları değerlendirmeye çalışacağız. Kaliteli üretim ve ürün çeşitliliğimizle bu pazarda etkili olabiliriz. Ancak, rekabetçi fiyatlara sahip olmak bu fırsatı avantaja çevirmek için kilit bir rol oynuyor. Hangi pazar olursa olsun, fiyat avantajı şart. Olası fırsatları değerlendirmemiz için ihracatçıları destekleyecek mekanizmalar gerekli” dedi.

  • TEPAV: Türkiye’nin enflasyon hedeflerine ulaşması zorlaşıyor

    Foreks – Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yayımlanan 19. Para Politikası Değerlendirme Notu, Türkiye’nin 2025 yılı enflasyon görünümüne dair önemli uyarılar içeriyor. Notta, tüketici fiyatlarındaki yüksek seyir ve Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyon tahminlerinin gerçekleşmesindeki zorluklar ele alınırken, para politikasının daha temkinli ve esnek yürütülmesi gerektiği vurgulanıyor.

    Yüksek enflasyon G20’de zirvede

    Ocak ve Şubat 2025’te açıklanan enflasyon verilerinin ardından Türkiye, G20 ülkeleri arasında en yüksek enflasyona sahip ülkelerden biri olmaya devam etti. TEPAV’ın değerlendirmesine göre, mevcut eğilimde yıllık enflasyon azalış yönünde seyretse de 2025 yıl sonu için öngörülen enflasyon tahmininin üst sınırına ulaşılması oldukça zor görünüyor. Raporda, son altı ayda yıl sonu enflasyon tahminlerinin üç kez yukarı yönlü revize edildiği hatırlatılıyor. Özellikle, politika faizinin indirildiği bir Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının hemen ardından yapılan son yukarı yönlü revizyon, para politikasına olan güveni zedeleyebileceği gerekçesiyle eleştiriliyor.

    Faiz indirimleri beklentileri çıpalayamıyor

    TEPAV, faiz indirimlerinin enflasyon beklentileri üzerinde yeterince dengeleyici bir etki oluşturmadığını vurguluyor. Bu durumun, enflasyonla mücadeleyi zorlaştırdığı gibi, beklentilerin Merkez Bankası’nın hedefleriyle uyumlu hale gelmesini de geciktirdiği belirtiliyor. Notta ayrıca, bazı mal ve hizmet kalemlerinde gözlenen sert fiyat artışları sonrasında yapılan fiyat indirimlerinin, fiyatlama süreçlerinde öngörü eksikliğine ve kurumlar arası eşgüdüm yetersizliğine işaret ettiği ifade ediliyor.

    Para politikasında esnekliğin korunması gerekiyor

    Değerlendirme notunda dikkat çeken önerilerden biri, para politikasında esneklik ve şeffaflığın artırılması oldu. “Temkinli bir para politikasının yürütülmesinin ve para politikasının esnekliğinin korunmasının gerekli olduğu” belirtilen raporda, bu esnekliğin sağlanması için fiili politika faizinin sabit tutulması, üst bantta artış yapılması ve gerektiğinde gecelik faizlerin yükselmesine imkan tanınması gerektiği belirtiliyor. Raporda, bu yaklaşımın para politikasını hem daha şeffaf hale getireceği hem de piyasa beklentilerini daha güçlü bir şekilde yönlendirme imkânı sağlayacağı ifade ediliyor.

    Belirsizlik ortamında öncelik: Kontrol edilebilir olanları azaltmak

    Küresel ve yerel belirsizliklerin arttığı bir ortamda, TEPAV, özellikle kontrol edilebilen belirsizliklerin azaltılmasına odaklanılması gerektiğini vurguluyor. “Hem içeride hem de dışarıda belirsizlikler artarken, yönetilebilen riskleri minimize etmek önemlidir” şeklinde yapılan uyarı, ekonomi yönetiminin elindeki araçları daha etkin ve öngörülebilir bir biçimde kullanmanın önemine işaret ediyor. Raporda ayrıca, kurumlar arası koordinasyon, güven inşası, şeffaf iletişim ve karar alma süreçlerinin netliği gibi unsurların, belirsizliği azaltma sürecinde kritik rol oynadığına dikkat çekiliyor.

    Faiz değişikliğine gerek yok, reformlar şart

    TEPAV Para Politikası Çalışma Grubu, mevcut koşullarda politika faizinde değişiklik yapılmasına gerek olmadığına karar vermiştir. Ancak, para politikasının etkinliğini artıracak yapısal adımların bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Raporda, başarılı bir para politikası için yalnızca teknik araçlar değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğü, kurumsal bağımsızlık, mali disiplin ve yapısal reformların da önem taşıdığı belirtilmektedir. Bu doğrultuda, TEPAV, temkinli bir para politikasının uygulanmasının gerekli olduğunu vurgulamaktadır. Önerilen strateji, fiili politika faizinin %46 seviyesinde sabit tutulması, repo faizinin politika faizi seviyesine çekilmesi ve faiz koridorunun %46’lık orta nokta etrafında yeniden düzenlenmesidir. TEPAV, bu adımların hızla uygulanması gerektiğini ifade etmektedir.

  • Real Madrid’in Saliba planı!

    Savunma çizgisinde büyük problemler yaşayan Real Madrid, gözüne Arsenal’den William Saliba’yı kestirdi.

    The Athletic’te yer alan habere nazaran, Real Madrid, Fransız stoper ile ilgileniyor ve Saliba’nın durumunu yakından takip ediyor.

    BU YAZ TRANSFERİ ZOR

    Real Madrid’in Saliba ve menajeriyle temasa geçtiği belirtildi. Lakin 24 yaşındaki futbolcunun bu yaz Real Madrid’e transferinin sıkıntı olduğu belirtildi.

    Saliba’nın Arsenal ile 2027 yılına kadar kontratı bulunuyor ve İngiliz takımı bu mukaveleyi uzatmak istiyor. Real Madrid’in ise Saliba’nın konusundaki planının Fransız futbolcuyu 2026 yılında uygun bir bonservisle takımına katmak yahut başarılı futbolcuyu Arsenal ile kontratının bitmesinin akabinde 2027 yılında bonservissiz renklerine bağlamak olduğu söz edildi.

    Real Madrid, stoper transferi için Bournemouth forması giyen Dean Huijsen’i de yakından takip ediyor.

    BU DÖNEM PERFORMANSI

    Arsenal’de bu dönem 43 maçta alana çıkan Saliba, 2 kere gol sevinci yaşadı.

    Arsenal ile 2027 yılına kadar kontratı bulunan Saliba’nın yeni piyasa pahası 80 milyon euro olarak gösteriliyor.

     

  • Wolverhampton’da Pereira ile büyük yükseliş!

    İngiltere Premier Lig’de son olarak alanında Tottenham’ı 4-2’lik skorla mağlup eden Wolverhampton, yükselişiyle dikkat çekiyor.

    Vitor Pereira yönetimindeki Wolverhampton, ligde oynadığı son 5 maçta 4 galibiyet ve 1 beraberlik alarak 13 puan topladı.

    İşte Pereira’nın son 5 maçtaki performansı:

    Wolves 1-1 Everton
    Southampton 1-2 Wolves
    Wolves 1-0 West Ham United
    Ipswich Town 1-2 Wolves
    Wolves 4-2 Tottenham

  • THY Euroleague’de olağan dönemin “en”leri

    Avrupa’nın kulüpler seviyesindeki en değerli tertibi THY Euroleague’de olağan dönemin en bedelli ismi, verimlilik puanında dorukta yer alan Olympiakos’un yıldızı Sasha Vezenkov oldu. 

    Olağan dönemin sona ermesi ve play-in ile play-off heyecanın başlamasıyla ligde 2024-2025 döneminde istatistiklerde ön plana çıkan isimler de belirli oldu.

    AA muhabirinin derlediği bilgilere nazaran, olağan dönemde verimlilik puanında tepede Vezenkov yer aldı. Kısa süren NBA macerasından sonra tekrar Avrupa’ya dönen Bulgar oyuncu, dönemi 24.5. verimlilik puanıyla tamamladı. Maç başına 20.2 sayı, 6.6 ribaund ve 1.8 asistle oynayarak Olympiakos’un dönemi önder tamamlamasında başrol üstlenen Vezenkov, dönemin MVP’si olma yolunda da en büyük aday gösteriliyor.

    Dönemin sürpriz ekibi Paris Basketbol’un şutörü TJ Shorts, 23,1 verimlilik puanı ile 2. sırada yer aldı. EA7 Empori Armani Milan’ın İspanyol oyuncusu Nikola Mirotic de 22 puanla üçüncü sırada bulunuyor.

    Türk kadrolarında ise birinci 10’a giren tek isim Fenerbahçe Beko’nun ABD’li forveti Nigel Hayes-Davis oldu. Davis, 17.8 verimlilik puanıyla 9. sırada olağan dönemi tamamladı. Anadolu Efes’te ise ortalama en fazla verimlilik puanı alan isimler 15’er puanla Shane Larkin ve Elijah Bryant oldu. 

    – Son 5 dönemin en skorer ismi Nunn 

    THY Euroleague’de olağan dönemin sayı hükümdarı unvanını Panathinaikos AKTOR’un ABD’li yıldızı Kendrick Nunn elde etti.

    Türk başantrenör Ergin Ataman’ın öğrencisi, 21,1 sayı ortalamayla sezonun lideri olmayı başardı. Bu dönem 34 maçın 33’ünde forma giyen Nunn, 30 maçta çift haneli sayılara ulaşarak epeyce tesirli bir performans gösterdi.

    Nunn, ayrıyeten THY Euroleague’de son 5 dönemin en skorer ismi oldu. ABD’li oyuncudan evvel ortalama 20 sayı barajını geçen isim Shane Larkin olmuştu. Pandemi nedeniyle yalnızca 28 hafta oynanan 2019-2020 döneminde Larkin, Anadolu Efes formasıyla 22,2 sayı ortalaması yakalamıştı. 

    Nunn’ın akabinde en skorer isim ise 20,5 sayı ortalamasıyla Bayern Münih’in şutörü Carsen Edwars oldu.

    – Asistte Shorts, ribauntta Bolomboy

    Olağan dönemde asistte TJ Shorts, ribauntta ise Joel Bolomboy birinci sırada yer aldı.

    Paris Basketbol’un oyun kurucusu Shorts, dönemi 7,5 asist ortalamasıyla tamamladı. Kızılyıldız’ın uzun forveti Bolomboy ise 8,3 ribaunt ortalaması yakaladı.

    – Davis, en fazla mühlet alan isim

    Fenerbahçe Beko’nun rekortmen oyuncusu Nigel Hayes-Davis, bu dönem Avrupa Ligi’nde en fazla süren alan oyuncu pozisyonunda bulunuyor. 

    Olağan dönemde 34 maçın tamamında birinci 5’te forma giyen Davis, 1059 dakika 24 saniye oyunda kaldı. Davis, 1000 dakikayı geçen tek isim oldu.

    Davis’in akabinde olağan dönemde en fazla süreyi 996 dakikayla Nunn, 991 dakikayla ise Monaco’nun oyuncusu Mike James aldı.

    – En fazla blok yapan grup Anadolu Efes

    Olağan dönemde rakiplerine blok korkusunu en fazla Anadolu Efes yaşattı.

    Lacivert-beyazlı oyuncular, 34 maçta 132 sefer blok yaptı. Anadolu Efes’e bu istatistike en fazla yaklaşan ekip Partizan ise 101 blokta kaldı.

    Anadolu Efes’in Fransız pivotu Vincent Poirier, 39 blok yaptı. 

    – Oyuncu ve kadro istatistikleri 

    Olağan dönemde ön plana çıkan oyuncu ve grup istatistikleri (maç başına ortalama) şöyle oluştu:

    Oyuncular: 

    Verimlilik puanı: Sasha Vezenkov (24,5 – Olympiakos)

    En fazla skor: Kendrick Nunn (21,1 – Panathinaikos AKTOR) 

    Asist: TJ Shorts (7,5 – Paris Basketbol) 

    Toplam ribaund: Joel Bolomboy (8,3 – Kızılyıldız)

    Top çalma: Nick Weiler-Babb (1,6 – Bayern Münih)

    Blok: Georgios Papagiannis (1,4 – Monaco)

    Takımlar: 

    Verimlilik puan: Panathinaikos AKTOR (105,4) 

    En fazla sayı: Panathinaikos AKTOR (88,4) 

    Asist: Olympiakos (21,4) 

    Toplam ribaund: Real Madrid (37)

    Top çalma: Barcelona (7,5) 

    Blok: Anadolu Efes (3,9) 

  • Beşiktaş borsada tabana çakıldı!

    Son olarak Beşiktaş ve Trabzonspor tarafından açıklanan rekor düzeydeki sermaye artırımlarıyla birlikte, dört büyük kulüp son bir yıl içerisinde toplamda 28.7 milyar liralık sermaye artırımına imza attı.

    Bu meblağın 12 milyar lirası borsadaki yatırımcılar tarafından karşılanırken, 16.6 milyar lirası ise kulüplerin kendi kaynaklarından finanse edildi.

    BEŞİKTAŞ TABANA ÇAKILDI

    BIST-100 Endeksi bu periyotta yüzde 4 düşerken, spor endeksindeki kayıp yüzde 39’un üzerine çıktı.

    Beşiktaş payları yüzde 80.99, Trabzonspor yüzde 19.07, Galatasaray payları yüzde 14.33 oranında bedel kaybederken, Fenerbahçe payları ise yüzde 22.5’lik bir prim yaparak dikkat çekti.

  • Basketbol Üstün Ligi’ne tutunma gayreti son 5 haftaya taşındı

     Türkiye Sigorta Basketbol Üstün Ligi’ne veda edecek son 2 grup kalan 5 haftada muhakkak olacak.

    Olağan dönem bitiminde birinci 6 grubun direkt play-off oynamaya hak kazanacağı ligde, 7, 8, 9 ve 10. kadrolar ise play-off’a kalacak son 2 grup olmak için play-in oynayacak. Ligi 15. ve 16. bitirecekler ise lige veda edecek.

    Ligde 25. hafta alt sıraları yakından ilgilendiren karşılaşmalara sahne oldu. Haftaya yedişer galibiyetle giren ekiplerden Yukatel Merkezefendi Belediyesi Basket, Manisa Basket Divissa’yı, dokuzar galibiyeti olan gruplardan Karşıyaka da Aliağa Petkimspor’u yendi.

    Ligin son sırasındaki Semt77 Yalovaspor da Onvo Büyükçekmece Basketbol’u deplasmanda yenerek dış alanda birinci galibiyetine imza attı.

    – Son 5 hafta

    Semt77 Yalovaspor’un 6 galibiyetle son sırada yer aldığı ligde 7 galibiyeti bulunan Manisa Basket Divissa da düşme sınırında bulunuyor. Sekizer galibiyete sahip Yukatel Merkezefendi Belediyesi Basket ile Darüşşafaka Lassa’nın önünde 9 galibiyeti bulunan Aliağa Petkimspor yer alıyor.

    Sıralamada Aliağa Petkimspor’un üstünde bulunan onar galibiyetli Bursaspor Yörsan ve Karşıyaka, play-in barajında yer almasına karşın kalan 5 haftada alınacak sonuçlar, bu iki grubu yine tehlikeli bölgeye indirebilir.

    Puan cetvelinin her hafta değiştiği ligde dönem sonunda veda edecek grubu averaj da belirleyebilir.

    Kalan 5 haftada alt sıradaki kadroların kendi ortalarında da maçları bulunuyor.

    – Kalan maçlar

    Ligde son 5 sırada yer alan grupların kalan 5 haftadaki maç programı şöyle:

    Aliağa Petkimspor (34 puan): Beşiktaş Fibabanka, Galatasaray (D), ONVO Büyükçekmece, Semt77 Yalovaspor (D), Bursaspor Yörsan

    Darüşşafaka Lassa (33 puan): ONVO Büyükçekmece (D), Semt77 Yalovaspor, Bursaspor Yörsan (D), Mersinspor (D)

    Yukatel Merkezefendi Belediyesi Basket (33 puan): Anadolu Efes (D), Fenerbahçe Beko, Türk Telekom (D), TOFAŞ, Bahçeşehir Koleji (D)

    Manisa Basket Divissa (32 puan): Karşıyaka, Beşiktaş Fibabanka (D), Galatasaray, ONVO Büyükçekmece (D), Semt77 Yalovaspor

    Semt77 Yalovaspor (31 puan): Mersinspor (D), Bursaspor Yörsan, Darüşşafaka Lassa (D), Aliağa Petkimspor, Manisa Basket Divissa

  • Doç. Dr. Demet Genceli: Turizmde Sessiz Lüks ve Doğallık Yükselişte

    Gençlerin klasik lüks anlayışından uzaklaştığını belirten Yeditepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Demet Genceli, “Z kuşağı, bizden çok farklı tatil alışkanlıklarına sahip. Günümüzde gençler, lüks turizm dediğimizde kendilerine özel, kişiselleştirilmiş, otantik deneyimler sunan, kendilerini daha rahat hissedebilecekleri ve doğayla, kültürle uyumlu olabilecekleri yerleri anlıyorlar. Turizmde de sessiz lüks ve doğallık yükselişte” dedi.

    Yeditepe Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Demet Genceli, 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan ‘Turizm Haftası’ dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. Genceli, “Yeni nesil Z kuşağı yani 1997-2012 arası doğan kuşak bizden daha farklı olarak daha kişiselleştirilmiş, dijitalle entegre, sürdürülebilirliğe önem veren ve deneyim arayan bir yapı içerisinde seyahatlere katılıyor. Bizim kuşak konfor arayışını, lüks ve rahatlığı ön plana çıkarıyor” dedi.

     

    ‘Sosyal Medya Yeni Neslin Seyahat Tercihlerinde Çok Önemli’

    Z kuşağının tatil tercihlerini şekillendiren etkenlere değinen Genceli, “Araştırmalar, genç turistlerin yüzde 80’inin herhangi bir yere gitmeden önce mutlaka sosyal medyadan araştırma yaptığını gösteriyor. Sosyal medyada puanı daha yüksek olan yerleri tercih ediyorlar. Hem sosyal medyada hem de dijital kanallarda paylaşımlara ağırlık veriyorlar. Kısacası seyahat tercihlerinde dijital etkileşim, sosyal medya kullanımı, yeni neslin seyahat tercihlerinde çok önemli etkenler” diye konuştu. 

     

    ‘Sürdürülebilirliğe Önem Veren İşletmeler Gençlerin Daha Çok İlgisini Çekiyor’

    Doğayla ve çevreyle entegre olmak, yerel ekonomiye katkı sağlamak, gittikleri yerlerdeki yerel insanlarla bir arada bulunmak, beraber deneyimler edinmek gibi noktaların gençlerin tercihlerini belirlediğini ifade eden Doç. Dr. Genceli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Sürdürülebilirliğe önem veren, dijital konularda daha yaratıcı ve doğal kaynakları kendi faaliyetlerine entegre eden işletmeler gençlerin daha çok ilgisini çekiyor. Bu da daha çok tercih edilmelerine sebep oluyor. Bu kuşağın deneyimden kastı anı biriktirmek: ‘Yamaç paraşütü nerede yapılır, macera turizmi nasıl olur, yerel topluluklarla bir sofrayı paylaşmak nasıl bir deneyim olur, bir çay toplama etkinliği gençlere nasıl bir katkı sağlar’ diye düşünüyorlar. Bir çiftlikte yaşamak, doğa yürüyüşleri yapmak, kamp yapmak gibi etkinliklerin içinde olmak istiyorlar.”

     

    ‘Ekonomik Olarak da Katkıda Bulunmak İstiyorlar’

    Sürdürülebilirliğin sadece çevresel sürdürülebilirlik olmadığını aktaran Demet Genceli, “Sürdürülebilirliğin doğayı korumanın, çevrede karbon salınımını azaltmanın, doğal kaynaklara zarar vermemenin yanı sıra ekonomik ve kültürel boyutları da var. Gençler sadece çevresel sürdürülebilirliği önemsemiyor ekonomik olarak da katkıda bulunmak istiyorlar. Gittikleri bölgede yerel insanlara da bir katkıda bulunmak istiyorlar. Onların el emeklerini satın almayı, ekonomilerine katkıda bulunmayı ve aynı zamanda kültürel değerlerine de sahip çıkmayı önemsiyorlar” dedi.

     

    ‘Gençler Puanı Yüksek Olan Yerleri Tercih Ediyor’

    Turizm yatırımcılarının iyi puanlara sahip olması gerektiğini aktaran Genceli, “Çünkü gençler gerçekten iyi bir araştırma yapıyor ve puanı yüksek olan yerleri daha çok tercih ediyor. Fakat puan yüksekliğinde bu işletmelerin sürdürülebilirlik kapsamında yaptıkları işler de öne çıkıyor. Örneğin işletmede sadece bez poşetler kullanılması, ürünlerin çevredeki çiftçilerden alınması, yemeklerin yerel halkın ürünlerinden yapılması, güneş enerjisi panelleri kullanılması gibi yazılar ve yorumlar gençlerin çok ilgisini çekiyor. Bir işletmeyi seçerken de öncelikle bunları göz önünde bulunduruyorlar” dedi.

     

    ‘Artık Dünyada Sessiz Lüks Kavramı Var’

    Genceli, “Artık dünyada öne çıkan moda endüstrisinden başlayan bir kavram var: ‘Sessiz lüks’. Turizm endüstrisinde de bu kavram en pahalı, lüks ve gösterişli yerlerden ziyade daha kişisel hizmetler sunabilecek, otantik yerlere gitmek olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde gençler, lüks turizm dediğimizde kendilerine özel, kişiselleştirilmiş, otantik deneyimler sunan, kendilerini daha rahat hissedebilecekleri ve doğayla, kültürle uyumlu olabilecekleri yerleri anlıyorlar. Turizmde de sessiz lüks ve doğallık yükselişte. Turizmde ‘sessiz lüks’ kavramını gerçekleştirebilen bölgeler Bozcaada, Ayvalık, Kaş gibi yerler. Antalya’da ise lüks kavramını otellerin pahalılığı, büyüklüğü, oda sayıları ve sundukları hizmetlerde görüyoruz. Dolayısıyla şu an gençlerin Antalya’daki 5 yıldızlı tatil otellerinden ziyade Bozcaada’da bir butik otel, Datça’da pansiyon veya Kaş’ta yerel halkla yaşayabilecekleri bir kır evi tarzında yer tercih ettiklerini görüyoruz” dedi.

    Turizmde de sessiz lüksün yükselişte olduğunu aktaran Genceli, “Özellikle gençlerin hiç duymadığımız bilmediğimiz çok güzel hizmetler veren butik yerler, tatil köyleri, kamp alanlarını bulduklarını görüyoruz” diye konuştu.

    ‘Turizmle Hiçbir Bağlantısı Olmayan Kişilerin Yatırımlarını Görüyoruz’

    Girişimcilerin etki ve yöneticilik odaklı girişimcilik yapması gerektiğine işaret eden Doç. Dr. Demet Genceli, şöyle devam etti: “Yalnızca kârı değil sosyal faydayı da düşünmeleri gerekir. Şu anda turizm alanındaki girişimlere baktığımızda, turizmle hiçbir bağlantısı olmayan, çok fazla fikri olmayan bu işten bir gelir sağlamak isteyen kişilerin yatırımlar yaptığını görüyoruz. Ama profesyonel bir turizm yatırım danışmanıyla çalışmanın çok büyük faydaları var. Şu an Şarm El-Şeyh’te özellikle çok yükselen turizm yatırımları var. Yatırım danışmanı profesyonellerle çalışıyorlar. Bu kişilerden aldıkları fikirlerle sektöre gençlere ve talebe uygun çok güzel yerler inşa etmeye ve çalıştırmaya başladılar. Bunun yanı sıra yerel değerlerle entegre ürünler sunması gerekir. Yatırımcıların yerel değeri koruduklarını göstermeleri lazım. Sosyal medyayla iç içe olmaları lazım. Mutlaka etkin ve özgün içerikler sunmaları lazım. Ne kadar sürdürülebilir olduklarına, nelere önem verdiklerine işletmelerinde veya destinasyonlarda hangi açılardan sürdürülebilirliği koruduklarını mutlaka belirtmeleri lazım.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Otizmli Miral’den İlham Veren Sergi Küçükçekmece’de

    Küçükçekmece Belediyesi Güzel Sanatlar Akademisi, Otizm Farkındalık Günü kapsamında 11 yaşındaki Miral’in kıyafet tasarımlarından oluşan “Miral” başlıklı sergisine ev sahipliği yaptı.

    İki yıl boyunca Güzel Sanatlar Akademisi bünyesindeki yetenekli özel çocuk eğitimlerine katılan Otizmli Miral, özenli bir üretim sürecinin ardından ortaya çıkan 109 özgün tasarımını sanatseverlerle buluşturdu. Sergi açılışına Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Deniz Gürbey ve sanatseverler katıldı.

    Miral, 7 yaşındayken Güzel Sanatlar Akademisi’ne kayıt olduğunu ifade ederek, “Önce çizgi film karakterleri çizmeye başladım. Ardından seramik hamur yaptık ve moda tasarımı yeteneğimi keşfettim. Bana bu yolda yardımcı olan öğretmenim Nimet Erdoğan’a ve bu fırsatı veren Belediye Başkanımız Kemal Çebi’ye teşekkür ederim” diye konuştu.  Miral’ın annesi Meryem Alyasin de heyecanlı olduğunu ifade ederek, sergide emeği geçenlere teşekkür etti.

    Nimet Erdoğan: Otizmli bir öğrencimizin sanatsal yolculuğunu görünür kılmak istedik

    Güzel Sanatlar Akademisi Engelsiz Sanat Eğitmeni Nimet Erdoğan, “2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’nde, özel yeteneklere sahip otizmli bir öğrencimizin sanatsal yolculuğunu görünür kılmak amacıyla kişisel sergi düzenliyoruz. Bu yıl dördüncüsünü gerçekleştireceğimiz bu anlamlı sergimizin konuğu, iç dünyasını özgün bir biçimde eserlerine yansıtan sevgili Miral oldu. Özel çocuklar, çok anlamlı. Onlarla çalışmaya başladıktan sonra kendimi buldum diyebilirim. Her biri farklı bir yetenek. Henüz 11 yaşında olmasına rağmen, tasarıma olan tutkusu ve yaratıcı bakış açısıyla dikkatimizi çeken Miral, 9 yaşından itibaren geliştirdiği çizim becerileri ve estetik duyarlılığıyla kısa sürede öne çıkmayı başarmıştır. Geçen yıl beraber yaptığımız bir model çiziminin ardından, Miral’ın eskiz defterine çizdiğikıyafet tasarımlarıyla büyülendik. Miral, kendini bulmuştu” diye konuştu.

    Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Deniz Gürbey de Küçükçekmece’de çocukların ve gençlerin potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri alanlar ve imkânlar oluşturmaya devam edeceklerinin altını çizdi.

    15 Mayıs’a dek açık kalacak

    Sergi, renkli detaylar, simler ve farklı dokularla zenginleşen çalışmaları; Hint yerel kıyafetlerinden burç temalarına, bohem tarzdan konsept koleksiyonlara kadar uzanan geniş ve ilham verici bir yelpazeyi kapsıyor.  Miral’ın hayal gücünü, içsel zenginliğini ve sanata olan derin bağlılığını yansıtan sergi, 15 Mayıs’a dek GSA Performans Galerisi’nde görülebilir. 

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • ZKS 14-20 Nisan Haftalık Etkinlik Takvimi

    Bu hafta yine birçok etkinlik, Zeytinburnu Kültür Sanat’ta sanatseverleri bekliyor. Zeytinburnu Kültür Sanat; sinemadan tiyatroya, söyleşiden dinletiye önemli etkinlikleri sanatseverlerle buluşturmaya ve kıymetli konukları ağırlamaya devam ediyor. İşte bu haftanın kültür sanat takvimi:

     

    SİNEMA: Zıpır Dedektif ve Altın Arı Kovanı

    Gösterim Tarihleri: 14, 15, 16, 17 Nisan

    Gösterim Saatleri: 13.30, 16.00, 19.00

    Bal Tepeleri sakinleri büyük bir telaş içerisindedir çünkü her yıl gerçekleşen büyük tören zamanı gelip çatmıştır. Baş dedektif Sophie bu büyük günde şehir dışında olacağı için, tüm sorumluluğu yardımcısı Zıpır Dedektif’e verir. Şenlik arifesinde Bal Tepeleri’nin simgesi olan Altın Arı Kovanı çalınınca işler karışır. Çünkü inanışa göre kovanın bulunmaması durumunda şehirde türlü talihsizlikler yaşanacaktır. Bu durum üzerine Zıpır Dedektif ve ekibi, gizemli hırsızlığı çözmek ve Bal Tepeleri’ni korumak için zorlu bir mücadeleye girişir.

     

    SÖYLEŞİ: Tarihe Yolculuk

    “Osmanlı Musikisi”

    Sunan: Doğan Mert Demir

    Konuk: Dr. Gönül Paçacı Tunçay

    15 Nisan Salı // 19.30

    “Tarihe Yolculuk” Doğan Mert Demir’in moderatörlüğünde her ay tarihin başka bir noktasına temas ediyor. Alanında uzman konuklarla yapılan bu keşif yolculuğunda geçmiş ile günümüz arasında bir köprü kuruluyor. Doğan Mert Demir, nisan ayında Dr. Gönül Paçacı Tunçay ile “Osmanlı Musikisi” temalı bir sohbet gerçekleştirecek.

     

    SÖYLEŞİ: 100 Yüze İmza ve Söyleşi

    Sunan: Aykut Ertuğrul

    Konuk: Yunus Emre Özsaray

    16 Nisan Çarşamba // 19.30

    Zeytinburnu Kültür Sanat, sizleri Türkiye’nin en önemli şair ve yazarlarıyla buluşturmaya devam ediyor. “100 Yüze İmza ve Söyleşi” programında Aykut Ertuğrul’un nisan ayındaki konuğu Yunus Emre Özsaray. Distopik Cinnetten Kaçış isimli yeni kitabından hareketle, Yunus Emre Özsaray’ın eserleri ve yazı hayatı üzerine yapılacak bu sohbete davetlisiniz. (Distopik Cinnetten Kaçış kitabı, ilk 100 katılımcıya hediye edilecektir.)

     

    SERGİ AÇILIŞI: “Hay-At” Seyed Davoud Resim Sergisi

    17 Nisan Perşembe // 19.00

     

    KONSER: İstanbul Devlet Türk Halk Müziği Korosu

    “Urfa’nın Kayıp Türküleri”

    Hazırlayan: Uğur Kaya

    Ses Sanatçısı: Halil Altıngöz

    17 Nisan Perşembe // 20.00

     

    SİNEMA: Düşler Fabrikası

    Gösterim Tarihleri: 18, 19, 20, 21, 22, 24 Nisan

    Gösterim Saatleri: 13.30, 16.00, 19.00

    Düşler Fabrikası, rüyalar dünyasında heyecan dolu bir maceraya atılan küçük bir kızın hikâyesini konu ediyor. 12 yaşında bir kız olan Minna’nın hayatı, babasının nişanlısı Helena ve kızı Jenny’nin evlerine taşınmasıyla altüst olur. Jenny’ye tahammül edemeyen Minna’nın en büyük isteği onun evden gitmesidir. Bir gece Minna, rüyaların kontrol edilebildiği bir dünya keşfeder. Bunun üzerine Minna, Jenny’yi değiştirebilmek için onun rüyalarını kontrol eder. Ancak Minna’nın insanların hayallerini kontrol etmenin korkunç sonuçları olduğundan haberi yoktur. Yaptıkları sonrasında Jenny’nin uyanmaması üzerine Minna, Jenny ve yeni ailesini kurtarmak için rüyalar dünyasına dalar.

     

    NAĞMEDÂR: Klasik Saz Eserleri

    19 Nisan Cumartesi // 14.00

    Yer: Merkezefendi Dârülkurrâsı

     

    ÇOCUK TİYATROSU: Renkli Çoraplı Kuzgun

    Gösterim Tarihi: 20 Nisan Pazar

    Seans: 13.00, 15.00

    Menesse, şehrin en renkli caddelerinin birinde yaşayan yardımsever, şefkatli ve neşe dolu bir çocuktur. Her gün yeşil puantiyeli ve pembe çizgili çoraplarını giyerek şehrin en renkli caddesinde dolaşmayı çok sever. Üstelik bu renkli mahallede birbirinden güzel dostluklar kurmuştur. Eğlenceli ve güçlü Kaplan, güzeller güzeli Uğur Böceği, yumuşak kalpli Ayıcık, bilgin Kurbağa Hanım ve maharetli Pastacı… Günün birinde, renkli mahalleye siyah bir Kuzgun çıkagelir. Bu renkli mahalleyi çok sever ve burada yaşama karar verir. Ancak renkli caddenin sakinleri, yeni bir arkadaşa alışmakta güçlük çekerler. Güzel kalpli Menesse, Kuzgun’a ve diğer dostlarına renkleri hep birlikte sevmeyi öğretecektir.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Ege’de “Müzik ve Mitoloji- Antik Temaların Müziği” dinletisi

    Ege Üniversitesi(EÜ) Devlet Türk Musikisi Konservatuarında (DTMK) “Müzik ve Mitoloji Antik Temaların Müziği” dinletisi  gerçekleştirildi. DTMK Etkinlik Salonunda gerçekleştirilen dinletiye, Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan, konservatuvar yönetimi, akademisyenler, öğrenciler ve sanatseverler katıldı. Koordinatörlüğünü Doç. Dr. Esin de Thorpe Millard’ın yaptığı etkinlikte solist olarak Bernis Danışman, piyanoda ise Erman Erol yer aldı.

     Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan, “Sanatçılarımızın seslendirdiği eserleri gözüm kapalı dinlerken, kendimi tıpkı bir yaz akşamında gibi huzur dolu hissettim. Sanatçımızın sesi çok duru ve güzeldi. Piyano eşliğinde çok daha anlamlı oldu. Ayrıca mitoloji hakkında edindiğimiz bilgiler de çok kıymetliydi. Çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Doç. Dr. Esin de Thorpe Millard, “Mitoloji, insanların doğayı anlama çabasıyla doğdu. Zamanla sanatın diğer dallarına ilham oldu. Bu etkilerin, müzikte ve opera sanatında önemli yeri bulunuyor. Mitolojik olaylar ve karakterler operayı etkiliyor. Duygular, müzikle operada buluşuyor” dedi. Doç. Dr.  Millard konuşmasında; Kartaca Kraliçesi, Paris ve Helen,  Babil sürgünü, Slav mitolojisi ve Türk mitolojisine değindi.

    Etkinlikte “Ah Belinda”,”O del mio dolce ardor”,”Oh dischiuso”, – “Euch Lüften”,”Měsíčku na nebi hlubokém”,”Ninni” adlı eserler seslendirildi.

    Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan, etkinlik sonunda sanatçılara ‘Teşekkür Belgesi’ takdim etti.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 18. IICEC Konferansı Dünya Enerji Piyasalarındaki Riskleri ve Fırsatları Ele Aldı

    Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi’nin (IICEC) düzenlediği 18. IICEC Konferansı’nda “Türkiye’de ve Dünyada Enerji Piyasalarına Bakış: Riskler ve Fırsatlar” konusu ele alındı. 11 Nisan’daki konferansa onur konuğu olarak katılan T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar akıllı enerji dönüşümünün önemine dikkat çekerken, Uluslararası Enerji Başkanı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol enerji dönüşümünün ekonomi ve sanayi eksenli rekabetçilik dinamikleri ile geliştiğinin altını çizdi. 

     

    Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen, “Türkiye’de ve Dünyada Enerji Piyasalarına Bakış: Riskler ve Fırsatlar” temalı 18. IICEC Konferansı 11 Nisan’da gerçekleştirildi. Sakıp Sabancı Müzesi The Seed’de, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol ev sahipliğinde düzenlenen konferansın onur konuğu T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar oldu.

     

    Konferansta, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve IEA Başkanı Dr. Fatih Birol’un katılımlarıyla gerçekleştirilen panelde, IICEC Yönetim Kurulu Üyesi Kıvanç Zaimler moderatörlüğünde dünyada ve Türkiye’de enerji sektörlerinde öne çıkan dinamikler, riskler ve fırsatlar çok yönlü olarak değerlendirildi. 

     

    “Enerji dönüşümü 1.0 başarıyla yürütüldü” 

    Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin enerji güvenliğini güçlendirme, enerjide bağımsızlığı artırma ve net-sıfır emisyon hedefleri içerisinde, kapsamlı “akıllık enerji dönüşümü” stratejileri yürüttüğünü belirtti. Bayraktar, enerjide uzun yıllardır sürdürülen reformlar ile önemli yapısal dönüşümler gerçekleştiğine, kurulu gücün 30.000 MW’tan 107.000 MW’a çıktığı süreçte yatırımların özel sektör tarafından gerçekleştiğine vurgu yaptı. Bayraktar, gelişmekte olan ekonomiler içerisinde Türkiye’nin gelişimiş bir enerji piyasası yapısı ile öne çıktığını aktardı. 

     

     

     

    “Türkiye’de akıllı enerji dönüşüm hikayesi devam ediyor”

    Bayraktar sözlerine şöyle devam etti: “Enerji dönüşümü, akıllı enerji dönüşümü şeklinde olmalı. Enerji dönüşümü sadece iklim değişikliğiyle küresel çabalara bağlı kaldığı zaman bazı noktaların eksik olduğu bir hedef haline geliyor. Akıllı dönüşüm mutlaka, tüketiciler ve piyasa ile uyumlu bir süreç olmalı. Türkiye enerji dönüşümü 1.0’u başarıyla yürüttü. Yenilenebilir enerji yatırımlarına dikkat çeken Bayraktar, geçtiğimiz yıl devreye alınan kapasitenin neredeyse tamamının yenilenebilir enerjide dayalı gerçekleştiğini, YEKA modelinde gelişmeler ile yeni bir büyüme sürecine girildiğini ve Türkiye’nin 2035 yılına kadar her yıl 8.000 MW yenilenebilir enerji gücünü devreye almayı hedeflediğini, süper izin sürecini başlatmak üzere çalışıldığını aktardı. Doğalgaz konusuna da değinen Bayraktar fosilden nükleere geçişte doğal gazın geçiş yakıtı rolünün altını çizdi. Bayraktar, Karadeniz gazı ve Gabar petrolünde son gelişmeleri de paylaşırken, 2026 yılında doğal gazda yerli üretimin 7,5 milyar metreküpe ulaşacağını belirtti.  

     

    “Enerji verimliliği temel önceliklerimizden”

    Konferans kapsamında sunulan IICEC Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü çalışmasının önerilerinin Bakanlık stratejileri ve öncelikleri ile uyumlu olduğunu belirten Alparslan Bayraktar “Enerji verimliliği Türkiye’de enerji dönüşümünün en önemli aracı. Biz enerji verimliliğini, yenilenebilir enerjiyi, petrol ve doğal gaz üretimimizi, nükleeri, kritik madenleri ve bütün bunları destekleyecek enerji alt yapısını güçlendirmek suretiyle kapsamlı bir enerji dönüşümü programıyla hareket ediyoruz. Son üç yılda dünya çapında ortaya koyduğumuz enerji yoğunluğunu düşürme başarımızı devam ettireceğimize inanıyorum” dedi. 

     

    “Enerji dönüşümünün esas nedeni ekonomi ve sanayi dinamikleri”

    Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol dünya enerji sektöründe son dönemde öne çıkan gelişmeleri ve yönelimleri değerlendirdi. Enerjide dönüşümün kuvvetle sürdüğünü aktaran Dr. Birol, bu dönüşümün esas nedeninin ekonomi ve sanayi politikaları ile rekabetçilik olduğunu belirtti. Dünyada kurulan yeni elektrik santrallerinin %85’inin yenilenebilire dayalı olduğunu, satılan her dört araçtan birinin elektrikli araç olduğunu, batarya kurulumlarının da hızla büyüdüğünü paylaşan Dr. Birol “COP 28’de yenilenebilir enerji yatırımlarının mevcut kapasitenin 3 katı, verimlilik hızının da 2 katı artmasını önermiştik. 2,5 yıl aradan sonra şu anda yenilebilir enerji yatırımları 2,7 kat arttı. Ama dünya enerji verimliliği konusunda sınıfta kaldı. Bu alanda sadece yüzde 1 gibi düşük bir artış oldu.” Dünyada elektrik çağının başladığına işaret eden Birol, “Yapay zekâ, elektrikli araçlar, klimalar elektrik talebini tetikliyor. Bu üçlü, elektrik talebini 5 yıl içinde ABD ve Avrupa’nın toplam üretiminin toplamı kadar büyütecek. Dünyada muazzam bir şekilde nükleere geçiş var. 2025’te nükleer tarihi bir zirve yapacak. Türkiye’nin de birden fazla nükleer santrale ihtiyacı var. Elektrikte arz güvenliği için nükleer önemli. Küçük Modüler Reaktör teknolojilerinde önemli ilerlemeler var” dedi. 

     

    “Petrol ve doğal gaz fiyatlarında yumuşak bir dönem göreceğiz” 

    IEA olarak ülkelerin enerji politikalarını her beş yılda bir inceleyerek öneriler sunduklarını anlatan Birol şöyle konuştu: “Enerjide arz güvenliği son derece önemli. Son gelişmeler ile birlikte dünya arz güvenliği açısından tehlikeli bir dönem geçiriyor. Enerji güvenliği herkesin sorunu. Türkiye bu konuda önemli adımlar attı. Yenilenebilir enerjide çok önemli gelişmeler oldu. Önümüzdeki yıllarda Fosil yakıt fiyatlarının nasıl gelişeceği son derece önemli. Petrol talep artışı yavaşlıyor ve doğal gaz piyasası alıcılar lehine gelişiyor. Burada Türkiye için güzel bir haber var. Petrol ve doğal gaz fiyatlarında yumuşak bir dönem göreceğiz. Hem petrol hem doğal gazda fiyatlarda bir zayıflama bekleyebiliriz. Bu da Türkiye için cari açığının önemli bir kalemi olan enerji ithalatının azaltılması bakımından olumlu bir gelişme olacaktır.” Dr. Birol yapay zekanın trilyon dolarlık bir endüstri haline geldiğini , yapay zeka ve enerji ilişkisi üzerine IEA tarafından yeni bir çalışma yayımlandığını da belirterek, yapay zekanın şebeke yönetimi için yeni fırsatlar getirmesinin beklendiğini belirtti. Dr. Birol ayrıca, dünyada politik rüzgarın iklim değişikliği mücadelenin aleyhine estiğini ancak iklim risklerin daha fazla hissedildiğini, bunun da esasında önemli bir çelişki olduğunu vurguladı.  

     

    “Kritik minerallere hücum”

    Panelde kritik mineraller ve tedarik zincirlerinin artan önemine de özel vurgu yapıldı. Dr. Fatih Birol bakır ve diğer pek çok madenin elektrikli araçlar, şebekeler, bataryalar için kritik olduğunu ve önemli yatırım ihtiyacı olduğunu belirtirken, Alparslan Bayraktar da kritik madenler konusunda Türkiye’nin envanterini yayımladıklarını,  içinden geçilmekte olan kritik minerallere hücum döneminin jeopolitik konularla da yakından ilişkili olduğunun altını çizdi.  

     

    “Ülkemiz, Avrupa’nın en büyük enerji sektörlerinden biri konumuna ulaştı”

    Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı konuşmasında, ekonomik ve sosyal gelişimin sağlanmasında kilit rol üstlenen enerji sektöründe son dönemde, önemli gelişmelere tanıklık edildiğine dikkat çekti. Sabancı, “Enerji güvenliğinde, enerji ticaretinde ve rekabetçilikte ve enerjinin sürdürülebilir gelişimdeki kritik rolünde, önemli gelişmeler var. Ülkemiz, enerji stratejileri, artan yatırımlar, gelişen enerji alt yapıları ve piyasalarıyla, Avrupa’nın en büyük ve dünyanın en dinamik enerji sektörlerinden biri konumuna ulaştı. Elektrik ve doğal gaz tüketimleri, alt yapıları, yenilenebilir enerji kurulu gücü gibi birçok parametreye baktığımızda, Avrupa’da ilk beş içerisinde yer alıyoruz. Kişi başına enerji tüketimimiz halen OECD ortalamasının yarısı seviyesinde. Fakat genç nüfus, şehirleşme, sanayileşme, artan mobilite ihtiyaçları gibi faktörler, talepte büyüme için güçlü bir zemin oluşturuyor. Son dönemde enerjide kamu ve özel sektör tarafından; enerji güvenliğinin güçlendirilmesi, enerjide bağımsızlığın artırılması ve net-sıfır emisyon hedefleri konularında önemli adımlar atılıyor. Enerji arz güvenliği ve rekabetçilik; ülkemizin ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma hedeflerinde, en kritik destekçilerinden olmaya devam edecek” dedi.

     

    “IICEC, Türkiye’de öncü bir model ve merkezdir”

    IICEC’in 2020 yılından bu yana sektörde öncü olan “enerji görünümü” çalışmalarına değinen Güler Sabancı, “IICEC, son dönemde enerji politikalarında önemli adımların atıldığı, Türkiye’nin yüksek potansiyel ve kritik fırsatlara sahip olduğu enerji verimliliği alanında, “Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü” çalışmasını, yine Türkiye’de bir ilk olarak kamu, özel sektör ve akademi paydaşları ile katılımcı bir anlayış ile gerçekleştirdi. Bilime dayalı yaklaşımlardan ve iş dünyası iş birliklerinden değer yaratılması, günümüz dünyasının en kritik başarı faktörlerinden birisi durumundadır. IICEC, bu perspektifte, Türkiye’de öncü bir model ve merkezdir. Alanında lider olan, sektörlerine değer katan kuruluşları biraraya getiren IICEC, ortak akıl ve iş birlikleri yoluyla daha sürdürülebilir bir enerji geleceğini desteklemektedir” ifadelerinde bulundu.   

     

    IICEC Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü Raporunda Kritik Tespitler ve Öneriler 

     

    Enerji sektörüne derinlikli bir perspektif sunan çalışmalar gerçekleştiren IICEC Direktörü Bora Şekip Güray konferansta IICEC Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü Raporu’nun lansman sunumunu gerçekleştirdi. Sektörde öncü, analitik ve uzun vadeli bir perspektifle, modelleme ve senaryo analizleriyle gerçekleştirilen çalışmada, enerjide verimli büyüme perspektifinin somut enerji, ekonomi ve iklim katkıları sunuldu. Çalışmanın bulgularına göre, Verimli Büyüme Senaryosu, Türkiye’nin enerji güvenliği, enerji bağımsızlığı ve net-sıfır emisyon hedeflerinin tümünü maliyet-etkin şekilde sağlayabiliyor. Verimli Büyüme Senaryosunda enerji ithalatında ve emisyonlarda tasarruflar yoluyla 2053 yılına kadar olan dönemde yıllık ortalama 58 milyar dolar ekonomik kazanım sağlanırken, yıllık ortalama fayda-maliyet çarpanı 4,5 olarak gerçekleşiyor. Verimli Büyüme Senaryosu, Baz Senaryoya göre yıllık ortalama 4 milyar dolar daha fazla yatırım ile yıllık ortalama 28 milyar dolar ek ekonomik katkı sağlıyor. Verimli Büyüme Senaryosunda 2053 yılına kadar enerji sektörünün karbon yoğunluğu %70 oranında düşerken, birincil enerji arzında ithalat oranı mevcut yaklaşık üçte-iki seviyesinden yerli üretimde artışın da katkısıyla yüzde onlara kadar düşüş gösteriyor. 

     

    Çalışmada enerji verimliliğinde son dönemde güçlenen politika odağına ve hedeflere vurgu yapılırken, enerjide verimli ve katma değeri yüksek büyümenin sürdürülebilirliği için 11 somut öneri sunuluyor.  Bora Şekip Güray, Türkiye’nin bir taraftan güçlü talep dinamikleri, diğer yandan da talep sektörlerinde yüksek enerji verimliliği potansiyeliyle, enerjide verimli ve rekabetçi büyüme yoluyla küresel ölçekte örnek bir konuma ulaşabileceğini ifade etti. Güray, son dönemde atılan önemli adımların önemli baz oluşturduğunu, bu yöndeki gelişmelerin Türkiye’nin enerji güvenliğinin yanı sıra enerjide merkez ülke ve net ihracatçı olma vizyonunu da güçlü şekilde destekleyeceğini belirtti. 

     

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türk demir çelik sektörü temiz enerji için rüzgârı arkasına alacak

    Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, 8–10 Nisan 2025 tarihleri arasında Danimarka’nın Kopenhag şehrinde düzenlenen Wind Europe Annual Event 2025 Fuarı’na info standıyla katılım sağlayarak sektörün dinamiklerini yakından takip etti. Rüzgâr enerjisinde Avrupa’nın temsilcisi konumundaki Wind Europe tarafından organize edilen bu prestijli etkinlikte yaklaşık 550 firma yer aldı ve 15.000’in üzerinde ziyaretçi ağırlandı. 350’den fazla konuşmacının sunum yaptığı 70 oturumun yer aldığı program, üç gün boyunca 5 farklı holde gerçekleştirildi. Bu hollerden biri startup firmalarına ayrılırken, 220 poster bildiri sunumuyla sektördeki yenilikçi teknolojik gelişmeler de sergilendi.

     

     

    Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, fuara katılımlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi: “Bizler, Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak; bölgemizde giderek artan yenilenebilir enerji ekipmanları ihracatını desteklemek ve üyelerimizin geleceğe dair vizyonunu güçlendirmek amacıyla, fuarda info standımızla üyelerimizi temsil etmekten büyük onur duyduk. Standımızın Kopenhag Büyükelçimiz ve Ticaret Müşavirimiz tarafından da ziyaret edilmesi, Türkiye ve bölgemizin yenilenebilir enerji alanındaki yüksek potansiyelinin uluslararası düzeyde daha net bir şekilde anlaşılmasına vesile oldu.”

     

     

    2028 yılı Wind Europe adaylığı sürecine de değinen Ertan, “Bu etkinlik, yalnızca sektör profesyonelleriyle birebir temas kurma açısından değil, aynı zamanda teknoloji, yatırım ve iş birlikleri açısından da önemli bir zemin sundu. Türkiye’nin 2028 yılında WindEurope’a ev sahipliği yapma hedefi doğrultusunda atılan her adım, ülkemizin enerji dönüşümündeki liderliğini daha da pekiştirecektir.” dedi.

     

     

    Başkan Ertan, “Katılımımız ve kurduğumuz iş birlikleri sayesinde, sürdürülebilir enerji çözümleri konusunda daha güçlü bir gelecek inşa edeceğimize inancım tamdır. Bu vesileyle etkinlik süresince emeği geçen tüm katılımcılara ve iş ortaklarımıza teşekkür eder, gelecekte daha birçok projede birlikte olmayı temenni ederim.” diyerek sözlerini tamamladı.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Vatandaşlar maç heyecanını Yenişehir Belediyesinin kurduğu dev ekranda yaşadı

    Çimsa ÇBK Mersin, kadın basketbolunda Avrupa’nın kulüpler bazındaki en büyük kupası olan EuroLeague Women’da final oynadı. Mersinliler İspanya’da oynanan final maçını Yenişehir Belediyesinin sahilde kurduğu dev ekrandan takip etti. Maçı vatandaşlarla birlikte izleyen Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Avrupa ikincisi olan Çimsa ÇBK Mersin’in bir Anadolu takımı olarak gösterdiği başarıya dikkat çekti.

    Mersin Yenişehir Belediyesinin desteğiyle mücadele eden Çimsa ÇBK Mersin, son üç yılda iki kez EuroLeague Women finali oynama başarısı yakaladı. İspanya’nın Zaragoza kentinde düzenlenen 6’lı finalde Çekya temsilcisi ZVVZ USK Prag’a finalde 66-53 yenilen Çimsa ÇBK Mersin, Avrupa ikincisi oldu. Çimsa ÇBK Mersin, çeyrek finalde Fransa temsilcisi Bourges Basket’i, yarı finalde ise İspanya temsilcisi Valencia’yı mağlup ederek finale yükselmişti.  Final maçında Çekya temsilcisi ZVVZ USK Prag’a 66-53 yenilen Çimsa ÇBK Mersin, organizasyonu ikinci tamamladı. Mersinli vatandaşlar Yenişehir Belediyesinin sahilde kurduğu dev ekranda final heyecanını birlikte yaşadı. Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit ile Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen de vatandaşlarla birlikte maçı izledi.  Maç sonunda açıklama yapan Başkan Abdullah Özyiğit, şu ifadeleri kullandı: “Mersin’den, Yenişehir’den bir takım Avrupa ikincisi oldu. Sezon başında ‘Avrupa ikinciliğine ne dersiniz?’ diye sorsalar herhalde iyi olacağını söyleriz. Ama bugün şampiyon olamadığımız için üzgünüz. Çocuklarımızı kutluyoruz. Çok büyük bir mücadele gösterdiler. Bu sezon Türkiye Kupası’nı kazandık. Şimdi de lig şampiyonluğu için Fenerbahçe ile oynayacağız. İlk iki maç İstanbul’da, 20-22 Nisan’da ise 3 ve 4. maçları Mersin’de oynanacak. Lig şampiyonu olacağımıza yürekten inanıyorum. Takımımıza destek veren Sayın Ali Hamza Pehlivan Valimize, Mersin Valimiz Sayın Atilla Toros’a, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Vahap Seçer’e ve tüm Mersin halkına teşekkür ediyorum. Ayrıca Kulüp Başkanımız Sayın Serdar Çevirgen ve tüm takımı kutluyorum.”

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Konya Büyükşehir Belediyespor Play-off Yolunda Önemli Bir Galibiyet Elde Etti

    Türkiye Sigorta Basketbol Ligi’nde mücadele eden Konya Büyükşehir Belediyespor, 33. haftasında Pizzabulls Co Basket’i ağırladı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, sahadan 96-84 galip ayrılarak, play-off yolunda önemli bir galibiyet elde eden sarı siyahlı ekibi tebrik etti.


    Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Türkiye Sigorta Basketbol Ligi’nde mücadele eden Konya Büyükşehir Belediyespor’u, 33. Haftasındaki karşılaşmasında yalnız bırakmadı. 

    Selçuklu Belediyesi Spor Salonu’nda Pizzabulls Co Basket’i ağırlayan sarı siyahlı ekibi galibiyeti için tebrik eden Başkan Altay, “Türkiye Sigorta Basketbol Ligi’nin 33. haftasında Konya Büyükşehir Belediyesporumuz, sahadan 96-84 galip ayrıldı. Takımımız play-off yolunda önemli bir galibiyet elde etti. Gençlerimizi gönülden kutluyorum” ifadelerini kullandı.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kumluca Belediyespor’un tek golü Akşehirspor’u yıktı!

    Kumluca Belediyespor'un tek golü Akşehirspor'u yıktı!

    Mehmet ŞENTÜRK- ANTALYA (İGFA)- Antalya’nın Kumluca ilçesindeki karşılaşma ilk yarı 1-0 tamamlanırken, ikinci yarıda her iki takım da gol fırsatlarını değerlendiremedi.

    Maç Kumluca Belediyespor’un üstünlüğüyle sona erdi.

    Bu galibiyetle Kumluca Belediyespor, puan tablosunda önemli bir avantaj sağladı.

    Teknik direktör Orhan Karataç yönetimindeki Kumluca Belediyespor, taraftarlarını sevindirirken, Akşehirspor sahadan eli boş ayrıldı.

    Kumluca Belediyespor'un tek golü Akşehirspor'u yıktı!

  • Annenin diş sağlığı bebeği de etkiliyor

    Annenin diş sağlığı bebeği de etkiliyor

    İSTANBUL (İGFA) – Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir, hamileliğin ilk 3 aylık döneminde sıklıkla görülen bulantı ve kusma, diş yüzeylerinde mineral kaybına sebep olarak, ‘erozyon’ dediğimiz diş aşınmalarına yol açabildiğini söyledi.

    “Bu dönemde sodyum bikarbonatla gargara yapmak, ağız içindeki asidik ortamın nötralize edilmesine yardımcı olur” diyen Dt. Demir, “Akıllarda kalması gereken ise, kustuktan hemen sonra yapılan diş fırçalamanın diş yüzeylerinde meydana gelebilecek aşınmayı arttırabileceğidir. Kusmadan sonra dişlerin fırçalanması için 45 dk-1 saat beklenmesi gerekir. Düzenli olarak sodyum floridli ağız gargaralarının kullanılması, dişlerden sert doku kaybını önlemeye yardımcı olurken, aynı zamanda diş hassasiyetinin de kontrol altında tutulmasını sağlar.” dedi.

    DÜZENLİ SU TÜKETMEK ŞART

    Hamilelik dönemindeki hormonal değişimlerin ağız kuruluğuna sebep olabileceğinin de altını çizen Nurgül Demir “Tükürük miktarındaki düşüş, ağız içindeki yumuşak dokuların ve diş yüzeylerinin temizlenebilirliğini azaltarak; diş çürükleri ve diş eti hastalıkları için risk oluşturur. Düzenli su tüketmek genel sağlık için ne kadar önemliyse, ağız ve dişlerin sağlığının idame ettirilebilmesi için de göz ardı edilemeyecek bir öneme sahiptir. Kslitollü sakızlar, çiğneme sırasında tükürük akışını arttırarak, ağız içi yumuşak dokuların ve diş yüzeylerinin temizlenmesini sağladığı gibi; ağızda oluşan asitlerin tamponlanmasını sağlayarak çürüklerin önlenmesinde de aktif rol oynar. Aynı zamanda diş yüzeylerine bakteri tutulumunu azaltarak, dişleri çürümeye karşı korur. Hamilelik döneminde ağız kuruluğu şikayeti olan anne adayları için pratik bir çözüm alternatifi olacaktır.” diye konuştu.

    GEBELİK DİYETİ GİBİ SORUNLARA YOL AÇABİLİYOR

    “Hamileliğin ikinci üç aylık döneminde ise, özellikle diş eti hastalıkları için tetikte olmak gerekir. ‘Hamilelik gingivitisi’ olarak bilinen ve diş etlerinde kırmızılık, şişlik, hassasiyet ve diş eti kanamaları ile başlayan diş eti problemlerine karşı, geç kalınmadan önlem alınması gerekmekte ve mutlaka uzman bir diş hekimine danışılarak, düzenli takipleri aksatılmamalıdır.” açıklamasında bulunan Demir “Aksi takdirde, hamileliğin ortalama sekizinci ayları diş eti hastalıklarının pik yaptığı bilinen dönemlerdir. Hamilelik döneminde karşılaşılan diş eti hastalıklarından, estetik bölgede bulunan ön dişler arka grup dişlere göre daha çok etkilenmektedir. Diş eti hastalıklarının erken doğum, fetüste gelişme geriliği, düşük doğum ağırlığı, preeklemsi ve gebelik diyabeti gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği unutulmamalıdır.” dedi.

    Dt. Demir, bu konuda dikkat edilmesi gereken hususları 5 maddede özetledi:

    1- Anne adaylarının, düzenli diş hekimi kontrollerini aksatmaması; hamilelik döneminde diş problemleri ile karşılaşma riskini en aza indireceği gibi, diş eti hastalıkları sebebi ile anne ve bebeğin zarar görme ihtimalini de ortadan kaldırır.

    2- Bulantı ve kusma ile seyreden hamileliklerde, kusmadan hemen sonra diş fırçalamak için, 45 dk beklenmelidir. Ağzın suyla çalkalanması, sodyum bikarbonatla gargara yapılması ağız içindeki asidik ortamın dengelenmesine yardımcı olarak, diş yüzeylerinin korunmasına katkı sağlayacaktır.

    3- Hamilelik döneminde, her sabah kahvaltısından sonra ve her gece uyumadan önce dişlerin fırçalanması, kusma kaynaklı diş aşınmalarının ilerlemesini ve aşınma kaynaklı meydana gelebilecek diş hassasiyetini önleyecektir.

    4- Ağız kuruluğundan şikayetçi olan anne adaylarında, kslitollü sakızlar, çiğneme sırasında tükürük akışını arttırarak, ağız içi yumuşak dokuların ve diş yüzeylerinin temizlenmesini sağlayacağı gibi; ağızda oluşan asitlerin tamponlanmasına etki ederek çürüklerin önlenmesinde de aktif rol oynar.

    5- Organik yoğurt ve kefir tüketilmesi, yüksek kalsiyum içerikleri ile diş yapısını güçlendirip, tükürük yapısını kalsiyumdan zengin bir hale getirirken; aynı zamanda probiyotik özellikleri ile ağız içindeki bakteri sayısını azaltarak anne adaylarını diş eti hastalıkları ve diş çürüklerine karşı korur.

  • Ünlü rapçi Sansar Salvo’dan skandal hareket! Babasını dövdüğü anları paylaştı

    Ünlü rapçi Sansar Salvo'dan skandal hareket! Babasını dövdüğü anları paylaştı

    ‘Sansar Salvo’ lakabıyla bilinen Ekin Can Arslan, son paylaşımıyla reaksiyon topladı. Rapçi, babasına şiddet uyguladığı anları kayda alarak toplumsal medya hesabından paylaştı.

    HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

    Geçtiğimiz Aralık ayında Sansar Salvo olarak bilinen rapçi Ekin Can Arslan, kliplerinde uyuşturucu unsur kullanımına özendirdiği gerekçesiyle İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. 3 ay sonra tahliye edilen ünlü Rapçi bir skandala imza attı.

    KAN DONDURAN PAYLAŞIM!

    Rapçi, babasına şiddet uyguladığı anları kayda aldı o da yetmedi toplumsal medya hesabından paylaştı. Paylaşılan imgelerde, Sansar Salvo’nun babasına fizikî şiddet uyguladığı ve tehditler savurduğu görüldü. Bir de o anları; “Kendini bana öldürtme. Vesayeti alırsan her gün bunu yaşarsın” diyerek paylaştı.

    SOSYAL MEDYA AYAĞA KALKTI

    Babasını dövdüğü anları paylaşan rapçinin bu hareketi toplumsal medyada reaksiyon topladı. 

  • Dikkat: BTC 100.000 Doları Geçerse Bu Göğüs Coin Varlıklı Eder!

    Bitcoin’in 80.000 dolar üzerindeki güçlü duruşu, altcoin piyasasına yine canlılık getirdi. Piyasalarda gözler artık sadece BTC’de değil; onunla birlikte yükselecek potansiyel coin’lerde. Tanınan göğüs coin projeleri ise bu yarışta en çok konuşulan isimler ortasında. Pekala BTC 100.000 dolara koşarsa hangisi birinci sıçramayı yapar?

    Yatırımcıların gözü, her iki coin’in geçmiş performansı, teknik görünümü ve topluluk ilgisi üzerinde. Son göstergeler, bu sefer yarışın galibinin farklı olabileceğini işaret ediyor. Kriptokoin.com olarak ayrıntıları aktarıyoruz.

    Yatırımcılar Bu Göğüs Coin Projesine Daha Sadık: Satış Baskısı Daha Az

    2025 performansına bakıldığında, Shiba Inu %42 düşerken, Dogecoin %48 bedel kaybetti. Bu fark, SHIB yatırımcılarının daha az satış yaptığına ve projeye olan bağlılığın daha yüksek olduğuna işaret ediyor. Ayrıyeten SHIB’in “Dogecoin katili” olarak lanse edilmesi, topluluk nezdinde hâlâ güçlü bir öykü sunuyor.

    Elon Musk’ın DOGE ile olan etkileşimi bir periyot göğüs coin furyasını ateşlemiş olsa da, son devirlerde bu ilgi azalmış üzere görünüyor. SHIB tarafında ise geliştirici takım daha etkin, topluluk daha organize ve beklenti daha büyük.

    Dikkat: BTC 100.000 Doları Geçerse Bu Göğüs Coin Varlıklı Eder!

    Dikkat: BTC 100.000 Doları Geçerse Bu Göğüs Coin Varlıklı Eder!

    Dogecoin Teknik Dataları: 0.196 Dolar Düzeyi Kritik

    DOGE şu anda 0.139–0.150 dolar bandında dayanak bulmuş durumda. Bu bölge daha evvel önemli bir dirençti ve kırılmasıyla 50 gün içinde %250’lik bir ralli yaşanmıştı. Tıpkı hareket tekrar ederse DOGE yatırımcılarını tekrar heyecanlandırabilir.

    Özellikle 0.196 doların üzerinde kapanış yapılması, trend dönüşümünü teyit edebilir. Bu durumda DOGE fiyatı evvel 0.313 dolara, akabinde güçlü bir alıcı ilgisiyle 0.484 dolara kadar yükselebilir. Lakin bu senaryonun gerçekleşmesi için büyük hacim ve daima alım baskısı kural.

    Shiba Inu’nun Amacı: %108’lik Sıçrama ile 0.000028 Dolar

    SHIB, uzun müddettir içinde bulunduğu düşen trend çizgilerini kırmayı başardı. Artık sırada 0.00001364 dolar direncini takviyeye çevirme kademesi var. Bu düzeyin üzerine yerleşmesi durumunda Shiba Inu, yeni bir boğa koşusuna başlayabilir.

    Teknik tahlillere nazaran bu kırılım gerçekleşirse, SHIB fiyatı %108 artışla 0.00002868 dolara ulaşabilir. Shibarium üzere ekosistem gelişmeleri de bu hareketi destekleyebilir. Bilhassa faal adres sayısının artışı, ağ kullanım bilgileri ve yakım oranlarındaki yükseliş yatırımcıların ilgisini artırıyor.

    Bu Kere Önder Hangi Göğüs Coin Olacak?

    Meme coin savaşında uzun müddettir DOGE öncüydü, lakin bilgiler SHIB’in bu sefer öne geçebileceğini gösteriyor. Topluluk ilgisi, teknik yapı ve genel piyasa algısı SHIB lehine döndü. BTC 100.000 dolar yolunda ilerlerken, patlama yapacak birinci coin büyük olasılıkla Shiba Inu olacak üzere görünüyor.

    Yatırımcılar için artık yalnızca Bitcoin değil, onu takip edecek altcoin’ler de gündemde. SHIB ve DOGE, bu yarışın en dikkat çeken iki ismi olmaya devam edecek.

  • TÜRİB 7-11 Nisan Haftası Tarım Ürünleri Piyasası Bülteni

    Foreks –

  • Chainlink Tesiri: Pi Coin Fiyatı Yükseliyor! Yeni Rekor Geliyor mu?

    Son periyotta sessizliğe gömülen Pi Coin, Chainlink’in Veri Streams entegrasyonu sayesinde yine manşetlere taşındı. DeFi ekosisteminin en güçlü oracle ağlarından biri olan Chainlink, Pi Network’ü desteklenen varlıklar ortasına dahil etti. Bu gelişmeyle birlikte PI Coin fiyatı kısa müddette %17.1 artarak yatırımcıların ilgisini tekrar kazandı. Pekala bu yalnızca süreksiz bir yükseliş mi yoksa Pi Network için gerçek bir dönüşümün başlangıcı mı? Kriptokoin.com olarak ayrıntıları aktarıyoruz.

    Chainlink Entegrasyonu: PI Coin Güçlenmeye Başladı

    Chainlink tarafından yapılan resmi açıklamada, Pi Network’ün data akış hizmetlerine entegre edildiği duyuruldu. Bu sayede PI Coin, düşük gecikmeli oracle yapısı sayesinde gerçek vakitli piyasa bilgilerine erişebilir hale geldi. Bu entegrasyon, bilhassa merkeziyetsiz uygulamalar (dApps) için sağlam fiyat bilgisi sağlayarak büyük bir fark yaratıyor.

    Bununla birlikte Chainlink, yalnızca Pi’yi değil tıpkı vakitte JasmyCoin, Grass ve THORChain üzere 22 farklı varlığı da sistemine ekledi. Bu da Chainlink’in DeFi evrenindeki kapsama alanını daha da genişletti. Pi Network’ün bu listeye dahil olması, projenin ciddiyetini ve potansiyelini bir sefer daha gözler önüne serdi.

    Chainlink Tesiri: Pi Coin Fiyatı Yükseliyor! Yeni Rekor Geliyor mu?

    Chainlink Tesiri: Pi Coin Fiyatı Yükseliyor! Yeni Rekor Geliyor mu?

    Ethereum ve Avalanche Üzerinde Süreç Görebilecek: Çok Zincirli Atılım

    Analistler, Chainlink sayesinde Pi Coin’in artık Ethereum ve Avalanche üzere büyük zincirlerde de süreç görebileceğini vurguluyor. Bu çapraz zincir uyumluluğu, PI’nin likiditesini artırırken, DeFi dünyasındaki kullanım alanlarını da genişletiyor. Artık Pi ile borç verme, alım satım ve tokenizasyon üzere gelişmiş süreçler mümkün hale geliyor.

    Ayrıca bu yeni yapı, gayrimenkulden dijital sanat yapıtlarına kadar birçok varlığın PI ile temsil edilmesinin önünü açabilir. Uzmanlar, bu gelişmenin Pi Network’ü daha evvel hayal bile edilemeyen düzeylere taşıyabileceğini düşünüyor. “DeFi’nin yeni yıldızı Pi olabilir” yorumları giderek yaygınlaşıyor.

    Piyasa Canlandı, Lakin PiCoin İçin Gelişmeler Yakından İzlenmeli

    Chainlink tesiriyle PI fiyatı 0.70 dolara kadar çıktı. Bu, uzun müddettir durağan seyreden bir varlık için hayli güçlü bir hareket olarak kayda geçti. Lakin kimi analistler, ağ üzerinde doğrulanmış işletmelerin listesinde uzun müddettir değişiklik olmamasına dikkat çekiyor. Bu, Pi’nin kurumsal büyümesinde bir duraksamaya işaret edebilir.

    Öte yandan Pi Network, bu ay içinde fiat on-ramp ve reklam ekosistemi üzere yeni araçları da devreye aldı. Bu adımlar, Pi’yi tam manasıyla işleyen bir Web3 platformuna dönüştürme vizyonunun kesimi olarak görülüyor. Geliştiriciler uygulamalarından gelir elde edebilirken, kullanıcılar da reklam etkileşimlerinden kar sağlayabiliyor.

    Pi Coin ve Chainlink entegrasyonu, yalnızca bir fiyat artışıyla sonlu değil; aslında Pi Network’ün geleceğine dair umutların tekrar yeşermesi manasına geliyor. Gerçek vakitli data akışı, çapraz zincir takviyesi ve gelişmiş altyapı sayesinde Pi, artık yalnızca bir taşınabilir madencilik uygulamasından çok daha fazlası olabilir.

  • Barclays, kaliteli Avrupa hisselerini yükseltti, değer hisselerini düşürdü

    Investing.com — Barclays stratejistleri, artan resesyon riskleri karşısında Kaliteli Avrupa hisselerini Pozitif’e yükseltirken, Değer hisselerini Nötr’e düşürdü.

    Bu hamle, küresel hisse senedi piyasalarının Mart ayında düşüş yaşamasının ve tarife açıklamaları ile politika belirsizliklerinden etkilenerek Nisan ayına kadar zorluklarla karşılaşmaya devam etmesinin ardından geldi.

    Emmanuel Cau liderliğindeki stratejistler bir notta şöyle dedi: “Karşılıklı yüksek tarifelere 90 günlük ara verilmesi memnuniyetle karşılandı, ancak bu kesinlikle hikayenin sonu değil.”

    Stratejistler şunları ekledi: “Değişken politika/yönetişim muhtemelen yukarı yönlü potansiyeli sınırlıyor, çünkü gergin hazine piyasası ve zayıf dolar güveni zayıflatıyor.”

    Kaliteli hisseler Mart ayında geride kaldı ancak ’Kurtuluş Günü’ndeki tarife açıklamasının ardından daha iyi performans göstermeye başladı.

    ABD tahvil piyasasındaki sorunların tetiklediği kredi riskinin yeniden değerlendirilmesi, yatırımcıların şirket bilançolarına daha fazla önem vermesine yol açtı. Cau’ya göre, yatırımcıların bilançoları incelemesi, hisse senedi seçiminde Kalite faktörünü çok önemli hale getiriyor.

    Barclays, kaliteli hisseleri yükseltirken, Değer hisselerini Pozitif’ten Nötr’e düşürdü. Bu revizyon, Değer hisselerinin yılbaşından bu yana gösterdiği güçlü performansı, kalabalık taktiksel pozisyonlanmaya ve artan resesyon riski endişelerine yol açmış olabileceğini yansıtıyor.

    Bununla birlikte, Barclays uzun vadede Değer hisseleri için olumlu bir görünüm görmeye devam ediyor.

    Bu arada, yatırım bankası Boyut faktörüne ve Kalite-Getiri kombinasyonu sepetine yönelik olumlu duruşunu sürdürüyor.

    Düşük Volatilite hisseleri son zamanlarda daha iyi performans gösterdi, ancak sürekli ekonomik belirsizlik nedeniyle, faktör konusunda nötr kalmaya devam ederken Kalite için daha fazla yükseliş potansiyeli görüyorlar.

    Son piyasa çalkantılarına rağmen, Boyut faktörü, AB içi maruziyeti ve düşük kalabalıklaşma nedeniyle iyi performans gösterdi.

    Büyüme, son bir ayda geride kaldı. Yüksek büyüme hisseleri hala pahalı ve yaygın olarak tutuluyor görünse de, stratejistler son dönemdeki düşük performansın biraz abartılı olduğunu düşünüyor.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Intel hisseleri, Altera birimini Silver Lake’e satmaya yakın olduğu haberiyle yükseldi

    Investing.com — Intel Corporation (NASDAQ:INTC) hisseleri, şirketin programlanabilir çipler bölümü Altera’daki çoğunluk hissesini özel sermaye şirketi Silver Lake Management’a satmaya yakın olduğunu bildiren Bloomberg News haberinin ardından Pazartesi günü piyasa öncesi işlemlerde %2,6 yükseldi.

    Beklenen anlaşma, Intel’in temel olmayan işletmelerden çıkma stratejisinin bir parçası olarak görülüyor. Bu hamle, şirketin operasyonlarını sadeleştirmeyi ve ana büyüme alanlarına odaklanmayı amaçlıyor. Buna göre, duyurunun bu hafta içinde yapılması bekleniyor.

    Intel’in 2015 yılında yaklaşık 17 milyar dolar karşılığında Altera’yı satın alması, telekomünikasyon ağlarında yaygın olarak kullanılan çok amaçlı çipleri portföyüne katmıştı.

    Bununla birlikte, Altera’nın Lattice (OTC:LTTC) Semiconductor Corp. ve çeşitli satın alma şirketleri dahil olmak üzere diğer şirketlerden ilgi görmesiyle, Intel’in Silver Lake’e potansiyel satışı, birimin değerini satın alma fiyatından önemli ölçüde daha düşük görebilir. Tahminler 9 milyar dolara kadar düşüyor.

    Bu hamle, Intel’in 2024’ün başlarında duyurduğu, daha az önemli varlıklardan kurtularak işini yeniden yapılandırma çabalarının bir devamı olarak görülüyor. Altera’nın satışının, Intel’e kaynaklarını ve sermayesini daha kârlı ve merkezi operasyon segmentlerine yeniden tahsis etme fırsatı sağlaması bekleniyor.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Teknoloji tarifesi duraklaması: SVB mi yoksa Bear Stearns anı mı? Vital Knowledge değerlendiriyor

    Investing.com — ABD Başkanı Donald Trump’ın tarifeleri, küresel finans piyasalarını değişikliklerin nihai etkisini belirleyebilecek “kritik bir dönüm noktasına” getirdi. Bu değerlendirme Vital Knowledge analistlerine ait.

    Piyasalar son günlerde dalgalanma yaşadı. Yatırımcılar, Trump’ın tarifelerindeki hızlı değişikliklere ayak uydurmaya çalıştı. Başkan, 2 Nisan’da çeşitli ülkelere kapsamlı tarifeler açıkladıktan sonra aşırı borsa oynaklığı ve tahvil piyasasında sert satışlar yaşandı. Geçen hafta ise yükseltilmiş karşılıklı vergilerin çoğuna 90 günlük kısmi bir duraklama getirdi.

    Cuma günü geç saatlerde Beyaz Saray, akıllı telefonlar ve bilgisayarlar gibi bazı teknoloji ürünleri için karşılıklı tarifelere geçici bir duraklama getirdiğini duyurdu. Trump ve diğer yetkililer, bu hamlelerin muafiyetler anlamına gelmediğini vurguladı. Bu da önümüzdeki günlerde teknolojiye özel daha fazla tarife gelebileceğini gösteriyor.

    Buna rağmen, Trump’ın tarifelerinin ana hedefi olan Çin’deki teknoloji hisseleri Pazartesi günü keskin bir şekilde yükseldi. Tedarik zinciri büyük ölçüde Çin’e dayanan Apple’ın (NASDAQ:AAPL) hisseleri de ABD piyasası açılış öncesi işlemlerde yükseldi.

    Bu gelişmeler ışığında, Adam Crisafulli liderliğindeki Vital Knowledge analistleri, tüccarların mevcut ortamın 2008’deki Bear Stearns kurtarmasına mı yoksa 2023’teki Silicon Valley Bank çöküşüne mi daha çok benzediğini anlamaya çalıştığını belirtti.

    Analistler şöyle yazdı: “Piyasa ilkine doğru eğilim gösteriyor, ancak mevcut yörünge ikincisine işaret ediyor.”

    Ayrıca, S&P 500’de 5.050 seviyesinin “altında sürekli bir kırılmanın”, 5.450’nin üzerinde bir kırılmadan “daha olası” olduğunu eklediler. Gösterge endeks Cuma günü 5.363,36 seviyesinden kapandı.

    Analistler şu değerlendirmeyi yaptı: “Beyaz Saray piyasa bazlı sinyallere yanıt veriyor olabilir, ancak çok cepheli ticaret savaşları, mevcut durum daha uzun süre devam ederse kontrol edemeyecekleri güçleri serbest bırakıyor. Büyüme yavaşlıyor, enflasyon yükseliyor ve kurumsal kârlar zorluklarla karşılaşacak.”

    Son olarak şu uyarıda bulundular: “Belirli bir noktada, geri çekilme miktarı tsunamiyi kontrol altına almak için yeterli olmayacak.”

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Goldman, düşük görünüm nedeniyle Avrupa hisse hedeflerini düşürdü

    Investing.com — Goldman Sachs, düşen enerji fiyatları, döviz kuru baskıları ve artan makro belirsizlik nedeniyle zayıflayan kazanç görünümünü gerekçe göstererek Avrupa hisseleri için fiyat hedeflerini düşürdü.

    Banka artık STOXX 600 için 2025 hisse başına kazanç (EPS) tahmininin %7 düşeceğini öngörüyor. Bu rakam, mevcut aşağıdan yukarıya konsensüs olan %4 büyümenin oldukça altında.

    Peter Oppenheimer liderliğindeki stratejistler bir notta şöyle belirtti: “Piyasalar ticaret politikası ve ekonomik büyüme görünümündeki değişimlere keskin tepki verirken, konsensüs kazanç tahminleri bu yıl nispeten istikrarlı kaldı.”

    STOXX 600, Mart ayındaki zirvesinden %13 düştü, ancak 2025 EPS tahminleri şimdiye kadar %2’den daha az geriledi.

    Stratejistler, aşağı yönlü revizyonlar için daha fazla alan görüyor. Tarihsel olarak, piyasa performansı ile kazanç revizyonları arasında güçlü bir ilişki var ve mevcut seyir, piyasanın beş yüzde puandan fazla bir kesinti fiyatladığını gösteriyor.

    Enerji ve temel kaynaklar sektörleri özellikle zayıf seyretti. Düşen petrol fiyatları ve güçlenen euro, kazançlar üzerinde baskı oluşturdu. Brent ham petrol fiyatları ilk çeyrekte yıllık bazda %8 düşerek enerji üreticileri için kazanç düşüşlerine katkıda bulundu.

    Yılbaşından bu yana, EPS tahminleri enerji sektörü için %5, temel kaynaklar için %12 düşürüldü. Ayrıca, euronun değer kazanması (Şubat ayı dip seviyelerinden %6 yükseliş) STOXX 600 gelirinin yaklaşık %60’ını oluşturan uluslararası faaliyeti olan şirketler üzerinde baskı yarattı.

    Stratejistler şunu belirtti: “Konsensüs tahminleri artık STOXX 600 EPS’sinde ilk çeyrek için yıllık %5’lik bir düşüş öngörüyor.” Enerji ve Finansalların en büyük baskıyı oluşturması bekleniyor.

    Bu olumsuz faktörleri yansıtarak Goldman, STOXX 600 endeksi için sırasıyla önümüzdeki 3, 6 ve 12 aylık hedeflerini 470, 490 ve 520’ye düşürdü. Bu, önceki 510, 530 ve 570 projeksiyonlarından daha düşük.

    Değerlemeler de baskı altında kaldı. STOXX 600, ileriye dönük kazançların 12 katı seviyesinde işlem görüyor. Bu, uzun vadeli ortalamasının biraz altında ve genellikle ayı piyasası dip seviyelerinde görülen seviyelere yakın.

    Goldman, Küresel Finansal Kriz gibi geçmiş krizlerde Avrupa değerlemelerinin ileriye dönük kazançların 8 katına kadar düştüğü konusunda uyarıyor.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • BP Meksika Körfezi’nde petrol keşfetti, üretim portföyünü güçlendirdi

    Investing.com — BP, Meksika Körfezi’ndeki ABD Far South sahasında petrol keşfettiğini duyurdu.

    Bu keşif, İngiliz enerji devinin revize edilmiş stratejisi kapsamında üretimini genişlettiği bir dönemde gerçekleşti.

    Pazartesi günü BP, ilk verilerin yüksek kaliteli rezervuarları ve potansiyel olarak ticari miktarda hidrokarbon varlığını gösterdiğini açıkladı.

    Bu arama kuyusu, Louisiana kıyısından yaklaşık 120 mil açıkta bulunuyor. Kuyu toplam 23.830 fit derinliğe kadar sondajlanmış durumda.

    BP, bu keşfin arama faaliyetlerine yaptığı artan yatırımı gösterdiğini ve üretim portföyünü güçlendirdiğini vurguladı.

    Şirket şu anda yenilenen stratejisi kapsamında üretimini artırıyor. ABD Far South sahasındaki keşif, bu yöndeki önemli bir gelişmeyi temsil ediyor.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • UBS, ABD gümrük vergisi endişeleri nedeniyle Stellantis’i “nötr”e düşürdü ve hedef fiyatı kesti

    Investing.com — UBS Global Research, Pazartesi tarihli bir notta Stellantis N.V. (NYSE:STLA) hissesini “nötr” seviyesine düşürdü ve hedef fiyatını 16 eurodan 8,8 euroya indirdi.

    Bu düşüş, 2 Nisan’da uygulanan yüzde 25’lik ABD otomobil gümrük vergisinin Stellantis’i Detroit’teki rakiplerine göre daha şiddetli etkilemesinin ardından geldi.

    Stellantis’in ABD’de satılan araçlarının yaklaşık yüzde 35’i ithal edilmektedir. Bu durum şirketi gümrük vergilerine karşı daha savunmasız hale getiriyor.

    Bununla birlikte, şirket birkaç çeyrektir pazar payı kaybı yaşıyor. Potansiyel olarak daralan ABD pazarında pazar payını geri kazanma yönündeki iddialı planının başarılı olma ihtimali artık daha düşük görülüyor. UBS yakın zamanda ABD SAAR tahminini yaklaşık yüzde 9 oranında düşürdü.

    Ford (IS:FROTO) ve General Motors’un (NYSE:GM) aksine, UBS, Stellantis’in Kuzey Amerika’da zarar etmesini ve negatif serbest nakit akışı yaşamasını bekliyor.

    Önceki olumlu görünümün merkezinde yer alan ABD işini başarıyla dönüştürememesi, not düşüşüne yol açtı.

    Şirketin Grup Düzeltilmiş Faaliyet Kârı şu anda başabaş noktasına yaklaşıyor ve serbest nakit akışının negatif kalması bekleniyor. UBS, 2025 ve 2026 için hisse başına kazanç tahminlerini yaklaşık yüzde 50 oranında düşürdü. Bu düşüş büyük ölçüde Kuzey Amerika’da beklenen negatif düzeltilmiş faaliyet kârından kaynaklanıyor.

    Daha geniş küresel ticaret belirsizlikleri ve gümrük vergilerinin de ekonomik büyümeyi yavaşlatması ve Stellantis’i daha fazla etkilemesi bekleniyor.

    UBS, 2025’te 2 milyar eurodan fazla net nakit çıkışı öngörüyor. Ayrıca, kötümser üretim ve işletme sermayesi senaryosunda daha büyük negatif serbest nakit akışı olasılığı bulunuyor.

    Bu durumda UBS, Stellantis’i yakın gelecekte güçlü nakit getirileri sağlayabilecek bir hisse olarak görmüyor. Ancak şirketin net nakit pozisyonunu koruması bekleniyor.

    Stellantis’in iyileşebileceği senaryolar var, özellikle ABD otomobil gümrük vergilerinin azaltılması veya kaldırılması durumunda.

    Bununla birlikte, UBS, ABD hükümetinin otomobil üretimini yeniden ülkeye kazandırma çabası göz önüne alındığında, bu senaryoya düşük bir olasılık atfediyor.

    2025’in ilk yarısının sonuna kadar yeni bir CEO’nun açıklanması bir başka önemli olay olacak. Ancak UBS, önemli stratejik kararların hayata geçirilmesinin zaman alacağını bekliyor.

    Olumlu taraftan bakıldığında, Stellantis ABD’de yaklaşık yüzde 50 kapasite kullanımıyla çalışıyor. Bu, Meksika ve Kanada’dan üretimi yeniden ABD’ye taşımanın nispeten kolay olabileceği anlamına geliyor. Ancak bu, alet ve ekipmanlara büyük yatırımlar ve Kuzey Amerika ayak izinin yeniden yapılandırılmasını gerektirecek.

    UBS’in güncellenmiş değerlemesi, revize edilmiş düzeltilmiş faaliyet kârı tahminlerini yansıtıyor ve Kuzey Amerika için 4 milyar euro yeniden yapılandırma ve yeniden ülkeye kazandırma maliyeti öngörüyor.

    Yeni hedef fiyatta Stellantis, 2026 tahminleri için 6,2 kat F/K oranıyla işlem görecek. Temettüler konusunda sınırlı görünürlük ve hisse geri alımlarının muhtemelen ertelenmesiyle, hissenin kısa vadeli beklentileri belirsiz kalıyor.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • BP Meksika Körfezi’nde petrol keşfetti, küresel üretimi artırmayı planlıyor

    Investing.com — İngiliz enerji devi BP, ABD’nin Meksika Körfezi’ndeki Far South bölgesinde petrol keşfettiğini duyurdu. Bu gelişme, şirketin revize edilmiş stratejisi kapsamında üretimini artırma planlarıyla örtüşüyor.

    Pazartesi günü BP, ilk verilerin yüksek kaliteli rezervuarları ve potansiyel olarak ticari miktarda hidrokarbon varlığını gösterdiğini açıkladı. Louisiana kıyılarından yaklaşık 120 mil açıkta bulunan keşif kuyusu, toplam 23.830 fit derinliğe kadar sondajlandı.

    Şirket, bu keşfin arama faaliyetlerine yönelik artan yatırımlarını vurguladığını ve üretim portföyünü güçlendirdiğini belirtti.

    BP’nin revize edilmiş stratejisi ve hidrokarbon üretimine yenilenen odağı, küresel üretimini 2030 yılına kadar günlük 2,3 milyon ile 2,5 milyon varil petrol eşdeğeri seviyesine çıkarması bekleniyor. Şirket ayrıca 2035 yılına kadar üretimi artırma olasılığından da bahsetti.

    Bununla birlikte, BP artan arama planları doğrultusunda önümüzdeki üç yıl içinde yaklaşık 40 kuyu sondajı yapmayı planlıyor. Şirket, bu kuyuların 10 ila 15’inin 2025 yılında sondajlanacağını öngörüyor.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Trump’ın tarife muafiyetleri Muhteşem Yedili hisselerini yükseltti; Apple %6 arttı

    Investing.com — Apple (NASDAQ:AAPL), Pazartesi günü piyasa öncesi kazançlara öncülük etti. Trump yönetiminin telefonlar, bilgisayarlar ve diğer popüler elektronik ürünleri karşılıklı tarifelerden muaf tutmasının ardından şirketin hisseleri %6,4’e kadar yükseldi.

    Bununla birlikte, Başkan Trump muafiyetlere rağmen gelecekte popüler tüketici elektroniği ürünlerine vergi uygulamaya söz verdi.

    Bu arada, KeyBanc, tarife muafiyetini “muhtemelen en iyi senaryo” olarak nitelendirerek Apple’ı düşük ağırlıktan sektör ağırlığına yükseltti. Bu haber, diğer Muhteşem Yedili hisselerinde de ralliye neden oldu.

    Nvidia %2,5 artış gösterirken, Amazon (NASDAQ:AMZN) ve Meta her biri %1,7 yükseldi. Tesla %0,9, Alphabet (NASDAQ:GOOGL) %1,2 ve Microsoft (NASDAQ:MSFT) %1 artış kaydetti.

    Bu hisselerin eşit ağırlıklı bir ölçüsü olan Bloomberg Muhteşem 7 endeksi, 2024’teki %67’lik yükselişin ardından bu yıl %18 düşüş yaşadı. Endeks Apple, Nvidia, Amazon, Meta, Tesla, Alphabet ve Microsoft’u içeriyor.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Wood Group hisseleri, Sidara’nın hisse başına 35 peni teklifi ile %13 yükseldi

    Investing.com — Wood Group’un (LON:WG) hisseleri, özel bir küresel mühendislik ve danışmanlık firması olan Sidara’dan gelen potansiyel satın alma teklifinin açıklanmasının ardından Pazartesi günü %13’ün üzerinde yükseldi.

    Teklif, Wood’un ihraç edilmiş tüm hisse sermayesi için hisse başına 35 peni nakit ödemeyi ve şirketin finansal durumunu güçlendirmeyi amaçlayan 450 milyon dolarlık sermaye enjeksiyonunu içeriyor.

    Wood yönetim kurulu, bazı ön koşulların karşılanması şartıyla, teklifi muhtemelen tavsiye edeceğini belirtti.

    Bu koşullar arasında Wood’un mevcut borç imkanlarının uzatılması ve değiştirilmesi, şirketin denetlenmiş finansal hesaplarının yayınlanması ve Sidara’nın due diligence sürecinin başarıyla tamamlanması yer alıyor.

    Teklif ayrıca Wood’un yöneticilerinin oybirliğiyle onayına ve Sidara yönetim kurulunun nihai onayına bağlı.

    Anlaşma ilerlerse, her iki şirketin de güçlü pazar konumlarına sahip olduğu enerji ve malzeme sektörlerinde gelişmiş ölçek ve yeteneğe sahip lider bir küresel mühendislik danışmanlık şirketi oluşturacak.

    Sidara, Wood’un bağımsız denetiminde ortaya çıkan noktaları incelemek de dahil olmak üzere due diligence sürecinde önemli ilerleme kaydetti ve tüm düzenleyici koşulların karşılanmasını sağlamaya kararlı.

    Önerilen sermaye enjeksiyonu iki dilimde sağlanacak: hissedar onayı üzerine 250 milyon dolar ve teklif sonuçlandırılırsa ek 200 milyon dolar.

    Bu finansman, Wood’un borcunu azaltmasına ve finansman kaynaklarını çeşitlendirmesine yardımcı olmak, devam eden sermaye yapısı sorunlarını çözmek için tasarlandı.

    Jefferies’in verilerine göre, potansiyel anlaşma Wood’u 316 milyon dolarlık piyasa değeri, 690 milyon dolarlık net borç ve 450 milyon dolarlık sermaye enjeksiyonu temelinde yaklaşık 1,45 milyar dolar değerinde gösteriyor.

    Kiralamalar dahil edilirse, işletme değeri 1,84 milyar dolara yükseliyor. Jefferies’in 432 milyon dolarlık 2025 FAVÖK tahmini, 3,4x EV/FAVÖK oranını veya kiralamalar dahil 4,2x’i ima ediyor. Bu, 2024’te görülen yaklaşık 6x EV/FAVÖK değerlemelerinden önemli ölçüde düşük.

    Wood yönetim kurulu çeşitli refinansman seçeneklerini araştırmaya devam etti ancak Sidara teklifinin hissedarları, alacaklıları ve diğer paydaşları için en iyi yol olduğuna inanıyor.

    Bu çabalar, Wood’un likidite zorluklarını ele alması ve daha sürdürülebilir uzun vadeli bir sermaye yapısı sağlaması açısından kritik öneme sahip.

    Teklif, hissedar onayı, düzenleyici incelemeler ve tam şartlar üzerinde nihai anlaşma dahil olmak üzere birkaç koşula tabi olmaya devam ediyor. Wood ve Sidara, gerekli borç değişikliklerini sonuçlandırmak için şirketin borç verenleri ve tahvil sahipleriyle görüşmelere devam ediyor.

    Anlaşma ilerledikçe daha fazla duyuru bekleniyor. Bu, Wood’un 2024 mali yılı finansal raporlama son tarihini karşılayamayacağı konusunda uyardığı, hisselerin potansiyel olarak askıya alınmasını tetikleyen daha önceki bir güncellemeyi takip ediyor.

    Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

  • Hazine, ihaleler öncesi toplam 4 milyar TL ROT satış yaptı

    Foreks – Hazine, bugün düzenleyeceği iki ihale öncesi kamu kuruluşları ve piyasa yapıcılara toplam 4 milyar TL rekabetçi olmayan teklif (ROT) satış yaptı.

    Hazine, 3 ay (98 Gün) vadeli bono ve 9 Yıl (3.451 gün) vadeli sabit kuponlu tahvil ihracı gerçekleştirecek.

    Bono ihalesi öncesi gelen 4 milyar 811 milyon TL ROT teklifin 2,5 milyar TL kısmı karşılandı. 

    Sabit kuponlu tahvil ihalesi öncesi piyasa yapıcıları 3 milyar 802 milyon TL teklif sunarken, ROT satış 1,5 milyar TL oldu. 

    İki ihalede de kamuya ROT satış yapılmadı.

  • AB, tarife görüşmelerinde ABD’den daha fazla LNG alımı için teklifte bulunabilir

    Foreks – Politico, Avrupa Birliği’nin ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına uyguladığı tarifeleri en aza indirmeyi amaçlayan görüşmelerin bir parçası olarak masaya daha fazla ABD sıvılaştırılmış doğal gazı (LNG) satın alma teklifinde bulunacağını yazdı.

    Politico’nun yetkililere dayandırdığı habere göre, teklif daha önce Trump’ın Avrupa’nın ülkesinin petrol ve gazından daha fazlasını satın alması talebine yanıt olarak gündeme getirilmişti, ancak ABD LNG’sine olan talebi toplayan AB çapındaki sipariş planlarıyla güncellenebilir.

    Haber, Trump’ın karşılıklı olduğunu söylediği AB yapımı ithalatlara yönelik %20’lik genel tarifenin ve Brüksel’in misilleme olarak oluşturduğu ABD ithalatlarına yönelik tarife paketinin 90 günlük bir ara vermesinin ardından geldi.

  • Millî Savunma Bakanı Güler başkanlığında birlik komutanlarının katılımıyla video telekonferans toplantısı gerçekleştirildi

    Foreks – Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler başkanlığında yurt içindeki ve sınır ötesindeki birlik komutanlarının katılımıyla video telekonferans toplantısı gerçekleştirildi.

    MSB’den yapılan açıklamaya göre, toplantıya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve Bakan Yardımcıları Alpaslan Kavaklıoğlu, Bilal Durdalı ve Musa Heybet katıldı.

  • Liverpool, adım adım şampiyonluğa

    Avrupa’nın 5 büyük futbol ülkesi Almanya (Bundesliga), Fransa (Ligue 1), İngiltere (Premier Lig), İspanya (LaLiga) ve İtalya’daki (Serie A) maçlara hafta sonu devam edildi.

    İngiltere’de Liverpool, İspanya’da Barcelona, İtalya’da Inter ve Almanya’da Bayern Münih, puan tablosunun tepesinde yer aldı.

    Fransa’da şampiyonluğunu ilan eden Paris Saint-Germain (PSG) ise haftayı maç yapmadan geçti.

    Liverpool, adım adım şampiyonluğa gidiyor

    Premier Lig’de rakipleriyle ortasındaki farkı açan Liverpool, alanında West Ham United’ı Luis Diaz ve Virgil van Dijk’ın golleriyle 2-1 yendi.

    Müsabakada bir asist yapan Liverpool’un Mısırlı yıldızı Muhammed Salah, ismini bir defa daha Premier Lig tarihine yazdırdı. Bu sezon ligde 27 gol ve 18 asiste ulaşan Salah, 45 kere gol katkısı yaptı. Yıldız futbolcu böylelikle Thierry Henry ve Erling Haaland’ı geride bırakarak 38 maçlık Premier Lig dönemlerinde en fazla gol katkısı veren oyuncu oldu.

    Tepenin en yakın takipçisi Arsenal, meskeninde Brentford ile 1-1 berabere kalarak puan kaybetti.

    Üçüncü sıradaki yerini müdafaaya çalışan dönemin sürpriz grubu Nottingham Forest, alanında Everton’a 1-0 yenildi.

    Newcastle United, ulusal kaleci Altay Bayındır’ın kalesini koruduğu Manchester United’ı 4-1’lik skorla geçti.

    Manchester City ise Crystal Palace’ı ağırladığı maçta 2-0 geriye düşmesine karşın 5-2 galip geldi.

    Ligin 32. haftasında 76 puanlı Liverpool, Arsenal’ın 13 puan önünde dorukta yer aldı. Bu iki ekibi Nottingham Forest 57, bir maçı eksik Newcastle United 56 ve Manchester City 55 puanla izledi.

    LaLiga’da Barcelona puan farkını korudu

    LaLiga’da başkan Barcelona, deplasmanda Leganes’i Jorge Saenz’in kendi kalesine attığı golle 1-0 mağlup etti.

    Son şampiyon Real Madrid, Alaves deplasmanında uzun mühlet 10 kişi oynadığı çabayı 1-0 kazandı. Kylian Mbappe, 38. dakikada direkt kırmızı kart görerek grubunu 10 kişi bıraktı. Madrid takımında ulusal futbolcu Arda Güler, birinci 11’de başladığı karşılaşmada 62 dakika görev yaptı.

    Ligde 31. hafta, bu akşamki Atletico Madrid-Valladolid maçıyla tamamlanacak. Barcelona’nın 70 puanla tepede yer aldığı ligde Real Madrid 66 ve bir maçı eksik Atletico Madrid 60 puan topladı.

    Inter tepeyi bırakmıyor

    Serie A lideri Inter, sahasında Cagliari’yi Marko Arnautovic, Lautaro Martinez ve Yann Aurel Bisseck’in golleriyle 3-1 yendi.

    Inter’de ulusal futbolcu Hakan Çalhanoğlu, 84 dakika vazife aldı.

    Tepe takipçisi iki kadronun maçında Atalanta, meskeninde Bologna’yı 2-0’lık skorla geçti ve üç maçlık yenilgi serisine son verdi.

    Ulusal futbolcu Kenan Yıldız’ın ekibinin galibiyet golünü attığı gayrette Juventus, alanında Lecce’yi 2-1 mağlup etti.

    Başşehir derbisinde ise Lazio ile Roma 1-1 berabere kaldı. Roma’da ulusal oyuncu Zeki Çelik, 90 dakika forma giydi.

    Ligde 32. hafta, bu akşamki Napoli-Empoli maçıyla tamamlanacak. Napoli, başkanın kazandığı haftada tepeyle ortasındaki farkın açılmasına mani olmaya çalışacak.

    Inter, Serie A’da 71 puana ulaşarak doruktaki yerini korudu. Maç eksiği bulunan Napoli 65, Atalanta 61 ve Juventus 59 puanla Inter’i izledi.

    Bayern Münih ve Bayer Leverkusen puan kaybetti

    Bundesliga’da başkan Bayern Münih, Alman futbolunun “Der Klassiker” olarak isimlendirilen maçında Borussia Dortmund ile 2-2 berabere kaldı.

    Konut sahibi Bayern Münih’in gollerini Raphael Guerreiro ve Serge Gnabry kaydetti. Borussia Dortmund’un golleri ise Maximilian Beier ve Waldemar Anton’dan geldi. Konuk grupta ulusal futbolcu Salih Özcan, birinci 11’de başladığı karşılaşmada 71 dakika misyon yaptı.

    Son şampiyon Bayer Leverkusen, alanında Union Berlin ile 0-0’lık eşitliğe razı oldu.

    Ulusal futbolcu Can Uzun’un 61 dakika alanda kaldığı maçta Heidenheim’ı ağırlayan Eintracht Frankfurt ise 3-0 galip geldi.

    Ligin 29. haftasında 69 puanlı Bayern Münih, Bayer Leverkusen (63) ve Eintracht Frankfurt’un (51) önünde liderliğini sürdürdü.

    PSG haftayı maç yapmadan geçti

    Ligue 1’de şampiyonluğunu ilan eden namağlup PSG, UEFA Şampiyonlar Ligi’ne odaklanmak hedefiyle haftayı maç yapmadan geçti.

    PSG’nin Nantes ile oynaması gereken müsabaka, UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finalindeki Aston Villa maçları nedeniyle ertelendi.

    Haftanın maçında Monaco, alanında Olimpik Marsilya’yı 3-0’lık skorla geçti.

    Döneme beklenen başlangıcı yapamayan Olimpik Lyon ise Auxerre deplasmanında 3-1 kazanarak çıkışını sürdürdü.

    Ligde 29. hafta sonunda bir maçı eksik şampiyon PSG, 74 puanla tepede yer aldı. Monaco 53, Marsilya 52 ve Lyon 51 puanla PSG’nin akabinde sıralandı.

  • Xiaomi 16 bataryasıyla hem Apple’ı hem de Samsung’u tokatlayacak

    Akıllı telefon dünyası 2026 yılında Galaxy S26 ve iPhone 18 üzere yeni amiral gemilerine hazırlanırken, Xiaomi’nin bu rekabete çok savlı bir modelle katılabileceği konuşuluyor. Çinli toplumsal medya platformu Weibo’da “Smart Pikachu” takma ismiyle bilinen emniyetli bir sızıntı kaynağına nazaran, Xiaomi 16 modeli tam 7.000 mAh kapasiteli bir batarya ile gelebilir.

    Bu argüman, günümüzde büyük bataryalı telefonların yaygınlaşmaya başlamasıyla çok da şaşırtan değil. Örneğin Honor’un 8.000 mAh kapasiteli bir aygıt üzerinde çalıştığı öne sürülüyor. Red Magic 10 Pro aslında 7.050 mAh’lik bir batarya sunuyor ve OnePlus 14’ün de 7.000 mAh kapasiteye sahip olacağı söylentiler ortasında. Mevcut OnePlus 13 bile 6.000 mAh üzere hayli yüksek bir bedele sahip.

    Xiaomi 16’nın bu kadar büyük bir bataryayı nispeten kompakt bir gövdede sunması ise dikkat cazip. Şayet Xiaomi, evvelki model Xiaomi 15’in 6.36 inç ekran boyutuna sadık kalırsa, bu yeni aygıt, “küçük lakin güçlü” telefonları seven kullanıcılar için mükemmel bir seçenek olabilir.

    Xiaomi 16 bataryasıyla hem Apple'ı hem de Samsung'u tokatlayacak

    Xiaomi 16 bataryasıyla hem Apple’ı hem de Samsung’u tokatlayacak

    Bu gelişmeler, Android dünyasında yeni bir devrin başladığını işaret ediyor: Büyük Batarya Çağı. Sırf büyük ekranlı telefonlar değil, daha kompakt aygıtlar da artık uzun pil ömrüyle dikkat çekmeye başlıyor.

    Öte yandan, Xiaomi 16‘nın piyasaya çıkmasına daha vakit olsa da, büyük batarya ve kompakt yapı ikilisini bir ortaya getiren bir diğer model de yolda: OnePlus 13T. 6.200 mAh’lik bataryası ve yeni kuşak Snapdragon 8 Seçkine işlemcisi ile bu aygıtın, 189 gram altı yüküyle dikkat çekeceği söyleniyor. Bu hafiflikte güçlü bir aygıt sunulabilmesinin gerisinde ise geçtiğimiz yıl CATL iş birliğiyle geliştirilen “Glacier” batarya teknolojisi yatıyor.

    Özellikle oyun oynarken ve şarj olurken telefonların ısınma sorunu yaşadığı günümüzde, bu cins soğutma dostu batarya tahlilleri kullanıcı tecrübesini değerli ölçüde güzelleştirebilir.

  • PİYASAYA BAKIŞ-Türkiye’nin cari açığı artıyor, geleceği küresel ticaret gerginlikleri belirleyecek-ING

    Foreks – ING, Türkiye’de Şubat ayında cari açığın arttığını, önümüzdeki dönem verilerini küresel ticaret gerginliklerinin belirleyeceğini belirtti.

    ING, bugün açıklanan ödemeler dengesi verileriyle ilgili yayımladığı notta, Türkiye’nin cari açığının, dış ticaret açığının geçen yıla göre artması nedeniyle Şubat ayında yeniden kötüleştiğine işaret etti.

    Notta, “Genel olarak, öngörüldüğü gibi, cari açık Şubat ayında esas olarak dış ticaret gelişmelerinden kaynaklanan kademeli genişlemesini sürdürdü. Ticaret Bakanlığı’nın ön gümrük verileri, Mart ayında dış ticaret açığında yıllık bazda hafif bir daralma olduğunu gösteriyor.” denildi.

    ING analistleri şöyle devam etti:

    “Önümüzdeki dönemde, ABD-Çin ticaret savaşının yol açtığı artan belirsizlik, düşen enerji fiyatları ve son dönemde iç siyasi gelişmelerin etkisiyle sıkılaşan finansal koşullar gibi çeşitli faktörlerin cari işlemler dengesinin gelecekteki seyrini şekillendirmesi bekleniyor.”

  • Güney Kore, yakında ABD ile tarifeleri görüşmeye başlayacak

    Foreks – Güney Kore’nin geçici cumhurbaşkanı Han Duck-soo, ülkesinin ABD Başkanı Donald Trump’ın tarifelerini ele almak için yakında ABD ile müzakerelere başlayacağını söyledi.

    Han, ticaret bakanı başkanlığındaki bir Güney Kore müzakere ekibinin en kısa sürede ABD’yi ziyaret edeceğini belirtti.

    Han, müzakerelerin sadece tarifeleri değil, enerji ve gemi inşa iş birliği de dahil olmak üzere her iki ülkeyi ilgilendiren diğer konuları da ele alması gerektiğini ifade etti.

    Han, “karşılıklı olarak faydalı” bir anlaşma bulmak için bakanlık ve diğer düzeylerde hızlı bir istişare sözü verdi.

    Yonhap Haber Ajansı, iki ülkenin birkaç gün içinde Alaska’da bir sıvılaştırılmış doğal gaz projesini görüntülü konferans yoluyla görüşmesinin beklendiğini yazdı.

    Geçtiğimiz hafta Trump ve Han, telefonla tarifeleri görüştüler.

  • TCMB Başkanı Karahan, 23 Nisan’da IIF Küresel Görünüm Forumu’na katılacak

    Foreks – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Bahar Toplantıları ile birlikte Washington DC’de düzenlenen IIF Küresel Görünüm Forumu çerçevesinde bir oturuma katılacak.

    IIF tarafından 23 Nisan tarihinde gerçekleştirecek Forum’un açılış konuşmasını IIF Başkanı Tim Adams yapacak.

    Karahan’ın katılacağı “Merkez Bankacılarının Değişen Küresel Likidite Koşulları Ortasındaki İkilemleri” başlıklı oturum ise TSI 22.15’te başlayacak.

    Oturum, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve gelişen piyasalarda merkez bankacılarının hızla değişen küresel finansal koşullarla başa çıkarken enflasyon hedeflerine ulaşmalarına ilişkin içgörülerini ve bakış açılarını sunacak.

    IIF Genel Müdürü ve Başekonomisti Marcello Estevão’nun moderatörlüğünü yapacağı oturuma, Karahan dışında ECB Yönetim Kurulu Üyesi Philip Lane ve Arjantin Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Vladimir Werning katılacak.

  • Çocuklar ve Gençler “Mini Fest 2” ile Doyasıya Eğlendi

    Üsküdar Belediyesi’nce çocuklar ve gençlerin günlük yaşamlarına neşe katmak ve yaratıcı etkinliklerle vakit geçirmelerini sağlamak amacıyla düzenlenen “Mini Fest 2” Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde düzenlendi.

     

    Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş:

    “Üsküdar Belediyesi olarak çocuklarımızın sadece eğlenmesini değil, aynı zamanda gelişimini de önemsiyoruz”

     

    Üsküdar Belediyesi tarafından çocuklar ve gençlerin günlük yaşamlarına neşe katmak ve yaratıcı etkinliklerle vakit geçirmelerini sağlamak amacıyla düzenlenen “Mini Fest 2” Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

     

    Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ın katıldığı organizasyon renkli görüntülere sahne oldu.

     

    İlki geçtiğimiz Eylül ayında gerçekleştirilen ve yaklaşık 5 bin çocuk ve gencin katılımıyla büyük ilgi gören Mini Fest’in ikincisinde de yine çocuklar ve aileleri etkinlik alanına akın etti.

     

    Gün boyu süren etkinlikte çocuklar ve gençler; farklı atölye çalışmaları, dans ve köpük gösterileri, oyun parkurları, balon şovları, film gösterimleri, masal anlatımları ve kukla performanslarıyla hem eğlendi hem de öğrendi. Etkinlik alanında eğlenceli sosyal alanlar da oluşturuldu.

     

    Çocukların yoğun sevgisi ve ilgisiyle karşılanan Üsküdar Belediye Başkanı Dedetaş, yaptığı konuşmada “Bugün, çocuklarımız için unutulmaz bir gün olması dileğiyle; film ve masal gösterimlerinden kukla ve dans saatlerine, balon gösterilerinden tam 112 farklı atölyeye kadar dopdolu bir program hazırladık. Umuyorum ki tüm bu etkinlikler, onların dünyasında güzel bir iz bırakır, neşelerine neşe katar.” dedi.

     

    Çocukların gelişimine verdikleri önemi dile getiren Dedetaş, “Üsküdar Belediyesi olarak çocuklarımızın sadece eğlenmesini değil, aynı zamanda gelişimini de önemsiyoruz. Minifest’te yer verdiğimiz resimden el sanatlarına, boyamadan tasarıma uzanan geniş atölye yelpazemizle onların hayal gücünü desteklemeyi, yeteneklerini keşfetmelerine katkı sunmayı amaçladık.” diye konuştu.

     

    Etkinliğe ev sahipliği Bağlarbaşı Kültür Merkezi ile ilgili önemli bir duyuru yapan Başkan Dedetaş, “Bugün Minifest’e ev sahipliği yapan Bağlarbaşı Kültür Merkezimizi, geçirdiği tadilat süreciyle yepyeni bir çehreye kavuşturduk. Bu değerli mekanımızın resmi açılışını gerçekleştireceğiz. Açılış törenimizde Üsküdar Çocuk Koromuz da sahne alacak, tüm komşularımı açılış törenimize davet ediyorum.” şeklinde konuştu.

     

    Etkinlik alanında, çocuklara özel olarak hazırlanan “Gezgin Oyun Parkı” da minik ziyaretçilerle buluşurken, etkinlik boyunca çocuklara pamuk şeker ve patlamış mısır ikram edildi.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Felsefeden Mutfak İşlerine 23 Nisan Çocuk Evi’nde Yeni Dönem Başlıyor

    Çankaya Belediyesi 23 Nisan Çocuk Evi’nde Çocuk Hakları Birimi etkinlikleri, bahar atölyeleri ile başlıyor. Başvuruları 16 – 25 Nisan 2025 tarihleri arasında yapılacak 23 Nisan Çocuk Evi Çocuk Hakları Birimi; Resim, Seramik, Dans, Felsefe, Akıl Oyunları ve Haklarımı Öğreniyorum, Mutfak, Dikiş ve Sorumluluk Atölyeleri ile çocuklara yeni deneyimler kazandıracak.  

    Çankaya Belediyesi, çocukların nitelikli eğitim alması için yeni çalışmaları ve projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Bu çalışmaların başında gelen Çankaya Belediyesi 23 Nisan Çocuk Evi Çocuk Hakları Birimi yeni dönem kayıtları, 16 Nisan’da başlıyor. Çankaya’da ikamet eden 6-14 yaş arası çocuklara yönelik Resim, Seramik, Dans, Felsefe, Akıl Oyunları ve Haklarımı Öğreniyorum dersleri ile Mutfak, Dikiş ve Sorumluluk atölyelerine katılmak isteyenler 25 Nisan’a kadar Yaşamkent Mahallesi’nde yer alan 23 Nisan Çocuk Evi’ne başvuruda bulunulabilecek.

    YEPYENİ DERSLER VE ATÖLYELER
    Geçtiğimiz dönemlerden farklı olarak bu yıl 23 Nisan Çocuk Evi Çocuk Hakları Birimi “Hak Temelli Çalışmalar” dersleriyle birlikte günlük yaşam becerilerin aktarılacağı “Ben Halledebilirim” atölyeleri de programda yer alacak. Merkez yeni dönemde, mahalleler özelinde çocuk çalışmaları ve ‘Çocuk Hakları Çalıştayı’nın yanı sıra ‘Çocuk Meclisi’ne de ev sahipliği yapacak.

    23 Nisan Çocuk Evi Çocuk Hakları Birimi’nin yeni dönem atölye ve kursları şu başlıklarda açılacak:

    Atölyeler
    *Resim
    *Seramik
    *Akıl Oyunları
    *Dans
    *Felsefe
    *Haklarımı Öğreniyorum Atölyesi

    Günlük Yaşam Becerileri;

     

    Ben Halledebilirim Atölyeleri
    •⁠ Basit Mutfak İşleri
    •⁠ Basit Dikiş İşleri
    •⁠⁠ Sorumluluk Panom

    Hak Temelli Çalışmalar
    •⁠ Akran Zorbalığı
    •⁠ Siber Zorbalık
    •⁠ Dijital Kimliğim
    •⁠ Şiddetsiz Dil İletişimi
    •⁠ Kız-Erkek Aynı Haklara Sahibiz

    Katılımcı Çocuk Grupları
    •⁠ Mahalle Bazlı Çocuk Çalışmaları
    •⁠ Çocuk Hakları Çalıştayı
    •⁠ Çocuk Meclisi 

     

    Yaşamkent Mahallesi’nde yer alan 23 Nisan Çocuk Evi’ne başvurular bu yıl da yüz yüze yapılacak. Çocuk Evi atölyelerine başvuru ile ilgili ayrıntılı bilgiler, 0 312 543 30 38 numaralı telefondan alınabilir.  

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sabancı Üniversitesi bahara, sakuraların büyüsü ve Fazıl Say’la ‘merhaba’ dedi

    Türkiye’nin en büyük sakura popülasyonuna sahip olan Sabancı Üniversitesi Tuzla Kampüsü, ikinci sakura etkinliğine ev sahipliği yaptı. 12 Nisan’da gerçekleştirilen “Geleceğe Söz Ver” sakura etkinliğine binlerce öğrencinin yanı sıra iş ve akademi dünyasından çok sayıda seçkin konuk katıldı. Etkinlik ile yaratılan kaynak, bu yıl da “Geleceğe Söz Ver” burs programı kapsamında ihtiyaç sahibi gençlere destek için ayrıldı. 

     

    Sabancı Üniversitesi, geçtiğimiz yıl Türk-Japon ilişkilerinin başlamasının 100’üncü yılına ithaf olarak düzenlediği sakura etkinliğinin ikincisini 12 Nisan’da gerçekleştirdi. Türkiye’nin en büyük sakura ağacı popülasyonuna sahip olan Tuzla Kampüsü’ndeki “Geleceğe Söz Ver” Sakura Etkinliği bu yıl da oldukça hareketli geçti. Japon kültüründe yeniden doğuşu simgeleyen sakura ağaçlarının süslediği etkinlikte yaratılan kaynakla, bu yıl da “Geleceğe Söz Ver Burs Programı” kapsamında, Sabancı Üniversitesi’nde eğitim gören başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencilere destek sağlandı.  

     

    Etkinlik sonrası Fazıl Say unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu    

    2.000’e yakın sakura ağacının bulunduğu Tuzla Kampüsü’nde; manga atölyesi, yelken düğümü, sumi-e (Japon resim sanatı), sushi, parfüm/esans ve shodo (Japon kaligrafi sanatı) atölyelerinin yanı sıra otomobil test sürüşü ve çeşitli oyunlarla misafirlere keyifli anlar yaşatıldı. Yeme-içme, satış ve tanıtım stantlarının yer aldığı etkinlikte ayrıca hediye çekilişi de yapıldı. Etkinliğin gündüz programına eşlik eden DJ performansını Hey Douglas, Bir Adım Var Vakfı ve Koto konseri takip etti. Dolu dolu bir günün ardından dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say, Sabancı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen gala konserinde, misafirlere unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.    

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başa dön tuşu